Raf Yorumu: mamafih (@mamafih)

Bu dizinin 78. bölümü bende bağımlılık yapmıştır. Akbabanın evinde tüm ekibin hesaplaştığı, eteklerindeki taşları döktüğü, aslan sütünün de etkisiyle kafayı kırdığı inanılmaz bir bölüm var. Bir dizi izlemekten çok bir bira açıp siz de ekibin yanına oturduğunuzu hissediyorsunuz. Döneminde toplumun…devamıBu dizinin 78. bölümü bende bağımlılık yapmıştır. Akbabanın evinde tüm ekibin hesaplaştığı, eteklerindeki taşları döktüğü, aslan sütünün de etkisiyle kafayı kırdığı inanılmaz bir bölüm var. Bir dizi izlemekten çok bir bira açıp siz de ekibin yanına oturduğunuzu hissediyorsunuz. Döneminde toplumun boka batışını, emniyet, adalet işlerini yürüten kurumlar içindeki çeteleşmeyi göstermiştir. Bunu yaparken karakterler üzerinden tükenmişliği, işlerin yolunda gitmeyişini, hayatın boktanlığını anlatır. Belki de bu yüzden Ankaranın grisi diziye cuk diye oturmuştur. Ankara her açıdan ters bir şehir. En zengin semtlerinin hemen yanında varoşluğun, metropollerdeki hızın yanında memur şehri olmasının verdiği sakinliğin, güzelliğin hemen yanında çirkinliğin bulunduğu tuhaf bir yer. Bir döneme kadar en ünlü camisinin hemen yakınlarında da genelev bulunurmuş. Bu yüzden Ankaranın grisi deyip geçmek olmaz çünkü grinin elli tonu varsa ellisini de görebilirsiniz. Mesela Ankaranın en gri olduğu yer Çankırı Caddesidir. İki yanı uzunca binalarla kaplı, bu binalarda pavyonların, ucuz otellerin, AIDS ve HIV gibi mahrem hastalıkların olduğu güneşin çok nadir doğduğu güzide bir caddemizdir. Sabah bu caddeden geçerseniz simitini alıp vergi dairesine giden memurları, kafası bir dünya pavyondan çıkan amcaları, hayat kadınlarını, derse yetişmeye çalışan öğrencileri, meth içmekten 20 kilo kalmış simsiyah tenli gençleri görebilirsiniz. Bu dizinin karmaşası bana hep Çankırı Caddesini hatırlatır. Ankarayı çok seviyorum ama günün sonunda hiç mutlu etmiyor, tünelin ucu bok gibi bir yere çıkıyor. Çok aşırı mutlu olsam bile günün sonunda Sakarya Caddesindeki kalitesiz, yere bastığında ayağının yapıştığı, rakının yanında peynirin küflü geldiği iğrenç barlarda içip derbedere bağlamış hissi veriyor. Ya da ben şu anda her açıdan bok gibi bir dönemden geçiyorum. Ankarada yalnız hisseden dostlarım varsa peynirin küflü gelmediği iğrenç bir bar buldum. Bütçe sebebiyle sadece bir bira ısmarlayabilirim ancak misafirim olabilirsiniz. Herkese bol şans.