Nuri Bilge Ceylan'ın en iyi filmi değil kesinlikle. Ama perspektif vermek isteyen ve çok başarılı olan bir iş. Ki filmin içinde zaten başrol sık sık fotoğraf çekiyor bunu da belli ediyorlar yani. Yine başrolün kendi bakış açısıyla seslendirdiği monologlar çok…devamıNuri Bilge Ceylan'ın en iyi filmi değil kesinlikle. Ama perspektif vermek isteyen ve çok başarılı olan bir iş. Ki filmin içinde zaten başrol sık sık fotoğraf çekiyor bunu da belli ediyorlar yani.
Yine başrolün kendi bakış açısıyla seslendirdiği monologlar çok yeterli olmuş. Neyse ki onu uzatmamışlar. Bunu söylüyorum çünkü:
Film gereksiz uzun. Gerçekten gereksiz. Tamam Nuri Bilge Ceylan'ın klâsik bir esprisi de var uzun uzun diyaloglar, yürüme sahneleri vesaire... Ama gerçekten çok ya. Yani bu kadar karda yürüme sahnesini çekmeye gerek var mıydı ya da evlerde geçirilen uzun uzun sahneleri bu kadar uzatmaya gerek var mıydı bilmiyorum. Dış mekan çekimleri genelde bir hava verir insana, ya da izleyenin kendi çıkamadığı, düşünmediği zamanları aklına getirir ama iç mekanlarda sık sık bunu yapmak bir yerden sonra boğuyor insanı. Üstelik bunu her iç mekanda yaşamak çok sıktı. Bir tek veterinerin mekanında olmadı bu orada sürekli bir sohbet vardı. Zaten en güzel ikinci sahne de oradandı bana kalırsa. Bilerek kötü yanlarını anlatıyorum çünkü Nuri Bilge Ceylan kalitesinde bir adam zaten ortalamayi her şekilde geçiyor. Birçok iyi şey var. Görüntü kalitesi, çekimler, diyaloglar, kurgu, ses her şey harika. Ancak göze çarpan şeyler de biraz fazla bence. Son bir şey daha söylemem gerek. Merve Dizdar'ın neden Cannes'da ödül aldığını anlamış oldum böylece. Filmde ciddi ciddi, eylem için kendi kendini patlatıp onlarca insana zarar veren, hatta kendine bile zarar veren birini savunuyor Merve Dizdar'ın karakteri Nuray. Gerçekten korkunç bir bakış açısı olmakla birlikte, sosyalist ve komünist ideolojiye inananların ne kadar sapkın olabileceğini de görebiliyoruz. Sosyalizm de komünizm de kendi içlerinde çok iyi şeyler ancak bunlar ideoloji ve ideaya inanmak değil, onu anlamak gerekir. Davranışların sapkın olduğu bir şey varsa ortada, o şey dinleşmiş demektir. Çünkü ancak dinlerde vardır bu kontrolsüz güçlü bağ. Doğru ya da yanlış. Ancak bunu bir ideaya bağladığınızda ya "terörist" ya da "faşist" olursunuz. Filmde de Nuray karakteri bu "terörist" kişilerden. Üstelik karşısında bir "faşist" olmaması bana çok iyi geldi. Çünkü korkum buydu. Standart bir sağcı solcu kavgası gibi olmaması bence harikaydı. Samet yani başrolümüz, realistliği savunuyordu filmde. Bu da taraf olmamak demek ki, aslında filmde, taraf tutmamak bile bir taraf olmak demek felsefesini doğurdu ki bence en mükemmel alt metin buydu. Gerçekten filmi o kadar izlediğime değdi mi şüphesi ile yaklaşırdim o sahne olmasaydi. Tabi bunun dışında Nuray'ın, kadın ve erkeğin toplumda ahlak diye ele aldığı şeyleri sorgulamasını da sağlaması Nuray için bir artı puan ayrıca. Ayrıca küçük bir köyde yaşanabilecek şeylere de ufak ufak güzel dokunuşlar yapılıyor. Ancak bu ufak dokunuşlar sürekli verildiği için aslında kümülatif bir anlam veriyor bizlere. Bu da yine filmin kalitesini yükselten bir faktör. Gerçekten 3 saat 17 dakika Çok fazla, bu kadar uzaması da yanlış bence ama değer. Yani sanat zevki, film zevki tatmak isteyen birinin keyif alacağı bir film. Aynı anda düşünmeye iten de bir film. Tavsiye ederim.