114 Sure 6236 ayetten oluşan ve biz müslümanların inanç, ibadet ve ahlak esaslarını Arapça olarak belirleyen temel kaynağımızı çoğu zaman ayetlerin farklı meallerini inceleyerek ve aklımı karıştıran noktalarda tefsirlere de başvurarak okudum. Her döneme hitap eden evrensel mesajlarla zaman zaman…devamı114 Sure 6236 ayetten oluşan ve biz müslümanların inanç, ibadet ve ahlak esaslarını Arapça olarak belirleyen temel kaynağımızı çoğu zaman ayetlerin farklı meallerini inceleyerek ve aklımı karıştıran noktalarda tefsirlere de başvurarak okudum. Her döneme hitap eden evrensel mesajlarla zaman zaman aydınlansam da kafamı karıştıran noktalar da oldu. Bu kafa karışıklığından, 'Cahiliye Devri'nde' yazıldığı için bu kadarı da olur diyerek sıyrılma yolunu seçmedim, daha detaylı araştırmalarla kafa karışıklıklarını gidermeye çalıştım. Belki de bu yüzden dört ay gibi uzun bir sürede okuma serüvenimi tamamlayabildim.
Aile hukuku ve toplumsal adaletle ilgili ayetler ile evrenin genişlemesi ve anne karnındaki gelişim ile ilgili bilimsel gerçeklere işaret eden ayetler, en çok ilgimi çeken bölümler oldu.
Allah’a ortak koşanların cehennem azabında yanacakları yönünde neredeyse her sûrede tehdit içeren ayetler ve Allah’a koşulsuz şartsız iman edip, her kavmi doğru yola sokacak peygamberler gönderilerek Allah’ın iletilerine uyanların altından ırmaklar akan cennetlerde ebedi hüküm süreceklerine hemen hemen her sûrede yer verilmesiyle kavimleri doğru yola sokmak için verilen ciddi bir mücadele dikkat çekiyor. Soyut kavramlar somutlaştırılarak karşımıza çıkıyor ve önemli mesajlar farklı bağlamlarda tekrar edilerek akıcı ve kalıcı bir anlatım sağlanıyor.
Hz. Adem, Hz. Nuh, Hz. Musa ve Hz.İsa gibi birçok peygamberin hayatından kesitler sunmasıyla ve bunların çeşitli sureler ve ayetlerinde tekrar edilmesiyle ibret verici olaylara da tanıklık ediyorsunuz ve dersler çıkartıyorsunuz.
... ÇIKARDIĞIM NOTLAR ...
Araf suresi 80-84 arası surelerde Hz Lut’un Lut kavmini yola sokmak için gönderildiğinden bahsedilir. Eşcinselliğin görüldüğü bu kavim taş yağmurundan azapla cezalandırılmıştır. Hz.Lut un karısı da bu kafirleri hoş gördüğü için cezalandırılanlar arasındadır. Bundan önceki ayetlerde Nûh kavmi, Âd kavmi ve Semûd kavmine de elçiler gönderilmiştir. Yine sapkınlığa devam edenler azapla cezalandırılmıştır.
Onlara bekledikleri her iki sonucun da müslümanlar için hayırlı olacağı söylenmektedir. Çünkü zaferi kazanırlarsa tabii bu hayırlı bir sonuçtur. Fakat eğer Allah yolunda öldürülürseler bile, dünyevi açıdan olmasa da bu, onlar açısından bir başarı olacaktır. Çünkü müslümanın değer ölçüsü münafıkların ve benzerlerinin değer ölçüsünden farklıdır. Bir mümin canını ve malını Allah yolunda feda ederse, bunu, bir ülkeyi fethetmede veya bir hükümet kurmada zafere ulaşmasa bile büyük bir başarı olarak kabul eder. Onun tek ölçüsü (sonuç dünyevi açıdan bir hiç de olsa) bedenin ve ruhunun, zihninin ve gönlünün tüm güçlerini Allah'ın kelimesini yüceltmek için harcayıp harcamadığıdır. (TEVBE 52 Meal)
İnsanlık Hz. Âdem’in soyundandır. Ancak tufan sonrası, Hz. Nuh’un soyuyla şekillenmiştir.
