Beden politikaları, kimlik, arzular ve toplumun kadın bedeni üzerindeki kontrolünü rahatsız edici bir dille ele alan, sınırları zorlayan bir body horror filmi. İzleyiciyi fiziksel dönüşüm ve içsel yabancılaşma üzerinden sorgulatıyor. Zayıf yönleri ise herkesin sindiremeyeceği türden sahnelerin fazlalığı ve yer…devamıBeden politikaları, kimlik, arzular ve toplumun kadın bedeni üzerindeki kontrolünü rahatsız edici bir dille ele alan, sınırları zorlayan bir body horror filmi. İzleyiciyi fiziksel dönüşüm ve içsel yabancılaşma üzerinden sorgulatıyor.
Zayıf yönleri ise herkesin sindiremeyeceği türden sahnelerin fazlalığı ve yer yer temponun düşmesi olabilir. Ayrıca anlatımda çok sembolik ve yoruma açık sahnelerin olması bazı izleyiciler için karmaşık gelebilir.
Sonuç olarak, The Substance güçlü görselliği, rahatsız edici anlatımı ve toplumsal eleştirisiyle dikkat çeken ama herkesin rahat izleyemeyeceği bir film
The mentalist, Sherlock, Elementary izlemiş birisi olarak ben beğendim... Bu tür de polisiye bir şey arıyorsanız kesinlikle tatmin edecektir. Deha kadın ve onun aile sorumluluklarını da olması bununla birlikte sahne arası gösterimler ile farklı eğlenceli ve merak uyandıran bir yapım.…devamıThe mentalist, Sherlock, Elementary izlemiş birisi olarak ben beğendim... Bu tür de polisiye bir şey arıyorsanız kesinlikle tatmin edecektir.
Deha kadın ve onun aile sorumluluklarını da olması bununla birlikte sahne arası gösterimler ile farklı eğlenceli ve merak uyandıran bir yapım. Bahsettiğim diğer dizilere göre daha sıcak karakter olması da gayet iyi. Sadece kaitlin olson 50 yaşında bir kadın enerjik sıcak göstermek için 20 yaşında ki kızı gibi kıyafetler giydirmek biraz abartı geldi... tavsiye ederim
Murathan özbek'in yönetmenliği ve can deniz atıcı'nın senaryosu ilgi çekici bir anlatı oluştururken, filmi gerçekten yükselten emre karbek'in görüntü yönetmenliği. ışık ve gölge kullanımı konusundaki ustalığı, karakterlerin ham duygularını incelikli görsel ipuçlarıyla yakalama yeteneği ve film bittikten sonra uzun süre…devamıMurathan özbek'in yönetmenliği ve can deniz atıcı'nın senaryosu ilgi çekici bir anlatı oluştururken, filmi gerçekten yükselten emre karbek'in görüntü yönetmenliği. ışık ve gölge kullanımı konusundaki ustalığı, karakterlerin ham duygularını incelikli görsel ipuçlarıyla yakalama yeteneği ve film bittikten sonra uzun süre hafızanızda kalan görsel olarak çarpıcı kompozisyonlar yaratma becerisi, gerçekten sürükleyici bir izleme deneyimine katkıda bulunuyor.
bir dönemin çocuk oyuncuları miray daner, burak dakak türkiye'nin en azından oyuncular konusunda geriye değil ileriye doğru gittiğine olan inancımı pekiştirdiler. kayhan açıkgöz'e oyunculuk performansı olarak ek parantez açmak lazım. rolünü muhteşem oynamış, gerçekten izlemeye doyulmayan bir sanatçı. umarım kendisini…devamıbir dönemin çocuk oyuncuları miray daner, burak dakak türkiye'nin en azından oyuncular konusunda geriye değil ileriye doğru gittiğine olan inancımı pekiştirdiler. kayhan açıkgöz'e oyunculuk performansı olarak ek parantez açmak lazım. rolünü muhteşem oynamış, gerçekten izlemeye doyulmayan bir sanatçı. umarım kendisini daha çok projede görürüz.
zeki demirkubuz’un yönetmenlik başarısı mı bilemiyorum ama bazı sahneleri darlanarak, göğüs kafesim sıkışarak izledim bunlar olumsuz eleştiri değil elbette, üstat o sahnelerde öyle hissetmemizi arzulamış demek ki. üstelik bu sahneler görüntü olarak boğucu, karanlık vs değildi. gayet gün ışığında, çay içilirken, yemek yenirken geçen sahneler. bunu sağlamak da başarı bence ama film bitince rahatladım doğrusu.
Sinematografi açıdan oldukça zengin bir yapım diyebilirim, çok hareketli sahneler yok elbette ki fakat filmin isimde olan mevsimlerin geçişlerini gerek yazın canlılığı, enerjisi ve sıcaklığı hissederke kışın soğuğunu sonbaharın dökülen yaprakları solgun renkleri filmde görsel açıdan bolca göreceğiniz zengin bir…devamıSinematografi açıdan oldukça zengin bir yapım diyebilirim, çok hareketli sahneler yok elbette ki fakat filmin isimde olan mevsimlerin geçişlerini gerek yazın canlılığı, enerjisi ve sıcaklığı hissederke kışın soğuğunu sonbaharın dökülen yaprakları solgun renkleri filmde görsel açıdan bolca göreceğiniz zengin bir yapım... felsefi açıdan değerlendirdiğimizde ise, her ne kadar insanların hayatları farklıdır dense de her insanın hayatı benzeri yönlerini gösteren bir yapım olduğunu söyleyebiliriz....
