Furkan Aydın (@frkn.aydn)

Merhabalar , değinmek istediğim bir konu var ve Raf sakinleri bu konuda ne düşünüyor merak ettim . İlk önce örnek vererek başlayacağım konuya . İnternette alış-veriş yaparken yorumlara bakarsınız mesela ve ürünle alakasız yorumlar görürsünüz . Mesela kargonun ne kadar…devamı

frkn.aydn 1 month ago

Normal People

Alice Birch

76 Gönderi

Spoiler içeriyor Merhabalar , biraz uzun bir yazı oldu . Yazıyı anlık değil izlediğim bölümlerin sonlarında not alarak izlediğimden biraz karışık olmuş olabilir , keyifli okumalar diliyorum . Not: Çok fazla spoiler verdiğimden dolayı okumadan önce bir düşünün ,özellikle son cümlemde dizinin…devamıMerhabalar , biraz uzun bir yazı oldu . Yazıyı anlık değil izlediğim bölümlerin sonlarında not alarak izlediğimden biraz karışık olmuş olabilir , keyifli okumalar diliyorum . Not: Çok fazla spoiler verdiğimden dolayı okumadan önce bir düşünün ,özellikle son cümlemde dizinin final kısmına değindim bilginize. Dizimiz iki genç üzerinden işlenen bir aşk hikayesi . Sahnelerin arasında bağlantı olmayışı ve genel bir hikaye akışı olmadığı için diziyi izlerken zorlanabiliyoruz. Sıradan , doğaçlama bir şekilde ilerleyen bir hikaye var aslında elimizde . Ama bence en güzel tarafı da bu , yönetmen herhangi bir sahne ya da alakası olmayan konular üzerinden bir bütünlük oluşturmuş . Bu belki başka kişilere sıkıcı gelebilir ki eminim gelecektir de ama benim hoşuma gitti diyebilirim . Dizi içinde yer yer Connal karakterimizi , yapmadıkları yüzünden eleştirsekte onun da bir genç olduğunu , hayatı yeni tecrübe ettiğini de bilmek gerekiyor aslında yaptıklarını doğru kabul etmesekte . Birazda bu durum oyuncuların oynadığı role göre yaşlarının büyük olmasından kaynaklanıyor tabii . Ben özellikle Connal’ın üniversiteden sonra kendini geliştirmeye başladığını gördüm . Lise de arkadaşlarının yanında korunaklı alanındayken , üniversite geçince kendisi biraz daha sudan çıkmış balığa döndü keza bunu ilk zamanlar kendi başına takılıp , sürekli kitap okumasından da anlayabiliriz ya da edebiyat dersinde yorum yapmaya cesaret bile edemezken ileriki safhalarda buna cesaret gösterip fikirlerini ortaya koyıyor . Hatta bu asosyalliği yüzünden arkadaşının partisine bile gitmeyecekken , zorla gidiyor bir nevi . Dizinin duygu yoğunluğu çok yüksek esasında . Bazen söylenen sözlerden çok söylenemeyen ya da söylenmeyen sözler daha ağırdır ve bu durum seyircinin iliğine kemiğine kadar işliyor . Yaşamadığımız olayların , anların duygularını içimizde hissedip bir kasvet oluşturuyor olması , duygu işlevinin sonuna kadar seyirciye geçtiğinin bir