Şu günlerde sürekli kendime insan duygularına karşı neden bu kadar faşist diye soruyorum. Acılarımızı hor görürüz, mutluluklarımızı ise baki kılmak isteriz. Sanki mutluluk kadar acı bir parçamız değilmiş gibi. İsmet Özel acılarına karşı çok cömert birisi. Onlara hak ettiği misafirperverliği…devamıŞu günlerde sürekli kendime insan duygularına karşı neden bu kadar faşist diye soruyorum. Acılarımızı hor görürüz, mutluluklarımızı ise baki kılmak isteriz. Sanki mutluluk kadar acı bir parçamız değilmiş gibi.
İsmet Özel acılarına karşı çok cömert birisi. Onlara hak ettiği misafirperverliği gösteriyor. Mesela şu dizeleri:
"Gelin
Bir pazarlık yapalım sizinle ey insanlar!
Bana kötü
Bana terk ettiğiniz düşünceleri verin
O vazgeçtiğiniz günler,eski yanlışlarınız
Ah, ne aptalmışım dediğiniz zamanlar
Onları verin, yakınmalarınızı
Artık gülmeye değer bulmadığınız şakalar
Ben aştım onları dediğiniz ne varsa
Bunda üzülecek ne var dediğiniz neyse onlar
Boşa çıkmış çabalar,bozuk niyetleriniz
İçinizde kırık dökük,yoksul, yabansı
Verin bana
Verin taammüden işlediğiniz suçları."
İnsan duygularına neden bu kadar faşist sorusunun cevabını yine İsmet Özel'in dizelerinde buluyorum:
"Ten kaygusu yüklü bir haç taşımaktan
Tenimin olanca ağırlığı yok oldu."
Bu dizeleri okuduktan sonra kierkegaard'ın şu sözleriyle ne kadar paralel olduğunu gördüm:
"Riske girmek kaygıya neden olur ama risk almamak kişinin kendisini kaybetmesi demektir."
Bu iki kişiden anladığım kadarıyla sorunun cevabı korkudur, var olma korkusu. Kierkegaard başka bir sözünde şöyle der:
"Ne kadar bilinç varsa o kadar benlik vardır."
Bu sözünden de anladığım kadarıyla acıdan kaçış bilincin bütünlüğünü engeller ve bizi sabit benliklere sıkıştırır. Bu ise ölümdür.olasılıkların olmadığı bir yaşam, yaşam mıdır?
İsmet Özel'le bu kitapta olan yolculuğum acılarıma sahip çıkmam hususunda bana cesaret verdi, içinde bulunduğum süreçte iyi bir yoldaş oldu. Son olarak en beğendiğim şiirlerinden" mataramda tuzlu su "şiirini buraya bırakmak istiyorum.
"West Indies, Kızıl Elma, İtaki, Maçin!
Uzun yola çıkmaya hüküm giydim.
Beyazların yöresinde nasibim kalmadı
yerlilerin topraklarına karşı şuç işledim
zorbaların arasında tehlikeli bir nifak
uyrukların arasında uygunsuz biriyim
vahşetim
beni baygın meyvaların lezzetinden kopardı
kendime dünyada bir
acı kök tadı seçtim
yakın yerde soluklanacak gölge bana yok
uzun yola çıkmaya hüküm giydim.
Uzak nedir?
Kendinin bile ücrasında yaşayan benim için
gidecek yer ne kadar uzak olabilir?
Başım açık, saçlarımı ikiye
ortadan ayırdım
kimin ülkesinden geçsem
şakaklarımda dövmeler beni ele verecek
cesur ve onurlu diyecekler
halbuki suskun ve kederliyim
korsanlardan kaptığım gürlek nara
işime yaramıyor
rençberlerin o rahat
ve oturmuş lehçesinden tiksinirim
boynumda
bana yargı yükleyenlerin
utançlarından yapılma mücevherler
sırtımda sağır kantarı gizli bilgilerin
mataramdaki suya tuz ekledim, azığım yok
uzun yola çıkmaya hüküm giydim.
Bir hayatı, ısmarlama bir hayatı bırakıyorum
görenler üstünde iyi duruyor derdi her bakışta
askerken kantinden satın aldığım cep aynası
bazı geceler çıkarken
uçarı bir gülümseyişle takındığım muşta
gibi lükslerim de burda kalacak
siparişi yargıcılar tarafından verilmiş
bu hayattan ne koku, ne yankı, ne de boya
taşımamı yasaklayan belgeyi imzaladım
burada bitti artık işim, ocağım yok
uzun yola çıkmaya hüküm giydim."
Her kadın okumalı sözünü katılmakla beraber her erkek de okumalı düşüncesindeyim.Bende oluşturduğu hissiyat okuduğum diğer psikoloji kitaplarından biraz daha farklıydı. Daha çok özüme hitap ettiğini diyebilirim kısaca. İçerik kısmına gelirsek eğer arketipsel öykülerin bulunduğu ardından yazarımızın açıkladığı kısımlardan oluşuyor. Beni…devamıHer kadın okumalı sözünü katılmakla beraber her erkek de okumalı düşüncesindeyim.Bende oluşturduğu hissiyat okuduğum diğer psikoloji kitaplarından biraz daha farklıydı. Daha çok özüme hitap ettiğini diyebilirim kısaca.
