Into the Wild, Türkiye'de bilindiği şekliyle Özgürlük Yolu, Jon Krakauer'ın yazdığı ve Christopher McCandless adındaki bir gencin maceraları hakkında, filmle aynı ada sahip, kurgusal olmayan, bir kitabından uyarlanmış, 2007 yapımı bir film. En etkilendiğim filmler arasında yer alan ve gerçek…devamıInto the Wild, Türkiye'de bilindiği şekliyle Özgürlük Yolu, Jon Krakauer'ın yazdığı ve Christopher McCandless adındaki bir gencin maceraları hakkında, filmle aynı ada sahip, kurgusal olmayan, bir kitabından uyarlanmış, 2007 yapımı bir film.
En etkilendiğim filmler arasında yer alan ve gerçek bir yaşantıya dayanan bu filmde kahramanımız Christopher her şeyi ardında bırakıp sadece kendi benliğini alıp gitme cesaretini gösterebilmiş. Cesareti diyorum çünkü bunu bir filmde izlerken her ne kadar az da olsa olağan gelse de bu, gerçekleştirilmesi çok zor bir şey. Uğrunda yıllardır çabaladığın,bir bakıma seni bir birey yapan,toplumsal bir akış içerisinde seni normal bir birey yapan her şey... Seni sevdiklerini bildiğin, fakat bu sevginin de yoran, boğan bir sevgi olduğunu farkettiğin ailen... Sana kağıt üzerinde bir profil çıkaran ve aslında asıl kimliğini unutturan kimliğin... Sınırlar yaratan insanın, yine bu sınırları geçmek için ortaya çıkardığı pasaportun... Anlamsız bir kavga aracı olan paran, kredi kartların...
Aslında herkes böyle bir durumda kaçmayı doğal bulabilir. Fakat bunu gerçekleştirmek büyük özveri ister.Bir çok kişi tarafından Can Yücel'e ait olduğu sanılan bir şiirde bununla ilgili şöyle bir şey geçer:
"Bugünlerde herkes gitmek istiyor
Küçük bir sahil kasabasına, bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara...
Hayatından memnun olan yok.
Kiminle konuşsam aynı şey... Her şeyi, herkesi bırakıp gitme isteği.
Öyle 'yanına almak istediği üç şey' falan yok. Bir kendisi.Bu yeter zaten..."
20. Yüzyılın insanı boğan temposu, okul stresi, iş, kadınlar,aile,bağlılık... Tüm bunlar Chris için geride kalmış gereksiz 'gerekliliklerdir' artık. Onun önünde yeni bir yol vardır: "...boşa geçen iki yıldan sonra nihai ve en büyük macera başlıyor; içindeki günahkâr tarafı öldürüp ruhani değişim yolculuğunu zafer içinde tamamlama arasındaki savaş..." Film genel olarak onun bu çalkantılı yolculuğu ve bu yolculuğun ona getirdiklerini konu alıyor. Kahramanımız Chris bu kaçışı deneyimliyor. Peki mutlak özgürlük mutluluk için yeterli midir? Memeli sınıfına mensup olan biz insanoğlu, birilerine bağlılık düşünülmeden yaşayabilir miyiz? Köklerinin olmaması düşüncesi bizi cesaretlendiriyor mu? Eğer öyleyse bu cesareti beynimizde bir kaçışla mı eşleştirmeliyiz?
Film, tüm bu soruları sormanıza ve içinizde bir muhakemeye olanak sağladığı için kesinlikle izlemenizi, izletmenizi tavsiye ederim. Bu soruları da kendinize sorup cevaplayın izledikten sonra. Kesinlikle düşünce yapınıza bir etkisi olacak ve aradığınız birtakım cevapları bulmanıza ön ayak olacaktır . Keyifli izlemeler dilerim.