göstergesi aslında . Bir diğer yandan Mariane’nin, Connel dışında ki insanlardan gördüğü sevgiyi görmeyip ayrıca da mazoşistleşmesi de ayrı bir durum . Bu bir nevi Connel dışında birini görmediğinin de kanıtı aslında . Ailesinden gördüğü psikolojik baskıdan dolayı da acı çekmeyi alışkanlık haline getirmiş olması da var tabi ya da acı çekmediğinde , acı çekmeyi isteyebiliyor . Tabi zamanla bu sorunu yavaş yavaş aşıyor . Bir ara çiftimiz yaz tatilinde ayrılıyor , Connel iş bulamadığından ve kiralık evinin parasını ödeyemeyeceğinden dolayı memleketine dönüyor. İlerleyen süreçte Connel , Marianne’den uzak kalıp yeni bir ilişkiye başlıyor , Connel bunun acısını çeksede yine de sevgilisi Helen ile güzel bir şekilde anlaşıp , yoluna devam edebiliyor bir süreliğine . Aslında taşlar Rob’un intiharından sonra daha da oturyor yerine. Marianne ve Connel duygularını daha rahat bir şekilde paylaşmaya başlıyorlar diyebiliriz . Ve sadece Connel ile Marianne arasındaki değil diğer insanlarla da biraz olsun derinleşiyor . Nitekim dizi aslında sadece dram/romantik bir dizi değil . Esasında günümüz dünyasını da özetleyen bir dizi . Günümüz ilişkilerinin ne kadar yüzeysel kaldığı , insanların etrafında dönen olaylara adapte olamaması , insanların sevgi ihtiyacı vb daha pek çok şey . Ben sadece Marianne ve Connel üzerinden derin ilişkileri üzerne değil de ikilinin diğer insanlarla olan ilişkilerine de biraz daha detaylı değinilmesini isterdim . Dizi o zaman daha bir anlamlı olabilirdi . Mesela Marianne ve ailesinin arasındaki sorunun temel sebebi ne ? Connel neden arkadaşları arasında popülerken arkadaşlıkları daha derin değil? Ve benzeri pek çok soru tabi . Ve diziyi izlediğinde insan şu cümleye daha da çok anlam verebiliyor esasında “Dünya hassas kalpler için bir cehennemdir .” Benim için dizide ki en güzel yanı ise karakterlerin gelişim süreci . En hoşlandığım sahne ise 11. Bölümde Connal’ın ,Marianne’yi eve almaya gittiğinde ki sahnede yaşananlar. O toy , sahiplenmeyen erkek yerine gerçek bir erkek gibi gidip Marianneyi evden alıyor ve abisini güzel bir şekilde uyarıyor. Tabi dizinin sonu benim beklemediğim bir şekilde gelişti diyebilirim . Connel Amerikaya gidecekken , Marianne neden Connel ile gitmeyip kasabasında kaldı? Yeni bir hayat kurabilirlerdi belki de . Çiftimizin istemeyerek ve anlaşarak ayrılması , herhangi bir çiftin kavga ya da aldatmayla ayrılmasından çok zor bir durum aslında . Zaten , Bizi yaşayabilecekken, yaşayamadıklarımız bitirdi yoksa elimizde değilken hayal ettiklerimiz değil sözünün ağırlığını da hissediyoruz bu sahnede . Okuduğunuz için teşekkürler .

