Seni bu dünyada en çok kim tanıyor? Gerçekten nasıl bir insan olduğunu, neler yapabileceğini, nelerden korktuğunu, neye ne kadar dayanabileceğini kim biliyor? Annen mi? Kardeşin mi? Dostların mi yoksa aşkların mı?
Doğum sırasının kişiliğimize etki ettiğini hiç düşündünüz mü? Adler'e göre etkilemesi muhtemel. ◇Aile içindeki konumumuz, bizi kim olduğumuz ve nasıl davrandığımız konusunda belirleyici bir rol oynar. Alfred Adler'ın kardeş sırası teorisi, bu konuyu ele alır ve bireyin aile içindeki yerinin,…devamıDoğum sırasının kişiliğimize etki ettiğini hiç düşündünüz mü? Adler'e göre etkilemesi muhtemel.
◇Aile içindeki konumumuz, bizi kim olduğumuz ve nasıl davrandığımız konusunda belirleyici bir rol oynar. Alfred Adler'ın kardeş sırası teorisi, bu konuyu ele alır ve bireyin aile içindeki yerinin, kişilik gelişimini nasıl etkilediğini açıklar. Bu teoriye göre, bir bireyin ailedeki sırası, onun kişilik özelliklerini, sosyal ilişkilerini ve yaşam tarzını belirleyen önemli bir faktördür.
◆Alfred Adler'ın kardeş sırası teorisi, bireyin kişilik gelişimini ve davranışlarını etkileyen önemli bir faktördür. Adler, bir bireyin aile içindeki kardeş sırasının, onun kişilik özelliklerini ve yaşam tarzını şekillendirmede belirleyici olduğunu savunur.
◇Büyük Kardeşler: Adler'a göre, büyük kardeşler genellikle liderlik ve sorumluluk rollerini üstlenmeye eğilimlidirler. Ailede ilk doğan çocuklar, daha fazla dikkat ve övgüye maruz kaldıkları için genellikle kendilerini yetişkinler gibi hissederler. Bu durum, onların liderlik becerilerini geliştirmelerine ve sorumluluk duygularını güçlendirmelerine neden olabilir.
◆Orta Kardeşler: Orta çocuklar genellikle aile içinde dengenin koruyucusu olarak hareket ederler. Büyük kardeşin liderlik rolünü benimserlerken, küçük kardeşlerin ihtiyaçlarını da gözetirler. Bu nedenle, ortanca çocuklar genellikle uzlaşmacı, arkadaş canlısı ve dışa dönük olabilirler.
◇Küçük Kardeşler: Küçük kardeşler genellikle dikkat çekici, bağımsız ve yaratıcı olma eğilimindedirler. Ailede son doğan çocuklar, genellikle daha fazla özgürlüğe sahiptirler ve bu nedenle bağımsızlık duygularını güçlendirirler. Bu durum, onların yaratıcı ve keşfetmeye yönelik bir yaşam tarzı benimsemelerine yol açabilir.
◆Tek Kardeşler: Adler, aynı zamanda tek çocukların da özel bir konumda olduğunu savunur. Tek çocuklar genellikle yetişkinlerle daha fazla vakit geçirirler ve genellikle daha fazla dikkat ve övgü alırlar. Bu durum, tek çocukların genellikle yetişkinlerle iyi ilişkiler kurmalarına ve dikkat çekici olmalarına neden olabilir.
◇Adler'ın kardeş sırası teorisi, bireyin aile içindeki konumunun kişilik gelişimini etkilediğini öne sürer. Özellikle, Adler, bireyin çocukluk döneminde yaşadığı deneyimlerin, onun yetişkinlikteki davranışları ve ilişkileri üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğunu vurgular. Bu nedenle, kardeş sırası teorisi, bireylerin aile geçmişlerini ve çocukluk deneyimlerini anlamak için önemli bir çerçeve sunar. Bu bilgi, bireylerin kendilerini daha iyi anlamalarına ve kişisel gelişimlerini desteklemelerine yardımcı olabilir.
"Aşırı disiplin ve kontrol, insanın özgürlüğünu ve ruhunu öldürür." ♡"Otomatik Portakal", Anthony Burgess'ün aynı adlı romanından uyarlanan, Stanley Kubrick'in yönettiği, distopik bir bilim kurgu filmidir. Film, yakın bir gelecekte, toplumun suçla mücadele etmek için radikal yöntemler kullandığı bir distopyada geçer.…devamı"Aşırı disiplin ve kontrol, insanın özgürlüğünu ve ruhunu öldürür."
♡"Otomatik Portakal", Anthony Burgess'ün aynı adlı romanından uyarlanan, Stanley Kubrick'in yönettiği, distopik bir bilim kurgu filmidir. Film, yakın bir gelecekte, toplumun suçla mücadele etmek için radikal yöntemler kullandığı bir distopyada geçer.
♡Baş karakterimiz Alex DeLarge, gençlik isyanı ve şiddetiyle dolu bir hayat sürmektedir. Alex, arkadaşlarıyla birlikte şiddet içeren suçlar işlemekte ve toplumda kargaşa yaratmaktadır. Ancak bir gün Alex, suçlarının sonuçlarına katlanmak zorunda kalır ve devlet tarafından yakalanır.
♡Alex, hapishaneden çıkmak için gönüllü olur ve devletin radikal bir tedavi programına katılır. Bu tedavi, "Ludovico Tekniği" olarak adlandırılır ve Alex'in beyin aktivitesini kontrol etmek için kullanılır. Bu tedavinin sonucunda, Alex şiddet içeren düşünceleriyle fiziksel rahatsızlık hisseder ve bu da onu şiddetten tiksindirir.
♡Ancak, Alex'in bu tedavisi, toplumun ve hükümetin gerçek niyetlerinden daha karmaşık bir duruma yol açar. Alex'in özgürlüğü ve insanlık onuruyla ilgili etik sorunlar, film boyunca derinlemesine işlenir.
♥︎"Otomatik Portakal", özgürlük, ahlak, otorite ve insan doğası gibi evrensel temaları işlerken, Stanley Kubrick'in karakteristik stiliyle de dikkat çeker. Film, benzersiz sinematografisi, müzik kullanımı ve derin karakter analizleriyle sinema tarihinde önemli bir yere sahiptir.
♥︎Freud'un Psikanalitik Kuramı: Film, Alex'in içsel çatışmalarını ve şiddetle dolu düşüncelerini ele alır. Freud'un id, ego ve süperego kavramları, Alex'in şiddet eğilimleri ve onun içsel çatışmaları arasındaki mücadeleyi açıklamada kullanılabilir. Alex'in saldırgan ve cinsel dürtüleri (id), onun ahlaki çatışmaları ve suçluluk duyguları (süperego) ile karşılaşması (ego), Freud'un kuramını uygulamada örnek olabilir.
