BİR TRAGEDYA VUKU BULMUŞTUR!! YAZININ DEVAMINA KENDİ DİJİTAL MEDYA PROFİLİNİZDEN ULAŞABİLİRSİNİZ. LİNK BİO’NUZDA. “SEÇKİN-SEÇİLMİŞ” İNSANLAR İÇİN BİR ŞEY YAPILMALIYDI. BİR GÜN HERKES 15 SANİYELİĞİNE ÜNLÜ MÜ OLDU? ÖZEL OLAN HİÇBİR ŞEYİN ÖZEL OLAMAYACAĞI KADAR “ÖZEL” .. (Film ile alakası olmayan…devamıBİR TRAGEDYA VUKU BULMUŞTUR!! YAZININ DEVAMINA KENDİ DİJİTAL MEDYA PROFİLİNİZDEN ULAŞABİLİRSİNİZ. LİNK BİO’NUZDA.
“SEÇKİN-SEÇİLMİŞ” İNSANLAR İÇİN BİR ŞEY YAPILMALIYDI. BİR GÜN HERKES 15 SANİYELİĞİNE ÜNLÜ MÜ OLDU? ÖZEL OLAN HİÇBİR ŞEYİN ÖZEL OLAMAYACAĞI KADAR “ÖZEL” ..
(Film ile alakası olmayan kendince bir film yorumu-sayıklamalar)
Bedava mı sandın?
Bedava bir şey arıyorsan git Orhan Veli şiirini oku. (Gerçi bugünlerde o da tartışma konusu)
Bir tragedyanın doğması için bir “şeyler” olmalıydı. Eksikliği hissedilmeli ve akabinde “gerek” duyulacaktı.
SEN NE DÜŞÜNÜYORSUN,,
Sadece bir zümrenin “ne düşündüğü” değil. Herkese, “sıradan” insanlara da ”Ne düşünüyorsun?” Kutucuğu gerekli. Sonrası malum. Yeni bir maske.
O kadar şey düşünüyoruz ki, bu düşündüklerimizi çevremizle paylaşıp tüketmeden, “tüm dünyanın” bizim şu çok önemli düşüncelerimizi öğrenmesi gerektiğini düşündük. O kadar çok düşündük ki, bir noktadan sonra, tüm dünyayla kurduğumuz bu dijital bağdaki arkadaşlıklarımızı da dinlemez olduk. Çünkü, artık bize-herbirimize ne düşündüğümüzü soran bir kutucuğumuz vardı. Ve işin çekici yanı, biz ne söylersek söyleyelim değişen bir şey yoktu. O her zaman soruyor, biz her zaman; ne düşündüğümüzü, konumumuzu, fotoğraflarımızı, nefret ve sevgimizi, bir bütün olarak “kendimizi” sunuyoruz.
ÇOK ŞEY, DOĞRU TANIMLAMA;
Bu, o kadar özel bir durum ki, özel olan hiç bir şeyin özel olamayacağı kadar özel.
Zaman ilerledi; çevremizden vazgeçtik, yan yana oturabildiğimiz arkadaşlarımızdan vazgeçtik, gerçek olan şeylerden, doğrularımızdan, kabul-red ölçülerimizden, kendimizden vazgeçtik.. biz bu maske-maskelerimizden vazgeçemez olduk. Tam olarak nasıl böyle olduk, bu hale geldik bilmiyorum ama, mikroskobun bize bahşettiği yüceliğinden, teleskobun bahşettiği alçaklığımızı göremedik-görmek istemedik. Öyle bir kompleks bizimkisi.
Her kes mi öyle oldu?
Değil tabii. Kullanıcıların %0.5’i dışında. Onlar iyi gözlemciler. Etkilenmekten daha çok etki edenler. Biz, kaybettiğimiz yönümüzü ararken, onlar kendi yönünde ilerleyenler. Ve biz, ağzı açık onları izleyenler..
Gözümüzü kırpmadan o kadar çok izledik ki, neo-modernizmin dini oluverdi. Modern dünyanın halleri işte. Post modernist hayatçıklarının sürreal düşünceli insanları. Unutmadan söyleyeyim. Çokta hayret etmeyin, hepsi BİG-DATA’da var zaten. Hayret ettiğimiz bu yapay-zekanın mucidi hepimiziz, tüm kullanıcılar!! (Gerçi insan bazen kendi çocuğuna da hayret ediyor)
O bu değil de bir şey sorayım, kendimizi çok mu kaptırdık?
* YAZININ DEVAMINA KENDİ DİJİTAL MEDYA PROFİLİNİZDEN ULAŞABİLİRSİNİZ. LİNK BİO’NUZDA.