5/5 🐜 Beni hiç beklemediğim bir şekilde şaşırtıp da kendine bağlayan inanılmaz bir kitap oldu. Yazarın okuduğum ilk kitabına pek ısınamamıştım ama daha şimdiden bu kitabını tekrar okuyım da altını çizeyim diye heyecanlanıyorum. Çok basit bir şekilde konusunu anlatırsak Macondo…devamı5/5 🐜
Beni hiç beklemediğim bir şekilde şaşırtıp da kendine bağlayan inanılmaz bir kitap oldu. Yazarın okuduğum ilk kitabına pek ısınamamıştım ama daha şimdiden bu kitabını tekrar okuyım da altını çizeyim diye heyecanlanıyorum.
Çok basit bir şekilde konusunu anlatırsak Macondo adlı kasabayı kuran ailenin soyunun başlangıcıdan bitişine kadar olan olaylar dizisinden, salgın hastalıklardan evliliklere, savaşlardan çingenelere, fabrikalardan genelevlere giden karakterleri takip edişimizden ibaret bu kitap.
Ama içinde o kadar çok fazlasını buldum ki. Benim için kitabın yazılışı en etkileyici kısmıydı çünkü zamanın tek bir çizgi üzerinde ilerlemediği bir kitap olarak tarih yazarlığından ve tarihin tekrarlayıcı halinden çok güzel bir şekilde bahsediliyor. Bütün kitap bana Gabriel Garcia Marquez’in insanların aslında cizgidense döngüsel bir zaman içinde dönüp durduklarını ve hatırlananların, yazılanların aslında tarihimin çok azı olduğunu anlatışıydı.
Ayrıca dili de olayları oldukları anlarda yaşamamızı engelledi. Sanki her şey çoktan olup bitmiş, hem de şuan olaylar oluyor hem de geçmişin izlerini gösteriyor gibiydi her zaman. Ben bunu ço etkileyici buldum. Bir karakterin tüm kaderini bir paragrafta anlatıp, sonra başka olaylara takılıp, o karaktere geri dönüp de inceleyip ileride de 17 çocuğunu anlatıyor olabildi. Açıklaması gerçekten zor yani, okumak lazım anlayabilmek için ki herkes de beğenemez ama ben bu dümdüz ama çokluk içeren anlatışı çok sevdim. Bu kitapta gereksiz diyebileceğiniz tek bir cümle bile bulamazsınız.
Onun dışında okumak büyük bir hafıza egzersizi aynı zamanda. 500 sayfaya yakın ama uzun bir zaman aralığında okursanız veya okuduklarınızı hatırlamada zorlanıyorsanız baya spor gibi gelecektir çünkü Ursula’nın da dediği gibi karakterlere hep aynı isimler veriliyor ve aynı isimli karakterler hep aynı kişilik özelliklerini taşıyorlar. Aslında bireyselliğin var olup olmadığını, hepimizin toplumda dönüp duran kişilik tiplerinden birinden birine benzemeye mahkum olabileceğimizi, tarihin bizler içinde tekerrür ettiğini anlatan güzel bir özellik olsa da okumayı zorlaştırıyi.
Şu sıralar okuduğum kitaplarda olduğu gibi, bu kitaplarda da tarihin çarptırılmasını okumak beni çok etkiledi. Ikidir etkiliyor bilmiyorum, aslında okuduğum her şeyi doğru kabullenmemeye mi itiyor beni anlamadım. Sorgulamak içimden gelen bir şeydir ama tarih diye bildiğimiz şeyleri sorgulamak belli başlı noktalar dışında aklıma bu kadar düşmemişti. Renklerden Moru da bana toprak sahipliğinin ne kadar kötü orjinleri olabildiğini göstermişti. Burda da muz fabrikamız yaptı bu işi.
Son olarak söylemek isterim ki sonu mükemmel. Bilmiyorum, sjdlf sonunu bağlayışına bayıldım yazarın, gerçekten takdire şayandı bence. Belki bazıları klişe bulabilir ama ben bu kitaptaki büyülü kısımların halk hikayelerinden ve masaldan kopma havalarını çok sevdiğimden çok beğendim.
Özetle benim için çok güzeldi ama herkeslik bir kitap değil. Çok hızlı ama okuması da zor. Zaman kavramı karışık ve büyülü elementler bolca. 10 sayfada bir birileri ölüyor. Ilginizi çektiyse bir deneyin derim. Sevenin bayılacağı, beğenmeyenin de bir sayfasına daha bile katlanamam diyeceği türden bir şaheser.
Iyi okumalar…