♥︎Bandura'nın Sosyal Öğrenme Kuramı: Alex, toplumunun etkisi altında büyümüş ve suç eylemlerini arkadaşlarından öğrenmiş bir karakterdir. Albert Bandura'nın sosyal öğrenme kuramı, insan davranışlarının çevresel faktörlerden etkilendiğini ve model alınan davranışların kazanılmasında önemli olduğunu vurgular. Alex'in suçlu eylemleri ve şiddet içeren davranışları, sosyal çevresindeki etkileşimlerden kaynaklanabilir.
♥︎Kognitif Kuram: Filmde Alex'in tedavi süreci ve sonrasındaki deneyimleri, kognitif kuramın odaklandığı bilişsel süreçlerle ilişkilendirilebilir. Ludovico Tekniği, Alex'in düşüncelerini ve davranışlarını değiştirmek için kullanılan bir bilişsel müdahaledir. Bu, kognitif kuramın, düşüncelerin ve inançların davranışları şekillendirmede oynadığı rolü vurgulamaktadır.
♧İnsanist Yaklaşım: Carl Rogers'ın ve Abraham Maslow'un insanist yaklaşımı, bireyin kendi içsel potansiyelini gerçekleştirme çabalarına odaklanır.
♧Filmde Alex'in özgürlük arayışı ve bireysel kimlik arayışı, insanist yaklaşımın temel prensipleriyle uyumludur. Alex'in tedavi süreci ve sonrasında yaşadığı içsel çatışmalar, insanist yaklaşımın odaklandığı kişisel büyüme ve gelişmeyle ilişkilendirilebilir.
♧Bu kuramlar, "Otomatik Portakal" filmindeki karakterlerin davranışlarını ve deneyimlerini anlamak için kullanılabilir. Film, psikoloji kuramlarının çeşitli yönlerini ele alırken, aynı zamanda derinlemesine karakter analizleri ve insan doğasının karmaşıklığını sergiler.
♤"A Cure for Wellness" filmini biliyorum. 2016 yapımı olan bu film, bir Amerikan psikolojik korku gerilim filmidir. Yönetmenliğini Gore Verbinski üstlenmiştir. Film, genç bir iş adamının gizemli bir sağlık merkezine gitmesi ve orada tuhaf olaylarla karşılaşması üzerine şekillenir. Filmin başlangıç…devamı♤"A Cure for Wellness" filmini biliyorum. 2016 yapımı olan bu film, bir Amerikan psikolojik korku gerilim filmidir. Yönetmenliğini Gore Verbinski üstlenmiştir. Film, genç bir iş adamının gizemli bir sağlık merkezine gitmesi ve orada tuhaf olaylarla karşılaşması üzerine şekillenir. Filmin başlangıç olayları Zindan Adası filmine oldukça benzemektedir.
♤"A Cure for Wellness", Lockhart adında genç bir iş adamının hikayesini anlatır. Lockhart, şirketin CEO'sunu bir sağlık merkezinden geri getirmesi için görevlendirilir. Ancak bu merkez, İsviçre Alpleri'ndeki izole bir yerde bulunur ve oldukça gizemli bir geçmişe sahiptir.
♤Lockhart, sağlık merkezine vardığında, burada tuhaf olaylarla karşılaşır ve merkezin sakinlerinin davranışlarından rahatsız olmaya başlar. Merkezin lideri Dr. Volmer, kendisine ve diğer hastalara, "wellness" adı altında tedaviler uygular, ancak bu tedavilerin gerçek amacı ve etkileri belirsizdir.
♤Lockhart, araştırmalarına devam ettikçe, merkezin derinlerinde karanlık bir sırrın olduğunu keşfeder. Geçmişte yaşanan trajik olaylar, merkezin sakinlerinin tuhaf davranışları ve Dr. Volmer'in gerçek niyetleriyle ilgili gerçekler gün yüzüne çıkar.
♤Film, Lockhart'ın merkezin gizemlerini çözmeye çalışırken yaşadığı korku dolu ve gizemli bir yolculuğu anlatır. Görsel açıdan çarpıcı sahneler, karanlık atmosfer ve sürükleyici anlatımıyla "A Cure for Wellness", seyirciyi rahatsız edici bir dünyaya çeker ve insan doğasının karanlık yönlerine dair düşündürür.
♤İzolasyon ve Gerçeklik Algısı: Film, ana karakter Lockhart'ın izole bir sağlık merkezine gitmesiyle başlar. Bu izolasyon, Lockhart'ın gerçeklik algısını değiştirir ve onu kendi zihninin labirentinde dolaşırken bulur. İzolasyon, kişinin kendi gerçekliğiyle yüzleşmesini ve kendi içsel karanlık noktalarını keşfetmesini sağlar.
♤Travma ve Bellek Kaybı: Lockhart'ın karakteri, kendi geçmişiyle ilgili travmatik olayları hatırlamakta zorlanır. Bellek kaybı ve geçmişle ilgili sorgulamalar, karakterin kimliği ve davranışları üzerinde derin etkiler bırakır.
♤Güç ve Kontrol İstenci: Dr. Volmer gibi karakterler, güç ve kontrol arayışında olan kişiliklerdir. Merkezin sakinleri üzerinde egemenlik kurmaya çalışırken, kendi içsel çatışmaları ve motivasyonlarıyla da mücadele ederler. Bu, karakterlerin psikolojik karmaşıklığını ve derinliklerini vurgular.
♡Gerçeklik ile İllüzyon Arasındaki Çatışma: Film, gerçeklik ile illüzyon arasındaki ince çizgiyi sorgular. Sağlık merkezi, hastalara gerçekliği değiştiren ve manipüle eden bir illüzyon sunar. Bu, insanların gerçeklik algılarını sorgulamalarına ve kendi hakikatleriyle yüzleşmelerine neden olur.
♡Kişilik Bölünmesi ve İçsel Çatışmalar: Ana karakter Lockhart'ın içsel çatışmaları ve kişilik bölünmesi, filmde önemli bir tema olarak işlenir. Kendi içindeki karanlıkla yüzleşirken, bölünmüş bir benlik ve çatışan arzular arasında gidip gelir.
♡"A Cure for Wellness", psikolojik olarak derin ve karmaşık bir film olarak ele alınabilir. İzleyiciyi karakterlerin iç dünyalarına çekerken, aynı zamanda insan doğasının karanlık ve karmaşık yönlerine dair derin düşüncelere yol açar.
