Arkadaşlar merhaba. Biraz gündem hakkında yazmak istiyorum. Çünkü kaynıyoruz, kızgınız, belki belirsizlik, ya da hissizlik veya dolu dizgin kendini tamamen bir şeye adamak ; ülkemin her karış toprağında hakkaniyet uygulansın ve artık bu halkın kanı salak yerine konarak emilmesin. Ama…devamıArkadaşlar merhaba. Biraz gündem hakkında yazmak istiyorum. Çünkü kaynıyoruz, kızgınız, belki belirsizlik, ya da hissizlik veya dolu dizgin kendini tamamen bir şeye adamak ; ülkemin her karış toprağında hakkaniyet uygulansın ve artık bu halkın kanı salak yerine konarak emilmesin.
Ama şuradan başlamalıyız belki de eski dönemler hakkında çok okumadığımız için de olabilir ya da büyüklerimiz hep bize geçmişi duygusal kimliklerinden kurtulamayarak bizi taraflı olmaya mecbur ederek anlattıkları için de olabilir; şuana kadar ülkemizin başına gelen çoğu siyasetçi ya da yönetici hakkaniyetli olmadı, bunu bilmiyoruz. Olanlar vardı, öldürüldüler ya da yaşadıkları müddetçe çabaladılar. Ama ülke genelinde genel olarak bir yolsuzluk batağı hep vardı. Açın 80 leri 90 ları 2000 leri ve hala şimdi de bu yolsuzluk var. Belediyeler inanılmaz bu yolsuzluğun başını çeken kronikleşmiş halkın parasını şahısların kendi sermayesi haline yıllar içinde dönüştürdüğü ve parti kurarak bile büyük servetler kazanabileceği inanılmaz köhnemiş bir yer. Yani bir belediyenin ortalama 500 trilyon sermayesi oluyorsa aylık (ki yasal düzenlemeler nedeniyle her belediyeye neredeyse eşit dağıtılır) ve bu tüm sermayenin imzası bir belediye başkanına bağlıysa o adam alır ihaleleri kendi akrabalarına şirketler açtırır, halk karşısında kağıtsız metin olmadan konuşmayacak kadar aciz, deneyimsiz, vizyonsuz adamlar senden vergi olarak aldığı parayı kendi şahsi hazinesine koyar. Bu hep böyle oldu. Oralar yolsuzluk çukuruna dönüştü. Aylık sadece 2 milyar belediyelerin reklam bütçesi var şuan. Sen neyin reklamını yapmak için o parayı alıyorsun?
Bunlar tabi ufak veriler. Ama işi şuradan alırsak Akp nin iktidara gelmesini halk neden destekledi? 1- dinini rahat yaşamak isteyen bir topluluk vardı 2- chp nin anavatanın daha o dönem de kurulan yöneten partilerin halkı sömürmesi ve yolsuzluğun alıp başını gitmesi. Halk verdiği verginin şahsi yatırımlara dönüşüp birilerinin kesesine gitmesine karşıydı.
20 yıldır iktidar onların şuan. Evet belki 1.madde yüzünden insanlar hala ikna edilebilir çünkü karşı taraf yani kronik chp seçmeni bu insanları hala elinde olsa ezer biçer. Ama 20 yıldır değişmeyen bir iktidar varsa pek de bu hislerinin doğrulanabilir düzey de değil de fazlasıyla duygusal kararlar olduğunu söyleyebiliriz.
Ama 2.maddeye bakarsak belki bazı kademeler ilk yıllarda vs eski yönetimlere göre iyi olabilirdi ama sonuçta şuan hepsi yani çoğu belediye halkın malını yiyen kronik hastalarla dolu. İşte biz haklarımızı onlardan almalıyız.
Peki insanlar, arkadaşlarımız neden sokaklarda? Biliyorsunuz onları sadece yok işte cami duvarına işeyen andavallar falan diye tanımlayamayız. Ha içlerinde böyle olanlar da vardır. Çünkü sokağa çıkan kesimin içinde nasıl ki Akp kesiminde koyu radikalciler varsa bu tarafta da her boku İslâm din düşmanlığına getirip oradan kazanmak isteyen hastalıklılar var. Ama bu protestocuyu yok vatan haini yok şucu bucu yapmaz. Orada her şeyden önce bu haksızlıklar için kendi geleceği için sokak da olan çocuklar var. Eğer onları desteklemiyprsanız bile çoğuna böyle bakarsanız gerçekten çoğunun da çözüm aradığını görürsünüz. Onlar düşmanlarınız değil. Biz ülke olarak öyle yıllar yaşadık ki, kardeşim kardeşi vurduğu günler de her şey biter. Tekrar o günlere dönemeyiz, birbirimize bu kadar yakınken yan yana evlerimiz okullarımız varken kutuplaşıp birbirimizi yemek çözüm değil. Sadece travmatik olan anılarımızı babalarımızdan aldığımız bu mirasları biz daha da kötüye götürürüz.
