(@) - Raf

Kang Full tarafından yazılan orijinal çizgi romandan uyarlanmış 2024 yapımı bir Kore dizisi. Başlangıcı aşırı korkutucuydu; ancak hikaye ilerledikçe bunun sadece bir korku dizisinden çok daha fazlası olduğunu fark ettim. Bu dizi duygusal bir yolculuk adeta. Karanlık, ürkütücü, melankolik ama…devamıKang Full tarafından yazılan orijinal çizgi romandan uyarlanmış 2024 yapımı bir Kore dizisi. Başlangıcı aşırı korkutucuydu; ancak hikaye ilerledikçe bunun sadece bir korku dizisinden çok daha fazlası olduğunu fark ettim. Bu dizi duygusal bir yolculuk adeta. Karanlık, ürkütücü, melankolik ama aynı zamanda çok güzel. Temelde çok benzersiz bir şekilde anlatılan bir aşk hikayesi. Türlerin harika bir karışımı. Zaman zaman yavaş ilerlemesine rağmen, çok sürükleyiciydi. Başlangıç biraz yanıltıcı, gizemli ve kafa karıştırıcı olabilir ama izlemeye devam ettikçe her şey anlam kazanıyor. Dürüst olmak gerekirse, ilk üç bölümü bitirmekte gerçekten zorlandım. Ama dördüncü bölüm ilk üç bölümde neler olduğu ile ilgiliydi. Tüm kadronun oyunculuğu, yönetmenlik, senaryo ve genel görseller birinci sınıf. Uzun süre akılda kalan ve düşünmeye sevk eden dizilerden biri. Doğaüstü öğeler içeren biraz daha karanlık ve duygusal bir şey izlemeyi sevenleriniz bundan kesinlikle memnun kalacaktır. Bundan sonra Spoiler İçerir. Sadece izleyenlerin okumasını tavsiye ederim . . . . . . Yönetmenin ölüm için koyu renkleri, yaşayan insanlar için ışığı nasıl kullandığını çok sevdim. Alıntı bunu çok iyi açıklıyor: "Ölümün eşiğinden dönen birçok kişi, Bu kişiler açıklamalarında parlak bir ışık gördüklerini iddia ediyorlar. Uyanmadan önce Karanlık bir tünel gördüklerini iddia ediyorlar. Ve bilinçsizken sevdikleriyle yeniden bir araya geldiklerini söylüyorlar." Her şeyi çok iyi açıklıyor. İlk başta "Işık Dükkanı"nın tipik bir korku hikayesi olacağını düşünmüştüm, ancak çok daha fazlası olduğu ortaya çıktı. Her biri kendi hikayesini taşıyan, ölen veya komaya giren tüm karakterler için üzüntü çok ağır. Şimdi neden "Işık Dükkanı" olarak adlandırıldığını anlıyorum çünkü umut bulmak ve hayatta kalma şansı için ihtiyaç duydukları ışığı keşfettikleri yer burası. "İnsan" olarak dolaşan insanlar bir hastanenin yoğun bakım ünitesinde ve "karanlık sokaklarda yürüyen insanlar" ölü olanlar... Otobüs kazasında ölenler ve yoğun bakım ünitesindeki insanlara ışık dükkanından ışıklarını bulmaları için yardım etmeye çalışanlar, güneş gözlüklü adamın kimsenin kendi ışıklarına dokunmasına izin vermediği ve kendi istekleriyle bulmak zorunda oldukları ve sonra yoğun bakımdan yalnızca kendilerinin çıkabildiği kişiler. İzlediğim 160.Dizi Bitirme Tarihim: 10 Mart 2025

filmrehberi 1 month ago

High Potential

Kat Sieniuc

11 Gönderi

Suç draması türünde güzel ve yeni bir dizi. Dizinin ana karakteri, üç çocuk büyüten güçlü, bağımsız, oldukça zeki ama bir o kadar da savunmasız bir kadın. Kronik OKB, fotoğrafik hafıza ve bir dizi başka "yüksek potansiyel" davranış bozukluğuna sahip, tek…devamı

filmrehberi 1 month ago

Mahalleden Arkadaşlar

Selçuk Aydemir

10 Gönderi

Okuduğum en eğlenceli kitaplardan biriydi. Ardından Liseden Arkadaşlar kitabıyla döndü fakat aklımda hep Mahalleden Arkadaşlar kitabının yerinin daha farklı olduğunu anımsarım, dün sinema uyarlamasını izleyince aklıma geldi yorumumu yazayım dedim. Filmini izlemek yerine mutlaka kitabını okuyun derim