♡Freud'un Psikanalitik Kuramı: Filmdeki karakterlerin davranışlarını, bilinçaltının derinliklerinden kaynaklanan içsel çatışmalar ve bastırılmış dürtüler şeklinde ele alabiliriz. Özellikle Dr. Volmer gibi karakterlerin gizli ve karanlık geçmişleri, Freud'un psikanalitik kuramının odaklandığı bilinçaltı dinamiklerini yansıtabilir.
♡Jung'un Analitik Psikolojisi: Jung'un analitik psikolojisi, kolektif bilinçaltı ve arketipler üzerinde odaklanır. Filmdeki sağlık merkezi gibi izole ortamlar ve mistik semboller, Jung'un teorileriyle bağlantılı olabilir. Ayrıca, karakterlerin içsel yolculukları ve kendi karanlık yönleriyle yüzleşmeleri, Jung'un kişisel gelişim ve bütünleşme kavramlarıyla ilişkilendirilebilir.
◇Behaviorizm: Filmdeki karakterlerin davranışları, dışsal uyarıcılara tepki olarak şekillenebilir. Özellikle, merkezin sakinlerinin belirli koşullara tepki vermesi ve yöneticilerinin bu tepkileri kontrol etmeye çalışması, behaviorizmin temel prensiplerine uygun olabilir.
♡Bilişsel Kuram: Bilişsel kuram, insanların zihinsel süreçlerini ve bilgi işleme süreçlerini inceler. Filmdeki karakterlerin gerçeklik algısı ve kendi iç dünyalarındaki bilişsel çatışmalar, bilişsel kuramın odaklandığı konulara örnek olabilir.
◇İnsanist Yaklaşım: İnsanist yaklaşım, bireyin potansiyelini ve kişisel büyüme sürecini vurgular. Filmdeki ana karakter Lockhart'ın içsel dönüşümü ve kişisel keşifleri, insanist yaklaşımın temel prensipleriyle uyumlu olabilir.
Hayatımızı devam ettirmemizi sağlayan şey nedir? Planlarımız mı, ailemiz mi, arkadaşlarımız mı? Yoksa hiçbiri mi? Neyi yerine getirmek için yaşarız? Neden yaşama güdümüz var? İşte bunlara kuramlar ne cevap vermiş birlikte bakalım. ♤♤Bu konular bireyseldir. Yani kişisel deneyimler ve kültürel…devamıHayatımızı devam ettirmemizi sağlayan şey nedir?
Planlarımız mı, ailemiz mi, arkadaşlarımız mı? Yoksa hiçbiri mi?
Neyi yerine getirmek için yaşarız? Neden yaşama güdümüz var?
İşte bunlara kuramlar ne cevap vermiş birlikte bakalım.
♤♤Bu konular bireyseldir. Yani kişisel deneyimler ve kültürel etkiler gibi etmenler bunları etkileyebilir. Burada yazanlar sadece kuramsal ve bilimsel olarak açıklandığı unutulmamalıdır.
♡Bilimsel olarak, insanın her sabah kalktığında enerjisini nereden bulduğu ve hayata devam etmesini sağlayan nedenlerin ne olduğuyla ilgili pek çok teori ve araştırma bulunmaktadır.
♡Evrimsel Perspektif: İnsanlar, evrim sürecinde hayatta kalmak ve türlerini sürdürmek için doğal seçilime tabi tutulmuşlardır. Bu nedenle, temel bir hayatta kalma güdüsüne sahiptirler. Her sabah kalktıklarında, temel ihtiyaçlarını karşılamak ve nesillerini sürdürmek için içsel bir motivasyonları olabilir.
♡Biyolojik ve Nörolojik Süreçler: İnsan vücudu karmaşık biyolojik ve nörolojik süreçlerle çalışır. Uyku sırasında dinlenir, yenilenir ve enerji depoları doldurulur. Bu süreçlerin bir sonucu olarak, bir kişi uyanık olduğunda enerjiye ve motivasyona sahip olabilir.
♡Psikolojik Faktörler: İnsanların yaşam amacı ve anlam arayışı, psikolojik ihtiyaçlarının bir sonucu olabilir. Bazı psikolojik teorilere göre, insanlar kendilerini gerçekleştirme, aidiyet hissi ve anlam arayışı gibi ihtiyaçları tatmin etmek için hayatlarını anlamlandırmaya çalışırlar.
♡Sosyal Etkileşimler: İnsanlar genellikle sosyal etkileşimler ve ilişkiler yoluyla anlam ve tatmin bulurlar. Aile, arkadaşlar, topluluklar ve diğer sosyal bağlantılar, bir kişinin hayatını anlamlandırmasına ve enerji bulmasına yardımcı olabilir.
♡Evrim Psikolojisi: Bu yaklaşıma göre, insanların yaşama nedeni evrimsel süreçlerle belirlenir. İnsanlar, hayatta kalmak, üremek ve genlerini gelecek nesillere aktarmak için evrimleşmiştir.
♡Sabah kalkmanın anlamı ise hayatta kalmak ve günlük gereksinimleri karşılamak için temel bir ihtiyaç olan beslenme, güvenlik ve ilişkileri sürdürme gibi aktiviteleri gerçekleştirmek içindir.
♡Evrimsel bir perspektiften bakıldığında, insanların günlük enerjilerini ve hayata devam etme nedenlerini bulma eğilimi, insan türünün hayatta kalma ve üreme içgüdüsüyle ilişkilendirilebilir. İnsanlar, evrimsel olarak hayatta kalabilmek ve genlerini gelecek nesillere aktarabilmek için doğal bir içgüdüye sahiptirler. Bu içgüdü, insanların günlük enerjilerini toplamalarına ve hayatlarını devam ettirmelerine yardımcı olur.
♡Bu nedenle, bir anne-babanın çocuk sahibi olması ve onları büyütmesi, doğal bir içgüdüsel eylemdir. Sabah kalkmanın anlamı ise günlük yaşamda hayatta kalmak için temel ihtiyaçları karşılamak için gerekli olan aktiviteleri gerçekleştirmektir. Örneğin, işe gitmek, yiyecek temin etmek, barınma sağlamak gibi.
♡Psikanaliz Kuramı (Freud): Freud'a göre, insanın yaşama nedeni içgüdülerinin tatminidir. Kişinin içgüdüsel dürtüleri olan cinsellik ve saldırganlık, yaşam enerjisi olan libido ve ölüm dürtüsü (Thanatos) üzerinde odaklanır. Sabah kalkmanın anlamı ise içgüdüsel gereksinimleri karşılamak, kişinin içsel dengeyi sağlamak ve toplumsal normlara uyum sağlamaktır.