Peki o zaman ne olacak? Bir taraf sokaklarda artık son raddeye gelmiş durumda geri adım atmayacak. Ama diğer taraf da sessiz, chp seçmeninini ve zaten imamoğlunun yolsuzluğu nun ortaya çıktığını bu sokağa çıkanların da nankör olduğunu söylüyor. Amaçlarının farklı olduğunu söylüyor.
Zaten şunu belirtelim protestolar da kitlesel niyet baştan açık değilse, hakkımızı arıyoruz diye çıakrsınız yanınızda hakkını arayan Kürdistan devleti için orada olan da bulunur, çaldığı parayı geri versinler diye orada olan da ve sonra welcome to 2013 gezi olayları
O yüzden bence protestoları yönlendiren moderatörler işin farkında olmalı ve gençler ne istediğini neyi aradığını tam olarak dile getirmeli. Sınırkarını çizmeli. Çünkü istediklerimizin sınırlarını çizmezsen dediğim gibi işin içine bundan çıkar sağlamaya kalkan ve günün sonunda benim hakkımı arayamadığım saçmasapan bir kaos çıkabikir. Şuan sırbistandaki protestolar olumlu sonuç verdi mesela ama aylar sürdü, çok kişi zarar aldı ama baştan istedikleri net ve belliydi?
Peki bizim net olan isteklerimiz neler? Neyi istiyoruz? Evet anne babamın belki bir evi var ama yarın benim o da olmayacak belji, onun için mi byradayım sokaktayım ya da kadın ve çocuklar öldürülüyor ama cezaları eksik mi faillerin, kendimi güvende mi hissetmiyorum? Ya da daha iyi bir ülkeyi bırak kendimi bile inşa etmem için bana fırsat mı verilmiyor? Verdiğin vergiler onun bunun cebine mi gidiyor?.. O kadar çok şey var ki, öfke kızgınlık çok anlaşılabilir durumda. Peki o sokak da bağırırken neyi isteyecek, hangi birisi için bağırıyor? Hepsini içine alan seçenek bu iktidarın gitmesini istemek gibi görünüyor ama muhalefet partiye de güvenmiyor, yolsuzluk onda da var. Sırf iktidarı sevmiyoruz diye o taraftaki eksikleri de yokmuş gibi yapamayız. Eğer bir bedel ödenecekse, topluca yanacağız. Bir tarafın yandığı diğer tarafın izlediği bir şey olmayacak.
İşte özü burada aslında. İktidar elini bir kere taşın altına koyup istanbul için bunu yaptıysa tek tek 81 iline de aynısını yapacak. O belediyeleri kanımızı emenleri halka teslim edecek. Öyle istediği yolsuzluğu seçmeyecek. Kendi adamı keyfine bakarken, şerbeti daha da artsın diye sadece rakiplerine oynamayacak. Eğer yanacaksak beraber yanacağız..
Ama biliyoruz tabi Ukrayna meselesi yüzünden Avrupa tetikte. Yani Türkiyeyi NATO'ya almak istiyor ama bir yandan Amerika da Türkiyeye şu sıralar destek veriyor. Daha doğrusu iç işlerine karışmuyor, çünkü stratejik konumu yüzünden NATO'ya girmesini istemiyor. Bunu fırsat bilen bizim iktidarımız da kolları sıvayıp rakiplerini elemeye başlamış. Hoş benim yorumum rakibi zaten başta kokan balıktı ama öyle bırakmayacak. Ya baştan girmeyecekti bu işe. Bu insanları aptal yerine koymayacaktı, sırtlarına bindikleri yetmiyormuş gibi bir de tepkisizlik mi bekliyordu? O yüzden paşa paşa 81 iline de sıkıysa yapacak. Ya da o adamı yerine bıarakacak. Aman çalan çalsın deyip herkes çaldığı yerden devam edecek. Bizde enayiliğimize.
Ama bana olan sokağa sürülen meydana itilen arkadaşlarıma olacakmış, sağduyusu eksik iktidar onları anlamayacak ve bu işin sonu canımızı acıtacak bir yerlere de varacakmış gibi geliyor. Ama başka çaremiz yok. Ya da belli istikrarlı olursak, stratejik davranırsak, hedeflerimiz isteklerimiz net olırsa belki olabilir. Ama daha protesto grubu malum insanımız kendi içinde birsürü farklı amaçlar barındırıyor. Ortalık karışmışken bizim şu işte halledilsin diye dolaşanlar da daha çok olacak ama tüm o kargaşanın içinde eğet sonunda hala gücü kalırsa kendi için ülkesi için ve tüm yolsuzluklar, haksızlıklar için çıkan ve kalabalıklar arasında kaybolmamaya onu yok etmelerine izin vermeyen ; Türk genci de olacak. O, sağduyulu. O, ne istediğini biliyor. O, kalabalıklar onun gücünü emmeden istediği şeyi alıp çıkacak bu cehennemden.
O ; sensin, benim, biziz.