Dede ile torunun arasında geçen mektuplar, dedenin oğlunun üvey oğlunun bulduğu belgeleri bağışlamasıyla ortaya çıkıyor. Birkaç mektup böylece kitaba dönüşüveriyor. İllüstrasyonlu bu çocuk kitabı özetle Kopenhag'ta hiç kedi olmadığından ve polislerin de çalışmak yerine evlerinde yatarak puro tüttürdüklerinden, kaymaklı süt…devamıDede ile torunun arasında geçen mektuplar, dedenin oğlunun üvey oğlunun bulduğu belgeleri bağışlamasıyla ortaya çıkıyor. Birkaç mektup böylece kitaba dönüşüveriyor. İllüstrasyonlu bu çocuk kitabı özetle Kopenhag'ta hiç kedi olmadığından ve polislerin de çalışmak yerine evlerinde yatarak puro tüttürdüklerinden, kaymaklı süt içtiklerinden ve yattıkları yerden kırmızı kıyafetli postacılara emir verdiklerinden bahsediyor. Yazar aynı zamanda Dublin'den Danimarka'ya taşınınca yanında kedi getireceğini ve polis yerine halkın kedilerden karşıya nasıl geçileceğini öğrenmeleri gerektiğini ve daha ucuz olacağını söylüyor. Sonuçta hangi kedi kaymaklı süt içer, bir kasa balık varken?
Kitabın mektup olduğu çok belliydi...
Benim meşhurdur böyle sadece ses olsun diye, bakmadan izlediğim dizi ve belgeseller. Onlardan biri Pavyon. Ankara'daki pavyon hayatını, çalışanlar ve bağımlıları anlatıyor. Yalnız öyle bir anlatmışlar ki sadece eğlendikleri, masum bir yermiş gibi. Hani gir çalış başına bir iş gelmez…devamıBenim meşhurdur böyle sadece ses olsun diye, bakmadan izlediğim dizi ve belgeseller. Onlardan biri Pavyon. Ankara'daki pavyon hayatını, çalışanlar ve bağımlıları anlatıyor. Yalnız öyle bir anlatmışlar ki sadece eğlendikleri, masum bir yermiş gibi. Hani gir çalış başına bir iş gelmez der gibi. Gerçi birkaç noktada girenin çıkamadığından ve de aslında tehlikesi olduğundan da bahsedilmiş ama geneli övme üzerindeydi. Sevdim mi eh işte.
İzlediğim en manasız dizilerden biriydi. İlk sezon saçma bir şekilde evlenecek adamla sevişme üzerindeyken (aşkmış, evlenmeden yapılması gereken çılgınlıkmış 😂) ikinci sezon tamamen farklı bir boyuta geçip fantastik havaya bürünmüştü. Bürünmeye çalışmıştı daha doğrusu. 😂 O evin ve Hande hanımın…devamıİzlediğim en manasız dizilerden biriydi. İlk sezon saçma bir şekilde evlenecek adamla sevişme üzerindeyken (aşkmış, evlenmeden yapılması gereken çılgınlıkmış 😂) ikinci sezon tamamen farklı bir boyuta geçip fantastik havaya bürünmüştü. Bürünmeye çalışmıştı daha doğrusu. 😂 O evin ve Hande hanımın olayı ne yani şimdi. 😂 Hoca hele... 😂 Midemi bulandırdı. 🤢 Saçma bahanelerle sevişme sahnesi çekmek için kurgulanmış bildiğiniz dizi. Üstelik baya ünlü oyuncular da rol alıyor cidden tuhaf. 😂 Neyse 3. sezonu da varmış, babaanne bekliyordu. Bakalım saçma falan izleyeceğiz. 😂 Ses olsun diye açmıştım zaten bir oturuşta 1.5 sezon izledim diğer sezonu neden izlemeyeyim. 😂 Bir de ne Galler imiş arkadaş, ülke de açmış kollarını sizi bekliyordu. 😂
Spoiler içeriyor
