(@) - Raf

16 farklı hikâyeden oluşuyor fakat çoğu öyküsü diğer hikâye kitaplarında olanlardan oluşuyor. Onları önceden okumuş ve incelemiş olduğum için ilk defa denk geldiklerimi inceleyeceğim. -KANAL Çocukluğunda ve gençliğinde yediği içtiği ayrı gitmeyen iki eski dostun, geçim derdinden kaynaklanan ekmek savaşı…devamı16 farklı hikâyeden oluşuyor fakat çoğu öyküsü diğer hikâye kitaplarında olanlardan oluşuyor. Onları önceden okumuş ve incelemiş olduğum için ilk defa denk geldiklerimi inceleyeceğim. -KANAL Çocukluğunda ve gençliğinde yediği içtiği ayrı gitmeyen iki eski dostun, geçim derdinden kaynaklanan ekmek savaşı uğruna kanlı hâline gelmelerini anlatan trajik bir öykü. Kanalın yolunu tıkayan Dedemköylü Mehmet’in Zağar Mehmet’in toprağına su akışını engellemesi üzerine Zağar Mehmet’in kendisinin, çocuğunun ve eşinin verdiği yaşam mücadelesi onu can dostunu öldürmek durumunda bırakmıştır. - CANDARMA BEKİR Çallı Halil Efe adlı mahpusun başka bir mapushaneye sevki çıktıktan sonra kendisine refakat eden Jandarmalardan biri eski kanlısı Bekir olur. Eski hesaplarını görmek için Halil’e eziyet eden Bekir’in sonu hiç iyi olmaz. Halil, fırsatını yakaladığında mavzeri ele geçirip Bekir’i ilk başta tehdit edip yalvartır daha sonra vurur. Oysaki Bekir vurulmadan önce korkudan can vermiştir. - KAMYON Ekmek parası için katlanılan zorlu mücadele konusu ele alınır. Ailesine yardım etmek için ilk defa bineceği kamyon aracılığıyla az miktar parayla İzmir’e gitme kararı veren kahramanımız paranın tamamını verebilecek durumda olmadığından arkadaşından aldığı tavsiyeye uyarak paranın tamamının toplanmasına yakın, rezil olmamak ve dayak yememek adına İzmir girişinde kendini kamyondan atma planı yapar. Yollar uzadıkça planını gerçekleştirme olasılığının azaldığını düşünerek heyecana kapılır ve bu heyecan onun ölümüne yol açar. Kamyonun zorlu bir yoldan geçerken zaten yolcuları indirip bir süre boş şekilde ilerleyeceği noktaya gelmesine az kala kendini atar ve uçurumdan yuvarlanarak can verir. -KAFAKÂĞIDI Toplumsal bir aksaklığı mizah yoluyla anlatan kısa bir öykü. Torunun kafakâğıdını kullanmak zorunda kaldığı için 29 yaşında gösteren bir ihtiyarın 80 yaşını geçtiği hâlde yol parasını verememe suçundan hapsini anlatır -GRAMOFON AVRAT Kitapta ana karakterinin isminin hiç anılmadığı, lakabıyla anılan tek öykümüz. Sesinin güzelliğiden lakabını alarak nam salmış Gramofon Avrat’ın beraber olduğu kimseyi hatırlamazken kendisine yüz vermeyen Murat adlı bir arabacıya aşkı konu edilir. Bir eğlence sonunda çıkan tartışma sonucunda Murat kızı kurtarmak için ateş açar ve adamı öldürür. Hapis cezasına çarptırılan Murat’ı aralarında en ufak muhabbet dahi geçmeyen Gramofon Avrat, kendini pazarlayarak da olsa hapishanede ölene kadar ziyaret eder. Hem borcunu ödemiş olur hem de sevdiğini haftada bir de olsa yine konuşmadan da olsa görmüş olur - ARAP HAYRİ Anadolu’nun ücra bir kasabasındaki Boyacı Arap Hayri’nin tutkulu ve imkânsız aşkı hikâyemizin konusunu oluşturuyor. Tozlu bir kasabada boyacılık yapan Arap Hayri’ye önemli günlerde rağbet artmaktadır. Özellikle kumpanyalar düzenlendiği günler. Bir gün bir oyuncu kumpanyası gelir ve ufak tefek olmasına rağmen hareketleri, oyunculuğu ve sesiyle göz dolduran oyuncu Adalet’e aşık olur. Seyirciler de büyük hayranlıkla izlerken onun hayranlık derecesi farklı boyutlara ulaşmıştır. Ona yakın olma adına temsil heyetinin ayak işlerini yapmaya başlar, sahne perdesiyle de ilgilenir. Kadın durumun farkına varır ve içini acıma duygusu kaplar. Heyetin ayrılacağı sıradaki tekne eğlencesinde zil zurna olan ekipte Adalet’i şuh şekilde kucaktan kucağa görüp dayanamaz ve uykusunda onu sürükleyerek teknenin köşesine alır, yanaşmaya çalışırken ikisi birden suyu boylarlar. Onları bir tek ölüm bir araya getirebilirdi ve öyle de olur. - ARABALAR BEŞ KURUŞA Daha önce sesli olarak dinlediğim ve etkilendiğim bir hikâyeydi. Okuyarak da pekiştirdim. Yazarımız toplumsal tabakalaşmayı çocuklar üzerinden kısa ve çarpıcı şekilde işlemiş. Annesi rahatsız diye onun satış yapmasına yardım eden fıkara çocuğun zengin arkadaşıyla sohbeti sırasında arkadaşının annesi tarafından aşağılanması yürek burkuyor. - ÇAYDANLIK Hastane hapishanesinde geçen öykümüzde baş karakterimiz huysuz bir ihtiyar üzerinden mahpus psikolojisi ele alınıyor. Her şeyi bildiğini düşünen ve hiçbir şeyden memnun olmayan karakterimiz çay ile her türlü hastalığın iyileşeceğini düşünüyor ve sağlığına hiç dikkat etmiyor. Herkese mapushaneyi dar ettikten sonra gözlerini yumuyor. Basit ve fazla mesaj içermeyen bir kısa öykü.

