doğrusu birkaç sene sonra/ içinde 3. sezon çıksa şaşırmam.
.
.
üstüne bol pul biber atılmış kuru denizli usulü patlıcan dolması
on receb bin dört yüz kırk üç, pazartesi, gece
beş numara, rumelihisarı, duatepe, istanbul
•unutulanları hortlatma vakti¹: bizim ninniler (raf'ta ekli olmadığı için böyle paylaşıyorum.)
çizgisiyle en çok aklımda kalan iki üç türk çizgi dizisinden biri bu ve muhtemelen maysa ve bulut'u yapan ekip burada da çalışmış ama kendileri hakkında hiçbir bilgi bulunmuyor. bu…devamı•unutulanları hortlatma vakti¹: bizim ninniler (raf'ta ekli olmadığı için böyle paylaşıyorum.)
çizgisiyle en çok aklımda kalan iki üç türk çizgi dizisinden biri bu ve muhtemelen maysa ve bulut'u yapan ekip burada da çalışmış ama kendileri hakkında hiçbir bilgi bulunmuyor. bu tarz başka bir çizgi dizi çıkarırlar mı onu da bilmiyorum hatta hâlâ böyle bir ekip var mı, ondan dahi şüphedeyim lakin meraktayım ve ümitvarım çünkü türklerde bu kadar farklı bir tarzı bu kadar keyfiyetlice² tatbik edebilen³ başka bi' çizgi film⁴ gelmiyor aklıma. kayıp armağan çok kendine has bir iş ama çok fazla eksiği var. avarya çok kaliteli bir iş ama maysa ve bulut'un veya bizim ninniler'in tarzı gibi niş bir tarzda tamamen türklerin ifade etmek isteyecekleri şeyleri ifade etmiyor, insanlığa sözü olan çok kaliteli bir üç buutlu* çizgi sinema örneği. rafadan tayfa kesinlikle bizden ve kaliteli bir eser ama çizgisi denenmemiş yahut sırf bizi yansıtsın diye seçilmiş bir çizgi değil. bu sebeplerden maysa ve bulut, bizim ninniler benim türk çizgi film tarihinde benzersiz gördüğüm eserler.
neydi bu bizim ninniler? trt çocuk'un nostalji kuşağında yahut kanalın kapanma vakitlerinde yayınlanmış çizgi dizilerin birçoğunun (sinbad no bouken, vikingler gibi) hatırası ayrıydı. hücremde deliler gibi kanım çekiliyor, bugünler hatırlatır, hatıralar hatları karıştırıp gelse; eski manisa'dan geç, ulaş asmalı eve ya da sultan'ın tepesinden atla, düş elime; şemsiyem elimde, geçemediğim yollar ulaşmaz muradiye'ye; doğmadım sanki manisa'da, deli miyim ne? sarı bina da kalmadı, modası geçti deliliğin, inime dönüp inime ulaşmadan önceki hâlimi sordum. hatırlamıyorum. hatırası mı yok? göçmek bana yaramıyor, anlayın beni. derine, derine, daha derine iniyorum. yürü tren yolunun yanından, duy sesini nehrin. kızılköprü... ulaştır beni evime, uzaktayım gayrı. gardaş, beni duymuyoñ galiba. tık tık. or'da mısıñ? gafañda gavak yelleri. derinden gelir sesim, bilmekdeyim de incilipınaa'n ooda söz veedin, veemediñ mi? delireceğim, delireceğim, her șey gelir geri. şincik, uyanıvee gaari.
yazıyı yazarken bi' hatıra çukuruna düştüm önce şehinşah'ın groovypedia'da seslendirdiği karma'yı dinlerken, sonra yine groovypedia'da söylenen nabız ve pinhani'den hele bi' gel'le resmen döndüm geriye. manisa'da sultan, kızılköprü ve muradiye'deki hatıralarım depreşti; sonra denizli'ye döndüm, unuttuğum türkçeyi hatırlamak istedim biraz, çocukken konuştuğum o saf dili. işte böyle bi' şeydi benim için bizim ninniler. çocukluğumun en kaliteli parçalarından biri. benimle birlikte hatırlamak isteyenlere bi' bakmalarını tavsiye ederim, tekniğinden bahsetmek istesem de zannediyorum bu gönderiyi daha fazla sürdüremeyeceğim. hoşça kalın, selamlar efem 🌷
.