filmrehberi 1 month ago

Mahalleden Arkadaşlar

Selçuk Aydemir

27 Gönderi

Selçuk Aydemir'in aynı isimli kitabından uyarlanan filmi 3 sene sonra izleme fırsatı buldum, kitabını çıkar çıkmaz almaz elimden bırakmadan bitirmiştim ve kitap çok daha keyifliydi bence. Film de çerezlik diyebileceğim gideri olan bir aile filmi olmuş. 90'larda büyümüş bir çocuk…devamı

filmrehberi 1 month ago

Özel Bir Hediye

James Huth

1 Gönderi

Bu aile komedisi, Francis Veber'in (1976) Fransız klasiği ¨Le Jouet¨'nin Pierre Richard, Michel Bouquet, Fabrice Greco ile yeniden çevrimi ve 1982'de Richard Donner'ın Richard Pryor, Jackie Gleason, Ned Beatty ile yönettiği ¨The Toy¨ (1982) adlı Amerikan versiyonu vardı. Hikaye özellikle…devamıBu aile komedisi, Francis Veber'in (1976) Fransız klasiği ¨Le Jouet¨'nin Pierre Richard, Michel Bouquet, Fabrice Greco ile yeniden çevrimi ve 1982'de Richard Donner'ın Richard Pryor, Jackie Gleason, Ned Beatty ile yönettiği ¨The Toy¨ (1982) adlı Amerikan versiyonu vardı. Hikaye özellikle çocuklar, gençler ve tatlı ve aile filmlerinin hayranları için önerilir. Olgunlaşmamış ve parasız yetişkin Sami (Jamel Debbouze), hamile karısı tarafından ciddi bir iş aramaya zorlanan çekici ve şanslı bir sokak satıcısıdır. Samy, çocukluk arkadaşları ve ilk çocuklarını bekleyen karısıyla birlikte, sistemin dışında, konut projelerinde mutlu bir şekilde yaşamaktadır. Gelecekteki ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak için -çok isteksizce de olsa- bir iş kabul eder. Böylece Sami, bir mağazada çalışan, gece bekçisi olur, ta ki Fransa'nın en zengin adamı (Daniel Auteuil), oyuncak mağazasını şımarık çocuğu Alexandre'a açıp ona yeni oyuncağını seçmesini söyleyene kadar. İlk gece, şımarık çocuk Alexandre (Simon Feliu), doğum günü için tuhaf bir hediye olarak onu seçmeye karar verir. Çalışanın esprili ve beceriksiz becerilerine şaşıran çocuk Sami'yi seçer ve hiçbir şey fikrini değiştiremez. Tek oğlu ve tüm Etienne servetinin varisi olan Alexandre, babasını uzak tutarak şımarık çocuğun yalnız dünyasında sığınak arar. Daniel Autiel Oğluna İstediği Hediyeyi Alabileceğini Söylediğinde, Jamel Debbouze'un Seçtiği En Abartılı Hediye... Beklenmedik Bir İnsanlık Komedisi!. Baba olmak üzere olan olgunlaşmamış bir yetişkin, bencil ve şımarık fakir zengin bir çocuk ve her şeyin parayla düzeldiğine inanan uzak bir baba, dostluk, babalık ve gerçek kişisel servet hakkındaki bu hassas ve komik masalın başkahramanlarıdır, ancak aynı zamanda insanlıktan çıkarılmış kapitalist toplumu da eleştirir. Jamel Debbouze'un (Glory Days) multimilyoner bir dulun şımartılmış oğlunun yeni oyuncağı olduğunu bulan talihsiz adamı canlandırdığı filmde; Daniel Auteil (Jean de Florette) Fransa'nın en zengin adamı Philippe Etienne rolünde canavarı canlandırıyor, soğuk, duygusuz, karısı bir yıl önce öldüğünden beri kendini tamamen işine adamış biri. Ve küçük çocuk Simon Faliu en kötü oyunculuğu sağlıyor, çünkü sempati dağıtmıyor, yeterli kıvılcım yok, ne de başkahraman Jamel Debbouze ile gerekli kimyayı yakalayamıyor.