♡İnsanistik Psikoloji (Maslow ve Rogers): İnsanistik psikolojiye göre, insanların yaşama nedeni kendi potansiyellerini gerçekleştirmektir. Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisine göre, insanlar fizyolojik ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra güvenlik, sevgi, saygı ve kendini gerçekleştirme ihtiyaçlarına yönelirler. Sabah kalkmanın anlamı ise bireyin kendini gerçekleştirme yolunda ilerlemesi, kişisel büyüme ve potansiyelini açığa çıkarma çabasıdır.
♡Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisine göre, insanlar fizyolojik ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra güvenlik, sevgi, saygı ve kendini gerçekleştirme ihtiyaçlarına yönelirler. Bu ihtiyaçlar, insanların hayatlarını anlamlandırma ve bir amaç arama eğilimleriyle ilişkilendirilebilir. İnsanlar, hayatlarını anlamlandırmak ve bir amaç bulmak için sürekli bir içsel motivasyona sahiptirler.
♡Örneğin, bir kişinin işte başarılı olmak, hobilerini geliştirmek veya ilişkilerinde derinleşmek gibi hedefleri vardır.
♡Bilişsel Yaklaşım: Bilişsel psikoloji, insanların yaşama nedenini bilgiyi işleme süreçleri ve zihinsel yapılarıyla ilişkilendirir. İnsanlar, anlam arayışı içindedirler ve bilgiye ulaşma, anlama ve çözme süreçlerine dahil olmak için yaşarlar.
♡Sabah kalkmanın anlamı ise yeni deneyimler yaşama, öğrenme ve problemleri çözme sürecinin bir parçası olarak düşünülebilir.
♡Bilişsel psikoloji, insanların düşünme, öğrenme ve anlama süreçlerini inceler. İnsanlar, düşünme kapasiteleri sayesinde hayatlarını anlamlandırmaya çalışır ve geleceğe dönük planlar yaparlar. Bilinçli ve bilinçdışı düşünceler, insanların yaşamlarını şekillendirir ve anlamlandırır.
♡Örneğin, bir kişinin sabah kalkmasının nedeni, günün planını yapmak, zihinsel ve fiziksel olarak hazırlanmak ve gün içinde karşılaşabileceği sorunları çözmek için gereklidir. Sabah kalkmanın anlamı, yeni deneyimler yaşama, öğrenme ve kişisel gelişim için fırsatlar yaratmaktadır.
~ .mhg.
●Psikoseksüel dönemin son basamağı olan genital dönem… Hiç aklınıza geldi mi insanlar ikili ilişkilerinde bağlanma korkusuyla mesafe koyarlar? Ya da insanların neden fetişi vardır? Veya partneri üzerinde neden bu kadar aşırıya kaçar? ●Bu soruların cevabını aklımın yettiğince ve Psikoseksüel kurama…devamı●Psikoseksüel dönemin son basamağı olan genital dönem… Hiç aklınıza geldi mi insanlar ikili ilişkilerinde bağlanma korkusuyla mesafe koyarlar? Ya da insanların neden fetişi vardır? Veya partneri üzerinde neden bu kadar aşırıya kaçar?
●Bu soruların cevabını aklımın yettiğince ve Psikoseksüel kurama göre açıklamaya çalışacağım.
●Unutulmamalıdır ki bu durumları ortaya getiren nedenler kişiden kişiye değişebilir, bu durumlar tek bir olay karşısında ortaya çıkmayabilir.
●Freud'un psikanalitik kuramında, genital dönem, cinsel gelişimin en son aşamasını temsil eder ve ergenlik döneminden itibaren devam eder. Genital dönem, cinsel enerjinin dışa yönlendirilerek karşı cinsle ilişkilerin odaklandığı bir dönemi ifade eder.
●Bu dönemde, bireyler cinsel doyumu sağlayacak sağlıklı ilişkiler kurma becerisi kazanırlar.
●Genital dönem, Freud'un psikanalitik kuramında olgunlaşmanın ve kişilik gelişiminin son aşamasıdır. Bu dönemde, bireyin cinsel enerjisi, cinsel bir nesne arayışı içinde dışa yönlendirilir ve cinsel doyum sağlama arayışı artar.
●Freud'a göre, bireyin cinsel enerjisinin bu dönemde sağlıklı bir şekilde dışa yönlendirilmesi, olgun ve doyurucu ilişkiler kurma yeteneğini geliştirmesine olanak tanır.
●Genital dönemdeki bireyler, cinsel kimliklerini daha net bir şekilde tanımlarlar ve karşı cinsle ilişkilerde bulunmaya başlarlar. Bu dönemdeki ilişkilerde cinsel doyum ve romantizm önemli bir yer tutar.
● Ancak, Freud'a göre, kişinin cinsel enerjisinin dengeli bir şekilde dışa yönlendirilmesi ve sağlıklı ilişkiler kurabilmesi için önceki dönemlerdeki çatışmaların çözülmesi gerekir.
●Freud'un psikanalitik kuramına göre, genital dönemin sağlıklı bir şekilde tamamlanamaması veya olumsuz bir şekilde etkilenmesi, ileride kişilikte çeşitli saplantılı davranışlara neden olabilir.
●Cinsel İlişkilerde Sorunlar: Genital dönemin sağlıklı bir şekilde tamamlanmaması, yetişkinlikte cinsel ilişkilerde sorunlara neden olabilir. Örneğin, cinsel doyum sağlayamama, cinsel ilişkiden kaçınma veya cinsel işlev bozuklukları gibi sorunlar ortaya çıkabilir.
♤Bir birey, cinsel ilişkiden kaçınma eğilimi gösterir ve bu nedenle romantik ilişkilerde sürekli olarak sorunlar yaşar.
♤Cinsel işlev bozuklukları (örneğin, erken boşalma veya orgazm olamama gibi) yaşanması ve bunun ilişkilerde sürekli bir sorun haline gelmesi.
●Bağlanma ve İlişki Sorunları: Olumsuz bir genital dönem, kişinin bağlanma ve ilişki kurma becerilerini etkileyebilir. Bu durumda, kişi sağlıklı ve doyurucu ilişkiler kurmada zorlanabilir veya bağlanma korkusu gibi sorunlar yaşayabilir.
♤Bir birey, bağlanma korkusu nedeniyle ilişkilerde sürekli olarak mesafe koyma veya duygusal yakınlıktan kaçınma eğilimi gösterir.
♤Bağlanma korkusu nedeniyle, ilişkilerde sürekli olarak şüpheci ve kıskanç davranma eğilimi göstermek.
●Saplantılı Cinsel Düşünceler ve Davranışlar: Genital dönemin olumsuz etkilenmesi, saplantılı cinsel düşüncelerin veya davranışların ortaya çıkmasına neden olabilir. Örneğin, aşırı derecede cinsel düşkünlük, cinsel fetişizm veya saplantılı cinsel düşünceler gibi durumlar söz konusu olabilir.