goldenknife 1 year ago

Bir Aşk Masalı

Ahmet Ümit

25 Gönderi

Spoiler içeriyor Polisiyenin babası olarak nitelendirdiğim Ahmet Ümit'in en son çıkan ve okumadığım tek kitabıydı. Diğer iki masal kitabını okuyup çok keyif almama rağmen bu kitabı roman tarzında kaleme aldığı için daha uzun solukluydu ve masaldaki kalıplaşmış cümleler zaman zaman beni çok…devamıPolisiyenin babası olarak nitelendirdiğim Ahmet Ümit'in en son çıkan ve okumadığım tek kitabıydı. Diğer iki masal kitabını okuyup çok keyif almama rağmen bu kitabı roman tarzında kaleme aldığı için daha uzun solukluydu ve masaldaki kalıplaşmış cümleler zaman zaman beni çok sıktı. Polisiye eser beklentisiyle kesinlikle okunmamalı, ilk başta benim gibi çok sıkılabilirsiniz. Çok farklı ve kendini tekrarlayan bir olay örgüsüyle kaleme alınmış, roman türünde değerlendirilse de masalımsı bir roman denilebilir. Masalın başından sonuna kadar verilen aşk ile özgürlüğün ayrı düşünülemeyeceği mesajı, aşık olduğu kişiye dünyayı zindan eden ve bunu sevgi ile nitelendiren geri kafalılara tokat niteliğinde. ''Hepimiz kendi yarattığımız zindanda yaşamaya mahkûm edildik.'' ... SPOİLER... Beş farklı ülkedeki beş prensle rüyalarında gördüğü bir kız uğruna farklı maceralara atılıyoruz. Beraberimizde de ülkelerin en sağlam beş adamını alıyoruz. 5 sayısı daha birçok yerde de karşımıza çıkıyor.) Buz Ülkesi, Kum Ülkesi, Dağ Ülkesi, Rüzgâr Ülkesi ve Su Ülkesi. Tüm ülkelerin prensleri aynı kız uğruna coğrafyalarına uygun mücadeleler veriyor. Hepsi de kazandıkları mücadelelerin sonundan aradıkları kızı bulamadan ayrılıyor. Her macera sonunda aradıkları kızı bulamadıkları için pes edeceklerken Aşk Tanrıçası güvercin donuna bürünerek karşılarına çıkıyor ve pes ettikleri mücadeleye geri dönmelerini sağlıyor. Kararlılık, Cesaret, Tutku, İyilik ve Özgürlük hikmetlerinin aşka ulaşmada ne kadar gerekli olduğu vurgulanıyor. Prenslerimiz ilk 4 kavramın masal boyunca fazlasıyla hakkını verseler de rüyalarındaki Gizemli Kenti inşa ettikten sonra prensesi kaçırmama uğruna ve aralarındaki rekabetin şiddetiyle 'Özgürlük' konusunda Aşk Tanrıçası ve okuyucu nezdinde büyük hayal kırıklığı yaratıyorlar. ''Özgürlük yoksa aşk da yoktur.'' mesajıyla kitabın başından beri verilmek istenen mesaj finalde açık açık dile getiriliyor ve prensler yarattığı kentte hapis kalarak masal sonlanıyor. Bir masalda olması gereken kötülerin cezalandırılması kalıbı da bu şekilde bir düzleme oturmuş oluyor.

