(@) - Raf

Arkadaşlar, sizlere bir soru. 👾 Psikolojik olarak çocukların oyun oynamaları gelişimleri için çok büyük bir önem taşıyor. Beyinleri ve bedenleri için oldukça elzem bir aktivite oyun oynamak. Sizce bizim nesillerimizin çocukluğumuzda oyundan çok okullara, başarılara yönlendirilmemizin ileri yaşlardaki, lise çağındaki…devamı

veisalgia 3 years ago

Arkadaşlar merhaba, okuyan varsa Chinua Achebe'nin Afrika Üçlemesi sırayla mı okunmalı bana söyleyebilir mi? Tanrı'nın Oku'nu kitapçıda gezerken beğenerek aldım ve eve gelince üçlemenin üçüncü kitabı olduğunu fark ettim. Sırayla okunmalıysa diğer ikisini okuyana kadar bekliycem değilse direk başlamayı düşünüyorum.…devamı

veisalgia 3 years ago

Dr. Moreau'nun Adası

H. G. Wells

7 Gönderi

5/5 🐇 Dr. Frankenstein ve Dr. Jekyll ile beraber Tanrı olmaya çalışan, yaratma ve merak tutkusu içinde yanıp tutuşan doktor romanları üçlemesinin son durağına gelmiş bulunuyoruz. Tamamen rahatsız edici ve gotik denebilecek imgelemelerle dolu bu romanda bu sefer yaratılan şeyler…devamı5/5 🐇 Dr. Frankenstein ve Dr. Jekyll ile beraber Tanrı olmaya çalışan, yaratma ve merak tutkusu içinde yanıp tutuşan doktor romanları üçlemesinin son durağına gelmiş bulunuyoruz. Tamamen rahatsız edici ve gotik denebilecek imgelemelerle dolu bu romanda bu sefer yaratılan şeyler vahşilikle insanlığın arasında kalmış yaratıklar. Tanrı rolünü oynayan doktorumuz, kötü talihle Moreau’nun yanına düşmüş ama dönemeyen bir adamımız ve şans eseri buralara düşmüş ana kahramanımızı içeren bu adada olmayan olmuyor. İnsanlığın ne anlama geldiği, insanlaştırmanın ve hayvanlaştırmanın neye benzeyebileceği gibi felsefi sorular kendilerini çok güzel bir macera ve bilim kurgu romanının içinde harmanlanmış olarak sunuyorlar. Çok beğendim. Okuduğum ilk Wells oldu ve bilimkurguya çok farklı bir bakış açısı sundu benim için. Çoğunlukla çağın ilerlemesini gösterirken bilimkurgu romanları bu kitapta evrime neredeyse geri dönüşsel bir bakış açısı vardı ve bu yeni toplumun işleme biçimleri, Tanrı algıları vs. (çok spoiler vermiyim) bence çok ilginçti. Üstelik tüm bunlar çok güzel korku öğeleriyle, gotik imgelemelerle bezenmiş bir kalıpta sunuluyor size. İlk bahsettiğim o iki romana bu kadar benzeyeceğini düşünmemiştim ama gerçekten çok benziyor ve onları beğendiyseniz, en ufaktan fikirleri bile hoşunuza gittiyse kesinlikle bu Ekim’de hazır havalar da bulutlanıyorken okumalısınız. Tropik bir adada olsak da kesinlikle o havayı vermiyor. :D Ayrıca hiç beklemediğim şekilde dönüşleri ve şaşırtmacaları da oldu. Kahramanımızın öyküsünün gideceği yeri tahmin edememiştim, o yüzden kitap beklentilerimi aştıı. Konseptini beğenip belki okurken zevk almam diye korkmuştum ama çok severek ve merakla okudum. Kesinlikle öneririm. Okuyunca neden klasik bir hikaye olduğunu ve sevildiğini anlayacaksınız. Wells’in diğer kitaplarını daha okumadım ama benim için en azından harika bir başlangıç oldu. Bilimkurguya yeni başlıyorsanız da harika bir seçim olacaktır bence. Not: Bu basımı da çok beğendim, öneririm. Çevirisi ve önsözü bence çok güzeldi. Not: Bu basımda özellikle sayfa 140 ve 141 beni bir okur olarak derinden etkilemişti.