♤Bir birey, belirli bir cinsel fetişe (örneğin, ayak fetişi veya giyim fetişi gibi) aşırı derecede bağımlı hale gelir ve bu nedenle sağlıklı cinsel ilişkiler kurmada zorlanır.
♡Sürekli olarak cinsel içerikli düşüncelerin zihni işgal etmesi ve bu düşüncelerin normal günlük yaşantıyı etkilemesi.
●Cinsel İlişkilerde Kontrol Problemleri: Olumsuz bir genital dönem, kişinin cinsel ilişkilerde kontrol problemleri yaşamasına neden olabilir. Örneğin, cinsel ilişkilerde aşırı kontrolcü veya manipülatif davranma eğilimi göstermek gibi durumlar söz konusu olabilir.
♤Cinsel ilişkilerde aşırı kontrolcü davranışlar sergileme, partneri üzerinde baskı kurma ve onu manipüle etme eğilimi gösterme.
♤Partnerinin cinsel ilişkideki sınırlarını sürekli olarak ihlal etme ve onu rahatsız edecek davranışlarda bulunma.
●Duygusal ve Psikolojik Sorunlar: Genital dönemin olumsuz etkilenmesi, genel olarak duygusal ve psikolojik sorunlara yol açabilir. Örneğin, depresyon, anksiyete, düşük özsaygı, özdeğer eksikliği gibi sorunlar ortaya çıkabilir.
♤Cinsel ilişkilerde yaşanan sorunlar nedeniyle depresyon, anksiyete ve düşük özsaygı gibi duygusal sorunlar yaşanması.
♤İlişkilerde sürekli olarak başarısızlık ve hayal kırıklığı yaşanması nedeniyle düşük özdeğer hissi ve genel olarak mutsuzluk hissi yaşanması.
●Bu saplantılı davranışlar ve duygusal sorunlar, kişinin cinsel kimliğini ve ilişki becerilerini olumsuz yönde etkileyebilir ve genel yaşam kalitesini düşürebilir. Freud'un psikanalitik kuramında, bu tür sorunların temelinde çocukluk dönemindeki travmatik deneyimlerin ve içsel çatışmaların bulunduğu düşünülür. Bu nedenle, psikanalitik terapi gibi yaklaşımlar, bu sorunların çözümünde önemli bir rol oynayabilir.
●Genital dönem, Freud'un kuramında kişinin cinsel olgunluğa ulaştığı ve toplumsal normlara uyum sağlayarak sağlıklı ilişkiler kurma yeteneğini kazandığı bir aşamayı ifade eder.
♡Ancak, bu sürecin her birey için farklılık gösterebileceği ve çeşitli kişisel, sosyal ve kültürel etmenlerin etkisi altında olduğu unutulmamalıdır.
♡Böylelikle Freud’un psikoseksüel dönemlerini tamamlamış olduk. Freud'un psikanalitik kuramı, özellikle psikoseksüel dönemlerin ve cinsel gelişimin önemine odaklandığı için birçok eleştiriye maruz kalmıştır. Bu eleştiriler çeşitli disiplinlerden ve uzmanlardan gelmiştir. Bunlardan bazıları; Karen HORNEY, Erik ERIKSON, Nancy CHODOROW.
♡Bu eleştirmenlerin yanı sıra, feminizm, kültürel antropoloji ve sosyal psikoloji gibi alanlardan birçok uzman da Freud'un psikoseksüel dönemler teorisini eleştirmiştir. Eleştiriler genellikle teorinin cinsel gelişimi genelleştirmesi, kadınların cinsel gelişimini yetersiz ele alması, kültürel farklılıkları dikkate almaması ve bilimsel yöntemlere dayanmayan varsayımlara dayanması gibi konularda yoğunlaşmıştır. Bu eleştiriler, Freud'un teorilerinin sadece bir bakış açısını yansıttığı ve daha kapsamlı bir perspektife ihtiyaç duyduğu düşüncesini desteklemektedir.
♡♡♡♡♤♤♤♤◇◇◇◇♧♧♧♧
●"The Wolf of Wall Street", hızlı tempolu bir finans draması olmanın yanı sıra, ahlaki bozulma ve aşırı tüketim kültürünü eleştiren bir film olarak da öne çıkıyor. Jordan Belfort'un gerçek hayattan uyarlanmış hikayesi, Wall Street'te başarıya ulaşmanın ve aşırı zenginliğin getirdiği…devamı●"The Wolf of Wall Street", hızlı tempolu bir finans draması olmanın yanı sıra, ahlaki bozulma ve aşırı tüketim kültürünü eleştiren bir film olarak da öne çıkıyor. Jordan Belfort'un gerçek hayattan uyarlanmış hikayesi, Wall Street'te başarıya ulaşmanın ve aşırı zenginliğin getirdiği tehlikeleri gözler önüne seriyor.
●Film, gösterişli ve lüks yaşam tarzını vurgulayan sahnelerle dolu. Özellikle Jordan Belfort'un şatafatlı partileri, pahalı arabaları ve lüks malikaneleri, tüketim çılgınlığının ve ahlaki çöküşün sembolü haline geliyor.
●Ancak, bu göz alıcı görüntülerin altında, Belfort'un ahlaki değerlerinden ve toplumun çıkarlarından kopmasıyla birlikte gelen yıkıcı sonuçlar da var. Film, Belfort'un hırsının ve açgözlülüğünün, onu yasadışı faaliyetlere ve kişisel çöküşe sürüklediğini açıkça gösteriyor.
●Öte yandan, "The Wolf of Wall Street" aynı zamanda aşırı tüketim kültürünün boşluğunu ve yozlaşmışlığını da eleştiriyor. Belfort'un kazandığı zenginlik ve güç, onun mutlu bir hayat yaşamasını sağlamıyor; aksine, içsel boşluğunu ve mutsuzluğunu derinleştiriyor.
●Bu film, izleyicilere hırslarının ve açgözlülüklerinin nereye varabileceğini düşündürüyor ve aşırı tüketim kültürünün insan ruhunu nasıl bozabileceğini gösteriyor. Sonuç olarak, "The Wolf of Wall Street" ahlaki bir ders sunmanın yanı sıra, insan doğasının karanlık yönlerini de cesurca ele alıyor.
