Allah'ım, değiştiremeyeceğim insanları kabul edecek dinginliği, değiştirebileceğim kişiyi değiştirebilecek yürekliliği ve onun kendim olduğunu bilecek bilgeliği kazandırır mısın? Benimki değil, senin iraden gerçekleşmiş olsun.
Barkın Bayoğlu (AEA)
MODERN DEVLET SECDE İSTER
• Modern devlet doğrudan doğruya ilâhlık iddiasındadır.
•Adının başına ister Sosyalist konulsun, ister Demokratik, ister İslâm; modern devlet -tabiri caizse- kendi kaidelerini kendisi koyar ve bu kaideleri başlıbaşına bir amaç haline getirmeyi de her zaman becerir.…devamıMODERN DEVLET SECDE İSTER
• Modern devlet doğrudan doğruya ilâhlık iddiasındadır.
•Adının başına ister Sosyalist konulsun, ister Demokratik, ister İslâm; modern devlet -tabiri caizse- kendi kaidelerini kendisi koyar ve bu kaideleri başlıbaşına bir amaç haline getirmeyi de her zaman becerir.
Düzenli orduyu, polisi, okulu, hastaneyi ve istihbarat teşkilatını -kendisini kuranlar kimler olursa olsun- beraberinde getiren modern devlet, "Her şeye, ama her şeye hakim olmak" fikrini özünde taşır.
• Modern devlet komünistlerin, demokratların ya da müslümanların inanç ve ülkülerini ekarte eden sağlam bir 'öz-ruh'a sahiptir. Devleti kuranlar, kimlikleri ne olursa olsun, bu ruhu hiç farkında olmadan ısrarla korurlar.
• Devlet baştan çıkarır, iradeyi eritir ve insanların uğrunda savaşmalarını, sürünmelerini, ölmelerini sağlar. Modern devlete evet diyen, bu devlet için ölmeye de evet demektedir.
• İsmi ne olursa olsun, beşer için beşer tarafından geliştirilen her siyasi sistem zulme mecburdur.
Mussolini italyası yahut Botha'nın Güney Afrikasında zulüm aleni, dolayısıyla merttir.
• Fransa, Amerika Birleşik Devletleri ve Almanya gibi demokratik ülkelerde devlet, çoğunluğun huzuru için aykırı bir azınlığı -kendi koyduğu yasaları çiğneyerek- takip ve yok eder.
Sözkonusu ülkelerdeki mevcut sistem(ler)in ayakta kalabilmesi ancak polis ve istihbarat teşkilatlarının baskılarıyla mümkündür. Yani demokrasi 'tabii değildir.
• İlâhlık iddiasındaki modern devlet kanunlar koyar ve yurttaşlardan itaat ister. Modern devlete göre yegâne hakikat kendi kanunlarıdır; bu kanunların karşısında olanlar, bi-zatihi hakikatin karşısındadırlar. Kanunları çiğnemekle beraber devleti kabul edenler, yakalandıkları zaman cezalandırılır fakat dışlanmazlar. Bu kanunların hakikat olduğunu kabul etmeyenler, devleti inkâr edenler ise 'kaybedenlerdir'. Devlet bu münkirleri teşhir ederek şöyle der:
"Ey vatandaşlar! Devleti kabul etmeyenleri gördünüz mü? İşte onlar hainlerdir. Hainleri aranızda barındırmayın."
Modern devletin tebaya hitabesi:
"Ordum ve polisimle güvenliğinizi sağlayan, sizi kötülüklere karşı koruyan ben değil miyim?
Okullarımda insanlara bilmediklerini öğreten ben değil miyim?
İstihbarat teşkilatım aracılığıyla sizin en gizli günahlarınızı bile gören ve kayda geçiren ben değil miyim?
Öyleyse bana secde edin; vergilerinizi zamanında ödeyin, benim için askerlik yapın ve gerektiği yerde canınızı sakınmadan verin. Kanunlarıma uymayanlar bilsinler ki, onları şiddetli bir azap beklemektedir."
Modern devlet özetle bunları söylüyor.
Ben de "Lailaheillallah" diyorum. Bakalım ne olacak...
-------------------------Ağustos 1989
Beni Eşşolueşek Beni
Hakan Was Here
DEATH COMES ON DANGER
-For a Black Panther-
When Ginsberg was fuckin' himself
With his one-million-dollar-poems,
When Dylan was pissin' against the wind
With his super-coolsad-song,...
