Spoiler içeriyor
Mental olarak kendimi iyi hissetmemem nedeniyle tekrar başladığım Prison Break maceram sona erdi. 4.ye diziyi bitirmiş bulunmaktayım. Şimdi ise detaylı incelemesiyle karşınızdayım. Giriş: Dizi görüp görebileceğiniz en iyi ilk sezona sahip. Dramı, gizemi, gerilimi her şeyi o kadar iyi ki…devamıMental olarak kendimi iyi hissetmemem nedeniyle tekrar başladığım Prison Break maceram sona erdi. 4.ye diziyi bitirmiş bulunmaktayım. Şimdi ise detaylı incelemesiyle karşınızdayım.
Giriş: Dizi görüp görebileceğiniz en iyi ilk sezona sahip. Dramı, gizemi, gerilimi her şeyi o kadar iyi ki sürükleyicilik tavan.
Michael Scofield: Zeki ana karakterleri zaten seven birisiyim ama dizilerde bu gibi zeki karakterler ya sosyal anlamda gelişmemiş oluyor ya da erdemli davranışları olmuyor. Michael ise tam tersi hem sosyal, duygusal anlamda dizide ki her karakterle oldukça bağlantılı ve dizinin en başından sonuna kadar erdemli duruşuna devam ediyor. Bu nedenle de benim en sevdiğim zeki ana karakterdir.
Karakter Gelişimleri: Dizinin güzel bir yanı da ilk sezondan itibaren Michael ile yolu kesişen her karakterin yan hikayesini de çok güzel anlatmasıdır. İyisinden kötüsüne hepsinin harika karakter gelişimleri var.
Atmosfer: Dizinin çekildiği yerler o Fox River havası falan da ilk sezonda çok güzel yansıtılıyor. Gerçekten gidip görmek istiyorum nasıl nerede çekilmiş diye. Diziyi izlerken de birden fazla şehire,ülkeye karakterlerimiz gidiyor ve güzel kurgusu sayesinde bir zaman karmaşası yaşıyormuş gibi hiç hissetmedim
-Sezonlar Genel Yorumu
Birinci Sezon: Söylenecek çok bir şey yok. Dizi tarihinin en iyi sezonlarından biri diyorum zaten. Michael abimizin bakışları o kısık sesle konuşması bile yeter izlemeye. İyi seyirler..
İkinci Sezon: Dizinin ilk sezondan sonraki performansını çok kötüleyenler var ve haklılar. Böyle bir ilk sezondan sonra böyle düşüş yaşanması herkesi üzdü. Prison Break kalitesine yakışmayacak bir düşüştü. Peki neydi bu ikinci sezonu bu kadar kötü yapan? Tabi ki mantık hatalarıydı. Bu kadar zeki bir karakterin olduğu dizi de izlerken insan da sürekli düşünüyor ve farkındalığımız artıyor. Ne alaka diyoruz bazı sahnelerde. Bu mantık hataları da yani kolay fark ediliyor. Peki ikinci sezon kesinlikle izlenemez mi? Hayır izlenebilir çünkü Alex Mahone karakteri diziye dahil oluyor ve ikinci sezonu alıp götürüyor. Gerçekten bir diziye sonradan eklenmiş en sağlam altyapısı olan karakterlerden.
Üçüncü Sezon: Bu sezon hiç olmasa da olurmuş. Sanki ikinci sezona olan eleştirilerden dolayı biz birinci sezonu tekrarlayalım demişler. Denemişler olmamış. Neyse ki kısa sürüyor sadece 13 bölüm. Onlar da herhalde biz ne yapıyoruz abi demişler. Ancak ben bu sezonu da atmosfer anlamında seviyorum.
Dördüncü Sezon: Bu sezona güzel para yatırmışlar. Özellikle ilk 12 bölüm gerilim hat safhada durmadan sıradaki bölüme atlıyorsunuz. Ekibin tekrar bir araya gelmesi, devlete çalışıp şirketi devirmeye çalışmaları, eski düşmanların artık dost olmaları. Her şey harika ilerliyor. Ta ki dizi tarihinde ki en büyük orospu evlatlarından biri olan Don Self çıkıp diziyi 10 bölüm daha uzatana dek. Sonra onun anası şunun babası derken Türk-Hint dizi senaryosu izliyormuş gibi oluyorsunuz. Ancak son bölümler tatmin edici oluyor tabi final sahnesine kadar. Michael’ın öldüğünü görünce anlık depresyona girmiştim. Kaçıncıya izlememe rağmen de hala aynı sahne de etkileniyorum.
