Le Guin yine etkisi sadece okuduğunuz anlardan daha uzun sürecek kitaplardan birisini yazmış. Normalde genel olarak bilimkurgu ya da fantastik yazıyor ama bu hikayesinde böyle bir unsur yoktu. Gerçek hayattan kısa ama güzel bir hikaye yazmış. Hikaye yetişkinliğe geçmeye çalışan…devamıLe Guin yine etkisi sadece okuduğunuz anlardan daha uzun sürecek kitaplardan birisini yazmış. Normalde genel olarak bilimkurgu ya da fantastik yazıyor ama bu hikayesinde böyle bir unsur yoktu. Gerçek hayattan kısa ama güzel bir hikaye yazmış.
Hikaye yetişkinliğe geçmeye çalışan iki ergen hakkında. Bu süreçte düşünen ve var olmaya çalışan iki gencin yaşadıklarını harika bir şekilde anlatmış. Okuması keyifliydi, kısa sürede ve tek oturuşta bitirdim. Sanırsam yaklaşık yarım saat sürdü. Hikayede bu yetişkinliğe geçiş döneminden bahsedilmesi beni etkiledi çünkü henüz on yedi yaşının üzerinden çok da geçmemiş biri olarak o yıllarda düşünüp hissetiklerimi unutmadım. Benim fikrimce bu yıllarda gençlerin yaşadıkları gerçekten hafife alınıyor. Hepimiz garip kabullerle, türlü türlü kötülükle dolu bir dünyaya geliyoruz ve düşüncelerimiz oluşmaya başladığı ergenlikten artık çevrenin yetişkin gözüyle görmeye başladığı o yıllara kadae olan kısa süre içerisinde bu dünyadaki her şeyi kabullenmemiz, "normal" bir insan olmamız ve bir yandan da hayattaki yolumuzu bulmamız bekleniyor. Bence bu akıl almayacak kadar uçuk bir istek ve bana pek mümkün değil gibi geliyor. Bence bir insan kendi kişiliğini daha yeni keşfetmeye başlıyorken kendisini hayatta ait olduğu bir yere konumlandırması imkansız.
Bu konumlandıramama yüzünden yirmili yaşlardaki neredeyse her gencin içten içe aslında çevresindeki herkesin kendi yolunu bulduğu halde kendisinin tam olarak olduğu hayata ait olmadığını, tatmin olmuş hissetmediğini düşünüyorum. Sanırsam bu toplumdaki herkesin, her insanın bir noktada hayata ayak uydurana ya da en azından kabullenene kadar hissettiği bir duygu, yani yaşanan hayata ait olmama hissi. Bu konuda bıraksam bayağı yazarım ancak burada asıl anlatmak istediğim Le Guin'in bu irdelemeyi inanılmaz güzel şekilde yapıp tam da böyle şeyleri düşündürtmesi. Bu dönemi ve ergenlerin, gençlerin bu dönemdeki hislerini çok güzel şekilde yazmış ve ifade etmiş.
Hikayeyi tavsiye ederim. Gayet güzeldi ve harcadığım zamana kesinlikle değdi. Arada bir zamanda okumak için çerezlik, çok kısa bir hikaye tercihi için ideal olabilir. Kalın kitapların arasında güzel bir soluk olabilir.
"Ama gene de düpedüz kavgaydı, cesaret gösterisiydi; buna hayran kalmıştım. Hayranlığım hala sürüyor. Ama ben böyle bir şey yapamam. Bende o cesaret yok. Kavgaya girmem.
Olduğum yerde durur, kaçabileceğim ana kadar her şeyi sineye çekerim. Sonra da kaçarım. Bazen de orada durup her şeyi sineye çekmekle kalmaz, onlara gülümser, özür dilerim.
Yüzümde o gülümsemeyi hissettiğimde, yüzümü yere çalıp ayaklarımın altında çiğnemek gelir içimden."