goldenknife 1 year ago

Beş Şehir

Onur Ünlü

14 Gönderi

Çok etkileyici bir filmdi. 5 şehir 5 ayrı yaşam. Acılı yaşamların filmin sonlarına doğru tek bir noktada bir araya gelmesi. Bu tarz filmlerin hastasıyım diyebilirim. Birbiriyle alakasız gibi duran karakterler acılarıyla birbirine bağlanıyor. Oyunculuklar çok içten, müzik seçimi (Beni Vur)…devamı

goldenknife 1 year ago

Don't Look Up

Adam McKay

230 Gönderi

Spoiler içeriyor Şahane bir film. Her saniyesinden keyif aldım diyebilirim. Mizahi yönüyle bilimi senkronize etmesi normalde sıkıcı olabilecek bir yapımı eğlenceli hâle getirmiş. Oyunculuklar zaten yorum gerektirmeyecek isimlerden oluşuyor ve filmde sırıtmamışlar. Yozlaşmış topluma da sık sık göndermeler yapmaları kaliteyi üst seviyelere…devamı

goldenknife 1 year ago

Dorian Gray’in Portresi

Oscar Wilde

130 Gönderi

Spoiler içeriyor Gogol’un Portre öyküsünden esinlenilerek, daha genişletilerek ve ruhsal incelemelerin daha sağlam yapılarak yazıldığını düşündüğüm efsane bir başyapıt. (Tamamen kendi görüşüm. Doğru da olabilir, araştırmak lazım.) Günümüz toplumunda da sık sık karşımıza çıkan birçok olguya yer vermesi onun nasıl Dünya Klasikleri…devamıGogol’un Portre öyküsünden esinlenilerek, daha genişletilerek ve ruhsal incelemelerin daha sağlam yapılarak yazıldığını düşündüğüm efsane bir başyapıt. (Tamamen kendi görüşüm. Doğru da olabilir, araştırmak lazım.) Günümüz toplumunda da sık sık karşımıza çıkan birçok olguya yer vermesi onun nasıl Dünya Klasikleri arasında en iyiler arasına girdiğini açıklıyor. … SPOİLER … Dorian karakteri gençliğinin ve güzelliğinin bilincinde Basil Hallward’ın en iyi sanat eseri olma yolunda emin adımlarla ilerlerken Basil’in yakın arkadaşı Lord Henry ile tanışır ve karakteri zaman içerisinde değişmeye başlar. Karakter değişiminin ilk aşaması kendi portresinin hep genç ve güzel kalacağını bilerek onu kıskanmasıyla başlar. O sırada ettiği dua ise tüm hayatına etki eder ve kitabın ana konusunu oluşturan olaylar silsilesi başlar. Kitapta hayata dair ders niteliğinde çok fazla sosyal eleştiri mevcut. Dorian’ın ettiği içten dua ilk başta olumlu gibi gözükse de hayatını mahveder. Bu dua sonucunda Lord Henry’nin onun ruh güzelliğine olumsuz etkisi sonucunda bir günahkâra dönüşme serüveninde işlediği her günahın kendi ruhunda değil portrenin yüzünde değişime sebep olması bir süre sonra korkutucu olmaya başlar. Dorian hep genç kalır fakat portresi için