Spoiler içeriyor
İlk filme göre bıraktığı etki iyi değildi. Etkileyici bir konuyu fazlaca soyut ele alıp sembollerle boğarak etkileyememeyi başarmışlar. Tebrik etmek lazım, kolay iş değil sonuçta zoru başarmışlar 😂 İlk filmden daha vahşi ve rahatsız edici bir ortam tasviri yapmışlar ama…devamıİlk filme göre bıraktığı etki iyi değildi. Etkileyici bir konuyu fazlaca soyut ele alıp sembollerle boğarak etkileyememeyi başarmışlar. Tebrik etmek lazım, kolay iş değil sonuçta zoru başarmışlar 😂
İlk filmden daha vahşi ve rahatsız edici bir ortam tasviri yapmışlar ama ne anlatmaya çalışmışlar, çözebildiğimden tam emin değilim. Filmi anlayabildiğim kadarıyla yorumlamak istiyorum. Bundan sonrası spoiler⚠️
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Öncelikle iki film arasındaki bağlantı çok karmaşık olmuş, o yüzden de film tam oturmamış, havada kalıyor.
Bu devam filminin ilk filmin öncesini konu ettiğini düşünüyorum çünkü ilk filmdeki ölen yaşlı adam burada sağ çıkıyor karşımıza ve ilk filmde Salyangoz lakaplı adam toplam kaç kat olduğunu sorduğunda yaşlı adam en fazla 202. kata indiğini, aşağıda daha çok kat olduğunu, kimseyi öldürmediğini ama aç da kalmadığını söylüyordu. Demek ki ikinci filmde isyan grubuyla indiği katı söylemiş ve aşağıdaki adamları yedikleri için de aç kalmamış.
Bir de o kolu kesilen kız finalde en aşağıya, karanlık boşluğa inmesinin hemen ardına ilk filmdeki Salyangoz geliyor. Kısacası bu detaylardan anladığım bu devam filminin ilk filmin öncesini ele aldığı.
Ama ikinci bir ihtimal olarak bu olaylar ilk filmin sonrasına ait olup sadece ilk filmdeki oyunculara gönderme de olabilir. Çünkü mantıksız detaylar da vardı. İkinci filmde yaşlı adam bıçağını kıza verdiyse ve devamında ilk filmde Salyangoz'un yanına düştüyse bıçağı nasıl tekrar eline geçti? Oturmayan bir şeyler var yani, bilemedim.
Neysem gelelim filmin sembolik zımbırtılarına... O en alttaki karanlık boşluk bence ölümü simgeliyordu çünkü ölen herkes oradaydı ve kat değişiminde görevliler cesetleri de oraya gönderiyorlardı. Yani kurtulmak için o karanlığa inen herkesin öldüğünü düşünüyorum, bu yanıyla da belki bu dünyadaki acılardan tek kurtuluş ölümdür, denmiş olabilir.
Adeta en dibi görmeden yükselemezsin edasıyla platformun üzerinde en aşağı inip sonra da en tepeye çıkarak kurtulmayı düşünenlerin kurtulamamış olması, yani ilk filmde Salyangoz'un, ikinci filmdeyse kızın en aşağı indiklerinde sadece çocukları platformda bırakmaları da sanırım yetişkinler için bazı şeylerde geç kalındığı ancak gelecek nesillere, çocuklara fayda sağlanabilineceğini düşündürdü.
Çocukların debelendiği piramit kısmıysa sanıyorum hapishanenin en tepesindeydi ve doğumu simgeliyordu. Buraya kadar tamam, bir mânâ bulunabiliyor en azından ama piramitte en tepeye çıkan siyahi çocuk neden en alttaki 333. kata alındı, bunu çözemedim. Belki hayata sıfırdan, en dipten başlamak anlamında olabilir...
Bu en tepedeki piramit (yani doğum) ve en alttaki karanlık boşluk (yani ölüm) arasındaki her kat da insanın yaşam yolculuğunu simgeliyor gibiydi ve burada da insanları üç grup üzerinden değerlendirmişler: Aşağıdakiler, yukarıdakiler ve düşenler.
