Yaklaşık 4-5 sene oluyor. Pandemi döneminde Körlük okumuştum. Ne övgüler yağdıracabileceğim ne de amansızca yerebileceğim bir kitaptı diyebilirim. Fazla okunup fazlaca beğenilmesini biliyoruz olsa gerek lakin ben o gruptan değilim. Ve düşünüyorum ki elbette beğenmeyen, herkesin beğenisinin aksine farklı yorumlar…devamıYaklaşık 4-5 sene oluyor. Pandemi döneminde Körlük okumuştum. Ne övgüler yağdıracabileceğim ne de amansızca yerebileceğim bir kitaptı diyebilirim. Fazla okunup fazlaca beğenilmesini biliyoruz olsa gerek lakin ben o gruptan değilim. Ve düşünüyorum ki elbette beğenmeyen, herkesin beğenisinin aksine farklı yorumlar yapan okurlar da olmuştur.
Herkesin Kör olması ile başlayan bir distopya değil de Ölümün bir şekilde insanlardan elini eteğini çekmesiyle giriş yapılıyor kitaba. Diğer okurlar nasıldı bilmiyorum fakat ben Saramago'nun Ölüm, Din ve Siyaset konuları üzerine uzun mu uzun, bıkmadan usanmadan eleştiri yapacağını tahmin etmemiştim. Yazarın görüşünü, "Körlük" ile birlikte tanımıştım elbette ama en azından o roman gibi de içerisinde yer yer hareketlenme, karakterlerden daha fazla diyalog ve en önemlisi de "Karakter" beklerdim. Sanıyorum bu konuda birçok kişiyi hayâl kırıklığına uğratmıştır kitap.
Böylesine herkesin ilgisini çekebilecek bir konu ile akıcı olmayan ve sıkıcı bir anlatım hiç yan yana gelememiş. Roman okuyorsak kurgunun gezip dolaştığı mekânları hissetmemiz gerekir. Saramago'nun ironik bir dille ölüm hakkındaki siyasî ve dinî eleştirilerini okumaktan başka bir şey yaptığımızı düşünmüyorum. Hasılı kitabı biraz vakit kaybı olarak görmüyor değilim.
Dedim değil mi yukarıda? Evet böyle de düşünüyorum. Vaktimi aldığını, yoğun günlerimde okumaya ayırabildiğim o güzel anların kitaba ettiğim sitemlerle dolu olduğunu inkâr edemem. Hâl böyle devam ederken bir yarım saat kadar öncesinde son 20-30 sayfayı okuyorken daha farklı hissetmeye başladım. Bunun sebebinin sayfalarda gezinen romantik ve hafif buruk hava olduğunu kim söyleyebilirdi ki? Özellikle bu kitabı beğenmeyen ben... Evet beğenmedim, yine söylüyorum. Ancak bir giz varmış bu kitapta ve Saramago onu sona saklamış. Genel olarak okuması en sürükleyici yer de son kısımlardı diyebilirim. Saramago'nun ölümü son derece materyalist bir kafayla betimlediğini de unutmamak gerek. Böyle bir basitlik atfetmek, bana göre saçma bir durum.
Bahsettiğim son kısımları beğenmiş olmam, eserden bir mana çıkarabildiğim manasına da gelmiyor. Öyle ki savsak, ne anlattığı tam olarak belli olmayan, oradan buradan, eleştirel bir yazı olarak görüyorum. Hatta biraz daha anlatmak istersem makale okuyormuş yahut bir dergi okuyormuş havasına giriyorsunuz bazen. An geliyor ki, Saramago okuyucunun sıkılmış olduğunu anlayarak kurnazca cümleler sıkıştırıyor anlattıklarının arasına.
Modernizmin hayatımıza yerleşmesi ile birlikte pek çok değişiklikler oldu ve bundan tüm sanat dalları da etkilendi. Bu etkilenişi eserlerine yansıttı. Ancak bu modern edebiyatın bazı eserlerinin çok güzel bazılarınınsa gereksiz yoğun, bir yere varılamayan, safsatadan ibaret olduğunu/olabileceğini düşünüyorum. Bu kitabı bir arkadaşıma veya değer verdiğim birisine önerir miyim? Hayır.