aynı şey söylenemez. Sayfalar ilerledikçe Gogol’un Portre eserindeki gibi portre laneti Dorian’ı ele geçirmeye başlar. Bu lanetle çevresindekileri büyük sıkıntılara sürükler. Lord Henry’nin çoğuna katılmasam da hayata ve kadınlara dair birçok aforizması mevcut. Alıntılar bölümünde o cümlelerin neredeyse hepsine yer verdim. Basil’in ise Dorian’a karşı şiddetli duyguları mevcut. Kitabın, zamanında eşcinsellik kaynaklı yasaklanması yeni basımlarında bu olayın yumuşatarak yansıtılmasına sebep olmuş diye yorumladım. Dorian’ın aşk serüvenine baktığımızda da yozlaşmasının derin izlerine rastlıyoruz. Aşık olduğu kadın olan Sibyl Vayne’ı tek hareketinde tamamen silerek ölümüne sebep olması ve bunun için acı duymaması bu derin izlere bir başlangıç niteliğinde. -Sibyl Vayne karakterinin bir tiyatro oyuncusu olması ve Dorian’ın onu Shakespeare eserlerindeki kadın karakterlerin yerine koyarak aşık olması harika detaylardı bu arada. - Yozlaşma bu olay ile başlıyor, en sonunda ressamı Basil’i canice öldürmesiyle zirveye ulaşıyor. Bu olaylar bir yerden sonra ruhsal olarak onu öyle dibe çekiyor ki kendi portresini parçalama noktasına kadar işi götürüyor. Portreyi parçalamasıyla portre ile yer değiştirip aslında kendini öldürmüş olması intihar kavramına çok farklı bir bakış açısı kazandırıyor. Baştan sona büyüleyici bir şekilde ilerleyen eserimiz, uzun süre hafızalardan çıkmayacak bir finalle son buluyor. (Bahsettiğim intihar.) Sağlam bir psikolojiyle okunması gereken bir eser. Kitabın depresyona sürükleme riskini göze alarak hazır olduğunuz bir zamanda okumaya başlayın ama mutlaka bir zaman yaratın ve okuyun! - Kitapla ilgili tek eleştirim: 11.bölüm sanki kitabın mükemmelliğine nazar gelmesin diye yazılmış kadar kötü. Karmaşık, ana konudan kısmen bağımsız, cümleler birbirinden kopuk, kâbus gibi bir bölümdü. Kitap öyle güzel akıp giderken hiç gerek olmayan, ana konuya çok da katkı sağlamayan bir bölüm. Okumadan geçseniz dahi hiçbir şey kaybetmezsiniz. Bölümün romandaki kurguya tek katkısı Dorian’ın ruhsal değişimini örneklerle daha canlı ortaya koyması.

goldenknife 1 year ago

Spotlight

Tom McCarthy

34 Gönderi

Ödüllere doymayan filmimiz özgün ve bağımsız senaryosuyla beni ilk dakikalardan etkisi altına aldı. İlerledikçe karakter sayısı artıp da işler biraz karışmasa daha rahat bir 2 saat geçirebilirdim ama yine de bir yerden sonra karakterler oturdu diyebilirim. Modern toplumumuzda da sıkça…devamı