filmrehberi 1 month ago

Such a Close Traitor

Han Suk-kyu

2 Gönderi

Dizi RAF'ta yoktu, admine mesaj atıp eklettim, ilk yorumu da ben yapayım o zaman. "Doubt" veya "Such a Close Traitor"un 10 bölümünü de dün gece bitirdim ve 10 üzerinden 9 olarak derecelendiriyorum. Çok gerilimli ve heyecan verici, gizemli bir dizi…devamıDizi RAF'ta yoktu, admine mesaj atıp eklettim, ilk yorumu da ben yapayım o zaman. "Doubt" veya "Such a Close Traitor"un 10 bölümünü de dün gece bitirdim ve 10 üzerinden 9 olarak derecelendiriyorum. Çok gerilimli ve heyecan verici, gizemli bir dizi olmuş. Asosyal ama zeki bir polis profilcisi, 18 yaşındaki kızıyla büyük evinde yaşıyor ama görünüşe göre sadece kısa bir süredir. Anne şantaj yüzünden intihar etmiş. Kızı çok soğuk, titiz ve hesapçı. Kimseye karşı empati hissetmiyor ve duygularını toplum içinde gösterdiğinde, bu sadece insanları kandırmak ve istediğini yaptırmak için uyduruluyor - ya da gerçekte kim veya ne olduğunu gizlemek için. Polis profilcisi, kızıyla başka bir yere taşınmadan önce son bir vakayı çözmek zorunda. Genç bir kızın cinayetinin soruşturması sırasında polis profilcisi kızının katil olduğundan şüphelenmeye başlıyor. Soruşturma uzadıkça, suçlunun o olduğuna dair daha fazla kanıt ortaya çıkıyor. Ayrıca polis profilcisinin kızının 12 yaşındayken küçük kardeşini öldürdüğünden şüphelendiğini de öğreniyoruz. Sonra, mevcut polis soruşturması sırasında kızının dosyalarını karıştırdığını ve ardından onu doğrudan cinayetle ilişkilendirebilecek bir kanıtı (küçük tüylü kırmızı bir kedi kolyesi) yok ettiğini keşfediyor. Polis profilci daha sonra kızıyla yüzleşiyor ve ona birkaç gün önce küçük kızı öldürüp öldürmediğini doğrudan soruyor. Kız sadece ayağa kalkıyor ve duygusuzca babasına soruyor: "Küçük kardeşimin GERÇEKTEN bir kazada öldüğünü düşünüyor musun - ve GERÇEKTEN annemin intihar ettiğini mi düşünüyorsun?" Wooooooooooooooo....... Doubt, sadece akıl almaz bir psikolojik gerilim filminden çok daha fazlası. Şüphe... şüphe... ve daha fazla şüphe. Bu şüpheler sadece daha büyük sorunlara yol açar. İnsanlar neden sadece şüphe etmek yerine doğrudan soramıyorlar? Sadece sorup cevapları dinleseydik pek çok sorun ortaya çıkmazdı. Bu TV dizisi, içinde yaşadığımız dünyada şüphenin rolünü muhteşem bir şekilde ele alıyor. Her bölüm ustalıkla hazırlanmış bir gerilim filmi. Baba ve kızla olan sahneler o kadar yoğun ki izleyiciyi nefessiz bırakıyor. Konu çok iyi, ancak belki de daha fazla dram ekleme niyetiyle yönetmen bize aşırı uzun sahneler sunuyor, o kadar uzun ki durağan çekimler gibi görünüyorlar ve bu da gelişimi biraz yavaş ve sıkıcı hale getiriyor. Bu ayrıntıya rağmen, karakterler hikayeyi anlatmanın bu yavaş tarzına çok iyi uyum sağlıyor gibi görünüyor, şüpheli kızın ve profilcinin performansı olağanüstü bir şekilde öne çıkıyor. Herkes yavaş ilerleyen gerilim filmlerinin derinliğini takdir etmez. Ancak bu drama, yavaş ilerleyen bir gerilim filminin nasıl ortaya çıkması gerektiğinin mükemmel bir temsilidir. Görüntü yönetmenliği bu dizinin öne çıkan özelliği. Sıradan K-drama çekimlerinden kaçınıyor ve bunun yerine dizinin tonu ve temasıyla mükemmel bir şekilde uyuşan bir görüntü yönetmenliği sunuyor. Han Suk-kyu bu rolde ne kadar muhteşem olduğunu ifade etmeliyim. Her sahne, ister karakterinin suçluluğunun ağırlığını, ister hayatının enkazını kurtarmaya çalışan birinin ham duygusunu göstersin, incelikte bir ustalık sınıfı. Oyunculuğu o kadar katmanlı ve nüanslı ki, yaşadığı her acıyı ve özlemi neredeyse hissedebiliyorsunuz. RAF'a eklediğim 158.Dizi Bitirme Tarihim 19 Şubat 2025

