Spoiler içeriyor
"Birisini düşlerinize kattığınız anda o kişi farkında olmasa bile ruhunun derinliklerinde bunu anında hisseder ve sizinle birlikte o düşü örmeye başlar." - Öncelikle rüyaları çok sevdiğimi söylemek istiyorum. Elimde olsa akşama kadar uyur, rüyalarda gezerim uyanınca da ilk işim o…devamı"Birisini düşlerinize kattığınız anda o kişi farkında olmasa bile ruhunun
derinliklerinde bunu anında hisseder ve sizinle birlikte o düşü örmeye başlar."
-
Öncelikle rüyaları çok sevdiğimi söylemek istiyorum. Elimde olsa akşama kadar uyur, rüyalarda gezerim uyanınca da ilk işim o rüyayı bir yere yazmak olur.
Bu arada itiraf edeyim bir uygulamayı sadece rüyalarımı yazmak için kullanıyorum ama daha haberci rüyalara denk gelemedim maalesef.
Kitabı da rüyalarla ilgisi olduğu için ekstra sevmiştim, ki konusu da ilgi çekiciydi.
Absürt komedi tarzında ciddiyetten bayağı uzak bir tarzı var ve bu da okurken daha çok merak etmemizi sağlıyor.
Açıkçası ben kitap okumuyor da dizi izliyormuş gibi hissediyordum. Bir de bu kitabı PDF halinde okuduğum için yorganın altına girip okuyordum çok güzeldi tavsiye ederim.
Kitabın ilk sayfasında çok ilginç bir gazete ilanı vardı ve bu ilanda bir genç hayatını satmak istiyordu. Kitaba başlamadan önce konusunu araştırmamıştım bu yüzden de ilanı okurken doğru mu okuyorum diye iki üç defa okumuştum.
Bu tuhaf ilanı dikkate alan Hector'un da bir amacı varmış ve bunun için de Hamit'e ihtiyacı varmış falan filan sıradan konular.
Aslında benim en çok dikkatimi çeken şey; Şevket Hakan Tuncel'in rüyasında Hector'un hayatını izleyebilmesiydi.
Arkadaşlar hani rüyalar on saniye sürüyordu?
Çok etkilendiğimiz rüyaları devam ettirebilmek için tekrar uyumaya çalışırız yaa bu adam rüyalara nasıl devam edebiliyordu? İşin kurgu kısmı bir yana, gerçekten böyle bir şey olsaydı nasıl olurdu acaba 🤔
Bu arada herkese anlattım ve burada da söylemezsem çatlarım. Bu kitabı okuduğum sıralar rüyalar hakkında ne kadar düşündüysem demek ki çok güzel bir rüya gördüm ve rüyamdaki kişiyi arıyorum jsjgjemf
Bunun için Şevket Hakan'ın yaptıgı yöntemi denesem mi acaba diye de düşünmüyor değilim..
Neysee kitaba devam edelim. Olcayto Fişek karakterinin çok detaylı işlemediğini düşünüyorum ve öğrencilerine çok üstten bakması, sürekli onları ezme çabası hiç hoş değildi.
Öğrencilerin sürekli birbirlerine laf sokma çabası, hiçbir şey bilmiyormuş gibi bir imajlarının olması da mantıksızdı. Yani koskoca sınıfta herkes mi Olcayto Fişek'in tabiriyle 'geri zekalı' olur?
Onun dışında ben öğrencilerin hayatlarını da çok merak ettim hatta rüyaların tabirlerini de merak ettim. Her şey çok yüzeyseldi sanki karakterlerde de konuda da bir eksiklik hissettim. Konusu çok farklı ve güzeldi fakat bazı şeyleri bağlayamadım. Mesela son kısımda " Panş ne alaka?"dedim. Sonu nasıl bağlandı anlayamadım.
Kitabın dili akıcıydı fakat çok argo kullanılıyordu ve bu rahatsız edici derecedeydi.
Bu arada kitabın 2000 yılında yazıldığına çok şaşırmıştım çünkü okurken yakın tarihte yazıldığını düşünmüştüm.