goldenknife 1 year ago

Venedik Taciri

William Shakespeare

18 Gönderi

Spoiler içeriyor Eser, 16.yy’da köleliğin çok yaygın olduğu Venedik’te soylu tefeci Antonio ile yahudi bir tüccar olan Shylock arasındaki sözleşmeyi konu ediniyor. Baştan sonra ciddi bir Yahudi ırkçılığı eserde dikkat çekiyor. Bazı yerlerde öyle boyutlara varıyor ki ‘yok artık’ dedirtiyor. Önsözde anlatıldığı…devamıEser, 16.yy’da köleliğin çok yaygın olduğu Venedik’te soylu tefeci Antonio ile yahudi bir tüccar olan Shylock arasındaki sözleşmeyi konu ediniyor. Baştan sonra ciddi bir Yahudi ırkçılığı eserde dikkat çekiyor. Bazı yerlerde öyle boyutlara varıyor ki ‘yok artık’ dedirtiyor. Önsözde anlatıldığı kadarıyla Shakespeare’nin Yahudi düşmanlığının olmadığını, araştırdıklarıyla döneme uygun çarpıcı bir oyun ortaya çıkartmak için acımasız diyaloglara yer verdiğini öğreniyoruz. Sahnelenmeye çok uygun bu oyunu okurken biraz sıkıldım diyebilirim. Sahnesinin şahane olacağından şüphem yok. Uzun diyaloglar ve karakter isimlerinin benzerliği sıkılmamın başlıca nedenleri. Senaryo olarak bakıldığında verilen mesajlar, olayların kurgulanış biçimi ve karakterler arasındaki bağlantı, Shakespeare kalemine yakışır şekilde. … SPOİLER… Ana karakterlerimiz dışında oyunda yer alan yan karakterlerde kurgunun gelişimine büyük katkı sağlıyor. Antonio’nun, dostu Bassanio için Yahudiyle yaptığı sonu ölümcül olabilecek antlaşma, dostluk kavramının önemine vurgu yapıyor. Ticaret için yola çıkan tüm gemilerinin battığını öğreniyor ve senetin vadesi geldiğinde Yahudi, yıllardır aşağılanmasının verdiği intikamı almak için mahkeme karşısında geri adım atmıyor. Mahkeme bölümü de efsane tiratlara sahne oluyor. Antonio’nun Bassanio’nun sevdiği Portia’ya kavuşması için yaptığı para yardımı karşılığını buluyor ve kralın kızı Portia ve Nedimesi’nin hem maddi hem manevi yardımları sayesinde antlaşma Antonio lehine sonuçlanıyor. Bu kısımlarda da kurgu değişik bir boyut alıyor, onu da okuyup kendiniz görmelisiniz :) Bunlar dışında Shylock’un kızı ve Lorenzo adlı yoksul bir gencin birbirlerine aşık olup kaçmaları da Shylock’u yıkan bir başka olay oluyor. Dediğim gibi ciddi bir Yahudi ırkçılığı eserin tümüne yayılmış bir şekilde sürekli karşımıza çıkıyor. Adamın her açıdan yıkımı söz konusu. Sonunda Portia’nın bir avukat kılığında başarılı savunmasıyla senetteki tüm açığı ortaya dökmesi olayı sadece Antonio’nun lehine çevirmekle kalmıyor Lorenzo ve Jessica’yı da ömür boyu hayatlarını idame ettirecek bir mirasa sahip kılıyor. Oyunun sonunda herkes mutluluğun doruklarına varırken Shylock için sefalet dönemleri başlıyor.

goldenknife 1 year ago

X-Men: Yeni Mutantlar

Josh Boone

24 Gönderi

Marvel, bir tane de ergenler için bir film yapalım diyerek böyle bir yapımı onaylamış sanırım. O kadar geçiştirme bir filmdi ki kötü bile demeye dilim varmıyor. Marvel kaliteyi bu kadar düşürmüş olamaz diyerek izledim tüm filmi. Filmle ilgili tek güzel…devamı

goldenknife 1 year ago

Görünmeyen Misafir

Oriol Paulo

241 Gönderi

Oyun içinde oyun olayını çok üst boyutlara taşıyan bir film. Özellikle son yarım saatte sizi şok üstüne şoka uğratıyor. Oyunculuklar, kamera çekimi ve senaryosuyla kusursuz bir yapım. Bittikten sonra ben ne izledim böyle be! dedirtiyor. İkinci kez izlediğimde daha çok…devamı