♠︎Para, beyninize ulaşana kadar bir araçtır. Sonra, paranız beyne ulaşır
♣︎Fırtınadan önce sessizlik diye adlandırılan o dönem “LATENT DÖNEM” ♣︎Her şeyin bir nedeni vardır ancak o nedenler nelerdir? Davranışımızı tek bir durumlar olayla açıklayabilir miyiz? Yoksa bir davranışın oluşması için birkaç durumun art arda gelmesi mi lazım? Dilimin döndüğünce Freud’un…devamı♣︎Fırtınadan önce sessizlik diye adlandırılan o dönem “LATENT DÖNEM”
♣︎Her şeyin bir nedeni vardır ancak o nedenler nelerdir? Davranışımızı tek bir durumlar olayla açıklayabilir miyiz? Yoksa bir davranışın oluşması için birkaç durumun art arda gelmesi mi lazım? Dilimin döndüğünce Freud’un Psikanalitik kuramına göre açıklamaya çalışıyorum. Bugünkü dönemimiz latent dönem.
♣︎Freud'un psikanalitik kuramında, latent dönem, çocuğun cinsel enerjisinin bastırılmış gibi göründüğü ve cinsel dürtülerin belirgin bir şekilde azaldığı bir dönemi ifade eder. Yaklaşık 6 ila 12 yaşları arasında ortaya çıkar ve cinsel enerjinin dışa vurulmasının baskılandığı bir süreci temsil eder.
♣︎Latent dönemde, çocuklar cinsel dürtülerinin farkına varmazlar veya bunları bastırırlar. Cinsel enerji, cinsel organlardan uzaklaşır ve sosyal ve akademik becerilerin geliştirilmesiyle ilgili diğer alanlara yönlendirilir.
♣︎Çocuklar genellikle arkadaşlık ilişkilerine ve eğitim faaliyetlerine odaklanırken, cinsel içerikli düşünceler ve davranışlar daha az belirgindir.
♣︎Bu dönemde çocuklar ilgilerini daha çok akademik hayata yani okula çevirirler. Fark ederseniz bu yaştaki çocuklarda karşı cinsi istememe durumu baş gösterebilir oyunlara yalnızca hemcinslerini kabul etme durumunu görebiliriz. Karşı cinsle kavgalar artabilir.
♣︎Freud'a göre, latent dönemde cinsel enerjinin bastırılması, çocuğun cinsel dürtülerini kontrol altına almasına ve toplumun kabul ettiği davranış normlarına uyum sağlamasına yardımcı olur.
♣︎Bu dönem, çocuğun kişilik gelişimi için önemli bir aşamadır ve cinsel enerjinin daha olgunlaşmış bir şekilde dışa vurulduğu ergenlik dönemine hazırlık süreci olarak görülür.
♣︎Bu dönemde ebeveynler çocuklarının bu enerjilerini bir yerde boşaltmasını sağlamaları lazım. Özellikle sosyal alanlarda, spor, sanat vb gibi alanlara çocuklarını yönlendirebilirler.
♣︎Ancak, bu dönemdeki bastırılmış cinsel enerji, çocukların davranışlarında ve düşüncelerinde saplantılı veya takıntılı şekillerde kendini gösterebilir. İşte latent döneme özgü bazı saplantılar:
♣︎Obsesif Düşünceler: Çocuklar latent dönemde cinsel enerjilerini bastırdıklarında, bu enerji diğer alanlara yönlendirilebilir ve obsesif düşüncelere neden olabilir. Örneğin, sürekli olarak belirli bir konu veya endişe hakkında düşünme eğilimi gösterebilirler.
◆Bir çocuk sürekli olarak hastalanma korkusuyla obsesif bir şekilde ellerini yıkama eylemini tekrarlar.
◆Okuldan eve dönüşte, sürekli olarak kapıların kilitli olduğunu kontrol etme takıntısı.
◆Bir çocuk, gelecek hakkında sürekli olarak kötü senaryoları düşünerek uyumakta zorlanır.
♣︎Takıntılı Davranışlar: Latent dönemdeki çocuklar, bastırılmış cinsel enerjilerini takıntılı davranışlarla ifade edebilirler. Örneğin, sürekli olarak belirli bir ritüeli tekrarlamak veya belirli bir nesneye aşırı derecede bağlılık göstermek gibi davranışlar sergileyebilirler.
◆Bir çocuk, her gün aynı sırayla ayakkabılarını giyip bağlamakta ısrar eder ve bu sırayı değiştirmemekte direnir.
◆Oyuncaklarını düzenleme veya belirli bir düzeni koruma konusunda aşırı derecede takıntılı olma.
◆Bir çocuk, belirli bir oyuncak veya nesne olmadan hiçbir yere gitmeyi reddeder.
♣︎Fobi ve Korkular: Bazı çocuklar latent dönemde cinsel dürtülerini bastırırken, bu bastırılmış enerji fobiler veya korkular olarak yansıyabilir. Örneğin, belirli bir nesne veya durumdan aşırı derecede korkma eğiliminde olabilirler.
◆Bir çocuk, karanlık odalardan veya kapalı alanlardan aşırı derecede korkar ve bu tür durumlardan kaçınmaya çalışır.
◆Belirli bir hayvan türünden veya belirli bir nesneden (örneğin, örümcekler veya yükseklik) aşırı derecede korkma.
◆Belirli bir olayın (örneğin, yıldırım çakması veya doğal afetler) tekrarlanmasından aşırı derecede endişe duyma ve bu tür durumlardan kaçınma.
♣︎Mükemmeliyetçilik: Bastırılmış cinsel enerji, latent dönemdeki çocukların mükemmeliyetçi veya kontrolcü davranışlar sergilemelerine neden olabilir. Örneğin, her şeyin kusursuz olması için aşırı derecede çaba harcama veya kontrol edilemeyen durumlar karşısında aşırı kaygı duyma gibi davranışlar gösterebilirler.
◆Bir çocuk, her zaman mükemmel notlar almak için aşırı derecede fazla çalışır ve bu durumun dışında herhangi bir notu kabul etmez.
◆Her şeyin kusursuz olması için aşırı titizlik gösterme, özellikle odalarını veya kişisel eşyalarını düzenleme konusunda.
◆Kontrol edilemeyen durumlar karşısında aşırı kaygı duyma ve bu durumları en aza indirmek için aşırı çaba harcama, örneğin, her şeyi planlama ve kontrol etme ihtiyacı.
♥︎Bu saplantılı veya takıntılı davranışlar, çocuğun cinsel enerjisini bastırma sürecinde ortaya çıkabilir ve kişilik gelişiminde belirleyici bir rol oynayabilir.
♥︎Freud'a göre, bu saplantılar çocuğun içsel çatışmalarının bir yansıması olarak kabul edilir ve psikanalitik terapi ile çözülmeye çalışılabilir. Ancak, günümüzde bu görüşlere farklı bakış açıları da bulunmaktadır ve saplantılı davranışların çeşitli psikolojik, sosyal ve biyolojik faktörlerden etkilendiği kabul edilmektedir.
♥︎Latent dönem hakkındaki Freud'un görüşleri günümüzde bazı eleştirilere maruz kalmıştır.
