Ben seni seviyorum ve sanırım toplum buna hazır
Umurumda bile olmaz nükleer denemeler
Bıraktım Nietzsche’yi Kant’ı kafam hiç karışık değil
Ruhum en güzel yaşında ve sen yeterince büyüksün
Kitaplarda tanıdığım tüm kadınlardan güzelsin…
Ben seni severim ve ikimiz de bundan…devamıBen seni seviyorum ve sanırım toplum buna hazır
Umurumda bile olmaz nükleer denemeler
Bıraktım Nietzsche’yi Kant’ı kafam hiç karışık değil
Ruhum en güzel yaşında ve sen yeterince büyüksün
Kitaplarda tanıdığım tüm kadınlardan güzelsin…
Ben seni severim ve ikimiz de bundan yararlanırız
Şiirler demlerim sana otlar yetiştiririm
Beşiktaş’ın maçı olur mesela
Diğer kanalda da senin sevdiğin dizi
Maç için öbür odaya geçmem
Seninle dizi izlerim…
Ben seni severim ve rabbim buna razı olur
Diyalektik dediğin zaten kanıtlanmamış bir varsayım
Kanıtlansa da fark etmez şu dakikadan sonra
Olsa olsa aşkımıza teorik gerekçe olur
Ben seni severim gülüm hadi bana iş çıkar
İşim gücüm sen ol benim ben seninle çok güzelim.
Ali Lidar'ın değil
Ben seni severim sevmesine de toplum buna hazır değil.
Nükleer denemeler, kyoto sözleşmesi, küresel ısınma falan.
Belki sen çok küçüksün, belki benim ruhum ölü
Biraz Nietzsche biraz Kant kafan karışmış belki
Parlıamanet’i de bozdular tutunacak dalımız mı kaldı?
Pavyonda tanıdığım…devamıBen seni severim sevmesine de toplum buna hazır değil.
Nükleer denemeler, kyoto sözleşmesi, küresel ısınma falan.
Belki sen çok küçüksün, belki benim ruhum ölü
Biraz Nietzsche biraz Kant kafan karışmış belki
Parlıamanet’i de bozdular tutunacak dalımız mı kaldı?
Pavyonda tanıdığım bilge bir pezevenk vardı!
Kötü kitaplar okumak kötü yaşamak gibidir derdi.
İyi kitaplar okudum bir boka yaramadı…
Ben seni severim aslında da düzenim bozulur diye korkuyorum
Durduk yere başımıza saçma sapan bir aşk çıkar
Sinemaya gitmeye ele ele tutuşmaya falan kalkarız
İşin yoksa çiçek al, saç tara, parfüm sık.
Küsmesi, barışması, ayılması, bayılması
Hatta eninde sonunda kaçınılmaz ayrılması
Meyhanede tanıdığım gerzek bir filozof vardı!
Güzel kadınlar insanın ömrünü uzatır derdi.
Bir sürü güzel kadın girdi hayatıma
Hepsi ağzıma sıçtı…
Ben seni severim belki de rabbim buna hazır değil.
Her şeyin güzelini sever o ideal birliktelikler ister
Seninle benim yan yana oturacağımız çekyata
Ne ilahi adalet sığar ne de diyalektik…
İçime çöreklenmiş sığ bir sığır var benim.
Ben seni severim sevmesine de
İş çıkarmasana şimdi ne gerek var güzelim…
Ali Lidar
Açardın,
Yalnızlığımda
Mavi ve yeşil,
Açardın.
Tavşan kanı, kınalı - berrak.
Yenerdim acıları, kahpelikleri...
Gitmek,
Gözlerinde gitmek sürgüne.
Yatmak,
Gözlerinde yatmak zindanı
Gözlerin hani?
"To be or not to be" değil.
"Cogito ergo sum" hiç değil...
Asıl iş, anlamak kaçınılmaz\'ı,…devamıAçardın,
Yalnızlığımda
Mavi ve yeşil,
Açardın.
Tavşan kanı, kınalı - berrak.