Uuuh when Miss Fonda's kissin' Ho Shi Minh
With her mode-red-communist-lips;
I could die..…devamıDEATH COMES ON DANGER
-For a Black Panther-
When Ginsberg was fuckin' himself
With his one-million-dollar-poems,
When Dylan was pissin' against the wind
With his super-coolsad-song,...
Uuuh when Miss Fonda's kissin' Ho Shi Minh
With her mode-red-communist-lips;
I could die.. I could die..
And I did!
--------
1000 TL (KDV DAHİL)
ÖĞRENCİLERE HİTABE
Ey Türkiye Öğrencileri!
Ey robot üretim merkezlerinin zavallı kurbanları!
Ey çağdaş işkence yuvalarında can çekişen genç insanlar
Ey okullular!
Gönül isterdi ki herkes dilediği insanın öğrencisi olabilsin, hiç kimse ardından yağlı yağlı küfürler ettiği bir öğretmenden ders almak…devamıÖĞRENCİLERE HİTABE
Ey Türkiye Öğrencileri!
Ey robot üretim merkezlerinin zavallı kurbanları!
Ey çağdaş işkence yuvalarında can çekişen genç insanlar
Ey okullular!
Gönül isterdi ki herkes dilediği insanın öğrencisi olabilsin, hiç kimse ardından yağlı yağlı küfürler ettiği bir öğretmenden ders almak zorunda bırakılmasın, yaşamında asla faydasını görmeyeceği bilgilerle boğuşmaya mahkum edilmesin, hiçbir zevk vermeyen kitapların saçma içerikleri yüzünden süründürülmesin. Gönül isterdi ki, katı bir kurum olarak okul bulunmasın, diploma ilmin yerini almasın, diploma olmasın...
Ey Öğrenciler!
Düşünün! Beyninde etrafı örümcek ağlarıyla çevrili kalıplaşmış yoz fikirler taşıyan bir zavallı, sadece birkaç yıl okul denen sabun fabrikalarına takıldığı için diploma, yani alimlik belgesi alabilmektedir. Düşünün! En rezil yöntemlerle beyni yıkanmış -daha doğrusu kirletilmiş- şartlandırılmış egemen ideolojinin bütün alternatif (üstü)lerine tu kaka deyip geçen ve her türlü karşıt görüşe anarşizm damgası vuran, bu arada anarşizmin ne olduğunu da bilmeyen ama vatan hainliği anlamına geldiğinden emin olan; din denince aklına namaz, şeriat denince fes yahut sarık gelen; Mustafa Kemal'den başka liderlerin varlığından haberi olmayan Ömer El-Muhtar, Hasan El-Benna, Ernesto Che Guevara, Gülbeddin Hikmetyar, Fidel Castro, Nelson Mandela gibi isimleri hiç duymamış olan; Mozart'ı parfüm markası sanan, insanın midesini bulandıran şovenist marşlardan başka müzik ürününe itibar etmeyen; ırkçılık, nefret, en pis anlamda saflık ve yobazlıktan başka hiçbir fazileti bulunmayan ideal bir T.C. okulu mezunu, şu lanet olası diploma sayesinde başkalarının canına okuyabileceği mevkilere gelebiliyor.
Ey Okullular!
Önünüze yukarıdakinden bile uzun cümleler koyup ezberlemenizi buyuran, farklı ve gereksiz şeyler öğrenmeyesiniz diye beyinlerinizi binbir türlü saçmalıklarla felce uğratan ve sizleri, doğuştan müflis sistemi temiz tutacak kalıp sabunlar haline getirmekten başka amaçları bulunmayan cellatlara dikkat edin. Sakın mevcut okulları öğretim yuvası bellemeyin. Hele eğitim yuvaları olduklarına dair korkunç yalanlara hiç mi hiç kulak asmayın. Onların eğitim dedikleri, sabunlaşma sürecinden başka bir şey değildir.
Ey Öğrenciler! Ey Kardeşlerim!
Okul kurumu katildir. İnsanların, hayatları boyunca bir daha yakalayamayacakları, asla geri getiremeyecekleri anları, vakitleri bilinçli olarak katleder. Birisi okula kayıt yaptırmak istediğinde ("Kayıt yaptırmak".. iğrenç!) ondan ikametgah ilmuhaberleri istenir, nüfus cüzdanı suretleri istenir, pul istenir, zarf istenir; bir sürü ivir zıvırla uğraşmak zorunda bırakılır. İşte buraya dikkat! Bu, basit gibi görünen, gerçekte ise sistemin korkunç özünü ortaya koyan önemli bir noktadır. Okulun, kendisinden istifade etmek, ilim tahsil etmek isteyen insanlardan ilmuhaber, kimlik sureti, temiz kağıdı gibi belgeler istemesi, totaliterliğin, işlemeciliğin düzenin bütün kurumlarında 'sine quo non' olduğunu açıkça gösteriyor.
