Agatha Christie’nin en ünlü ve en çarpıcı eserlerinden biri olan On Küçük Zenci, baştan sona mükemmel kurgulanmış, soluksuz okunan bir kitaptı kesinlikle. Yazar, bu kitabında tek bir mekânda geçen olayları öyle ustalıkla işliyor ki, okur olarak sürekli bir gerilim içinde…devamıAgatha Christie’nin en ünlü ve en çarpıcı eserlerinden biri olan On Küçük Zenci, baştan sona mükemmel kurgulanmış, soluksuz okunan bir kitaptı kesinlikle. Yazar, bu kitabında tek bir mekânda geçen olayları öyle ustalıkla işliyor ki, okur olarak sürekli bir gerilim içinde kalıyorsunuz.
Kitap, on farklı kişinin davet edildiği ıssız bir adada geçiyor. Karakterler, kendilerini bir süre sonra ürkütücü bir bilmece içinde buluyor. Evde sergilenen bir şiir ise olayların adeta habercisi gibi:
On küçük zenci yemeğe gitti, birinin lokması boğazına dizildi, kaldı dokuz.
Dokuz küçük zenci çok geç uyudu, biri sabah uyanmadı, kaldı sekiz.
Sekiz küçük zenci Devon’u gezdi, biri geride kaldı, kaldı yedi.
Yedi küçük zenci odun kırdı, biri baltayı kendine vurdu, kaldı altı.
Altı küçük zenci kovanla oynadı, birini arı soktu, kaldı beş.
Beş küçük zenci mahkemeye gitti, biri idam oldu, kaldı dört.
Dört küçük zenci yüzmeye gitti, biri boğuldu, kaldı üç.
Üç küçük zenci ormanda gezdi, birini ayı kaptı, kaldı iki.
İki küçük zenci güneşte oturdu, biri kavruldu, kaldı bir.
Bir küçük zenci yapayalnız kaldı, gitti kendini astı ve kimse kalmadı.
Bu şiir, kitabın merkezinde yer alan cinayetlerle doğrudan bağlantılı ve her yeni ölümde gerilimi daha da artırdı. Sıraya göre ölümler gerçekleştiği için her ölümden sonra şiiri okumamaya çalıştım gizemi kaybetmemek için. İşe de yaradı böylelikle sonuna kadar katilin kim olduğuna dair düşünüp durdum. 😂
Kitabın en etkileyici yanlarından biri de tam anlamıyla kusursuz bir akışa sahip olması. Olayların tek bir mekânda geçmesine rağmen hiç sıkıcı bir an yaşatmaması, üstelik her karakterin birbirinden şüphelenmesi, gerilimi adeta katladı. Bir noktadan sonra kim yalnız kalsa kesin ölecek diye düşündüğümden, her yeni sayfayı büyük bir tedirginlikle çevirdim.
Daha önce Cinayet Alfabesi’ni okumuş biri olarak söyleyebilirim ki, On Küçük Zenci çok daha sürükleyici ve şaşırtıcıydı. 📖🤍
Katilin kim olduğunu tahmin etmeye çalışırken sürekli fikrim değişti, her karakterden şüphe duydum. Tabii ki her şeyiyle mükemmel miydi? Neredeyse 👀 Ama bir noktada küçük bir mantık hatası yakaladım ve tam da o an, katilin kim olduğunu tahmin ettim. 😂 Yine de katilin kendini açıkladığı sahne oldukça etkileyiciydi. Cinayetleri işleme sebebi belki aşırı şaşırtıcı değildi ama insanların ne kadar ilginç psikolojilere ve farklı zevklere sahip olabileceğini görmek çarpıcıydı.
Spoiler vermeden söylemem gerekirse, eğer polisiye seviyorsanız, hatta bu türle yeni tanışıyorsanız bile On Küçük Zenci kesinlikle okumanız gereken bir kitap. Baştan sona gizem, gerilim ve sürprizlerle dolu. Polisiye edebiyatının en büyük klasiklerinden biri olmayı sonuna kadar hak ediyor.