Filmin asıl eleştirisiniyse hayattaki zenginlik ve fakirlik üzerine aldım ben. Yukarıdakiler (yani zenginler) ve aşağıdakiler (yani fakirler) hayat sürecinde değişkenlik gösterebilecek bir durum diyor film ama kaynaklar eşit dağıtılırsa herkese yeter, herkes doyurulabilir fikrine çok sert bir eleştiri getirmiş. Ne yaparsanız yapın kaynakların herkese eşit dağıtılması imkansız diyordu film çünkü hiçbir zaman o platforma 333 kattaki 665 insana yetecek kadar yemek (kaynak) konmuyordu. İlk filmde de bu adaletli dağıtım üzerine gitmişlerdi, Salyangoz ve siyahi adam platformla aşağı inerken ilk 50 kat zaten her zaman yiyor diyerek 51. kattan itibaren yiyecekleri azar azar pay etmelerine rağmen daha 250'lere gelmeden bütün yiyecekler tükenmişti ki altta kaç kat daha vardı. Aynı anda herkesin doymasının mümkün olmadığını görmüşlerdi.
İkinci filmde de adaletli dağıtım maksadıyla yine benzer bir düzen kurmuşlar, herkes sadece söylediği yiyeceği yiyecek diye başkalarını öldürüp yiyeceklerine el konmasını da engellemek adına ölenlerin yiyeceklerini de çöpe atıyorlardı ki daha da beter bir sistem, aşağıya hiçbir şey kesinkes kalmamış oluyordu.
Acaba herkesin doyması için en mantıklı çözüm ne olurdu diye düşündüm. Bence 333 katı üçe bölüp her gün 100 kat yese sorun çözülürdü. Yani mesela birinci gün 1-111. katlar arası, ikinci gün 112-222. katlar, üçüncü gün 223-333. katlar gibi... Bir ay boyunca üç günde bir herkes doymuş olurdu ama gel de bunu en altta bir ay acından kıvranmış, insanlıktan çıkmışlara anlat, en üst kata denk geldiklerinde fedakârlık yapmalarına ikna et... Sonuçta nereden emin olacaklar bu ay fedakârlık yapsalar, diğer ay da başkaları onlar için kesin fedakârlık yapacağından :')
Kısacası film bazıları aç kalmadan bazıları asla doyamıyor demiş ve böylece gayet ilginç bir noktaya değinmiş.
Bu filmde adaleti (şüpheli) sağlayan adamın kör oluşu da böyle bir ortamda, insanın adaletli olabilmesinin ne denli zorlayıcı olduğunu, adaletin körleştiğini de göstermiş. Kuralları uygulamadaki şiddeti ve baskısı insanları yaşatmak yerine cezalandırmak üzerine olması da fazlasıyla rahatsız ediciydi...
İki filmin de ortak noktası hiçbir şeyin düzelmediği, sorunların hep tekrarlandığı, karamsar ve hazin bir kaosun hep tekerrür ettiği düzen eleştirisi olmuş.
Son olarak aklıma takılan ve çözemediğim bir kısım daha... Bu ikinci filmde kız hapishaneye girmeden evvel anlattığı erkek arkadaşının çocuğunun mu ne ölümüne sebep olmuş ya hani, kızın yaptığı vahşi köpek heykelinin pençesi çocuk koşarken düşünce çocuğun gözüne saplanmış ve çocuk ölmüş. Bunun bir anlamı, mesajı var mıydı? Niye böyle vahşi bir hikâye anlatılmış, mantığı neydi, çözemedim.
Ama bunun üzerinden bağlanan insanın zihni kendine hapishane olunca nereye giderse gitsin, insanın zindanı da peşinden geliyor düşüncesi güzel ve etkileyiciydi.
En sonda kız Salyangoz'a "Sen de mi buradasın" diyerek sarıldığında acaba bu mevzubahis erkek arkadaş Salyangoz muydu, ölen çocuk da onun çocuğu muymuş diye de düşündüm bir ara. Belki de ikisinin de o iki çocuğu kurtarmaya çalışmaları bu kayıplarından dolayıydı.
Bir de yerçekimsiz ortam ne alakaydı? Asıl en alttaki o karanlıkta zombimsi insanlar da neyin nesiydi? Film cevaplardan öte sorulara soru katıyor, havada kalan yanları bitmiyor...
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
⚠️Spoiler bitti⚠️
Yanisi filmde o kadar çok şey yoruma açık ve soyut bırakılmış ki özellikle de sonunun bu kadar havada bırakılmasını hiç sevmedim. Konu çok iyi ama acımadan çatır çutur harcanmış bir film olmuş. Çok daha iyi işlenebilirdi.
6/10
⭐⭐⭐⭐⭐⭐☆☆☆☆