.
¹raf'ın saçma kaynak politikalarından dolayı uzun süre trt'nin yayın hayatında yer bulmuş ve bugün de kolayca youtube'da bulunabilen bu çizgi klipler dizisi raf'a eklenmiyor ve muhtemelen eklenmeyecek. @kalliopepoly'nin başka bir nostaljik program için bu başlığı kullanmasıyla ben de bu çizgi diziyle alakalı böyle bir gönderi paylaşmam gerektiğini fark ettim, muhterem @kalliopepoly de başlığı kullanmama izin verdi ve böylece gönderi karşınızda. bir kez daha teşekkürler efem.
²kalitelice, niteliklice.
³uygulayabilen, uyarlayabilen, uydurabilen.
⁴burada animasyon geniş dairesi için kullanıyorum bu sözü, çizgi dizileri ve çizgi sinemayı ise bu geniş dairenin alt daireleri olarak görüyor ve ifade ediyorum.
*boyut kelimesi bu kelimenin çakmasıdır ve buutun verdiği hissi tam olarak vermez. 'buud' uzaklık manasına gelir ama daha derin, ince tariflerini de bulmak mümkündür ve tdk'nin ortadan kaldırmaya çalıştığı kelimelerdendir.
çok güzel seri ama bleach'le alakasını çözemedim.
.
.
keşkül (buna değil toplu olarak seriye verdiğim kıymet)
üç receb bin dört yüz kırk beş sabah on dört ocak iki bin yirmi üç cumartesi; 5 numara, duatepe
free cat?..
.
.
now, like a sweet bombshell
fifteen jumadha'l-awwal one thousand four hundred forty five, thursday, dhuha;
duatepe, rumelihisarı, number 1
|let the party begin!
vesikamsı olması için (tamamen şahsi fikrim) boş bir uğraş verilmemiş, sinematik çıkışlı ve parça parça bölünerek çıkış yapmamış en uzun film. bir ara denemeliyim baştan sona seyretmeyi ツ
cansu bacu'ya "ya ben erdim ya da bu gerçekten senaryo" dedirtmiş senaryonun olduğu dizinin günçesi•
şşş... haykıran bir martıydı
en acı sesle:
"geceniz hayrolsun!" diyen zangoç
zerre usulca olmayarak
yere bıraktı ve kırdı elektro gitarını
aktı bak tığ gibi sesi…devamıcansu bacu'ya "ya ben erdim ya da bu gerçekten senaryo" dedirtmiş senaryonun olduğu dizinin günçesi•
şşş... haykıran bir martıydı
en acı sesle:
"geceniz hayrolsun!" diyen zangoç
zerre usulca olmayarak
yere bıraktı ve kırdı elektro gitarını
aktı bak tığ gibi sesi kulağından içeri
cânım sen de uyan ve haykır işte
pencerenden dışarı, bak
martının gagası bulsun gaganı
da hakikaten uyanmış olasın
ağzında bir tat simidimsi, nahoş,
koş cânım koş, tutasın martıları.
.
şair: in
kaydismi: martı senfonisi
külliyat'ta: açık pencere
dokuz cemaziyelahir bin dört yüz kırk beş, cuma gecesi; duatepe'de, 1 numara'da güzel imiş 7 numara izlencesi.
|felaket sınırınun debisü artmuş, zeliha!
omoide poroporo, ismi bile poroporo.*
.
.
.
.
.
