Pandemi döneminde Dünya'nın yaşadığı virüs (kaosun) 20 yıl öncesine dayanan ilk salgını SARS.
Genelde yorumlarda filmin ismine takıldıkları için filmi beğenmeyen büyük bir kitlenin olduğunu fark ettim. Filmin ingilizce adı "fırtına" olduğu için sanırım filmde müthiş bir aksiyon beklenmiş fakat…devamıPandemi döneminde Dünya'nın yaşadığı virüs (kaosun) 20 yıl öncesine dayanan ilk salgını SARS.
Genelde yorumlarda filmin ismine takıldıkları için filmi beğenmeyen büyük bir kitlenin olduğunu fark ettim. Filmin ingilizce adı "fırtına" olduğu için sanırım filmde müthiş bir aksiyon beklenmiş fakat filmin orijinal ismi 疫起 yani epidemi daha da yanisi "salgın" aslında film kendi adıyla başlayıp bitiyor. Her dizi ve filmi İngilizceye çevirme hastalıkları yüzünden filmlere de önyargı ile bakılıyor artık ilginç! ismi ile bu denli ilgileniyorsa iki tıkla orijinal ismine de ulaşılabilir de neyse yargıya devam..
Yaşanmış bir dramın trajedisini izlerken insanların nasıl bir gerilim veya aksiyon beklediğini anlamdıramazsam da film tamamen olması gerektiği gibiydi sakin ve duygu yüklü. Teknolojinin henüz çok çok ilerlemediği için büyük bir halkı paniğe sürüklemeden, kısmi bölgelerde karantina sürecinin olduğu ve salgın gerçekliğinin halk ile birlikte hastane personellerinden bile saklandığı, gerçek sağlıkçılar ile birlikte virüslü hastalardan kaçan sözde sağlıkçıların ve agresif kişiliklere sahip bireylerin kısa bir süre de büyük olgunluk göstererek bir insanın değişim daha doğrusu fedakarlık sürecini anlatırken, sağlık ile birlikte aile ve sevdiklerimizin ne kadar değerli olduğunu yalın ve dümdüz bir kalemle çokta vurucu noktaları olmadan, insani olarak duygusal olarak etkileyen adanmış bir film.
Bir de film için sonu ne oldu anlaşılmaz gibi bir çok yabancı ve yerli yoruma da denk geldim ama film epidemi ve fedakarlık üzeri olduğu için final sahnesinde aslında öyle takılacak bir detay olduğunu asla düşünmüyorum.
Filme aksiyon değilde bir pandemi anatomisi olarak bakıldığında ki kısa süre önce bundan daha büyük bir gerçekliği yaşamış bir toplum olduğumuz için oldukça anlamlı bir film olarak değerlendirilebilir. Hep keşke derim keşke bizim ülkede de bu tarz yaşanmış gerçek ve etkileyici, asla unutulmaması gereken konular senaryolaşsa/ işlense de bizden sonra ki nesiller için hiç yoktan hikaye gibi anlatıdan öte belgesel veya özeleştiri gibi bir kaynak olarak kalır. Çünkü bunlar rastgele kurgular değil bunlar yaşanmış ve unutulmaya yüz tutulduğu için tekerrür eden trajedilerdir.
Film sonunda fedakarlık için kendilerini adamış bireylerin 20 yıl sonra o siyah ekranda şükran duyularak isimlerinin tek tek geçmesi gibi. Bir teşekkür çok olmamalı kaç yıl geçerse geçsin ülkesi için fedakarlık yapanlar unutulmamalı.
Bu film aracılığıyla bizde de Pandemi sürecinde hayatını kaybeden emekçilerimize de rahmet diliyorum. Ruhları şad olsun 🙏
Gerçekten ne günler ne dönemler atlattık. Bulunduğumuz dönem içerisinde geçmez sandığımız hayatı durma noktasına getiren zaman, şimdi bir fantastik kurguymuşçasına hiç yaşanmamışçasına şaka gibi bir çırılçıplak gerçeklikle duruyor karşımızda. Ama insanlık unutur, zamanı gelince kendini bile unutur.