Vay be. İlk Tv'de rastlamıştım bu diziye. Sanırım 2. ya da 3. bölümüydü. Çok dikkatimi çekmişti. Yorum da yapmıştım hatta ama güncel yorum yazabilmek için silmiştim. Şimdi başlıyorum. 😄 İlk bölümden başlayıp güncel takip edeceğim derken üşengeçlikten ve çalışmaktan erteleye…devamıVay be. İlk Tv'de rastlamıştım bu diziye. Sanırım 2. ya da 3. bölümüydü. Çok dikkatimi çekmişti. Yorum da yapmıştım hatta ama güncel yorum yazabilmek için silmiştim. Şimdi başlıyorum. 😄 İlk bölümden başlayıp güncel takip edeceğim derken üşengeçlikten ve çalışmaktan erteleye erteleye 2. sezonun yarısını devirdim. Hayat bu ki baştan sona izleyeceğim dediğim dizinin VFX ekibine dahil oldum ve bütün spoilerları önden önden yedim. 😄 Sonrasında madem öyle hem efektlerini yaparım hem de izlerim diyerek başladım izlemeye. İlk bölümler çok güzeldi. Sonrasında çoğunluk olarak aşk hikayesine döndü. (Ben aşk izlemeyi pek sevmem) ve en son 2. sezon yine bomba gibi başladı ve devam etti. Aslında yazacak çok şeyim vardı da unuttum sanırım. Bakalım yazdıkça aklıma gelirse eklerim. 😂 Öncelikle bütün eleştirilerimin karakterlere olduğunu bilin. Kamu spotu: Gerçek kişilerle ilgisi yoktur! 😂
Ilgaz ve Ceylin'in ilişkileri çok yorucu. Ilgaz Ceylin'e nefes alacak alan bırakmıyor, korumak için de olsa her şeye müdahale ediyor, Ceylin ise aşırı bencil ve sadece onun istediği olsun istiyor. İkisi de bir ara ayrı iticiyken Ilgaz'a bir başka sinir oldum. Karakter gerçekten ölse umurumda olmazdı şahsen. 😂 Yahu bay Ilgaz! Defne senin kardeşin de Çınar değil mi? Ceylin'in babası gözünü kırpmadan öldürecekti kardeşini bir gram umurunda olmadı. Ne çocuğun masum olduğuna inandın ne de destek oldun. Varsa yoksa Ceylin. Ceylin için gözünü kırpmadan ailenden vazgeçtin. Ceylin ise zaten bencil bir karakter olduğu için şaşırtacak davranışta bulunmadı. Ama asla ders almıyor asla. Ailesi de aynı hem de. Milyon kere ceset yok edip yakalandılar ve hala akıllanmadılar. Özellikle hukuk bilen Ceylin. Nefsi müdafaa diye bir şey varken her seferinde delil yok etmek nedir?
Aa Ceylin şaşırtmadı dedim ama bir yerde şaşırttı sahi. Canımdan çok sevdiğim yeğenim dediği Parla'yı sırf Ilgaz'a yalan söylememek için gözünü kırpmadan harcayacaktı resmen. Bir de ailesi ona neden söylemiyor diye tripleniyor. Kendilerini korumak isteyen kişileri kocam da kocam diye ihbar edeceğini bildikleri için olabilir mi? Sonrasında da zaten travma yaşamış kişilere evliliğimi bitirdiniz diye yüklendin durdun. Her neyse çok eleştirdim. 😂
En çok Derya savcı ve Pars çiftini seviyordum dizide. Üzücü bir son oldu. Çok eleştirilmiş ama nerede yaşıyorsunuz acaba? Büyük çeteleri çökertirken suikasta uğrayan savcı, polis hiç duymadınız mı? Çok üzücü ama olan bir gerçek maalesef. Ceylin'in bu üzücü olayda yaptığı en iyi hamle Derya'nın bebeğini aldırmasına engel olmaktı. O bebek düşmedi ya dizinin en iyi yanı sanırım. 😄 Derya karakteri umarım devam eder diziye en son tayin istemişti. Bir de o gitmesin ya. 😂
Eren komiserin dostluğu da bir farklı. Kendisi ve kızını pek sevdim.