*poroporo (ぽろぽろ) ko(c)ca damlalar hâlinde demek, omoide ise hatıralar. yani aslında hatıra sağanağı gibi bir manaya geliyor filmin ismi ve oradaki poroporo bir onomatope (sesi taklit yoluyla üretilen kelime) olduğu…devamıomoide poroporo, ismi bile poroporo.*
.
.
.
.
.
*poroporo (ぽろぽろ) ko(c)ca damlalar hâlinde demek, omoide ise hatıralar. yani aslında hatıra sağanağı gibi bir manaya geliyor filmin ismi ve oradaki poroporo bir onomatope (sesi taklit yoluyla üretilen kelime) olduğu için filmin manasını ve hissini çok güzel aktarıyor, bunu belirtmek istedim.
yedi cemaziyelahir bin dört yüz kırk beş
dondurma (birçok ghibli filminden aldığım tat)
"...şaire kafiyeye dönmeye niyetli olup olmadığını sordum.
orhan velî: şimdilik vezne, kafiyeye bağlanmamak lazım. sonra faydalanılabilir.
said fâik: niçin?
orhan velî: vezinsiz, kafiyesiz şiir, şairi güçlüğü doğrudan doğruya şiirde ar1mak imkânıyla, daha doğrusu zaruretiyle karşılaştırıyor. bu zaruret de şiirin çevresini…devamı"...şaire kafiyeye dönmeye niyetli olup olmadığını sordum.
orhan velî: şimdilik vezne, kafiyeye bağlanmamak lazım. sonra faydalanılabilir.
said fâik: niçin?
orhan velî: vezinsiz, kafiyesiz şiir, şairi güçlüğü doğrudan doğruya şiirde ar1mak imkânıyla, daha doğrusu zaruretiyle karşılaştırıyor. bu zaruret de şiirin çevresini genişletiyor. günün birinde vezinli kafiyeli şiire dönülecek olursa o zamanın şairleribugünkü nesillerin tecrübelerinden istifade etmiş olacaklar. "
.
.
devam etmekte yolculuk
üç cemaziyelahir bin dört yüz kırk beş, cumartesi; duatepe, etiler, vakıf
|not gibi not! heyt be!
"hünkârbeğendi cânım, oy cânım da cânım civânım" dedirtmiş film ve onun günçeciği•
bir cemaziyelahir bin dört yüz kırk beş pencşenbe; duatepe, rumelihisarı, piramit:
mâh u to (ay ve sen) - ikinci kıta
"sürdüm atım sürdüm, atlar sürülsün
tüm gün harbedilsin,…devamı"hünkârbeğendi cânım, oy cânım da cânım civânım" dedirtmiş film ve onun günçeciği•
bir cemaziyelahir bin dört yüz kırk beş pencşenbe; duatepe, rumelihisarı, piramit:
mâh u to (ay ve sen) - ikinci kıta
"sürdüm atım sürdüm, atlar sürülsün
tüm gün harbedilsin, gece varılsın
gece varmış iken gün de görülsün
amân da yârim af kıl, gün göreyim
dünyânındır dünyâ, gün görüneyim"
-seferî ladiker
........................................................................
uzun zamandır izlediğim en iyi aşk* filmiydi, doyurucu ve sürükleyici. kolumdan tutup fort lebanon'a götürdü beni, "damn dam" dedirtmedi ama, her şeyin bir manası vardı çünkü. eline sağlık, wes anderson, şahidim ki bu filmi çok iyi yönetmişsin, kamerana ve hayal gücüne sağlık 🌽
bu arada:
"suzy: i like it here but I don't like the name.
sam: me neither.
suzy: mile 3.25 tidal inlet. it's got no ring to it.
sam: let's change it. what should it be?
suzy: let me think for a minute."
.
.
*aşk-ı mecazi
hünkârbeğendi
iki cemaziyelevvel bin dört yüz kırk beş, duatepe