Yenerdim acıları, kahpelikleri...
Gitmek,
Gözlerinde gitmek sürgüne.
Yatmak,
Gözlerinde yatmak zindanı
Gözlerin hani?
"To be or not to be" değil.
"Cogito ergo sum" hiç değil...
Asıl iş, anlamak kaçınılmaz\'ı,
Durdurulmaz çığı
Sonsuz akımı.
İçmek,
Gözlerinde içmek ayışığını.
Varmak,
Gözlerinde varmak can tılsımına.
Gözlerin hani?
Canımın gizlisinde bir can idin ki
Kan değil sevdamız akardı geceye,
Sıktıkça cellad,
Kemendi...
Duymak,
Gözlerinde duymak üç - ağaçları
Susmak,
Gözlerinde susmak,
Ustura gibi...
Gözlerin hani?
Ahmed Arif
Ben vedaları sevmem albayım. Hiç gitmesin insanlar. Hele gelmemek üzere giderlerse, çok üzülürüm albayım, dayanamam. Gelmemek üzere gidenler çok sevdiklerim olur genelde. Bi de bir hikaye bırakır ki geride, noksanlığın daniskası içinde. Ölse, öldü dersin, ama ölmez onlar. Ölmesinler de.…devamıBen vedaları sevmem albayım. Hiç gitmesin insanlar. Hele gelmemek üzere giderlerse, çok üzülürüm albayım, dayanamam. Gelmemek üzere gidenler çok sevdiklerim olur genelde. Bi de bir hikaye bırakır ki geride, noksanlığın daniskası içinde. Ölse, öldü dersin, ama ölmez onlar. Ölmesinler de. Ölürlerse bi kere daha üzülürüm. Çünkü koklayamazlar bir daha çiçek. Yazık olur. Gönlüm geniş ama odalara yerleşecek insanlar yok ki albayım. Ben, bi şey yapmadım. Şimdi diyeceksin, yapmadın tabi ulan gül cemaline mi gelsinler, sanki cemalim çok gül de. Ne yapmalıydım albayım. Sevgi, yetmiyormuş her şeye. Hikmet'le çok konuştuk. Bilge'ydi, Sevgi'ydi çok anlattı bana da, tek sen misin sanki albayım iki kelam edilecek. Çok ileri gittim albayım, affet beni. Hikmet'e benziyorum gittikçe, ruhu şad olsun. Sevgi?yi her anlatışında Hikmet, sevgilerimi düşündüm albayım. -Düşün düşün bi bok olduğu yok bırak gitsin. Sağol, teşekkürler. Sevgiler, peyda olacak enkazlardan kurtulmak için mi var, yoksa enkazın müsebbibi mi onlar, tavuk mu yumurtadan çıktı yumurta mı tavuktan albayım. Konumuza dönecek olursak albayım, konunun ne kadar sıradan olduğunu görürüz. Bi Umut Sarıkaya var albayım, hepimiz aynı insanız ve o kadar çoğuz ki diyor. Konu sıradan olduğu için bu kadar konuşuyoruz. Hepimiz aynı insanız ve aynı şeyi yaşıyoruz. Belki de sıradan olmasına rağmen bu kadar acıtmasına içerliyoruz, bi de olağanüstü bi olay olsa, sıçtın diyor beynimiz. Beynimizin işi gücü yok bize laf yetiştiriyor albayım. Hayallerden uyandırıyor. Gerçekler var! Başkalarının uygulamaya çalıştığı tatsız ölçütler, gerçekler... Gerçekle her karşı karşıya gelişimde, onu ilk defa görmüş gibi yapıyorum albayım, tanımazlıktan geliyorum. Tanımamazlıktan gelirsem tanırım çünkü. Bugün yakama yapıştı, gerizekalı dedi, anla artık. Bi gün bulutlara sen de bakmaz olacaksın, umrunda olmayacak hiçbir renk. Yürü git pis mahluk dedim- aslında daha fazlasını da söyledim albayım, şimdi dilim varmıyor-bulutlara hep bakıcam ben, E. Serbes