obsesif kompulsif bozuklukla ilgili muhteşem 27 film 1. The Son's Room (La stanza del figlio) (2001) * Konu: Giovanni ve Paola, Kuzey İtalya'da huzurlu bir yaşam süren mutlu bir çifttir. Ergenlik çağındaki oğulları Andrea ve küçük kızları Irene ile ideal…devamıobsesif kompulsif bozuklukla ilgili muhteşem 27 film
1. The Son's Room (La stanza del figlio) (2001)
* Konu: Giovanni ve Paola, Kuzey İtalya'da huzurlu bir yaşam süren mutlu bir çifttir. Ergenlik çağındaki oğulları Andrea ve küçük kızları Irene ile ideal bir aile tablosu çizerler. Giovanni bir psikologdur ve hastalarıyla ilgilenirken, Paola bir yayınevinde çalışmaktadır. Ancak bu sakin hayat, Andrea'nın beklenmedik bir deniz kazasında ölmesiyle alt üst olur. Film, bu trajik olayın ardından ailenin yaşadığı derin acıyı, yas sürecini ve bu kayıpla başa çıkma çabalarını duygusal bir dille anlatır. Giovanni ve Paola, oğullarının yokluğuyla mücadele ederken, birbirlerine ve hayata tutunmaya çalışırlar. Bir gün, Andrea'nın yazdığı bir mektup ve tanımadığı bir kızın varlığı, ailenin yas sürecine yeni bir boyut kazandırır.
* Film, bir ailenin yaşadığı ani ve travmatik kaybın ardından nasıl dağıldığını ve yeniden toparlanmaya çalıştığını incelerken, insan psikolojisinin kırılganlığını ve dayanıklılığını gözler önüne serer. Nanni Moretti'nin yönettiği bu yapım, doğal oyunculuklar ve sade anlatımıyla öne çıkar. Ölüm, suçluluk, iletişim kopuklukları ve yeniden umut bulma temaları derinlemesine işlenir.
2. Dirty Filthy Love (2004)
* Konu: Adrian, Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) ve Tourette Sendromu'nun nadir bir kombinasyonundan muzdarip bir adamdır. Bu durum, hayatını son derece zorlaştırmakta, sosyal ilişkilerini ve iş hayatını olumsuz etkilemektedir. Sürekli tekrarlayan düşünceler ve kontrol edilemeyen tikler yüzünden toplum içinde uyum sağlamakta güçlük çeker. Bir destek grubunda tanıştığı diğer OKB ve Tourette hastalarıyla kurduğu ilişkiler, Adrian'ın yalnızlığına bir nebze olsun çare olur. Ancak hayat, Adrian için karmaşık ve beklenmedik sürprizlerle doludur. Aşkı bulma ve normal bir yaşam sürme çabası, onu hem komik hem de hüzünlü olayların içine sürükler.
* Bu televizyon filmi, OKB ve Tourette Sendromu gibi nörolojik rahatsızlıkları olan bireylerin yaşadığı zorlukları ve toplum içindeki mücadelelerini mizahi bir dille ele alırken, aynı zamanda bu kişilerin insani yönlerini ve aşk arayışlarını da gözler önüne serer. Jeff Pope'un yazdığı ve Adrian Shergold'un yönettiği film, empati ve anlayış duygusunu artırmayı hedefler.
3. Sleeping with the Enemy (1991)
* Konu: Laura ve Martin, dışarıdan bakıldığında mükemmel bir çifttir. Ancak Laura'nın hayatı, kıskanç ve kontrolcü kocası Martin'in psikolojik ve fiziksel şiddeti altında kabusa dönmüştür. Sürekli korku içinde yaşayan Laura, bu cehennemden kurtulmak için titizlikle planlanmış bir kaçış hazırlar. Bir deniz kazası süsü vererek öldüğünü ilan eder ve kimliğini değiştirerek yeni bir hayata başlar. Ancak geçmişi onu bırakmaz. Martin, Laura'nın aslında ölmediğini öğrenir ve onu yeniden bulmak için amansız bir takibe başlar. Laura, yeni kimliği ve yeni aşkıyla kurduğu hayatı korumak için geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalır.
* Joseph Ruben'in yönettiği bu gerilim filmi, aile içi şiddet ve bir kadının özgürleşme mücadelesini merkezine alır. Julia Roberts'ın başrolünde olduğu yapım, sürükleyici atmosferi ve beklenmedik dönüşleriyle izleyiciyi ekran başına kilitler. Kontrol, obsesyon ve hayatta kalma temaları ön plandadır.
4. Matchstick Men (2003)
* Konu: Roy Waller, obsesif kompulsif bozukluktan (OKB) muzdarip, düzenli ve titiz bir dolandırıcıdır. Ortağı Frank ile birlikte sahte piyango biletleri ve benzeri küçük dolandırıcılıklar yaparak geçinirler. Roy'un hayatı, yıllar önce ayrıldığı eski sevgilisinden 14 yaşında bir kızı olduğunu öğrenmesiyle tamamen değişir. Angela adındaki bu genç kızın hayatına girmesiyle Roy, babalık rolünü öğrenmeye çalışırken, OKB semptomları da tetiklenir. Ancak Angela'nın gelişi, Roy'un dolandırıcılık işlerine de beklenmedik bir şekilde dahil olmasıyla karmaşık bir hal alır.
*: Ridley Scott'ın yönettiği bu kara komedi ve drama türündeki film, bir dolandırıcının beklenmedik babalık deneyimi ve OKB ile mücadelesini mizahi ve duygusal bir dille anlatır. Nicolas Cage ve Sam Rockwell'in başarılı performansları, filmin sürprizli ve keyifli anlatımını destekler. Aile, güven ve değişim temaları işlenir.