2001-2002 yıllarında geçen ve gerçek bir olaydan uyarlanan, kilisenin çocuk tacizinde bulunan papazlar hakkındaki davaları örtbas etmesini araştıran bir grup gazeteciyi konu alan 2015 yapımı bir film. yönetmen koltuğunda tom mccarthy oturuyor ve cast seçimi başarılı olmuş. özellikle mark ruffalo,…devamı2001-2002 yıllarında geçen ve gerçek bir olaydan uyarlanan, kilisenin çocuk tacizinde bulunan papazlar hakkındaki davaları örtbas etmesini araştıran bir grup gazeteciyi konu alan 2015 yapımı bir film. yönetmen koltuğunda tom mccarthy oturuyor ve cast seçimi başarılı olmuş. özellikle mark ruffalo, rachel mcadamsve michael keaton rollere çok oturmuş.
Filmim konu bakımından çok çarpıcı. kendi ülkemizdeki çocuk tacizcilerine medyanın yaklaşımını, din olgusunun çocuk tacizine nasıl kalkan oluğunu düşünürsek bize göre hafif bile kalabiliyor. tabi burada kesinlikle tacizleri derecelendirmiyorum. sadece biz, bu bataklığa daha fazla batmışız.
Genelde NBC ve Zeki demirkubuz diyerek kitleler ayrılır... ben Zeki demirkubuz hayranı olsam da Nuri Bilge filmlerininde tamamını izlemiş birisi olarak... yorum yapacağım bir film kuru otlar üstüne filmi.... Başlıca Deniz Celiloğlu'nu kanıt dizisinden itibaren takip ederim ve filmi sırtlaşmış…devamıGenelde NBC ve Zeki demirkubuz diyerek kitleler ayrılır... ben Zeki demirkubuz hayranı olsam da Nuri Bilge filmlerininde tamamını izlemiş birisi olarak... yorum yapacağım bir film kuru otlar üstüne filmi....
Başlıca Deniz Celiloğlu'nu kanıt dizisinden itibaren takip ederim ve filmi sırtlaşmış desem doğru olur... fakat belki sorun bende bilmiyorum Merve dizdar'ı bu filmde beğenmedim olmamış gibi hissettirdi sanki... sonrasında filme gelecek olursak eğer... Nuri Bilge diyince akla gelen taşra köy kasaba yine karşımızda... yine diyorum ama bu kötü anlamda değil her seferinde sanki hiç böyle bir mekanda film çekmemiş ilk çektiği taşra filmi gibi gibi izliyorum desem doğru olur...
Genel derecem 10/7 diyebilirim bir şeyler eksik gibi hissettirdi 3 kez izlememe rağmen o eksikliği bulamadım
Yönetmenin filmin başında size acıyı buzlu bir camın ardından göstermeyi vaadettiği ancak filmin sonunda sizi o acının tam ortasında bırakıp açık denizde kaybolduğu film. Sıradışı senaryosu olmayan ama içine girdiğinde dramı en derinden hissettiren bir yapım Yaşanacak tüm acıları yaşayıp…devamıYönetmenin filmin başında size acıyı buzlu bir camın ardından göstermeyi vaadettiği ancak filmin sonunda sizi o acının tam ortasında bırakıp açık denizde kaybolduğu film.
Sıradışı senaryosu olmayan ama içine girdiğinde dramı en derinden hissettiren bir yapım
Yaşanacak tüm acıları yaşayıp tükenmiş genç bir adam var. ekrana her geldiğinde kalbiniz sıkışıyor resmen. ben uzun zamandır çaresizliği,pişmanlığı ve hüznü bu kadar güzel yansıtan bir film izlememiştim. yönetmenini ayrı,oyuncularını ayrı tebrik etmek lazım. çok başarılı bir iş çıkarmışlar.
Herkese merhabalar bir sinema öğrencisi olarak senaryosunu ve editörlüğünü yaptığım DOKUN- 7 martta yayınlanacak https://www.instagram.com/p/C4I_KxgsAo5/?igsh=OGQwYnk2cXNhODNw Kısa film kategorisinde yer alan filmin gerek 8 mart dolayısı ile kadına şiddet ve taciz ile birlikte genç yaşta çocuklara yapılan psikolojik ve fiziksel şiddeti…devamıHerkese merhabalar bir sinema öğrencisi olarak senaryosunu ve editörlüğünü yaptığım
DOKUN-
7 martta yayınlanacak
https://www.instagram.com/p/C4I_KxgsAo5/?igsh=OGQwYnk2cXNhODNw
Kısa film kategorisinde yer alan filmin gerek 8 mart dolayısı ile kadına şiddet ve taciz ile birlikte genç yaşta çocuklara yapılan psikolojik ve fiziksel şiddeti konu edinmektedir.