goldenknife 1 year ago

Aşk ve Gurur

Jane Austen

5 Gönderi

Spoiler içeriyor Koridor yayınlarının ruhuma kazandırdığı en güzel eserlerden biri diyebilirim. Handan Ünlü Haktanır’ın muhteşem çevirisiyle harika bir okuma serüvenim oldu. Şiir gibi üslubuyla, üslup bakımından en beğendiğim eser kategorisine yükseldi. Romanın tek olumsuz yanı çok fazla karakter olması ve ilk başlarda…devamıKoridor yayınlarının ruhuma kazandırdığı en güzel eserlerden biri diyebilirim. Handan Ünlü Haktanır’ın muhteşem çevirisiyle harika bir okuma serüvenim oldu. Şiir gibi üslubuyla, üslup bakımından en beğendiğim eser kategorisine yükseldi. Romanın tek olumsuz yanı çok fazla karakter olması ve ilk başlarda karakterleri oturtmakta zorlanmam oldu. Tüm bu karakterlerin romanın akışına katkısının yadsınamaz olması da romanı başarılı kılan bir başka gerçek olarak göze çarpıyor. … SPOİLER… Hayattaki tek gayesi kızlarını evlendirmek olan görgüsüz bir annenin öncülüğünde başlar romanımız. Beş kız kardeş ve sivri dilli baba da orta sınıf bu ailenin diğer üyeleridir. İlk bölümler talip bulma umuduyla balolarda geçer. En büyük kızları Jane, cana yakın Bingley’de aradığı aşkı bulmuştur. Bu ilişki, çalkantılar sonucunda güzel bir şekilde noktalanır. Kitabımızın asıl kahramanları ise Jane’in bir küçük kardeşi Elizabeth ile Bingley’in en yakın arkadaşı Darcy’dir. Darcy’nin kibirli tavrı Elizabeth’e olan aşkını geç fark etmesine yol açar. Elizabeth ise baloda uzaktan fikir sahibi olup kibirli bulduğu bu zengin gencin ilerde değişeceğini kalıp yargılarından yani ön yargılarından dolayı kabul etmekte zorlanır. O yüzden bu aşk da romanın sonuna kadar zorlu serüvenler içinde sürüklenerek en sonunda rayına oturur. Gurur, ön yargı ve aşk üçgeni o kadar yavaş ve temiz işlenmiş ki okuyucunun aklında bu efsanevi aşk hakkında en ufak soru işareti kalmıyor. Ana olayların ve karakterlerin dışında yan karakterler ve olaylar da romana renk katıyor. Aşıkların kargaşalar içinde savrularak birbirlerine geç kavuşmalarına sebep olan bazı olayları sıralıyorum: Bingley’in kız kardeşinin Darcy ile evlenme düşüncesiyle Elizabeth’e duyduğu kıskançlığı sonucu Jane ve abisinin aşkına engel olması. Aynı zamanda Darcy’nin Jane’in duygularından emin olmayıp arkadaşının üzülmesini engellemek için bu ilişkiye mani olması. Darcy’nin babasının vekilharcının oğlu Wickham’ın ortamlarda sevimlilik maskesiyle Darcy’i kötülemesi ve kibrinden dolayı zaten pek de sevilmeyen Darcy’nin bu kötülemelerden payını alması. Darcy’nin teyzesi Lady Catherine’in soylu kızına yeğenini uygun görüp bu ilişkiye engel olmak istemesi. Bu son darbe aslında aşıkların birbirlerine olan duygularını fark etmelerini sağlayarak ömür boyu mutlulukla sonuçlanacak ilişkinin en büyük mimarı olur. En sonunda Wickham’ın Bennet ailesinin en hoppa kızı Lydia’yı ayartarak kaçmalarıyla onun da gerçek yüzü ortaya çıkar. Elizabeth, yukarıda sıraladığım bazı sebeplerden dolayı ve teklif ederkenki kesin kabul edileceğine dair inancını görüp Darcy’nin teklifini ilk başta reddetse de gerçekler açığa çıktığında ve onun bunca şeyle alakası olmadığını görüp aksine yaptığı iyilikleri öğrenince ona karşı yumuşayarak ikinci teklifi dünyanın en mutlu insanı olarak kabul eder. Bu anlatılanlar dışında Bennetlerin mirasçısı sıkıcı mizaçlı Mr.Collins’in Elizabeth’in en yakın arkadaşı Catherine ile evlenmesi. Mrs Bennet’in kardeşi ve onun eşi Gardinerlerin yardımseverlikleri. En küçük kardeş Kitty’nin Lydia evlendikten sonra durulup ilerde güzel bir evlilik yapmasını ve müziğe meraklı ortanca kardeş Maria’nın evlenmeyen tek kız olduğunu da görürüz.