Ali Teoman'ın 2002 yılında yayımlanan ve ilk romanı olan Uykuda Çocuk Ölümleri nam-ı diğer UÇÖLÜM aynı zamanda Konstantiniyye Üçlemesi'nin de ilk kitabıdır. Postmodern bir kurguya sahip olan romanda, pazartesi sabahı Şirket'teki işine geldiğinde masasının üzerinde adının yazılı olduğu bir zarf…devamıAli Teoman'ın 2002 yılında yayımlanan ve ilk romanı olan Uykuda Çocuk Ölümleri nam-ı diğer UÇÖLÜM aynı zamanda Konstantiniyye Üçlemesi'nin de ilk kitabıdır.
Postmodern bir kurguya sahip olan romanda, pazartesi sabahı Şirket'teki işine geldiğinde masasının üzerinde adının yazılı olduğu bir zarf bulan Memur Xeno ya da Memur X'in, zarfın içinden çıkan bir notta yazan adres ve kişiyi bulmasıyla başlayan olaylar, okuyucuyu ilginç karakterleri olan gerçeküstü, fantastik ve grotesk bir atmosferde büyülü ve masalsı bir yolculuğa çıkarır. Eski ve yeniyi harmanlayarak kendine özgü bir evren yaratan yazar, yarattığı bu evrenin dehlizlerinde ve katmanlarında mesleği olan mimarlık bilgilerini ve tecrübelerini de olağanüstü bir şekilde kurguya yedirmiştir.
Roman, İstanbul’da geçer ancak farklı biçimlerdeki anlatıların içeriğiyle ilgili olarak yer yer Konstantiniyye ya da Bâb-ı Alî şeklinde tarihte kullanılan eski isimleriyle de anılan İstanbul’da geçmişe ve modern zamana ait yaşantılar aynı anda verilir. Kitabın kahramanı Xeno, farklı medeniyetlerin beşiği olan bu kentin üzerine kurulan Şirket'teki dehlizlere ve alt katmanlara indikçe Osmanlı ve Bizans kalıntıları olan mekânlara, el yazmalarına ya da farklı kültürel kalıntılara rastlar. Dolayısıyla Xeno’nun yolculuğu, yerin altına doğru yapılan bir yolculuktur.
Ali Teoman da bir söyleşisinde bu kitabı birçok kitabın şeması üzerine oturtmaya çalıştığını dolayısıyla okuyucunun da bu kitabı Cervantes'in Don Kişot'u, Carroll'un Alice Harikalar Diyarında'sı, Dante'nin Cehennem'i, Conrad'ın Karanlığın Yüreği, Joyce'un Ulysses'i ya da Homeros'un Odysseia'sı olarak okuyabileceğini söyler.
Aynı şekilde roman okuyucuya da Xeno’nun karşılaştığı tuhaf karakterler ve garip olaylar, birden daralan yahut genişleyen mekanlarla Alice Harikalar Diyarında’yı, Xeno'nun çalıştığı şirketin yapısı itibariyle Orwell'in 1984'ünü ya da Kafka'nın Dava'sını, farklı katmanlar halinde yerin altına doğru derinleşen, Şirket'ten arzın merkezine inmesiyle Dante’nin Cehennem'ini, bazı bölümlerde de imla ve dil kurallarını yok sayan bir üslubun kullanılmasıyla Ulysses’i yer yer de Atay'ın Tutunamayanlar'ını anımsatır.
Romanın ilk yarısında birinci tekil anlatıcı olan ana karakter Xeno'yu, diğer yarısında ise üçüncü tekil anlatıcıyı kullanan yazar, çoklu anlatıcı kullanımıyla okuyucunun hem kahramanla özdeşleşmesini hem de ona dışarıdan eleştirel bir açıyla bakmasına da olanak sağlamıştır.
Sözlük formunda yazılmış ansiklopedi maddeleri, şiirler, resmi belge tarzındaki raporlar, dilekçeler ve mektuplarla da zenginleştirilen romanda, mekan gibi zaman kavramı da dallanıp budaklanan belirsiz ve karmaşık bir niteliğe sahiptir. Birinci tekil anlatımlarda yani Xeno'nun henüz şirketin alt katmanlarına inmediği bölümlerde ara ara verilen saatlerle bir zaman mefhumu oluşturulmuşsa da üçüncü tekil anlatıcıya geçtiğinde ve Xeno alt katmanlara doğru ilerlemeye başladığında zaman mefhumu da giderek kaybolmuştur.
Yine romanda kahramanlar, matematikte bilinmeyen olarak kullanılan X, Y ve Z harfleriyle özdeşleştirilmiştir. Aynı şekilde Xeno'nun yolculuğu boyunca karşılaştığı karakterlerin isimlerinin baş harfleri de karakterlerin özelliklerine göre ustalıkla oluşturulmuştur.
Galip Özden Terzi (GÖT) - Kasa Hırsızı
Hıdır İdris Nevbahar (HİN) - Gece Bekçisi
Davud Ekrem Vakanüvisoğullarıgiller (DEV) - Çöp Toplayıcısı
Kazib Ökkeş Rakkas (KÖR) - Kıdemli Et Hamalı
Keşşaf Uzman Labiri (KUL) - Yüksek Mimar ve Mühendis
Toplam 41 bölümden oluşan romanda, son bölüm 0 (sıfır) ile numaralandırılarak herşey açıklığa kavuşmuş ve Zümrüdüanka ile medeniyetin yıkılarak yeniden inşa edilmesine de gönderme yapılmıştır.
Oldukça akıcı ve sürükleyici bir üslupla kaleme alınan romanda, yazarın zekasına hayran kalmamak mümkün değil. Mesleği olan mimarlık ve hobileri olan eski yazı ve Osmanlıca gibi hakim olduğu konuları kurgusuna ustalıkla serpiştirip, yaptığı oyunlarla bulmacayı çözmeye çalışan okuyucuyu da yarattığı evrenin dehlizlerinde ve katmanlarında peşinden sürükleyen Ali Teoman'ın kalemiyle tanışmaktan büyük keyif aldım. Kitapla kalın...
Notum : 10/10