filmrehberi 1 month ago

Fair Play

Chloe Domont

17 Gönderi

Erotik gerilim olarak nitelendirilse de aynı zamanda bir psikolojik gerilim olduğu kanaatindeyim. Hırsın ve tamahkârlığın tezahürlerini yansıtan bir yapım. Ana karakterlerin arasında uyum ve kimya yüksek, bu da filme pozitif yansıyor. İki sevgili arasında terfi kıskançlığı ana başlığında seks, para…devamıErotik gerilim olarak nitelendirilse de aynı zamanda bir psikolojik gerilim olduğu kanaatindeyim. Hırsın ve tamahkârlığın tezahürlerini yansıtan bir yapım. Ana karakterlerin arasında uyum ve kimya yüksek, bu da filme pozitif yansıyor. İki sevgili arasında terfi kıskançlığı ana başlığında seks, para ve acımasız iş hayatını mercek altına alan filmin gerilim dozu, finale yaklaştıkça artıyor. Kadınların toplumda hala kanıtlaması ve katlanması gereken şeyler var, erkekler dezavantajlıysa sadece kaybederler, kadınlar avantajlı ve başarılıysa cinsiyetlerinden dolayıdır. Güçlü bir kadın bulduğunda boyun eğeceksin, eğer mutlu olmak istiyorsan. Çünkü güçlü kadın ne istediğini bilir. Karşısındakini de mutlu etmeyi bilir. Kendini onun akışına bırakacaksın, akıntıya karşı yüzülmez. Filmin konusu neydi derseniz; işverenlerinden duygusal ilişkilerini saklayan Emily & Luke ciftinden Emily'nin terfi etmesiyle çıkar çatışmasının fitili ateşlenir ve başlayan gerilimle, tutkulu bir aşkın neye dönüşeceği sürükleyici ve ikna edici bir şekilde anlatılır. Kimsenin kimseye bir zararı olmaz ortalık güllük gülistanlıkken, birinin gerçek yüzünü görmek için gerekli şartların oluşması gerekir, tam da böyle profesyonel ve duygusal yaşamlarını dengelemeyi başaramayan Emily & Luke çiftinin kanlı başlayan kanla biten rekabet yolculuğunda gerekli şartlar oluşmuştur. Hoşgörüden uzak, gerçeklerle baş edemeyen, takdir etmeyi bilmeyen, kendine ve karsısındakine güven duymayan kırılgan zayıflıkta bir erkek var karşımızda. Kadın karakterimiz kadın-erkek eşitliğinden nasibini almamış bir is yerinde azınlık olarak istihdam edilmekte, edindiği konuma cinsiyetinden dolayı geldiği imaları bir yana işverenleri tarafından yüzüne orospu denmesine dahi sesini çıkaramamakta. En önemlisi hayatinin erkeğini hayatından uzaklaştırma zamanının çoktan geldiğini fark etmekte geç kalacak kadar gözü kör bir aşık. Bundan sonrası Spoiler İçerir sadece filmi izleyenlerin okumasını tavsiye ederim . . . . . . . . . Luke’un ezikliğine o kadar sinir oldum ki.. Kardeşim kız arkadaşın daha başarılı, kabul et ve mutluluğunu paylaş işte. Terfi almadan önce kız arkadaşını sevgilisinin olacağını duyup gerçekten seviniyor ama adam aynı şekilde davranamıyor. Filmin başında evlenecekken filmin sonunda bu olaylardan dolayı tüm ailelerin önünde tartışıyorlar ve ayrılıyorlar. Mekânın tuvaletinde kavga ve ardından adamın kadına tecavüz eder gibi sevişmesi (kadının yüzü, gözü morarıyor ve bırak demesine rağmen devam ediyor) Aslında bu filmde aynı işyerinden ilişki yaşanmamasını ve firmaların da buna son derece önem verdiğini gösteriyor ki bence de olması gereken tam olarak budur. Farklı yerde çalışsalar belki hiç bunlar yaşanmayacaktı. Zaten adam bir yerden sonra kendini iyice kaybediyor, patronuna adeta yalvarıyor sonrasında toplantıyı basıyor, bağırıyor, çağırıyor herkese.. Emily ile ilişkisini ifşa ediyor, Emily bunu yalanlamak zorunda kalıyor falan. Çok çirkin olaylar oluyor ama film genel olarak izletti kendini ya. Filmin sonunda da Emily artık kendisine daha fazla saygısızlık yapılmasına izin vermiyor ve adamdan bıçak zoruyla da olsa özür diletiyor, yalvartıyor. Burada rahatlamıştım valla.