Hz. Nuh’un üç oğlu (Sam, Ham, Yafes) aracılığıyla devam etmiştir. (NUH 40-50 ayetler arası)
Allah’ın katından rahmet ve hikmet verilen Hızır, Musa ile karşılaştığında onu kendisine tabi olup olamayacağını öğrenmek için birkaç yolla sınar. Arkadaşlarıyla sokakta oynayan bir çocuğu öldürür ve bunun açıklamasını da çocuğun, mümin anne ve babasını azgınlık ve inkâra sürüklemesinden korktukları ve daha hayırlı evlada sahip olmaları için yaptığını söyler. Hiçbir meal ve tefsirde bu ayetlerle ilgili akla yatkın bir açıklamaya denk gelemedim.
(KEHF 74-80-81)
ENAM: En'âm, koyun, keçi, deve ve sığır cinsi ehli hayvanları ifade eden bir kelimedir. Sûrede başlıca tevhide, adalete, peygamberliğe, ahirete dair meseleler ile küfrün ve batıl inançların reddi ve bazı temel ahlâk kuralları konu edilmektedir.
NAHL: Bal arısı demektir. 68.ayetinde geçer.
ŞUARA: Surede Tanrı'dan Rahmân olarak bahsedilir. Ayrıca şairlerin kötülüğünden ve yalancı oluşlarından bahsedilmesinin yanında Musa, Harun, Firavun mücadelesi, İbrahim, Nuh, Hûd, Salih, Lut ve Şuayb gibi peygamber kıssaları anlatılmaktadır.
NEML: Sure ismini 18. ayetinde Süleyman'ın ordusunun geçeceği karınca vadisindeki karıncaların konuşmalarının anlatıldığı karınca anlamına gelen neml kelimesinden almıştır. İki kez besmele geçen tek suredir.
ANKEBUT: Dişi örümcek.
FÂTIR: Yaratan ve yok eden anlamına gelir. Melaike Suresi diye de anılır.
FUSSULET: Bir şeyi açıklamak, iki şeyi birbirinden ayırmak, iyice detaylandırmak.
ZUHRUF: Yaldız, mücevher, dünya hayatının geçici menfaati.
CASİYE: Diz üstü çöken.
AHKAF: Yemen'de bir bölgenin adı olup, uzun ve kıvrımlı kum yığınları anlamına gelmektedir.
HUCURAT: Tahtadan, çalı veya hurma dallarından yapılmış tek gözlü basit ev. Hücreler anlamına gelir.
ZARİYAT: Esip savuran rüzgâr.
MÜMTEHİNE: İmtihan edilen kadınlar.
TEĞABÜN: Aldanma.
. Allah'ı tesbihle başlayan sûreler; Hadîd, Haşr, Saf, Cum'a, ve Tegâbün'dür. Müsebbihat sureleri olarak geçerler.
MÜRSELAT: Gönderilenler.
NAZİAT: Nâşitat meleği ile birlikte İslam'da Azrail'e bağlı olan ve ölülerin ruhlarını almaktan sorumlu iki ölüm meleği.
ZİLZAL: 4 ve 5. ayetleri: O gün yer, Rabbinin ona vahyetmesiyle haberlerini anlatacaktır.
Tefsiri: Tabiat ilminin bu kadar ilerlediği, mesela radyo, sinema, hoparlör, televizyon ve elektronik alanda çeşitli icatları gören bu devir insanı için bunu anlamak hiç de zor değildir. İnsanın ağzından çıkan kelimeler havada nakşolmaktadır. Radyo dalgaları ile, evdeki duvarlarda, tavanda, yolda, meydanda ya da tarlada konuştuklarının her zerresi korunmaktadır. Allah (c.c.) istediği zaman bu sesleri, insanın ağzından ilk çıktığı şekilde aynen tekrarlatabilir. İnsan bu seslerin kendisine ait olduğunu kulaklarıyla duyacak ve anlayacaktır. Onu tanıyanlar da bunu duyunca o şahsın ses ve lehçesinden anlayacaktır. Ayrıca insan yeryüzünde nerede, ne zaman ve nasıl hareket etmişse, onun her hareketinin aksi, çevresindeki eşyalar üzerinde korunmaktadır, tıpkı fotoğraf gibi.
TEKASÜR: Övünme.