frkn.aydn 5 months ago

Napoleon

Ridley Scott

30 Gönderi

Spoiler içeriyor Merhaba , büyük umutlarla beklediğim bir filmden daha hayal kırıklığı ile döndüm maalesef . İlk önce az olan güzel kısımlarına değinip sonra filmin neden beklentimin altında kaldığına değineyim . 1-) Oyunculuklara değinirsek eğer Joaquin Phoenix gerçekten güzel bir oyunculuk çıkarmış.…devamıMerhaba , büyük umutlarla beklediğim bir filmden daha hayal kırıklığı ile döndüm maalesef . İlk önce az olan güzel kısımlarına değinip sonra filmin neden beklentimin altında kaldığına değineyim . 1-) Oyunculuklara değinirsek eğer Joaquin Phoenix gerçekten güzel bir oyunculuk çıkarmış. Yanında Josephine rolünü canlandıran Vanessa Kirby de beraber gerçekten güzel ikili olmuşlar diyebiliriz. Diğer oyunculuklarda değişkendi , yani bazen çok güzel iş yapan yan roller vardı bazen de bu nasıl oyunculuk dedirten oyuncular da vardı . 2-) Benim gittiğim sinema salonunun perdesi mi karanlıktı yoksa film mi karanlıktı onu tam çözemedim . Ama film görsel açıdan çok güzeldi diyebilirim. Bir tarih filminde böyle güzel sanat filmi tadında sahneler görmek güzel Özellikle Fransanın kasvetli havası güzel yansıtılmış . 3-) En sevdiğimse , Napolyon rolünün gerçekten iyi yansıtılması . Yani ben Napolyonun hayatını öyle çok bakıp araştırmış biri değilim . Sadece belli bir kaç başarısını ve birazda okuduğum kitaplardan biliyorum . Yani yansıtılan Napolyon çok kasvetli bir roldü . Eğer gerçekten Napolyonun karakteri buysa güzel yansıtılınış . Karısıyla olan ilişkisi, sürekli melankolik bir hal . Sanırım artık kahramanları gereksiz yere yücelten bir dünya sinemasından çıkılıyor çünkü bu şekilde olunca insanlar kendisiyle özdeşleştiriyor sanırım . 4-) Özellikle Buzun üzerindeki Berezina ve filmin sonunda yenildiği savaş olan Waterloo savaşı güzel bir şekilde işlenmiş. Ben bu sahneleri beğendim.Gerek askerlerle iç içe olmasından , gerek yağmurun savaşı engellemesinden olsun güzel sahnelerdi Ve gelelim kötü taraflarına filmin Şimdi artık şunu söylemek istiyorum . Bu tarz tarihi filmlerde çook uzun bir dönemi ele alıyorsanız işiniz gerçekten çok zor . Sürekli aradaki önemli detayları atlamanız gerekiyor. Bunu Atatürk (1981-1919) filminde de yakın zamanda gördüm . Ayrıca sahneler arasında çok fazla kopukluk oluyor çünkü üstüne düşülmesi gereken yerde üstün körü geçersen seyirci bu kısmı anlamıyor ve hissetmiyor. Eğer sen filmde Napolyonun yaptığı işleri , işte yaptım oldu tarzında anlatırsan kusura bakma ama bu iş olmaz . Bu tarz uzun metrajlı ve dönemi çok uzun olan filmleri senaryo olarak çok iyi işlemek gerekiyor. Film o kadar sıkıcıydı ki sırf sinemadayım diye izledim , evde olsam filmi kapatırdım . Hatta sinemadan çıktığımda bir kaç kişinin de çok sıkıcı olduğuyla ilgili konuştuğunu duydum. O kadar meraksız , o kadar heyecansız bir filmdi ki anlatamam. Film içinde heyecan ve merak unsuru olmadığı için çok yavan kalmış maalesef. Yav film çok durağandı , bakın durağan bir film yapabilirsiniz evet ancak 2 saat 38 dk durağan bir filmin içinde bizi duygusal ve heyecan olarak filmin içinde tutacak bir şey lazım seyirciyi ve bu başarılamamış . Velhasılıkelam film , film değil bir belgesel tadında işlenmiş . Ne bir duygu ne de heyecan vardı. Yani bazı belgeseller bile bu filmden daha heyecanlı :) Ve son olarak , artık fragmanına göre filme gitmeyi bırakıcam . Yani filmin özetini gösteren şey fragmandır yani bir kitabın arkasında yazan kitabın tanıtımı gibidir ve oradan fikir sahibi olursunuz. Ve fragmanları , filmin o kadar müthiş bir filmmiş gibi yapıyorlar ki anlatamam . Sonra filme gidiyorsun fragmanla alakası yok bildiğin patates yani . Belki film , Napolyonun karısı Josephine ile arasındaki ilişkiyi bu kadar derin işlemese daha güzel işlenebilirmiş . Bana birazda masraftan kaçmak için yapılmış gibi geldi şahsen. Çünkü 2.38 saatlik bir filmde neredeyse 1 saati Josephine ayrılmış . Tamam film için önemli bir karakter elbette ancak karısıyla yatak odası ilişkisi , zaferlerinden daha önemliyse bilemem yani . Şimdi ben bu filmi açıp bir daha izler miyim hayır izlemem o zaman film olmamış demektir. Ki zaten bir kere izleyenlerin ikinciyi açıp izleyeceğini sanmıyorum . İzlemek istiyorsanız 3 saatinize yazık etmeyin he yok illa ben izlemek istiyorum derseniz , alın x2 ye öyle izleyin belki daha heyecanlı olur .

frkn.aydn 5 months ago

Kinyas ve Kayra

Hakan Günday

99 Gönderi

Spoiler içeriyor Uzun zamandır okuduğum bir kitap bazen bırakmayı düşündüm bazen deliler gibi saatlerce okudum . Bitirmesi zor oldu benim için biraz hem uzunluğundan hem de bütün sayfayı dolduran küçük yazı boyutundan dolayı. İki arkadaş ya da biz iki arkadaş olarak görsekte…devamı