5. The Aviator (2004)
* Konu: Howard Hughes, 20. yüzyılın en önemli ve eksantrik figürlerinden biridir. Film, Hughes'un gençlik yıllarından başlayarak, başarılı bir film yapımcısı ve havacılık öncüsü olarak yükselişini ve aynı zamanda obsesif kompulsif bozukluğu (OKB) ile mücadelesini epik bir dille anlatır. Hughes, Hollywood'da çığır açan filmler yaparken, aynı zamanda yenilikçi uçaklar tasarlayıp uçurarak havacılık tarihinde de önemli bir yer edinir. Ancak başarılarının ve zenginliğinin ardında, giderek artan OKB semptomları ve kişisel ilişkilerinde yaşadığı zorluklar onu yalnızlığa sürükler.
* Martin Scorsese'nin yönettiği bu biyografik drama, Leonardo DiCaprio'nun etkileyici performansıyla Howard Hughes'un karmaşık kişiliğini ve çalkantılı hayatını gözler önüne serer. Film, hırs, deha, delilik ve insan psikolojisinin sınırlarını keşfederken, aynı zamanda Hollywood'un altın çağına ve havacılığın ilk yıllarına da ışık tutar.
6. OC87 (2010)
* Konu: Bu belgesel film, Bud Clayman adında obsesif kompulsif bozukluk (OKB) ile yaşayan bir film yapımcısının hayatını ve bu rahatsızlıkla mücadelesini samimi ve kişisel bir bakış açısıyla ele alır. Clayman, kendi deneyimlerini ve günlük yaşamındaki zorlukları kamerası aracılığıyla kaydederken, OKB'nin düşünce süreçlerini, davranışlarını ve sosyal ilişkilerini nasıl etkilediğini açıkça ortaya koyar. Film, Clayman'ın terapi süreçlerini, ilaç kullanımını ve bu rahatsızlıkla başa çıkma yöntemlerini de içtenlikle paylaşır.
* Bud Clayman ve Carolyn Sneed'in yönettiği bu etkileyici belgesel, OKB hakkında farkındalık yaratmayı ve bu rahatsızlıkla yaşayan bireylerin yaşadığı yalnızlık ve anlaşılmama duygusunu kırmayı amaçlar. Film, izleyiciye OKB'nin ne kadar yıpratıcı olabileceğini ve destekleyici bir çevrenin önemini gösterir.
7. Chungking Express (Chong qing sen lin) (1994)
* Konu: Hong Kong'un kalabalık ve hareketli sokaklarında geçen bu iki ayrı hikaye, aşkın ve kayıpların farklı yüzlerini yansıtır. İlk hikaye, ayrıldığı sevgilisinden sonra her gün aynı saatte aynı bara giden ve ilk tanıştığı kadına aşık olan bir polisi (He Qiwu) takip eder. İkinci hikaye ise, fast food restoranında çalışan Faye adında eksantrik bir genç kızın, her gece geç saatlerde restorana gelen ve sevgilisi tarafından terk edilmiş başka bir polisi (Polis 633) gözlemlemesi ve ona yavaş yavaş aşık olması üzerinedir. Her iki hikaye de tesadüfler, yalnızlık, iletişim kurma çabası ve beklenmedik aşkların doğuşunu lirik bir dille anlatır.
* Wong Kar-wai'nin yönettiği bu kült film, kendine özgü görsel dili, canlı müzikleri ve melankolik atmosferiyle öne çıkar. Aşkın geçiciliği, modern şehir hayatının yalnızlığı ve insanların birbirleriyle kurduğu anlık bağlantılar filmde önemli temalardır.
8. Toc Toc (2017)
* Konu: Bu İspanyol komedi filmi, farklı obsesif kompulsif bozukluk (OKB) türlerinden muzdarip bir grup insanın, ünlü bir psikiyatristin randevu iptali yüzünden bekleme odasında bir araya gelmesiyle gelişen olayları konu alır. Dr. Palomero'nun gelmesini beklerken, her biri kendi tuhaflıkları ve ritüelleriyle dikkat çeken bu altı hasta, zaman geçtikçe birbirleriyle etkileşim kurmaya başlar. Beklemenin sıkıntısı ve kendi obsesyonlarıyla başa çıkma çabaları onları komik ve absürt durumlara sürükler. Sonunda, kendi aralarında bir tür "terapi" seansı düzenlemeye karar verirler.
* Detaylı Tanıtım: Vicente Villanueva'nın yönettiği bu film, OKB'nin farklı tezahürlerini mizahi bir dille ele alırken, aynı zamanda bu rahatsızlıkla yaşayan insanların yaşadığı zorluklara da ışık tutar. Dayanışma, anlayış ve farklılıkların bir arada yaşayabilmesi temaları işlenir.
9. Whatever Works (2009)
* Konu: Boris Yellnikoff, hayata küsmüş, nevrotik ve kendini beğenmiş yaşlı bir fizik profesörüdür. Hayatını anlamsız bulan Boris, intihar girişiminin başarısız olması sonucu hayatına devam etmek zorunda kalır. Bir gün, evsiz ve saf bir genç kadın olan Melody St. Ann Celestine ile karşılaşır ve ona acıyarak evinde kalmasına izin verir. Zıt karakterlerine rağmen, aralarında beklenmedik bir ilişki gelişir ve evlenirler. Ancak bu sıra dışı evlilik, Melody'nin ailesinin New York'a gelmesiyle daha da karmaşık bir hal alır.
* Woody Allen'ın yönettiği bu komedi filmi, farklı dünya görüşlerine sahip insanların bir araya gelmesiyle ortaya çıkan absürt ve komik durumları ele alır. Hayatın anlamı, aşkın beklenmedik halleri ve toplumsal normlara eleştirel bir bakış sunulur.