(Spoiler olacak) (Konu: Korku filmleri, Lost) Merhaba Raf'ın sayın insanları, Uzun esler vererek yazıyorum bu ara çünkü Lost'a başladım. Çocukken izleyip iki duman canavarı yüzünden ürktüğüm ve devam etmediğim, ara ara bizimkiler izlerken yastığın arkasından izlediğim serilerden. Gerçekten içimdeki korkak…devamı(Spoiler olacak)
(Konu: Korku filmleri, Lost)
Merhaba Raf'ın sayın insanları,
Uzun esler vererek yazıyorum bu ara çünkü Lost'a başladım. Çocukken izleyip iki duman canavarı yüzünden ürktüğüm ve devam etmediğim, ara ara bizimkiler izlerken yastığın arkasından izlediğim serilerden. Gerçekten içimdeki korkak beni hep şaşırtıyor. Korku filmleri, garip suratlar, varlıklar... Bence korkunçlardı. Ama son zamanlarda yapımların kalitesi beni onları izlemeye itti.
Lost'u izlemeye başladığım ilk sezon da bir tırstım ama neyse ki merakım korkumdan daha fazlaydı. Aslında daha da korkunçlaşır sanmıştım ama olmadı. İzlemeye devam ediyorum.
Doğrusu her şey çocukken gizli gizli uyanıp korku filmleri izlememle başladı. Tuhaf bir şekilde sessiz bir çocuktum. Bu yüzden kimse fark etmezdi. Henüz beş yaşında falandım. Konularını ya da filmleri hatırlamıyorum ama bir türlü uykum gelmezdi. Kalkar film izlerdim. Sonra bir kaç kabus gördüm ve okula başladım, davranış böylece söndü. Uzun bir süre de izlemedim.
Ta ki anneannesinin büyücü olduğunu söyleyen bir kız 'korku filmi izleyelim' diye tutturanakadar. Aaa, izlerken her şey çok keyifliydi, yalan yok. Kız korku filmini çekenlerden daha çok şey biliyordu ve her sahnede bir ayrıntı daha ekliyor bizleri biraz daha bilgilendiriyordu. Korkunç hikayeler eklemesiyse bonus. Aynı gün çıtayı yavaş yavaş yükselterek üç farklı korku filmi izletti. Ve aynı günün gecesi o görüntüleri ve hikayeleri zihnimden silmek mümkün olmayınca annemle uyudum. Anam sağolsun uyurken beni köşede sıkıştırıp nefessiz bırakınca bu da çare olmadı ve bir daha korkunç bir şey izlemeye tövbe ettim.
Yani küçük bir çocuk için normal aktiviteler. Ben de biraz daha küçükken ajan olduğumu iddia ederdim, bu yüzden kimsenin arkadaş edinme yöntemlerini yargılayamam. O kız erkek arkadaşlarıyla sinemaya korku filmi izlemeye giderdi, serseri serbest bir stili vardı. Başka bir ailede bence hippi olurdu. Ama o şimdi evli, mutlu, çocuklu.
Evet, lafa girememek için bir ödül verilse onu kendime istemek için gider çay içer geri dönerdim.
Efenim, Lost. Henüz bitirmedim, tek başıma izlemiyorum çünkü. İkinci sezonun ortalarındayım ve 2002'ye gidip form sayfalarında teori paylaşamadığım için canımı sıkan durumu burada paylaşacağım.
Neden Shannon öldü ha? Onun hikayesi bitmemişti ki... Bu canımı aşırı sıktı. Kız öleli bilmem kaç bölüm oldu hâlâ sinirim bozuluyor. Bir kere henüz erkek kardeşi ile nerde ayrıştıkları, diğer erkekleri nasıl bulduğu, bale stajına gidip gidemediği, babasının Jack'in karısının kazasında nasıl öldüğü... Bir sürü boşluk var. Yeni polis kızı da hiç sevmedim. Shannon çok renkli ve derinlikli bir karakterdi, hırslı ve huysuzdu, seyir keyfi daha yüksekti. Üstelik Sayid ile ilişkisi de oldukça ilgi çekiciydi. Daha Sayid ile havaalanında çantası yüzünden onu tutuklattığının muhabbetini bile yapmadılar. Saçma sapan bir anda midesinden vuruldu ve çat diye öldü. Sawyer on kere vuruldu, hâlâ yaşıyor. Oyuncu değişikliğine bile okayim ama hikayesi yarım kalınca karakterlerin, sinirleniyorum. Umarım bir sonraki sezonda ada Jack'in babasını tabutundan çıkarttığı gibi Shannon ve kardeşini de çıkarır ve hikayesini tamamlar.
Neyse yorumlarda spoiler vermeyin henüz 2. sezondayım. Şimdilik Jack'in ponçikliği sinirimi bozan bir diğer unsur. Biri şu adaya demokrasi getirsin ve kamp lideri seçsinler. Herkes kendini lider ilan ediyor.
Sawyer favori karakterim. Kate'in güzelliği, etkileyici. Koreli çifti izlemek yumuş yumuş yapıyor beni. Çok uyumlular ama, biri balıkçı diğeri çiftçi. İkisi de birbirine çok bağlı. Diziye ilk başladığımda bu adam uçakta niye ölmedi ya demiştim. Pişmanım çekik adam, siz o adaya yerleşin hanımınlan.
Bir de Sayid'i izlemek çok keyifli. Adam zeki ve dosta güven düşmana korku veriyor. Jack gibi sevgi pıtırcığı değil. Jack sürekli yaralı gözüyle bakıyor insanlara ve bu çok yorucu. Kate güçlü bir karakter, kendini anlatabilir ve yaptıklarını bir kusur olarak görmek zorunda değil. Yapmış bitmiş. Sawyer ile uyumlular, neyi neden yaptıklarını ikisi de anlayabiliyor, dahası Sawyer, Kate'i kandırabiliyor, eğlenceli. Jhon bazen çok güçlü bazen çok itaatkar. Güven veriyor ama yanılma payı hiç bırakmıyor. At gibi, gözlüğü takmış, dimdik gidiyor.
Şimdilik dizi ile ilgili yorumlarım bunlar. Karakterlerin hepsinin bir hikayesi ve kişiliğinin olması çok güzel. Ayrıca fon için orkestra kullanmaları hatta uçaktan parçalar kullanmaları... Kral siz ne yaptınız? Şu kaliteyi yeni bir yapımda görmeyi hayal bile etmiyorum. Yeni moda: "yettiği kadar, reklam ve yapımcı çeksin okay". Üç beş ünlü oyuncu ile anlaşma yaptılar mı uğraşmayı bırakıyorlar. İşin kötüsü yirmi yıldır piyasada hep aynı oyuncular var. Bizde Halit Ergenç onlarda Brad Pitt... Bu ikisini ve dönemdaşlarını yeni bir yapımda görünce baygınlık geçiriyorum. Bir de Tom Holland ve Margot Robbie ve tayfadaşları. Bizi salın. Genç ve yeni insanlar istiyorum. Kanki bir diziye geçin uzun vadeli, efsane olun ve tercih olun, dayatılmayın.
Haydin baysi gençler, benden bukaa..