veisalgia 3 years ago

Ay Işığını İçen Kız

Kelly Barnhill

1 Gönderi

4/5 🌑 Çok tatlı, büyülü ve sakin bir kitap oldu benim için. Okuduğum en orijinal orta okul seviyesi kitaplardan biriydi, merak ettirdi, bana ne sunacağını tahmin edemedim, büyüledi ve içimi sevgiyle doldurdu. İçindekileri anlatmayacağım, çünkü spoiler vermeden anlatmak biraz zor…devamı

veisalgia 3 years ago

Anti-yerçekimi hakkında bir kitap okuyordum, Kitabı elimden düşüremedim. Ba dum tıs✨

veisalgia 3 years ago

Serçe

Mary Doria Russell

2 Gönderi

4.6/5 🪐 *Tetikleyici Uyarısı* - Travma, PTSD, Cinsel istismar, Şiddet Hayatınızda okuyacağınız en travmatik, antrolopolojik, dinle alakalı, karakter odaklı, şaşırtıcı uzaylı kitabı olabilir. Normalde daha çok klasik okuyucuysanız, sırf bir bilim kurgu kitabından çok edebiyatıyla ve karakterleriyle ve bilimiyle de…devamı4.6/5 🪐 *Tetikleyici Uyarısı* - Travma, PTSD, Cinsel istismar, Şiddet Hayatınızda okuyacağınız en travmatik, antrolopolojik, dinle alakalı, karakter odaklı, şaşırtıcı uzaylı kitabı olabilir. Normalde daha çok klasik okuyucuysanız, sırf bir bilim kurgu kitabından çok edebiyatıyla ve karakterleriyle ve bilimiyle de çok güzel bir kitap olacaktır sizin için. Bu inanılmaz bilim kurgu kitabında uzaydan duyulan müziğin kaynağını bulmak isteyen bir grup alışılmadık insanın gidişini, bir yandan da bu seferden tamamen travmatize olmuş bir şekilde tek başına dönen Peder Sandoz’un sorgulanmasını okuyoruz. Karakterler muazzam. Gerçekten her biri kendine has, ilk başlarda Dünya’da beraber yemek yedikleri, muhabbet ettikleri masada onlarla oturmak isterdim. Bu zeki, entellektüel, duygusal insan grubunun Rakhat gezeginine gidişi, orada karşılaştıkları, o kültürü anlamaları ve anladıklarıyla hem büyülenip şok olmaları ve hepsinin trajik sonları tamamen okunmaya değer çok güzel bir hikaye oluşturmuş. Yazar karakter yazmayı, hem de inanılmaz durumlarda bulunmuş karakterler yazmayı çok iyi biliyor. Ayrıca sosyolojik ve antropolojik araştırmalar, varılan yargılar, bu yepyeni keşfedilen uygarlığın kültürel sistemi de çok ilginç. Ve Din. Kitabın çok büyük bir unsuru din. Kitabın herhangi bir dini direk savunduğunu düşünmüyorum ama mürettebatta hem bolca rahip, kendi dinini sorgulayan kişiler, bir yahudi bulunuyor ve aslında bütün sefer Tanrı inancıyla ateşleniyor. Onları da bu gizli seferle gönderen de kilisenin tam kendisi. Hem bu kadar karakterlerine gereken saygıyı, derinliği ve kompleksliği gösteren hem de böyle güzel bilimsel yorumlamalar yapan bir kitap bulmak bence nadirdir. Hele hele uzaylıların bile karakterlerinin ince düşünülmüş olması çok güzeldi. Kitabın tüm inceliklerini, şarkının bulunmasının hikayesini, başlarına gelenleri, alışılmadıklığını ve aa genel olarak her detayını ne kadar beğendiğimi anlatmakla bu yorum bitmez. Tek şikayetim bazı yerlerde birrrazcık daha kısalabilirmiş gibi geldi kitap, gereksiz uzun bulduğum bir kaç sayfa oldu ama bunlar da 3-4 sayfayı geçmedi. Ayrıca kitabın asıl can alıcı bölüme gelmesi uzun sürdü biraz, kesinlikle sonuyla sizde ciddi etki bırakan bir kitap. Bir youtuber “Değersiz Bir Hayat” kitabının bilim kurgu versyonu olduğunu söylemişti ve gerçekten de öyle. En başlarda sizi merakla okutan, ortalarında karakterleri ve bu yeni dünyayı sevdiren sonunda ise çoğu şeyi fark edip olanlarla sizi dehşete sokacak bir kitap. Ama tetikleyici uyarılarına dikkat edelim gerçekten Peder Sandoz’un travmasıyla ve Tanrı inancıyla yaşadığı zorluklar, okuması acı veren yerler, kesinlikle kolay sindirilmiyor. Okuyun, okutturun. Karakter odaklı kitap okumaya alışık birileri için 10 numara bilim kurguya giriş kitabıdır. Kalbi kaldıracak herkese öneririm. 1984’ü en çok dil analizi için sevmiş biri olarak konuşuyorum ki bence buradaki her türlü kültürün, dinin, dilin, bilimin, felsefenin analizinden ve muhabbetinden de bence çok hoşlanacaksınızdır. “Babanızın haberi olmadan, tek bir serçe bile yere düşemez.” “Ama serçe yine de düşer.”