frkn.aydn 5 months ago

Atatürk 1881 - 1919

Mehmet Ada Öztekin

19 Gönderi

Spoiler içeriyor Herkese Merhaba , Ben filmi öyle sabırsız bir şekilde bekliyordum diyemeyeceğim maalesef, Napolyon filmi bile bende daha çok heyecan uyandırıyor diyebilirim . Metroda ya da Marmarayda giderken gözüme takıldı reklamları ve dedim olabilir gidebilirim belki dedim . Fragmanı da izledim…devamıHerkese Merhaba , Ben filmi öyle sabırsız bir şekilde bekliyordum diyemeyeceğim maalesef, Napolyon filmi bile bende daha çok heyecan uyandırıyor diyebilirim . Metroda ya da Marmarayda giderken gözüme takıldı reklamları ve dedim olabilir gidebilirim belki dedim . Fragmanı da izledim hiçte fena değildi açıkcası . Neyse fazla uzatmayayım Cuma günüm boştu ve ilk gün gittim izlemeye . Şimdi ben son zamanlarda kendimde dikkat etmeye başladım acaba biraz karşıma çıkan filmler gereksiz bir şekilde mi eleştiriyorum yoksa gerçekten yerli bir şekilde mi diye hani popüler olayların etkisine girip çoğunluğun eleştirdiği olduğu için mi yoksa gerçekten eleştirilmesi gerekiyor mu diye düşünüyorum açıkcası . Şimdi bu film yani aslında dizi elbette ki ama hiç o olaylara girmeyeceğim zaten herkes biliyor olayları . Evet bu filmimiz açıkcası çok üst düzey bir film gibi gelmedi bana . Evet prodüksiyon güzel, işte atmosfer falan ama ben şunu anlamıyorum bizim Türk filmlerinde hep bir şey eksik . Yani yemeği yersiniz de ya bunda bir şey eksik ama ne dersiniz ya heh işte o , evet bir şey eksik ama o ne ? Bende bilmiyorum işte :) Bir kere filmde gereksiz bir geçmişten gelen korkudan dolayı kabus görme var bu çok açık. Filmde sürekli bir kopukluk var yani tam olarak film sizi içine çekmiyor , sanırım bu filmin çok uzun bir zaman dilimine yayılmasından yani filmi 2 değil 4 film yapsalar bence yine o kopukluk olurdu . Tüm hayatını ele almak yerine hayatının belli bir kısmını ele alsalar daha iyi olurdu bence , o zaman hem kopukluk olmaz hem de daha iyi anlatılırdı film . Veyahut dizi olarak çekildiğinde 6 bölüm yerine 3 sezon yapılıp 1. Sezonda mesela sadece 1 bölüm de çocukluğuna değinilebilirdi 2. Bölümde Gençlik yıllarına ağırlık verilip ders sıralarında görseydik 3. Bölümde Asker oluşunu ve Şam a gittiğinde yaptıklarını daha detaylı görseydik 4. Bölümde 31 Mart ayaklanmasını görseydik 5. Bölümde Trablusgarp’a gittiğini görseydik 6. Bölümde Sofya’ya gittiğini görseydik Yani bu şekilde bile sadece 6 saat yapıyor film . Yani madem birinin hayatı film yapılıyor ve bu kişi Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu , o zaman filmi layıkıyla yapın . Ben tarihi şahsiyetlerimizi neden tanıtamadığımızı anlayabilmiş değilim Ya biz çağ açıp çağ kapatan komutanın filmini bile elimize yüzümüze bulaştırdık . Yani tarihi değerlerimizi neden anlatamıyoruz anlamış değilim . Amerika 150 yıllık tarihinden onlarca savaş filmi çıkarıyor biz 100 Tükiye 600 Osmanlı 150 si Selçuklu ( Sayılar takribi verilmiştir ) olmak üzere ve dahası da olan geçmişimiz için atalarımız için bir tane dünya filmi çıkaramıyoruz . Sevgili arkadaşlar bakın mesele varlık yokluk değil benim için açıkcası veyahut Hükümette değil Bizlerin kendimizi bir birey olarak yetiştirip sağ sol ayırmadan birleşerek bir şeyleri değiştirmemiz gerekiyor Kimse kusura bakmasın ama filmde gidip 2. Abdülhamit Hanı kötüleyerek insanları ayrıştırmazsınız . Yani hürriyet demek 2. Abdülhamite sallamak mı yani sadece . Ayrıca filmde bu hürriyet ve demokrasi duygusu ve kavramları bile tam olarak işlenememiş çok vasattı . Biraz fazla yükseldim sanırım :) Ama tekrar söylüyorum bizler ne Atatürkçü ne de Osmanlıcı olmalıyız . Evet geçmişimizi benimsemeliyiz, geçmişimizden ilham almalıyız ama bu bir tarafı kabul edip partizanca bir şekilde olmamalı . Sevgiyi ve saygıyı gösterip dönemine göre yargılayıp , doğru ve yanlışları bilip ona göre geleceğe bakmalıyız . Aras Bulut İynemli’ye değinmek istiyorum birazda Aras Bulut’u zaten bilmeyen yoktur oyunculuğu da çok güzeldir zaten . Bu filmde de hiçte fena oynamamış aslında ama rolünün ağırlığından dolayı olacak heralde biraz fazla kasmış kendini o da seyirciye yansıyor yani ister istemez ama olur o kadar . Ve son bir şeye daha değinip yazımı bitiriyorum . Benim en sevdiğim sahne Mustafa Kemal ile Ömer Muhtarın konuştuğu sahneydi . Özellikle Ömer Muhtarın yıldızları insanlar gibi betimlemesi çok hoşuma gitti . Aklımda kaldığı kadarıyla yazacağım . “Yıldızlarda her biri insanlar gibi eşi benzeri yoktur , hepsi kendi başına parıldarlar . Ama bazı yıldızlar da zamanla ışığını kaybeder ve ışığı yanmaya devam ederler , işte biz insanlarda ışığımız tükendiğinde bize yol gösteren ve ışığı yanmaya debam eden kişilerin peşinden gideriz.” Ben tam olarak yazamadım ama aklımda kalan buydu bununla idare edin:) Ama sahnede biraz sanki Mustafa Kemal islama uzak ve dine ısınıyormuş gibi bir hava da vardı . Sanki böyle dinsiz birinin islama ısınışı gibi bir şey sezdim ben . Biraz uzun bir yazı oldu ancak buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim .

frkn.aydn 7 months ago

Petrolsüz Dünya - Yaklaşan Son

Doğan Aydal

1 Gönderi

Spoiler içeriyor Herkese merhaba arkadaşlar, Kitabı yeni bitirdim ve hemen üzerine bir şeyler yazmak istedim . Dünyada Petrol bitiyor mu? Petrol hayatımız için ne kadar önemli? Afrikada ki gelişen darbe ve savaş olaylarının arkasındaki olay enerji krizi mi? 6 Şubat 2023 Depreminin…devamıHerkese merhaba arkadaşlar, Kitabı yeni bitirdim ve hemen üzerine bir şeyler yazmak istedim . Dünyada Petrol bitiyor mu? Petrol hayatımız için ne kadar önemli? Afrikada ki gelişen darbe ve savaş olaylarının arkasındaki olay enerji krizi mi? 6 Şubat 2023 Depreminin arkasında yatan şey kaya gazı çıkarmak için hidrolik çatlatma teknolojisi olabilir mi? İşte bu sorulara cevap bulabileceğimiz bir kitap “Petrolsüz Dünya” Kitap gerçekten çok sade bir dille yazılmış , yazar okuyucuya konuyu aktarabileceği en güzel ve en sade şekilde aktarabilmiş ve ben en çok bu yönünü sevdim . Böylesine zor bir konuyu bu kadar basit bir dille anlatmak çok büyük bir başarı . Zaten Profesörümüz çokta iyi bir anlatıcı olduğundan bunu kalemine de aktarmış eğer bazı videolarını izlerseniz bunu anlarsınız zaten. Özellikle siyaseti sevdiğimden ve siyasetin de direkt olarak içinde olduğumdan böyle bir kitap okumak istedim ve iyi ki de okumuşum diyorum . Hem bilgi açısından hem de siyaseten insana derinlik katan bir kitap açıkcası . Olayların perde arkasında yaşanan şeyleri görmemize yarayacak bilgiler içeriyor kitabımız . Hani derler ya insanın 3. Gözünde perde vardır o kalkınca her şeyi görürsün , heh işte bu kitapta onun gibi ama perdeyi açamasakta bir parmak aralayabiliriz diye düşünüyorum bu kitabı okuduğumuzda. Benim için öyle oldu şahsen ve o bir parmaklık aralığı açmak için , perdenin tamamını açmak için , gerçekleri öğrenmek için okumaya devam edeceğim inşallah . Size kitabın içinden bir bölüme değineyim mesela . Mesela petrolün hayatımızdaki yerinden bahsetmiş yazarımız. Kullandığımız diş fırçasından oturduğumuz klozet kapağına ,kadınların kullandığı makyaj malzemelerinden erkeklerin kullandığı tıraş malzemelerine , kahvaltılıklarımızı koyduğumuz yiyecek kaplarından ve daha daha pek çok şeye . Yazarımız , bu konuya uzun uzun değinmiş kitapta . İnsan okuyunca petrolün hayatımızda ne kadar da çok fazla yerde olduğunu bir idrak ediyor okuyunca ,anlık bir aydınlanma geliyor insana , tüyleri diken diken oluyor . Vay be diyorsunuz , gerçekten petrol sadece bizim kullandığımız Benzin ya da Motorinde kullanılmıyormuş. Daha çook uzun uzun yazabilirim aslında sizleri bilgilendirmek için ama o kadar uzun bir yazı yazmaya gerek olmadığını düşünüyorum yoksa gerçekten çok uzun bir yazı olacak . Ben kitaptan almak istediğim bilgiyi almış bulunmaktayım . Kendime farklı bir bakış açısı kazandırdım ve bence hayattaki en büyük kazançlardan biri de işte bu farklı bir bakış açısı kazanmaktır . Hayata tek bir perdeden bakıp olayları yanlış anlayabiliriz ama ne kadar çok bakış açısı kazanırsak doğruluğa da o kadar ulaşırız . Kitabı okumanızı tavsiye ediyorum , iyi okumalar dilerim ve buraya kadar okuduysanız da teşekkür ediyorum .