filmrehberi 2 months ago

Dayı: Bir Adamın Hikayesi

Uğur Bayraktar

37 Gönderi

Uzun zamandır izlemek isteyip nihayet Prime Video‘da izlediğim ve klişeler barındırsa da beğendiğim film, özellikle Ufuk Bayraktar’ın kabadayı rolünü özleyenler filmden keyif alacaktır. Türk sinemasında kabadayılık kültürünü anlatan dram ve aksiyon ağırlıklı filmin dekoru, köstümleri, sahne tasarımları ve oyunculukları gayet…devamı

filmrehberi 2 months ago

Pieces of a Woman

Kornél Mundruczó

16 Gönderi

Spoiler içeriyor Yaşadıkları acı bir kayıp ile alt üst olan bir aileyi odağına alan film iki saati aşkın süresi boyunca aile bireylerinin kaygan bir zemine savrulan ilişkilerini harika bir köprü metaforu üzerinden işliyor. Bebeğini kaybeden ve yas tutan bir kadının, acısıyla yüzleşmesinin,…devamıYaşadıkları acı bir kayıp ile alt üst olan bir aileyi odağına alan film iki saati aşkın süresi boyunca aile bireylerinin kaygan bir zemine savrulan ilişkilerini harika bir köprü metaforu üzerinden işliyor. Bebeğini kaybeden ve yas tutan bir kadının, acısıyla yüzleşmesinin, affetme ve yeniden başlama mücadelesinin hikayesi. Başrol oyuncusu Vanessa Kirby Venedik Film Festivali'nde bu filmle, "en iyi kadın oyuncu ödülü" almış. Oyunculuklar genel olarak iyi. Süresi epey uzun, lakin izlenebilir. Ama bana kalırsa özellikle doğum yapacak ya da yapmayı düşünenlerin seyretmemesi gereken bir film. Avukatın ofisindeki yağlı boya ortaköy camii tablosunu bir hoşluk olarak özellikle zoom'lamasını da çok sevdim ama filmde rezonanstan dolayı yıkılan köprü diye bahsetmeleri de ilginç bir detaydı. Bundan sonrası Spoiler İçerir, sadece filmi izleyenlerin okumasını öneririm... . .. ... .... ..... ....... ......... Filmin son 30 dakikasındaki mahkeme sahneleri ile Martha adeta kendisi ile yüzleşmiş oldu. Ebe o bebeğin ölmesini ister miydi? Hayır ama öldü. Martha'nında söylediği gibi "olanların bir sebebi olabilir ama o sebebi burada bulamayacağız." ve bu davadan kazanağı para ile durumunun telafisi olmaz. Çok etkileyici bir konuşma yaptı. - bu acıyı başkasına nasıl çektiririm zaten acı çeken birine ve eminim bunu istemezdi hem de hiç, benim küçük kızım kısacık ömründe dünyaya bu yüzden gelmedi. Ebe suçlu değil, elinden geleni yaptı - dedi kadını affetti ve gözlerde yaşlar yol buldu. Sonrası; zaman geçiyor ve hayat bir elma tohumunun filizlenip elma ağacı olması ve üzerinde Martha'nın kızının elma toplaması, piano eşliğinde güzel bir bitiş. En son sahnede, elma kokuyordu dediği bebeğinin ölümünden sonra, çimlendirdiği elma tohumlarına atfen, elma ağacının üzerinde beş altı yaşlarında bir kız çocuğu görüyoruz. Luciana. Aradan yıllar geçmiş, ve başka bir kızı olmuş Martha'nın. Martha'nın bebeği ile kurduğu elma bağlantısı çok yaralayıcıydı. Bebeğinin kokusunu elmaya benzetmesiyle elmaları koklayarak bebeğine özlemini, elmanın çekirdeklerini filizlendirmeye çalışması ve filizlenmesiyle finalde elma ağacının olmasıyla küçük bir kızın olması bayağı iyiydi.

filmrehberi 2 months ago

Yaşamın Kıyısında

Kenneth Lonergan

125 Gönderi

O kadar ağır ilerliyor ki yarım saat sonra dayanmadım kapattım. Twitter'da ve burada sürekli övülen bir filmdi. Devam edebilecek sabrı bulursam tamamlarsam tekrardan yorumumu güncelleyeceğim