veisalgia 3 years ago

Stephen King ve Poe disinda boyle guzel korkulu gerilimli kitap onerileriniz var mi? (mumkunse cok uzun olmasin okul basladi :)

veisalgia 3 years ago

Operadaki Hayalet

Gaston Leroux

1 Gönderi

2.8/5 🎭 Bu kitabı istediğim kadar beğenemediğim için o kadar üzgünüm ki :( Hikayemizde Paris Operasındaki bir ses sanatçısı Chrsitine’e aşık olan Opera Hayaletinin ve Vikont Raoul Chagny’nin başına gelen trajik olaylar öyküsünü izliyoruz. Çirkin görünümü yüzünden kendini bile insandan…devamı2.8/5 🎭 Bu kitabı istediğim kadar beğenemediğim için o kadar üzgünüm ki :( Hikayemizde Paris Operasındaki bir ses sanatçısı Chrsitine’e aşık olan Opera Hayaletinin ve Vikont Raoul Chagny’nin başına gelen trajik olaylar öyküsünü izliyoruz. Çirkin görünümü yüzünden kendini bile insandan saymayan hayalet Christine’in kendini sevmesi için yalvarırken, (gerizekalı) Vikont da bu çocukluk aşkının kendisinin olması için deliye dönmektedir. Arada hayalet müdürleri fln da delirtiyor, oraları baya zevkli. Kitabı çok seveceğimi düşündüm ama Frankenstein kitabında başıma gelenin aynısı geldi. Hep sinir bozucu yan karakterleri ve bozuk düşüncelerini okumak zorundayız, çünkü hikaye onların dilinden anlatılıyor. Ama asıl merak uyandırıcı kilit nokta olan karakter hikayede daha az yer alıyor. Vikont karakterine sinir olup durmam da buna yardımcı olmadı tabiki, hep hayaleti merak ettim ama kıza kötü durumdayken hakaret eden adamı dinlemek zorunda kaldım. Hayalet de sütten çıkmış ak kaşık değil ama daha az sinir bozucu valla. Ayrıca dili de beni hiç sarmadı. Ben bunun çeviriden olduğunu düşünüyorum kendi adıma çünkü bu kadar sevilen bir klasik muhtemelen diliyle de ünlüdür. Bazı alıntılar var mesela kitaptan çok etkileyici olan ama Türkçe çevirisinde hiç etkilenemedim. Betimlemeleri canlandıramadım. Bu illa yazarın bir durumu olmayabilir dediğim gibi, kim bilir. Gotik yazıları, trajik aşk hikayelerini seviyorsanız beğenebilirsiniz. Ayrıca gotik bina tasvirleri, müzikle ilgili güzel noktalar da mevcut. Operanın sountrackiyle güzel okunuyor. Ben kitaptan Erik’e yapılan ayrımcılığın ve her şeyin sevilmeyi hak ettiğine dair güzel şeylerin çıkacağını umarak okumuştum. Bunlar çıksa da düşündüğüm gibi olmadı ne yazık ki, ondan beğenemedim. Sırf Erik’in hayatını anlatan parodi kitap gibi Phantom adında bir kitap var belki onu daha çok sevebileceğimi düşünüyorum. Hayaletle ilgili en çok bilgiyi taaa sonsözde alıyoruz ve çok da ilgi çekici gerçekten. Özetle, ben pek beğenemedim ama bu sizin beğenemeyeceğinizi göstermez tabiki. Konusu ilginizi çektiyse deneyin ama ben önermem şuan, en azından bu yayınevinden. Başka çeviri, başka bir dilde bile denesem belki daha çok zevk alırdım. Çevirisine göre daha mı güzel dili bir fikri olansa lütfen hepimizi bilgilendirsinn İyi okumalarrr….

veisalgia 3 years ago

Don Kişot hayatımda okuyup okuyabileceğim en komik kitaptır. Hadi change my mind. (Biraz agresif oldu ksldlkdşflşj harbi aynı kalitede ve daha komiktir diyeceğiniz kitaplar var mıdır merak ettim :D)

