"𝐵𝑢 𝑧𝑎𝑚𝑎𝑛𝑎 𝑘𝑎𝑑𝑎𝑟 𝑒𝑟𝑘𝑒𝑘 𝑘𝑎𝑑𝚤𝑛𝑎 𝑘𝑎𝑟𝑠̧𝚤 𝒔𝒐𝒑𝒂 𝑘𝑢𝑙𝑙𝑎𝑛𝚤𝑟𝑑𝚤. 𝐵𝑖𝑧 𝑏𝑢𝑔𝑢̈𝑛 𝑜𝑛𝑙𝑎𝑟𝚤𝑛 𝑘𝑎𝑟𝑠̧𝚤𝑠𝚤𝑛𝑎 𝑦𝑎𝑙𝑛𝚤𝑧 𝒎𝒂𝒏𝒕𝜾𝒌 𝑣𝑒 𝒂𝒅𝒂𝒍𝒆𝒕 𝑠𝑖𝑙𝑎ℎ𝚤𝑦𝑙𝑎 𝑐̧𝚤𝑘𝚤𝑦𝑜𝑟𝑢𝑧." Bazı kitaplar vardır, sadece bir hikâyeyi anlatmaz; size bir dönemi yaşatır, o dönemin insanlarını ve toplumsal yapısını bütün karmaşıklığıyla hissettirir.İşte Meyhanede Hanımlar…devamı"𝐵𝑢 𝑧𝑎𝑚𝑎𝑛𝑎 𝑘𝑎𝑑𝑎𝑟 𝑒𝑟𝑘𝑒𝑘 𝑘𝑎𝑑𝚤𝑛𝑎 𝑘𝑎𝑟𝑠̧𝚤 𝒔𝒐𝒑𝒂 𝑘𝑢𝑙𝑙𝑎𝑛𝚤𝑟𝑑𝚤. 𝐵𝑖𝑧 𝑏𝑢𝑔𝑢̈𝑛 𝑜𝑛𝑙𝑎𝑟𝚤𝑛 𝑘𝑎𝑟𝑠̧𝚤𝑠𝚤𝑛𝑎 𝑦𝑎𝑙𝑛𝚤𝑧 𝒎𝒂𝒏𝒕𝜾𝒌 𝑣𝑒 𝒂𝒅𝒂𝒍𝒆𝒕 𝑠𝑖𝑙𝑎ℎ𝚤𝑦𝑙𝑎 𝑐̧𝚤𝑘𝚤𝑦𝑜𝑟𝑢𝑧."
Bazı kitaplar vardır, sadece bir hikâyeyi anlatmaz; size bir dönemi yaşatır, o dönemin insanlarını ve toplumsal yapısını bütün karmaşıklığıyla hissettirir.İşte Meyhanede Hanımlar da benim için tam olarak böyle bir eserdi. Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın kalemine aşina olduğum için bu kitabı okurken diline ve üslubuna karşın yabancılık çekmedim; aksine, tanıdık bir dostla konuşup sohbet ediyormuş gibi hissettim.
Kitabın konusu, kadınların toplumda kendilerine çizilen sınırları aşarak meyhane gibi yalnızca erkeklerin bulunmasının doğal karşılandığı bir alana adım atması üzerine kurulu. Bu basit gibi görünen olay, aslında dönemin ahlak anlayışını, kadına bakış açısını ve toplumsal çifte standartları sorgulayan bir hikâye üzerine kuruluyor. Gürpınar meyhaneye giden kadınların çevrelerinde yarattığı şaşkınlık ve dedikoduları, yargılanmaları ve baskıları olağanca gerçekçi bir şekilde bizlere aktarmayı başarmıştır. Sanırım Gürpınar'ın en çok da bu yönünü seviyorum. Sanki kelimeleri okumuyor, sayfaları çevirmiyor olayın içerisinde, farklı bir gerçeklik içerisinde bulunuyorum.(Farklı demekten kastım, zaman bakımından yoksa gerçeklik tam olarak gerçek :)) Bu da kitaba ve yazarına olağanca yaklaşmamı sağlamış oluyor.
Kitabımızın karakterleri, sadece toplumsal kurallara karşı değil, kendi içsel çatışmalarına karşı da büyük bir mücadele veriyor özellikle kadınların, dönemin katı yasaklarını ve baskılarını aşmaya çalışmaları gibi.Gürpınar, kadın karakterleri öylesine derinlemesine ve gerçekçi işlemiş ki, onların cesareti ve korkuları, yalnızca birer başkaldırı olarak değil, sanli insanın içindeki çatışmaların bir yansımasıymış gibi. Akabinde erkek karakterlerin, kadınların 'özgürleşme' çabalarına verdikleri tepkiler de oldukça gerçekçi. Daha ne kadar gerçek, gerçekçi kelimesini kullanacağım acaba çok merak ediyorum kskskdksks
Bir yanda toplumsal normları savunmaya çalışan, diğer yanda ise bu cesareti içten içe takdir eden bir bakış açısına sahip olmaları, dönemin erkek bakış açısını oldukça realistik bir şekilde sunuyor. (başka kelimeler de bilmiyor değiliz yani(ʘᴗʘ✿))
Gürpınar’ın bu kitabında yer verdiği mizah, aslında yalnızca güldürme değil güldürürken düşündürme amacı güdüyor. Şahsen kitaptaki tartışma ve arbededen ayrı bir zevk aldım, (normalde böyle düzeyi düşük tartışmalardan zevk almam) Canım yazarımın dilinden olsa gerek.
Sonuç olarak, Meyhanede Hanımlar yalnızca keyif aldığım bir kitap olmasından değil bununla beraber o zamanın toplumsal yapısını sorgulamak ve kadınların toplumdaki yerini görmek adına önemli bir eser oldu. Sayfa sayısı oldukça az olduğundan hepinize önerebileceğim kitaplardan biri.
👨👦"Fransız artistleri yüzlerini boyamakla sahnede ne kadar Arap olabiliyorlarsa siz de ruhları bize daima yabancı kalarak döndürülmüş piyeslerde işte o kadar başarılı olabilirsiniz."