O kadar iyi ki Google'da "Feyyaz Yiğit sevgilisi" sorgusunu aratmama sebep oldu. Kötü haber, adam evli arkadaşlar... Söylememe gerek var mı bilmiyorum ama benim zevklerim sizin nezdinizde makul bir zemine oturmak zorunda asssssla değil. İzlemeyen kaldıysa izlesin 💯
Laura'nın yalnızlığını keşfi ve kabullenişinin hikayesi. Uygun koşullar sağlandığında bu farkındalığa bir ülkenin bir ucundan diğer ucuna yapılan bir tren yolculuğunda dahi varılabilir. Birine yalnızlığının farkındalığında yaklaşmak en sağlıklı iletişim biçimi değil midir sizce de?
Bir filmi bu kadar geç izlediğime memnun olacağımı düşünmezdim. Beni bu kadar rahatsız eden, yer yer kusacak duruma getiren, mideme bittikten sonra da geçmeyen ağrılar sokan bir filmi bu kadar beğeneceğimi hiç düşünmezdim. Bazı güzellikleri yaşattığı çoşkuyla birlikte kasıtlı olarak…devamıBir filmi bu kadar geç izlediğime memnun olacağımı düşünmezdim. Beni bu kadar rahatsız eden, yer yer kusacak duruma getiren, mideme bittikten sonra da geçmeyen ağrılar sokan bir filmi bu kadar beğeneceğimi hiç düşünmezdim. Bazı güzellikleri yaşattığı çoşkuyla birlikte kasıtlı olarak abartmayı severim. Diğerlerinin abartılmaya ihtiyacı olduğundan değil ama şunu çok net söyleyebilirim ki güzelliğin bu formunun ne abartılmaya ne anlatılmaya ihtiyacı var. Dün gece film bittikten sonra midemde o geçmeyen ağrıyla, odamın tavanını daha yakından tanıma şansım oldu ve anladım ki sadece anlaşılmaya ihtiyacı var. Bir rüyanın ve onun ruhunun; kendi rüyanın, bir ağıtı olmaması için.
Kaç gündür gözüme uyku girmiyor. Hayatımda bir şey eksik. Ne ola ki ne ola ki... Anlamam zaman aldı tabi. Ama uzun sanrılar ve boş boş duvara bakmalar sonrası buldum galiba 🤷 Ben... doğuyla batıyı içinde harmanlamış bir birey olarak, burada…devamıKaç gündür gözüme uyku girmiyor. Hayatımda bir şey eksik. Ne ola ki ne ola ki... Anlamam zaman aldı tabi. Ama uzun sanrılar ve boş boş duvara bakmalar sonrası buldum galiba 🤷
Ben... doğuyla batıyı içinde harmanlamış bir birey olarak, burada çok da güzel Kağıttan Hayatlar'ı yerden yere vurmama rağmen (pişman değilim), ertesi gün izlediğim bu ecnebi yapımına karşı nasıl kayıtsız kalabildim... Zararın burasından dönmek istiyorum artık. Çünkü film baya kötü arkadaşlar. Ahahahahaha
Hangi kafayla yazdın sen bu hikayeyi Eddie'cim, yazık kafana. Kaş yapayım derken göz çıkarmanın Amerikan şubesi. Madem izledik keşke sihirli annem evreninde izleseydim de 'zamaaaan geriye aksınnn' diyerek işin içinden çıkabilseydim ahahhahahha. Komik desen komik değil, olaylara bakış açısı desen hiçbir geometri kitabında böylesini bulamazsınız. Daha yeni ikincisi çıkmış Amazon'da, fragmanı izleyip geldim. Kadrodan, özellikle berberdeki kadrodan kimsenin ölmemiş olması filmdeki tek güzellik gibi görünüyor ahahhajah. Şaka şaka. Ama bu ilkinin Kağıttan Hayatlar'dan daha leş olmadığı anlamına gelmez. Kusura bakmiycan artık Eddie'cim 😁🤦
İlk defa bir Neflix filmini çıkar çıkmaz izlemiş bulundum. 'Eğlenceli' bilgimiz şöyle ki, film aslında 15 dakika. Bu son 15 dakika için 1 saat 15 dakikaya katlanmak sinirden gülme krizlerine soktu beni. Değmedi çünkü. Değdiğini sandığınızı biliyorum ama değmedi. Artık…devamıİlk defa bir Neflix filmini çıkar çıkmaz izlemiş bulundum. 'Eğlenceli' bilgimiz şöyle ki, film aslında 15 dakika. Bu son 15 dakika için 1 saat 15 dakikaya katlanmak sinirden gülme krizlerine soktu beni. Değmedi çünkü. Değdiğini sandığınızı biliyorum ama değmedi. Artık bu yaptığınız Yeşilçam'ın yerli yersiz kör olmalarının yandan çarklısı haline geldi. Kaç kere dedik size yapmayın böyle şeyler diye. Her türlü de anlattık. Bakın size bunu Hakan Muhafız'la da anlattık. Ne inatsınız ya, aklım almıyor...
Gerçekten... Bir saat elli iki dakika boyunca, evli bir çiftin, psikolojik olarak bugünkü durumuna nasıl geldiğini, geçmişi de sahne sahne göstermenize rağğğmen, bu denli hissettiremeden anlatabilmeyi, nasıl, başardınız, ya???