frkn.aydn 1 year ago

The Menu

Mark Mylod

138 Gönderi

Herkese merhaba , Bu filmi daha çıkmadan önce merak ediyordum , fragmanı izlediğimde falan farklı ve güzel bir şey olmasını bekliyordum . Öncelikle film çok durağandı şunu çok net söyleyebilirim ki filmin 32. dakikasına kadar kayda değer çok önemli bir…devamıHerkese merhaba , Bu filmi daha çıkmadan önce merak ediyordum , fragmanı izlediğimde falan farklı ve güzel bir şey olmasını bekliyordum . Öncelikle film çok durağandı şunu çok net söyleyebilirim ki filmin 32. dakikasına kadar kayda değer çok önemli bir sahne yok . Bir kere film izleyiciyi içine çekemiyor . Film yapısı ve konusu itibariyle güzel aslında yani teoride güzel ama uygulamada olmamış maalesef. Özellikle ben filmde hiç gerilmedim . En basitinden , karşınızda bir adam ağzına silah sokup intihar ediyor ve 5 dk olmadan herkes bunu normalmiş gibi kabul ediyor . Açıkcası ben oyunculuklarında filmdeki duyguyu tam olarak yansıtamadığını düşünüyorum tek bir kişi dışında o da Anya Taylor tabi o da mükemmel değil aslında ama diğer oyunculara göre bence filme sınıf atlatan kişiydi . Ve belki ortalama bir izleyici için bu film güzeldir. Şimdi bazı arkadaşlar filmin güzel olduğunu etkileyici olduğunu söyleyebilir ki haklarıdır da kendilerince . Ancak ben bu filmden çok daha sıkıcı filmleride izledim ve hepsinde bir olay örgüsü vardı , açıkcası bu filmde o olay örgüsünün sağlanamadığını düşünüyorum . Bir filmi açıp 15 dk izlediğinizde size artık genel itibariyle nasıl bir film olacağını hissettirir. Ya bu filmde o kadar saçma sapan gereksiz diyalog vardı ki , tam ben filmin içine gireceğim diyorum ki ya bu karakter ne anlatıyor . Filmde çok fazla gereksiz diyalog olduğunu düşünüyorum , ha insanı düşündürten çok güzel diyaloglarda var ama bu boş diyaloglar insanın canını sıkıyor . Ben filmi doğru düzgün izleyemedim bile , filmi uzatmak için birazda boş yapmışlar sanırım . Ben filmin tamamını izleyemedim maalesef , sıkıcılığından ve boş diyaloglar yüzünden . İzlemediğim kısımlarda güzel detaylar vardır eminimki ama bu kadar saçma olaylar yapıp kalan kısmı niye izlemedin diye sormanın da bir anlamı yok açıkcası . Sırf farklı bir yapısı ve düşündürten sahneler var diye diğer boş yapımların önüne geçebileceğini düşünmüyorum filmin . Ve 7.2 puanı hak ettiğini de düşünmüyorum . Benim tavsiyem izlemezseniz hiçbir şey kaybetmezsiniz.