♥︎Çünkü çocukların cinsel gelişiminin bu kadar basit ve aşamalı olmadığı, bunun yerine çok daha karmaşık ve çeşitli faktörlerin etkilediği bir süreç olduğu kabul edilmektedir.
♠︎Bir sonraki dönem olan genital dönemde görüşmek üzere hoşça kalın, iyi geceler.
▪︎“Bu her zaman ne istediğimiz şey olmayabilir, ama bazen olması gereken budur. Aynı evde yaşamaya devam edeceğiz, ama birbirimizi tanımayacağız. Üzgün değilim.” ♥︎Erkek kadını aldatır, kadın erkekten intikam almaya çalışır. ▪︎Gone Girl", evlilikteki zorlukları ve ilişki dinamiklerini, birbirine dolanmış bir…devamı▪︎“Bu her zaman ne istediğimiz şey olmayabilir, ama bazen olması gereken budur. Aynı evde yaşamaya devam edeceğiz, ama birbirimizi tanımayacağız. Üzgün değilim.”
♥︎Erkek kadını aldatır, kadın erkekten intikam almaya çalışır.
▪︎Gone Girl", evlilikteki zorlukları ve ilişki dinamiklerini, birbirine dolanmış bir gizem hikayesiyle harmanlayan bir film. Bir çiftin yaşadığı sıradan hayat, kadının kaybolmasıyla birlikte altüst olur ve izleyicileri kendine çeker. Adamın masum olduğunu düşünmek istesek de, film bizi sürekli şüpheye düşürür ve kahkahalarla dolu bir gerilim yolculuğuna çıkarır. Flashback'ler, karakterlerin geçmişlerini açığa çıkarırken, medyanın ve toplumun etkisiyle yüzleşmemizi sağlar. Manipülasyon, sır dolu günlükler ve sürpriz twist'lerle dolu bu film, izleyicileri şaşırtır ve düşündürürken aynı zamanda eğlendirir. Sonuç olarak, "Gone Girl" izlerken beyninizin ve duygularınızın karışacağı bir film deneyimi yaşarsınız.
Ana Temalar:
▪︎Evli Hayatın Zorlukları: Film, evlilik ve ilişkilerin karmaşıklığını ve zorluklarını inceler. Nick ve Amy'nin evliliklerindeki çatışmalar, iletişimsizlik ve yalanlar, izleyicilere evli hayatın karanlık yönlerini gösterir.
▪︎Medya ve Toplumsal Algı: Kaybolan bir kadının hikayesi, medyanın ve toplumun nasıl etkisi altında olduğunu ve gerçeklerin nasıl manipüle edilebileceğini gösterir. Medyanın etkisi altında, gerçeklik ve algı arasındaki fark belirsizleşir.
▪︎İnsanın Doğası ve İkilik: Film, karakterlerin iç dünyalarını ve çelişkili davranışlarını inceler. Nick ve Amy'nin sırları, karakterlerin iyi ve kötü yanlarını bir arada barındırabileceğini ve insanın doğasının karmaşıklığını vurgular.
Filmdeki Sürprizler ve Dönemeçler:
▪︎Film, sürpriz twist'ler ve dönemeçlerle doludur. Özellikle Amy'nin gerçek niyetlerinin ortaya çıkması ve Nick'in durumuyla başa çıkma çabaları, izleyicilere şaşırtıcı anlar yaşatır.Flashback'ler, karakterlerin geçmişlerini ve ilişkilerini daha iyi anlamamıza yardımcı olur. Özellikle Amy'nin günlüğü, izleyicilere kendi bakış açısından olayları görmelerini sağlar.
Gone Girl" filmi psikolojik açıdan incelendiğinde çeşitli kavramlar ve temalar ön plana çıkar.
▪︎Çift İlişkileri ve İletişim: Film, evli bir çiftin ilişkisindeki çatışmaları ve iletişimsizliği ele alır. Nick ve Amy arasındaki çatışmalar, psikolojik olarak karmaşık bir ilişkinin ve iletişim eksikliğinin sonuçları olarak görülebilir. Evli çiftler arasındaki duygusal ve iletişimsel ihtiyaçların nasıl karşılanması gerektiği üzerine düşündürür.
▪︎Narsisizm: Amy'nin karakteri, narsisistik özellikler sergiler. Kendisini merkeze alan ve başkalarını manipüle etmeye çalışan bu kişilik yapısı, narsisistik kişilik bozukluğu kavramıyla ilişkilendirilebilir. Amy'nin günlüğü aracılığıyla kendisini yüceltme ve başkalarını aşağılama arzusu, narsisistik özelliklerin belirtilerindendir.
▪︎Manipülasyon ve Kontrol: Film, manipülasyonun ve kontrolün farklı yönlerini inceler. Amy, farklı kişilikleri ve planlı hareketleriyle çevresindekileri manipüle etmeye çalışır. İzleyicilere, insanların başkalarını kontrol etme arzusunun ve bu kontrolü nasıl sağladıklarının psikolojik yönleri gösterilir.
▪︎Toplumsal Algı ve Medyanın Etkisi: Film, medyanın ve toplumsal algının nasıl şekillendiğini ve gerçeklerin nasıl manipüle edilebileceğini gösterir. Kaybolan bir kadının hikayesi, medyanın ve toplumun nasıl bir algı oluşturduğunu ve gerçeklerin nasıl değiştirildiğini yansıtır.
▪︎Tehlike Algısı ve Güven Problemleri: Filmdeki karakterler arasındaki güven sorunları ve tehlike algısı, psikolojik açıdan incelenebilir. Nick'in suçlanması ve toplumun ona karşı güveninin sarsılması, güven duygusunun nasıl etkilendiğini gösterir.
Sosyal Öğrenme Kuramı:
▪︎Manipülasyon ve Öğrenme: Filmdeki karakterlerin manipülatif davranışları, sosyal öğrenme kuramı açısından incelenebilir. Amy, çeşitli yöntemlerle çevresindekileri manipüle etmeyi öğrenir ve bu davranışlarının sonuçlarını gözlemleyerek güç kazanır.
▪︎Medyanın Rolü: Medyanın ve toplumsal algının, sosyal öğrenme süreçlerini nasıl etkilediği de filmde görülebilir. Medyanın etkisi altında, toplumun gerçekleri algılayış biçimi değişir ve Amy'nin manipülasyonları daha etkili hale gelir.
Davranışçı Kuram:
▪︎Ödül ve Cezanın Rolü: Filmdeki karakterlerin davranışları, ödül ve ceza prensiplerine göre şekillenir. Amy, istediği sonucu elde etmek için ödül ve ceza sistemlerini kullanır. Bu, davranışçı kuramın temel prensipleriyle uyumludur.