Öğrenciler!
Okullarda size modası geçmiş yalanlar aşılamaya çalışacaklar. Birilerin kafalarına göre yazdıkları tarih kitaplarını okutup, kimi atayı yüceltecek, kimini yerin dibine batıracaklar. Anlattıkları herşeyi kayıtsız şartsız kabullenmenizi, özümsemenizi bekleyecekler sizden. Kendi daracık, soğuk, gri dünyalarının dışındaki koca dünyayı tanımamanız için ellerinden gelen gayreti gösterecekler. Tevfik Fikretleri, Namık Kemalleri dahi, müsveddelerini de edebiyat diye yutturmaya çalışacaklar. Rilke, Dostoyevski yoktur onlar için; İsmet Özel hiç yaşamamıştır.
Öğrenciler, dostlar!
Bu okullar, sizi cahil bırakmak amacıyla faaliyet gösteren sinsi kurumlardır. Bu okullar, çağın en büyük işkence ve yoketme araçlarıdır. Sabun fabrikalarıdır bu okullar. Dikkat edin! Direnin! Kendinizi sistemin çarkına kaptırmamak için vargücünüzle savaşın; sabun olmayın! Ama bu arada, ilmin verine konan diplomaları da işbirlikçilere bırakmayın. O diplomaları/bombaları alın ve kendi amaçlarınız doğrultusunda patlatın.
Başkaldırın çocuklar! Unutmayın ki, gerçekleştirebileceğiniz en soylu başkaldırı, en bilge isyan, onların gizlemeye çalıştıklarını öğrenmektir. Acımasız okul kitaplarıyla boğuşmaktan arta kalan zamanlarınızda, onların en çok nefret ettikleri kitapları okuyun.
Allah hepinize sabır versin...
...........................................................Ekim 1987
EK: Artık bu kadar ılımlı değilim.
---
Hakan Was Here
OH YAVRUM OH
Neil Armstrong o kendisi için küçük, insanlık için büyük çişi yaptığında henüz bir yaşandaydım ve aya kadar gidecek oklarım da yoktu. Yıllar sonra kurduğum çeteler de fazlasıyla uzaktı Amerika'ya; NASA'yı sabote edemezdim.
Hayır hayır! Fert olarak hiçbir…devamıOH YAVRUM OH
Neil Armstrong o kendisi için küçük, insanlık için büyük çişi yaptığında henüz bir yaşandaydım ve aya kadar gidecek oklarım da yoktu. Yıllar sonra kurduğum çeteler de fazlasıyla uzaktı Amerika'ya; NASA'yı sabote edemezdim.
Hayır hayır! Fert olarak hiçbir sorumluluğum yok, güneş sisteminde Ameríkan ve Rus boklarının uçuşmasında. Uzayın halâ alışamadığı, tiksintiyle kavradığı çiş şeritleri benim dışımda gelişti.
* * *
Çok param olduğunda Greenpeace'e yardım edeceğim. Çünkü onlar, denize nükleer artıklar boşaltan bir geminin kalesini işgal ettiler. Çünkü onlar, artık benim de ortağı olduğum bir sorumluluğun yüklediği savaşı milyarlar adına tek başlarına üstlendiler. Çünkü onlar, Allah'ın emanetine sahip çıktılar ve Fransız Gizli Servisi'nin bir bombasıyla öldüler.
Çok param olduğunda Greenpeace'e yardım edeceğim. Çünkü onlar, hayatıma ölüm pahasına sahip çıktılar.
* * *
Eskihisar'da gizlice denize işemiştim. Bunu saymayacak olursak, denizlerin katlinde de bir payım yok. Ama ozon tabakasını delen mütecavizlerin suç ortağıyım.
Ben sevgilimin saçlarını kokladım ve oh dedim.
Oh yavrum oh. Ne güzel deldin ozonu.
..................................................................
Hakan Was Here
Harlem '64
Sabaha doğru bindekozyüzaltmışdört
Ve kara iktidar tişörtüne bürünmüş eli şiirli bir Fransız militanı
Harlem boyunca ayaktakileri selâmlıyor.