Geçen yıl Woolf'un bütün öykülerini okumak benim için yer yer zorlayıcı olsa da ufuk açıcı bir deneyimdi. Böylelikle bilinç akışı anlatımla tanışmış ve onun getirdiklerinin kendi bilincimde yarattıklarına müdahale etmeden, keyfine vara vara uzun bir okuma süreci yaşamıştım. Geçen ay…devamıGeçen yıl Woolf'un bütün öykülerini okumak benim için yer yer zorlayıcı olsa da ufuk açıcı bir deneyimdi. Böylelikle bilinç akışı anlatımla tanışmış ve onun getirdiklerinin kendi bilincimde yarattıklarına müdahale etmeden, keyfine vara vara uzun bir okuma süreci yaşamıştım. Geçen ay uzun zamandır kitaplığımda beni bekleyen 'Kendine Ait Bir Oda' ile Woolf'a geri döndüm. Okuması kesinlikle daha kolay ama sürüklediği düşüncelerin yoğunluğundan ödün vermeyen bu deneme, Virginia Woolf'un kendine ait odasını merak etmeme sebep oldu. Çünkü kendi döneminde, kısaca ifade etmek gerekirse kadınlar ve onların edebiyattaki yeri hakkında günümüzü de kapsayabilen nitelikte, olabildiğince objektif gibi görünen, zaman zaman hiç el değmemiş bakış açılarından yaklaşarak konuyu bu denli ustalıkla ele alabilmiş bir kadın yazarın, muhakkak kendine ait bir odası olmalıydı. O nedenle fazla derinlere inmeden karşıma çıkan Mina Urgan'ın kaleme aldığı bu biyografiyi, araya başka düşünceler girmeden hemen okumak istedim.
Mina Urgan, bana kitabın geri kalanına kıyasla oldukça kısa gibi gelen ilk 8 bölümde, onunla yeni tanışan bir okur için yazar hakkında yeterince detaylı bir portre çizmiş. Çocukluğu, aile hayatı, yaşadığı psikolojik durumlar, insan ilişkileri ve bunların yazdıklarına, roman türünde yaratmak istediği değişime etkisi gibi konuları öğrenmek, onu daha yakından tanımak, bundan sonra onu bu etkilerin bilincinde okuyacak olmak ve fikir yürütebileceğim alanların genişlemesi beni heyecanlandırdı. Artık az da olsa Woolf'un bilinç akışına, kendi anlamlarım haricinde de bakabileceğimi rahatlıkla söyleyebilirim.
Geri kalan 10 bölümde, kendi hayatına son veren yazarın başlıca eserleri hakkında bir nevi intiharına adım adım yaklaşarak genel bir okuma yapıyorsunuz. Bu bölümlerde sadece kitapların içeriği hakkında değil, yazarın o dönemdeki yaşantısı, bunların eserlerine etkisi ve diğer eserleriyle de bağlantısı kurularak oldukça objektif görünen bir inceleme yapılmış.
Okumadığınız eserler hakkında bu denli bilgi sahibi olmak kimilerine yorucu gelebilir. Benim en çok zorladığım bölüm, Woolf'un kendisinin de 'bile bile yapılan bir başarısızlık' olarak bahsettiği The Years romanı hakkındaki bölüm oldu. Bu gibi durumlarda bahsedilen eserin olay ve kişilerine değil, genel içerik ve Woolf hakkındaki bilgilere odaklanmaya çalıştım. Yine de bölümlerden birinde de ele alınan Kendine Ait Bir Oda'sı haricinde okumadığım diğer eserleri hakkında azımsanamayacak kadar bilgi edindim.
O yüzden kitabın, okumadığı romanlar hakkında tat kaçırıcı bilgilere karşı hassasiyeti olanlar için pek uygun olacağını söyleyemem ama bu yüzme bilmeyen deli dahi denizkızı hakkında oldukça enteresan bilgiler içeren ilk sekiz bölümü meraklılarına tavsiye ederim.
"Temiz kum üstünde
temiz deniz suyu, dünyanın neredeyse en güzel şeyidir." 🌊
Ehehe. Gain arayüzüyle beni sinir etse de içerikleriyle gönlümü alıyor gibi. Çok güzeldi, hoştu, ondan sonrasında ne biliyim keyifliydi yani. Kısa süresine kıyasla kalitesinden ödün vermemiş, kafa diyaloglarıyla kahkaha attıran ve bitince yüzümde tatlı bir gülümseme bırakan, ne fazla yoruma…devamıEhehe. Gain arayüzüyle beni sinir etse de içerikleriyle gönlümü alıyor gibi.
Çok güzeldi, hoştu, ondan sonrasında ne biliyim keyifliydi yani. Kısa süresine kıyasla kalitesinden ödün vermemiş, kafa diyaloglarıyla kahkaha attıran ve bitince yüzümde tatlı bir gülümseme bırakan, ne fazla yoruma ne de fazla düşünmeye gerek bırakmadan hemen açıp izlemelik bu tatlı minik işi gönül rahatlığıyla önerebilirim o yüzden 😁