Bilmem linç gelir mi ama Yekta karakterini de seviyorum ben. Kendisi için yapmayacağı şey olmasa da oyuncu karakteri çok iyi canlandırıyor. Böyle tiksindiği, çıngır çıngır diye söylendiği, olur olmaz gülümsemeleri diziye renk katıyor. 😄
Ömer'i canlandıran oyuncu da öyle. Ben psikopatım diye bağırıyor resmen karakter.
Neyse yeter bu kadar, yazdım da yazdım. 😂
Neva ve Rıdvan'ın ölümlerine de ayrı üzüldüm diye eklemeden bitirmeyeyim. Cüneyt'i de harcadılar, öylece çıktı diziden.
Tamam sustum. 🤐
Özetle 3. sezonu sabırsızlıkla bekliyorum hem izlemek hem de çalışmak için. 😄
Sonunda bitti. Okuması çok uzun sürdü ama bu tamamen benden kaynaklı. Elimden bırakıp işlerimi halletmek zorunda kalmasaydım bitmesi bir günü bile bulmazdı. İçinde iki hikaye bulunan bu kitabı okumak çok keyifliydi. Fantastik edebiyatın başlangıcına yolculuk yaptım bu kitap sayesinde ve…devamıSonunda bitti. Okuması çok uzun sürdü ama bu tamamen benden kaynaklı. Elimden bırakıp işlerimi halletmek zorunda kalmasaydım bitmesi bir günü bile bulmazdı. İçinde iki hikaye bulunan bu kitabı okumak çok keyifliydi. Fantastik edebiyatın başlangıcına yolculuk yaptım bu kitap sayesinde ve aslında ne kadar tanıdık olduğunu fark ettim. Birçok yazarın bu hikayelerden etkilendiği kesin. Mesela Altın Anahtar hikayesinde en bilge ve en yaşlı kişi çocuk. Tanıdık geldi mi tersine yaşlanma? Tolkien’in bu hikayelerden etkilendiğini artık herkes biliyordur zaten. Kesinlikle okumanız gerekli bence bu kitabı. Çeviriden kaynaklı sanırım, yavan bir tat ara ara gelse de farklı boyutlara ve duygulara sürüklüyor okuyanı. Elfler hikayesi kalp burkucuydu ve Altın Anahtar bizi bilinmez bir yolculukta peşine takıp götürüyordu. Sade ve eski havayı ve tabii ki fantastik dünyayı seviyorsanız şiddetle tavsiye ediyorum. 🤍
Dün kartonları dönüştürürken ses olsun diye açtım, zaten de merak ediyorum... Bir baktım ki 7 bölüm birden bitmiş. İlk bölümünü bir gün önce izlemiştim. Buraya eklenmese de 8 bölümden oluşan bu belgesel; arabesk dünyasındaki kadın sanatçıların çektiği zorlukları anlatıyor. Kadın…devamıDün kartonları dönüştürürken ses olsun diye açtım, zaten de merak ediyorum... Bir baktım ki 7 bölüm birden bitmiş. İlk bölümünü bir gün önce izlemiştim. Buraya eklenmese de 8 bölümden oluşan bu belgesel; arabesk dünyasındaki kadın sanatçıların çektiği zorlukları anlatıyor. Kadın sanatçılarımızın erkekler gibi değer görmediğini ve hayatlarının nasıl yitip gittiğini yüze vurmaları çok güzel olmuş. Yalnız acılardan bahsederek başlayan bu belgesel bir süre sonra eskiden ortalığı sallamış sanatçıların çektiği acıları daha çok anlatmak yerine, kendilerini övdüğü kısımlara evrildi. Başarılarını zaten bildiğimiz sanatçıların yaşadığı zorlukları daha çok dinlemeyi tercih ederdim. Onun dışında oldukça anlamlı ve daha çok dillendirilmesi gereken konuları izlemek hem üzücü hem de keyifliydi. İzlerken düşündüğüm tek şey; 'bırakmamışsınız ki kadınlar sanatını yapsın' oldu. Hepsinin üzerinden para kazanıp onları paçavra gibi kenara atan, kendini kadının sahibi zanneden erkeklere bir kez ve bir kez daha sinir oldum. Zamanında ve hatta şimdi bile bu durumlar yaşanmasaydı, eski Türk kültüründe olduğu gibi kadınlar değer görmeye devam etseydi, ülkemiz müzik dünyasında hatta birçok konuda bambaşka yerde olabilirdi. Ama onun yerine gencecik yaşta solan hayatlar ya da harap olmuş hayatlar bırakılmış geriye, çok yazık...