İçerik kısmına gelirsek eğer arketipsel öykülerin bulunduğu ardından yazarımızın açıkladığı kısımlardan oluşuyor. Beni en çok etkileyen ikinci öykü oldu.
Birçok kişi ağır olduğunu söylemiş. Bana ilaç gibi geldi açıkçası :). Bir oturuşta bitirileceği anlamına da gelmiyor bu.her bölüm üzerinde kendi yaşamlarımızdan ciddi kafa yormak gerekiyor, anlatılanları sindirmek gerekiyor. Zamana yayarak okumak daha faydalı olacaktır. Ben iki ay gibi bir sürede her gün okumaya özen gösterdim.
Bazı kitaplar vardır yaşam yolunda insana çok katkısı olur ve önemli değişimlerin kıvılcımını ortaya çıkarır. Bu kitapta öyle bir kitaptı benim için. Okuyunuz okutunuz efendim.
İçinde bulunduğumuz çağın telaşından uzak bir film. Bir şeylerin olması için emek vermek, zaman tanımak... Bir kiraz ağacını, esen rüzgarı, parıldayan ayı dinlemek...
"Her şeyi olduğu gibi kabullendiğin an umuda ihtiyacın kalmaz. Çünkü durumun idare ettiğinin farkına varırsın. Umutla dövüyorsun kendini. Bir saniye bile umutsuz kalmaya gelemiyorsun. Bırak,gitsin.Salıver umudu."
Öncelikle izlerken çok keyif aldım. Konu olarak yaratıcı bir konu olmuş, şehrin içinde bir adada mahsur kalan bir adam ile toplum içinde yalnızlaşan bir kadının öyküsü. Karakterlerin oyunculukları ve oyunculuğun ardındaki senaryo da başarılıydı.filmin çoğu sahnesinde insan nedir sorusunun cevabını…devamıÖncelikle izlerken çok keyif aldım. Konu olarak yaratıcı bir konu olmuş, şehrin içinde bir adada mahsur kalan bir adam ile toplum içinde yalnızlaşan bir kadının öyküsü. Karakterlerin oyunculukları ve oyunculuğun ardındaki senaryo da başarılıydı.filmin çoğu sahnesinde insan nedir sorusunun cevabını gördüm.sistem eleştirisi, psikolojik sorunlar ve eğlenceli bir anlatım daha ne olsun efendim :).bu filme bir şans verilmeli diye düşünüyorum 💯
Bilişsel terapi üzerine çok faydalı olduğunu düşündüğüm bir kitap. Düşüncelerin ne denli önemli olduğunu açık bir şekilde fark ediyorsunuz.verilen alıştırmalarında çok etkili olduğunu düşünüyorum .neredeyse birçoğunu denedim ve devam etmekteyim. Küçüklü yaşlarda beyinlerimize birçok kodlar işlendi fakat üzerine gittikçe bu…devamıBilişsel terapi üzerine çok faydalı olduğunu düşündüğüm bir kitap. Düşüncelerin ne denli önemli olduğunu açık bir şekilde fark ediyorsunuz.verilen alıştırmalarında çok etkili olduğunu düşünüyorum .neredeyse birçoğunu denedim ve devam etmekteyim. Küçüklü yaşlarda beyinlerimize birçok kodlar işlendi fakat üzerine gittikçe bu kodlar değiştirebilir. Bu kitap bu süreçte rehber niteliğinde olacaktır.tekrar tekrar okunası...
Küçük bir not, kitabın yararını düzenli olarak pratikleri yaparak görmek mümkün, diğer türlü etkisi anlık olacaktır.
Toplumun bakışında cinsiyetin keskin çizgisini net bir şekilde gösteren muhteşem bir film. Final sahnesi için bile izlenir, nasıl bir yüzleşmeydi o öyle. İzleyiniz efendim...
"Bu anı unutmayacağım; sessizliği, alacakaranlığı, çilek ve süt taslarını, akşam aydınlığındaki yüzlerinizi. Uyuyan Mikael’i, çengini çalan Jof’u. Konuştuğumuz şeyleri hatırlamaya çalışacağım. Ağzına kadar taze sütle dolu bir tas gibi, ellerim arasında dikkatle taşıyacağım bu anıyı. Hem uygun bir işaret olacak…devamı"Bu anı unutmayacağım; sessizliği, alacakaranlığı, çilek ve süt taslarını, akşam aydınlığındaki yüzlerinizi. Uyuyan Mikael’i, çengini çalan Jof’u. Konuştuğumuz şeyleri hatırlamaya çalışacağım. Ağzına kadar taze sütle dolu bir tas gibi, ellerim arasında dikkatle taşıyacağım bu anıyı. Hem uygun bir işaret olacak bu, yetecek bana."