Kur'an' ın açık bir sayfasında
Tozu dumana katanlara and içiyor Allah
Asfalt kınımızdan usandı diyor bir zenci
Sabaha doğru bindokuzyüzaltmışdörtte
Baudelaire…devamıHarlem '64
Sabaha doğru bindekozyüzaltmışdört
Ve kara iktidar tişörtüne bürünmüş eli şiirli bir Fransız militanı
Harlem boyunca ayaktakileri selâmlıyor.
Kur'an' ın açık bir sayfasında
Tozu dumana katanlara and içiyor Allah
Asfalt kınımızdan usandı diyor bir zenci
Sabaha doğru bindokuzyüzaltmışdörtte
Baudelaire alnından öpüyor Malcolm'ı.
*
/Siyah güzeldir
Ve elhak yoksullar geberdi/
........................................................Nisan 1989
DELİKANLI
Hakan Was Here
2010/11 olması lazım, bu filmi izlerken aldığım hazzı tarif edecek kelime bulamıyorum.
O dönem youtube yayıncılığı müzik, klip ve birkaç 144p viral videodan ibaretti. Hâl böyle olunca yeni duyurulan filmler, ilk serileri hasılat rekoru kırmadıkça sinema salonu önünde karambole girilen…devamı2010/11 olması lazım, bu filmi izlerken aldığım hazzı tarif edecek kelime bulamıyorum.
O dönem youtube yayıncılığı müzik, klip ve birkaç 144p viral videodan ibaretti. Hâl böyle olunca yeni duyurulan filmler, ilk serileri hasılat rekoru kırmadıkça sinema salonu önünde karambole girilen filmler oluyordu.
Filmi bir yerde görmek ve izleme listesine almak bile başlı başına ayrı bir denklem. Düşün 2004 yapımı olmasına rağmen karşıma 6/7 sene sonra çıkıyor.
Çekmeyen internet, kendisini zor çalıştıran 2007 Casper Nirvana, Google'a girmeyi işkence haline getiren ve fotoğraf galerisi sürekli hata veren Nokia C3 vs derken, ne olduysa moda göre film arayışım kısır bir döngüye saplanıp kaldı.
Ben pencereden kararan havaya bakıyorum, laptop batarya uyarısı verirken bana bakıyor ve Van Helsing çıktı karşıma. Sende kimsin ve nereden çıktın? Neyse boşver şimdi, bir iki torrent denemem oldu ama tuhaflık o ya malum internet sitesinden izlerken donmuyordu.
Al sana mucize, Allah'ım film bir lezzetli, bir lezzetli. Birde biftek tantuni yani..
Her replikte sanki şiir okuyacak gibi, "soğuk ve şehirler arası otobüslerde vazgeçtim başkomiser olmaktan ve beslenme çantamda otlu peynir..."
Güzel, vurucu sahneleri biraz daha dramatik olabilir, gözyaşları, anlam ve bağlam yaratımında sahne biraz daha akıcı olabilir-di, gibi gibi..
Kamera açıları…devamıHer replikte sanki şiir okuyacak gibi, "soğuk ve şehirler arası otobüslerde vazgeçtim başkomiser olmaktan ve beslenme çantamda otlu peynir..."
Güzel, vurucu sahneleri biraz daha dramatik olabilir, gözyaşları, anlam ve bağlam yaratımında sahne biraz daha akıcı olabilir-di, gibi gibi..
Kamera açıları geçmiyor işte, o an monitörü ben mi sağa sola çevireyim, müzik de geç giriyor..
Başta bio'ma rafine zevkler bizi buluşturuyor vs yazmıştım, geçmişi takip ediyorum ama ömrümüz yakın zamana yatkın zevklerde, buna müteakip son 30 yıllık sinema yolculuğumu Orijinal Netflix Yapımlarına kurban ettim. Ulaşımı kolay diye tercih ettiğimi düşünüyorum. Bu kesinlikle bir zevksizlik ölçüsü.…devamıBaşta bio'ma rafine zevkler bizi buluşturuyor vs yazmıştım, geçmişi takip ediyorum ama ömrümüz yakın zamana yatkın zevklerde, buna müteakip son 30 yıllık sinema yolculuğumu Orijinal Netflix Yapımlarına kurban ettim. Ulaşımı kolay diye tercih ettiğimi düşünüyorum. Bu kesinlikle bir zevksizlik ölçüsü.
Artık böyle iddialı cümleler kuramıyorum, eleştirilerim düzeyli olarak negatif doğrultuda ilerliyor ve "en çok izlenen"lere kurban gittim.