▪︎Modelleme: Amy'nin manipülatif davranışları, çevresindeki diğer karakterler üzerinde modelleme etkisi yapabilir. Özellikle medya tarafından öne çıkarılan Amy'nin hikayesi, insanların benzer davranışları sergileme olasılığını artırabilir.
♥︎Evet, Freud'un Psikanalitik kuramının oral ve anal dönemine ait bilgiler vermiştik şimdi ise bir sonraki dönem olan fallik dönem hakkında birkaç şey yazmak istiyorum. ♥︎Erkek çocukların annelerine kız çocukların ise babalarına neden düşkün olduğunu düşündünüz mü? Sırf annesi ya da…devamı♥︎Evet, Freud'un Psikanalitik kuramının oral ve anal dönemine ait bilgiler vermiştik şimdi ise bir sonraki dönem olan fallik dönem hakkında birkaç şey yazmak istiyorum.
♥︎Erkek çocukların annelerine kız çocukların ise babalarına neden düşkün olduğunu düşündünüz mü? Sırf annesi ya da babası olduğu için mi yoksa cinsel kimlik oluşturduklarından dolayi mi? Belki de sadece tesadüftür.
♥︎Freud'un psikanalitik kuramında, fallik dönem, çocuğun cinsel kimliğini keşfettiği ve cinselliğiyle ilgili merakının arttığı evredir. Bu dönem, yaklaşık 3 ila 6 yaşları arasında yaşanır ve özellikle çocuğun cinsel organlarına odaklanır. İşte fallik dönemin özellikleri ve bu dönemin çocuğun ilerleyen yaşamındaki etkileri:
♠︎Cinsel Kimlik ve Merak:
♥︎Fallik dönemde çocuk, cinsel organlarına ve cinselliğe ilişkin merak duyar. Bu dönemde, çocuklar cinsel organlarıyla ilgili keşifler yaparlar ve bu konuda sorular sormaya başlarlar. Bu sorular genellikle anne ve babaları strese sokarlar ancak hiç streslenecek bir durum yoktur. Anne ve babalar sorulara sorular ile karşılık vererek çocuğun bu konudaki bilgilerini sınamaları gerekir. Ve unutulmamalıdır ki bu eğitimler zamanı gelince verilmelidir.
♥︎Cinsel organlarına olan odaklanma, çocuğun cinsel kimliğini ve cinsel benliğini oluşturmasına yardımcı olur. Ayrıca, cinsellikle ilgili merak, çocuğun cinsel gelişimini ve cinsel kimliğini anlamasına yardımcı olur.
♥︎Ayrıca bu yaşlarda çocuklar bu keşife yönelik oyunlar oynarlar. Bu oyunlardan birisi de “Doktorculuk” oyunudur. Burada dikkat edilmesi gereken durum bu oyunları oynarken arkadaşıyla arasında 1 yaş olmasıdır aksi takdirde farklı sorunlar ortaya çıkabilir.
♥︎Ayriyeten bu yaşlarda “çocukluk mastürbasyonu” denilen bir durum ortaya çıkar. Aileler bunu fark ettiği takdirde sakin olmalı ve aynı zamanda çocuğun dikkatini farklı yöne çekmeleri önemlidir.
♥︎Fallik dönemde, çocuklar ebeveynlerine karşı cinsel duygular yaşarlar. Erkek çocuklar, annelerine karşı romantik duygular beslerken, kız çocuklar da babalarına romantik duygular beslerler.
♠︎Oedipus Kompleksi (Erkeklerde):
♥︎Oedipus kompleksi, erkek çocukların annelerine romantik duygular besleyip, babalarından korkma eğilimi göstermelerini ifade eder. Bu kompleks, çocuğun cinsel kimliğinin oluşumuyla ilişkilidir.Erkek çocuk, annesine olan romantik duyguları nedeniyle babasını bir rakip olarak görür ve ondan korkar. Bu yaşlarda erkek çocuklara şaka da olsa pipini keserim cümlesi kesinlikle kurulmamalıdır. Çünkü Freud'a göre çocuk zaten babasından iğdiş edilirim korkusu güdebilir.
♠︎Elektra Kompleksi (Kadınlarda):
♥︎Elektra kompleksi, kız çocukların babalarına romantik duygular besleyip, annelerinden kıskançlık duyguları yaşamalarını ifade eder. Bu kompleks, kız çocuğun cinsel kimliğinin oluşumuyla ilişkilidir.Kız çocuk, babasına olan romantik duyguları nedeniyle annesini bir rakip olarak görür ve ondan kıskançlık duyar. Hatta bu yaştaki kız çocuklarının anneleri gibi makyaj yapma, annesinin topuklu ayakkabılarını girip babasına kendini gösterme eğiliminde bulunabilirler. Bunun anlamı da annem bunları yaparak babamı elde etti ben de yaparsam babam annemi bırakır ve sadece ben olurum düşüncesidir.
♥︎Penis kıskançlığı, genç bir kızın cinsiyetler arasındaki anatomik farklılıkların farkına vardığı fallik evrede ortaya çıkar. Freud’un güç ve otoritenin sembolü olduğuna inandığı penis eksikliği nedeniyle kız çocuğu aşağılık veya kıskançlık duyguları yaşayabilir.
♥︎Bu teoride, kız çocuğu penis arzusunu babasına yöneltebilir ve bu da bir başka Freudyen kavram olan Electra kompleksinin gelişmesine yol açar.
♠︎Saplantılar ve Mizaç Oluşumu:
♥︎Fallik dönemde yaşanan deneyimler, çocuğun ilerleyen yaşamında saplantılı davranışlar ve mizaç özelliklerinin oluşumunu etkileyebilir. Örneğin, Oedipus veya Elektra karmaşasıyla başa çıkma süreci, çocuğun ilişkilerinde ve kişilik özelliklerinde belirli saplantılar geliştirmesine yol açabilir.Ayrıca, bu dönemde yaşanan deneyimler, çocuğun cinsellikle ve cinsel kimlikle olan ilişkisini şekillendirir. Bu da ilerleyen yaşamlarında romantik ilişkilerde ve sosyal ilişkilerde belirli mizaç özelliklerine sahip olmalarına neden olabilir.
》Bu yazımızda Fallik dönemin özelliklerine değindik, örnekler verdik. Geçmişe dönüp baktığımızda bazı şeyleri hatirlayamayabiliriz ancak bu durumların olmadığı anlamına gelmez.
Daha önce de bahsettiğim gibi her şeyin tek bir nedeni yoktur, belki de bu dönemler sadece yanılgıdır belki de değil her şey araştırmaktan geçer.
İyi geceler diliyorum.