Final Break Filmi: Reis kendi kaçtığı yetmedi artık dışardan adam kaçırıyor ajdkaldls bu film de kısa ve güzeldi üzerine çok konuşmaya gerek yok. Neden Michae’ın bunları yaptığını güzel açıklamışlardı. Tabi biz hayranlar buna dayanamadık ve sonraki sezon çekildi.
Beşinci Sezon: Finalden tatmin olmayınca 7 sene sonra bu çekildi. Açıkçası iyi ki çekilmiş çünkü tek başına bakılınca az bölümlü, mantık hatası olmayan ve de izleyiciyi gayet tatmin eden bir sezon.
-Diğer Karakter Yorumları:
Alex Mahone: Dizide doğru-yanlış anlamını bize harika hissettemiş William Fitcher. Karakter gerçekten yaşadığını düşünüyorum. İlk dahil olduğu andan beri merak uyandıran çok karizmatik bir karakter. Sadece Mahone-Shales olayı için bir spin-off yapsalar o bile çok izlenirdi.
Lincoln Burrows: Dizide son sezon hariç her bokun olma sebebi olan adam. Aq bir işi de düzgün yap be adam açma şu çocuğun başına bela. Neyse ne kadar mallıkları olsa da hem adam gibi adamdır hem de Michael safken kimseye güvenmeyen kuşkucu duruşuyla aslında dizide birçok defa Michael’ın arkasını topladığı da olmuştur. Bir de her sezon bir hatunu götürdü en çok ekmeği bu yedi diziden.
Fernando Sucre: Taşaklarına beton yetmez lafı bu reis için yazılmıştır. Reis sen neymişsin böyle ya. Sadakat, adamlık, feraset, fazilet artık ne varsa bunda var. Hem mükemmel bit dost hem de aşk adam. Herkesin hayatına bir Sugar lazım.
T-Bag: Karakter gelişiminin dip alası bu adam. Gerçekten senaristlere helal oldun. Diziyi izleyen kimse Fox River’da ki şu elemanın böyle bir hikayesi olacağını tahmin edemezdi. Kötü bir babanın günahı, tek istediği gerçek bir aile, saygınlık ve başarı olan psikolojik sorunları ve geçmişiyle beraber ismi onu terk etmediği için pislikten çıkamayan o adam. Harika yazılmış bir karakter.
C-Note: Dizinin en masum karakteriydi. Underrated bir adamdı. Gerçek bir babaydı. Son sezonda da müslüman olup bizimkilere yardım ediyor. Daha ne olsun hücre arkadaşlarımızın hepsi taşaklı.
Sara Tancredi: Sarah Wayne Callis çok güzel kadın. Son sezonda biraz karakter olarak kötü göstermişler ama ben sinir olmadım. Birde kız Michael’ın bulmacaları çözmekten kafayı yedi. Kaç defa vayaq nerden aklına geldi o dedim. Dayanıklı, ağzı sıkı, sadık ve zeki bir abladır.
Brad Bellick: Dizide herkesin o sövdüğü karakterin buralara gelip herkes için canını feda edeceğini yine hiç tahmin edemezdim. O7 asker onca yapmış olduğun itliğe rağmen seni saygıyla anıyorum.
Paul Kellerman: Bir ajan, bir katil bu kadar iyi anlatılamaz bu kadar iyi mimiklerle yansıtılamazdı. Gerçekten dizinin en underrated karakterlerinden Paul. Benim de oyunculuğuna en çok düştüklerimden.
Sonuç: Bu dizi gerçekten beni bu dünyadan alıp götürüyor. İzlerken “Ben Micharl Scofield’ım” diye evde takılmaya başladım. Çok sağlam karakterleri var ve herkese bu nedenle tavsiye ederim. Gözümde yerin hep ayrı kalacak Prison Break. Belki bir gün tekrar izlerim(dublaj bile diziyi izledim)