Çok yüksek bir beklentiyle izledim.
Büyük bir korku filmi tutkunu ve favori korku unsuru vampir teması olan biri olarak, beklentilerimi fazlasıyla karşıladı. Kolay kolay gerilip korkmayan biri olarak ilk defa gerçekten gerildiğimi hissettim. Bazı sahnelerde yerimden doğrulma ihtiyacı duydum.
Her…devamıÇok yüksek bir beklentiyle izledim.
Büyük bir korku filmi tutkunu ve favori korku unsuru vampir teması olan biri olarak, beklentilerimi fazlasıyla karşıladı. Kolay kolay gerilip korkmayan biri olarak ilk defa gerçekten gerildiğimi hissettim. Bazı sahnelerde yerimden doğrulma ihtiyacı duydum.
Her şeyden önce oyuncu kadrosu çok sağlamdı. Her oyuncu yerinde ve özgün bir şekilde performans sergilemiş. Lily-Rose Depp ' in performansını beğenmeyen izleyiciler olmuş. Şahsi fikrim karakterin arada verdiği yavan tepkilerin kasıtlı olduğu yönünde. Demek istediğim yönetmenin bunu bilerek filme kattığı. Sebebi ise 19. yüzyıl toplumunda kadının rolünü ve ataerkil sistemin bakış açısını daha rahat yansıtabilmek için, karakterin yaşadığı trans durumunu basit bir histerik kriz ile karıştırılabilecek durumda diğer karakterlere ve seyirciye sunmak. Bu sayede rasyonel zihniyetin algısında karışıklık oluşturup senaryonun kompleksini yansıtmak.
Ayrıca Bill Skarsgard'ın performansını olumlu anlamda eleştirmeden de geçemeyiz. İster istemez Pennywise rolü ile bir kıyaslama içine girdim ve gözlemlerim Pennywise'ın peri masalı prensesi gibi kaldığı yönünde. Aktörün kendini kesinlikle geliştirdiğini düşünüyorum.
Kont Orlok'un aksanının yansıtılmasının yanı sıra dış görünüşünün, bıyık ve burun detayının, o dönem Transilvanyasındaki insanların ve tarihteki Voyvoda'nın ırksal özellikleri ile aynı olması kesinlikle çok önemli bir detaydı.
Müziklerin, tıpkı Hitchcock'un Psycho filmindeki duş sahnesindeki bıçaklanma ile kemanların birleşiminin ortak bir metin sunması gibi, burada da kompozisyonla harmanlanmış olduğunu düşünüyorum. Metnin ilerleyişindeki iniş çıkışlar, saldırı ve çaresizlik anları notaların iniş çıkışları ile doğru orantılıydı.
Nosferatu kelimesinin kökeninin Yunanca'daki veba taşıyıcı kelimesinden gelmesi ve veba temasının dehşetinin işlenmesi de takdire şayan.
360° kamera çekimleri gerilimi kesinlikle artırdı ve seyircinin dikkatini kendine daha çok çekti. Jumpscare sahneleri tam yerinde, öz ve mantıklı kullanılmış, amaç sadece seyirciyi korkutmak olmamış bunu ayrıca takdir ettim.
Drakula kitabıyla aynı olan kısımlar da vardı, değiştirilen yerler de. Kont'un vampir oluş sebebi farklı işlenmiş. Bir emlak işi için Kont'un kalesinin ziyaret edilişi ise benzer yönler arasındaydı.
Eski Drakula filmi ve kitabındaki Kont Drakula ile Kont Orlok kıyaslaması yapacak olursak, bu uyarlamadaki Kont'un yakışıklı bir beyefendi temasından uzaklaştırılıp, tabiatının özünü daha net yansıtan grotesk ve abyekt görünümü ; kompozisyondaki anarşik ve diyonizyak şeytani durumu tam anlamıyla ortaya koymuş.
Centilmen vampir görüntüsüne karşı değilim ancak Modern sinemaya farklı bir bakış açısı katılması beni memnun etti.
Büyük bir vampir tutkunu olarak ilk defa bir vampirden tam anlamıyla tiksinti duydum ve sonunda ölmesini bekledim ama olup olmayacağından emin değildim. Sonunu tahmin edemediğim nadir filmlerden. Beklentim karşılandı mı, Nosferatu'ya ne oldu ? Bilmek istiyorsanız, korku gerilim ve vampir teması ilginizi çekiyorsa ve benim bahsettiğim yorumları siz de gözlemlemek isterseniz kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim.
10/10