veisalgia 3 years ago

Savaşkıran

Brandon Sanderson

2 Gönderi

4/5 🗡 İlk Brandon Sanderson kitabımm wuhu. Fantastik alana yeni yeni giren biri olarak bu çok sevilen yazarla sonunda tanışabildiğim için çok mutluyum. Tonla vidyo fln izlemiştim kitaplarından bahseden ve artık neyden bahsettiklerini anlayabiliyorum sdjfkls Yetişkin fantastik kategorisine giren bu…devamı4/5 🗡 İlk Brandon Sanderson kitabımm wuhu. Fantastik alana yeni yeni giren biri olarak bu çok sevilen yazarla sonunda tanışabildiğim için çok mutluyum. Tonla vidyo fln izlemiştim kitaplarından bahseden ve artık neyden bahsettiklerini anlayabiliyorum sdjfkls Yetişkin fantastik kategorisine giren bu kitapta Brandon Sanderson yepyeni bir dünya ve büyü sistemiyle karşımızda. Zaten yazarın kaleminin en güçlü kısmı bunlar. Yakın sayılabilecek bir zamanda olan savaşlardan dolayı dağlara kaçan kraliyet ailesi (Idris’liler) ve Hallendrenliler arasında geçen bir kitap çoğunlukla (!) Kraliyet ailesi, Hallendren’e hükmeden Tanrı Kral’a kızlarından birini eş olarak göndermek için bir anlaşma yapmış ve zamanı artık gelmiştir. Bu iş iin eğitilen büyük kızları yerine zıpırtık olan küçük kızını yollar. Savaş yaklaşmaktadır. Savaş olursa eğer Idris’lilerin kaybedeceği neredeyse kesindir çünkü onlar dinleri yüzünden Cansız’ları kullanmazken, Hallendren’dekilerin çok büyük bir Cansız ordusu vardır. Ayrıca arkada dönen de bir dolaplar var ki spoiler. Çoğunlukla gelin olarak giden küçük kız kardeşi, onu “kurtarmaya” giden ablasını, Vasher adındaki gizemli bir abiyi ve Hallendren dininde tanrılardan biri olan Işıktını’nı takip ediyoruz. Bir de deli bir kılıç var. Kız kardeşler savaş çıkmasın diye uğraşırken, arkada olup biten gizli amaçlarla, saptırılmış tarihlerle, gizemli rahiplerle, dolanbaçlı yollarla dolu bir hikaye. Büyü sistemi de çok orjinal gerçekten, açıklamak çok zor ama kısaca Nefes’lerle ve renklerle ilgili olduğunu söyleyebilirim. Hiçbir yerde okumadığım bir sihir sistemi olmuş. Yazarın güçlü yanları kesinlikle dünya yaratması, büyü sistemi ve bu sistemi nasıl kendi amaçları için kullandığı. Aynı zamanda gizli saklı, olduğu gibi görünmeyen, özellikle sonlara doğru ağzım açık okuduğum çok sayfayla dolu gayet iyi bir kitaptı. Seriye dönüştürülmeye karar verilmiş ama aslen tek kitap olarak yazıldığından sonu tamamlanan bir hikaye ki bu serilerle dolu fantastik kitaplar dünyasında bir yazarı tanımak için iyi bir yol oldu benim için. Sevdim mi sevmedim mi diye 3 kitap okumak zorunda kalmadım. Yazarın bir noksanı karakterler. Aslında güzel değişimler geçiriyorlar, sadece bir tık daha iyi yazılabilirlerdi diye düşündüm. Yazarın yeni çıkan kitaplarında özellikle de Stormlight Arşivleri serisinde bunu çok daha iyileştirdiği söyleniyor. Diyaloglar fln bu kitapta o kadar da doğal gelmedi yer yer, bazen durgunluk oldu ama sonu harbi muhteşemdi bence. Yazarın zaten sonları ünlüymüş ve hakkediyor bunu, gerçekten son 100 sayfa fln çok güzeldi. Durgun yerleri de okumama değdi diye düşünüyorum. Konuyu, tarihi veya büyü sistemini pek anlatamadım kusura bakmayın, bir tık fazla karışık. Özellikle Hallendren’dekilerin dinleri baya karışık kısa bir yorumla anlatmak için, ztn kitabın uzunluğunun bir nedeni de o ama okurken anlıyosunuz yani sadece özetlemek zor. Okuduğuma memnun oldum. Yazarla tanışmak için güzel bir kitaptı. Bundan sonra Sissoylu serisini ve Stormlight Arşivlerini de okumak istedim. Ayrıca kendisi efsanevi Zaman Çarkı serisini de tamamlayan yazar. O seriye de başlamayı planlıyorum :D Kısaca yazara başlamak için güzel bir kitap. Beklenmedik dönüşlerle ve güzel bir büyü/dünya sistemiyle dolu. Karakterler biraz zayıf ama finali bomba gibi. Biraz uzun oldu bu yorum özür dilerim çok bilgi var sadece. Ayrıca yazar bir röpörtajda da önceki serilerinde hep asi, ayaklanma yapan karakterler yazdığını buradaysa bir savaşı durdurmaya çalışan iki kardeşi yazmak istediğini söylemiş. Bence gayet güzel olmuş. Diğer kitaplarını da okumak için heyecanlıyım. İyi okumalarr….