Belgeselin en dikkat çekici yeri erkeklerin bütün güzel unvanlara sahipken kadınların böyle unvanlarının olmayışıydı. Bu zamana kadar hiç dikkatimi çekmemişti bu durum.
Ve en üzücü yeriyse Bergen ve Esengül'ün yaşadıklarıydı. Bergen'in başına gelen o korkunç durum o zamanlar hiç önemsenmemiş, sadece kısa bir haber olarak yazılıp sonrasında da geçilmiş. İnanabiliyor musunuz? Şimdi daha çok hak talep edilen bu vahşet o zaman kimsenin umrunda olmamış!
Esengül ise uçarı yaşadığı için hakkında kötü manşetler yazılırken, o zaman sevgilisi olan Adnan Şenses övgülerle çapkın olarak anılıyormuş. Sonrasında Esengül sahne alırken yaşanan bir silahlı saldırıda şahitlik yapmış ve hemen sonrasında da şaibeli bir trafik kazası geçirmiş. Saatlerce gelmeyen yardımı beklerken de kardeşinin kucağında son nefesini vermiş... Korkunç üzücü!
Ve daha ne üzücü kısımlar vardı. Yüzüne gülüp arkasından sahneleri engellendiği için pavyonda şarkı söylemek zorunda kalan kadınlar mı dersiniz, hayatındaki erkekleri zengin edip beş kuruş para kazanamayan kadınlar mı... Ya da kocasının cenazesinde hakkımı helal etmiyorum diyen veya da bu hayat bana göre değil deyip müzik kariyerini sonlandıran kadınlar mı... Neler neler var!
Dediğim gibi sonrasında kendini övmeye dönse de yine de o kadınların yaşadığı zorlukları izleyin ve özellikle bu ülkede kadın olmanın ne kadar zor olduğunu görün, tavsiye ederim.
Dipnot: Semiha Yankı'yı bu belgeselde daha çok sevdim. Cesur ve dobra olduğu ve erkeklere ezilmediği için. 🤍
Ve ayrı bir dipnot; o zaman uygulanan katı müzik kurallarının en azından yarısı şimdi uygulansa da fenomen olduğu için yapılan çöp müzikler tarih olsa.
Filmi bugün televizyonda sonra da akışta gördüm. Yorum yapmamışım hayret. Çıktığı zaman annemle sinemada izleyip filme aşık olmuştuk ama gel gör ki sinema ortamı dışında filmin duygusu insana geçmiyor. Birkaç kez Tv'de de izledim ama yok. Sinemada gözlerimi dolduran aksiyonlar…devamıFilmi bugün televizyonda sonra da akışta gördüm. Yorum yapmamışım hayret. Çıktığı zaman annemle sinemada izleyip filme aşık olmuştuk ama gel gör ki sinema ortamı dışında filmin duygusu insana geçmiyor. Birkaç kez Tv'de de izledim ama yok. Sinemada gözlerimi dolduran aksiyonlar Tv'de oldukça sıradan. Üç boyut ve ses efektlerinin etkisi ne kadar büyük buna örnek resmen film. Tabii hala en sevdiğim filmler arasında, his olarak sinema etkisini vermese de izlemeyen herkese öneririm.