"Neden olmasın, belki de dünyanın kendisi anlamdan yoksundur." Karakterlerin iç dünyalarını olduğu gibi kağıda aktaran bilinç akışı tekniğiyle yazılmış tek günü anlatan bir hikaye. Kimisi için boğucu gelmiş ancak ben bu kitabı tek cümleyle bir magnum opus olarak tanımlarım. Beni…devamı"Neden olmasın, belki de dünyanın kendisi anlamdan yoksundur."
Karakterlerin iç dünyalarını olduğu gibi kağıda aktaran bilinç akışı tekniğiyle yazılmış tek günü anlatan bir hikaye.
Kimisi için boğucu gelmiş ancak ben bu kitabı tek cümleyle bir magnum opus olarak tanımlarım. Beni hiç sıkmadı ve geç saatlere kadar elimden bırakamadım.
Her karakterin hikayesi, o kısacak bir gün içinde zihinlerinde önemsiz olaylar için ne kadar derine indikleri ve düşüncelerinin ne denli çabuk değiştiğini profesyonel bir gerçekçilikle kaleme almış. Sanki kitap okumuyordum da yürüyüşteyken monolog yapıyordum.
20.yy.ın en sevdiğim yazarlarından Virginia Woolf, gözlem yeteneğini, farklı insan tiplerinin başkalarının hayatlarındaki silik izlerini ve yaşamda başıboş süzülüp geçmelerini yine yerinde bir anlatımla ortaya koymuş.
Clarissa'nın Mrs. Dalloway olmasını, duygularına ve arzularına rağmen hem insanları tanıyabilmesi hem de öz farkındalığa sahip olması nedeniyle, evlilik hayatı için uzun vadeli etkiye sahip bir seçim yapmasını konu almış.
Yalnız kitabın tekniğine alışık olmayan okurlar için yazarın üslubuna alışmak ve kitaba hakim olmak biraz zaman alıyor. Gözünüzü korkutsa bile devam etmenizi ve birkaç sayfa beklemenizi tavsiye ederim.
♤
"Zira evlilikte gece gündüz aynı çatı altında yaşayan insanlar birbirine biraz serbestlik, biraz nefes alma fırsatı tanımalıdır."
"Kendini çok genç hissediyordu; aynı zamanda anlatılmaz derecede yaşlı. Bir bıçak gibi kesip her şeyin içinden geçiyordu; aynı zamanda dışarıdaydı, seyre dalıyordu."
"Taksileri izlerken geçmek bilmez bir hisse, uzakta, uzakta, denizde çok uzaklarda ve yalnız olduğu hissine kapılırdı; Bir gün bile yaşamanın çok ama çok tehlikeli olduğu hissinden asla kurtulamamıştı."
"Kızla olanı kaçamağı; o uydurmuştu, insanın hayatının büyük bir kısmını kendisinin uydurması gibi."
""Zaman" kelimesi kabuğunu yardı; zenginliklerini onun üstüne boca etti; ve dudaklarından sert, beyaz, yok edilemez kelimeler birer top mermisi gibi, bir rendeden dökülen taşlar gibi döküldü ve zamana methiyedeki, zamana ölümsüz bir methiyedeki yerlerini almak üzere uçtular."
"Böyle bir dünyaya çocuk getirilemez. Kalıcı duyguları olmayan, olsa olsa kâh şu yöne kâh bu yöne meyleden geçici hevesleri ve kibirleri olan bu şehvet düşkünü hayvanların soyu sürdürülemez ya da acıları kalıcılaştırılamaz."
"Her zaman aşık, her zaman yanlış kadına aşık Peter. Nedir senin aşktan anladığın?"