frkn.aydn 1 year ago

Rise of Empires: Ottoman

Emre Sahin

117 Gönderi

Spoiler içeriyor Ne söylesem boş! Yani şu diziye mükemmel diyenlerin gram tarih bilgisi olduğunu düşünmüyorum . Tarihi bilenler izlerken saçını başını yolmuştur. Fatih Sultan Mehmet tam bir aptal, şımarık ve her istediğini yapan asi bir çocuk olarak gösterilmiş . Böyle bir dehanın…devamı

frkn.aydn 1 year ago

Geçen Yaz

Ozan Açıktan

38 Gönderi

Spoiler içeriyor Herkese merhaba , öyle ne izlesem diye gezinirken karşıma çıktı ve yaz teması işlendiği için ilgimi çekti aslında . Sizleri bilmem ama ben yaz insanıyım . Ne abi o kat kat giyindiğin halde soğuktan donmak öyle . Film ergenliğe yeni…devamıHerkese merhaba , öyle ne izlesem diye gezinirken karşıma çıktı ve yaz teması işlendiği için ilgimi çekti aslında . Sizleri bilmem ama ben yaz insanıyım . Ne abi o kat kat giyindiğin halde soğuktan donmak öyle . Film ergenliğe yeni girmiş bir gencin, her yaz gittiği yazlıkta ablasının arkadaşına aşık olmasını ve devamında başından geçen olayları anlatıyor . Normalde gencimiz ablası ve ablasının arkadaşlarıyla değil de kendi yaşıtlarıyla takılsa çok daha güzel olacak her şey ama tabi öyle olsa bu film olmaz zaten , her neyse . Çok abartılacak bir film değil . Özellikle yaşı büyük olanlara hitap etmeyeceği kesin. Çerezlik , gençlerin izleyeceği türden bir film . Size hiçbir şey katmaz ama sizden bir şey almazda. Bazen kendinizden bir şeyler bulabileceğiniz bazen de ne bu saçmalık diyebileceğiniz bir film . Esasında , filmi izleyenler olarak iki tür var . 1-) Bu filmde olduğu gibi , yaz tatilinde , yazlığa gidip , hayatını buna benzer yaşayanlar . 2-)Yaz tatilinde , evinde kös kös oturup keşke bende bu şekil yaz tatili geçirsem diyenler . Elbetteki filmdeki gibi bir yaz geçirmek istemeyiz aslında ama yazın neşesi ve coşkusu insanı ister istemez o şekilde bir yaşamak için bir isteğe sokuyor . Yaz teması çok iyi işlenmiş bununla birlikte 90lar havasını da yakalayabilmiş değil . Aslında filmde 90 lardan çok Amerikan filmlerinin havası yansıtılmış diyebiliriz . Öyleki sanki Türkiyede cinsellik bugün bile sanki çok aşılmış bir şeymiş gibi bunu 90 lı yıllar havasında çok normalmiş gibi gösterilmesi gerçekten beni güldürdü. Özellikle filmde bakir olmayan insanlara da ezik muamelesinin yapılmasıda ayrıca beni sinirlendirdi diyebilirim . Kimin eli kimin cebinde havasının yaratılmasıda çok saçmaydı . Ha bu arada başrol Fatih Berk Şahin (Deniz) bence rolünü gayet iyi oynamış . Yani Oscarlık bir oyunculuk yok elbette ama bu film seviyesi için gayet iyiydi diye düşünüyorum . Özellikle ergen bir gencin içinde yaşadığı duyguları çok iyi yansıtmış . Yer yer bana empati de yaptırmıştır . İleride daha iyi bir oyuncu olacağını da düşünüyorum açıkcası . Onun dışında çerezlik , sizi yaz havasına sokup , içinizde denize girme isteği uyandıracak bir film . İyi seyirler .

frkn.aydn 1 year ago

Çocuk, Köstebek, Tilki ve At

Peter Baynton

85 Gönderi

Herkese merhaba , Uzun zamandır bu kadar sıcak ve samimi bir film izlememiştim . Çok basit bir film olmasına rağmen milyonlarca dolar harcanan filmlere bin basar . Küçük Prens tadında , derin anlamlar içeren ve bunu anlatırken derine inmeyip herkesin…devamı