küser yoksa. Renklerden de renk beğenicem her gün. Yutmak istiyorsun ama lokman olmiycam. Ağlarım zırlarım yeri gelirse, ama ben Hikmet değilim, Gökçeyim ben. Kazanmak da var, kaybetmek de? Olsun; Âvâzeyi bu âleme dâvûd gibi sal Bâki kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş. Bâki kalan? Kaybetmedik bi şeyi albayım. Kazanmadık da. Hayatımdan süresiz izin isteyen çok sevgili arkadaşıma, yaşanamayacak olanların, yaşananlardan hep daha fazla olacak olmasının ağırlığıyla? Belki bir gün adliyede karşılaşırız. Belki de bir parkta, çocuk severken. Başkalarının çocukları, ya da kendi çocuklarımız olabilir. Çocuk demişken, evlendiğimi görmiyceksin kötü oldu bak, çok eğlenicektim o gün, görmeliydin. Kesin kızardın yine hukukçuya bak hey Allah'ım diye. Öyle çıkmışım oğlum annemden. Seni bilmiyoruz sanki, güldürme şimdi. Ha unutmadan, saçı sakalı uzatma sakın, olmuyor öyle. Velhasıl ? Napalım...Kimliklerimizden sıyrılıp, arkadaş kalamadık biz. İnsan çok aciz, miş ya hani. Yeterince isteseydik, kendi devrimimizi yapamaz mıydık sanki. Sevmiyorum gerçeği. Küçük hanım yine hayaller peşinde.. Küçük bir hanım olamayan küçük hanım.
--- Hoşça kalın albayım. Sakızım düştü, onu alayım...
Sevgili raf takipçilerim, dostlarım ve dost olacaklarım;
Instagram da @mealbopapilio adlı bir hesabımız var. Naçizane isteğim, takip edip gönderilerimizi beğenmeniz. Bizi çok mutlu eder, sevgimizi ve saygımızı kazanırsınız :)
Şimdiden zahmetiniz için teşekkürlerimi sunuyorum.
Oğuz Atay günlüğünde şunları yazmıştı; Bugünlerde umutsuzluk var. Bu adamlar çürüyen et, dökülen diş gibiler.
Neden yazdıklarımı anlamıyorlar, neden çevrede kimse yok?
Bu sokakta bir iki küçük mezarlık olsaydı da, her gün işe giderken ölülerle selamlaşsaydım. Sanıyorum burada ben kendimi…devamıOğuz Atay günlüğünde şunları yazmıştı; Bugünlerde umutsuzluk var. Bu adamlar çürüyen et, dökülen diş gibiler.
Neden yazdıklarımı anlamıyorlar, neden çevrede kimse yok?
Bu sokakta bir iki küçük mezarlık olsaydı da, her gün işe giderken ölülerle selamlaşsaydım. Sanıyorum burada ben kendimi dışarıda bırakılmış hissediyorum.
Korkarım sonunda ben de teslim olacağım, bu daha acıklı olacak.
Bütün bu kitapta ne yazıyor? Bu adamı öldürmüşler!
Oğuz Atay'ın beyninde tümör çıkmış.
Sonra da gencecik yaşta ölüp gitmiş.
İşte, o tümör denilen bok her neyse, bu söylediği bütün herifler o tümör.
Anlamıyor musun hâlâ? Bak, yazıyor burada. Öyle kalkıp küfür falan da etmemişler.
Ne yapmışlar, biliyor musun? Hiç. Hiçbir şey yapmamışlar.
Sokakta yürürken, dönüp de bakmamışlar bile adama. Onun için ölmüş bu adam.
Kimse dönüp de bakmadı diye. Yarım kalmış kelimesi.
Hayatı, kızgınlığı ve her şeyi yarım kalmış.
Bazı insanlar böyledir işte, diğerlerine göre çok daha kırılgan onlar.
Ölümü sırtlarında bir çanta gibi taşıyıp yorulduklarında önce onu açarlar.
İlk nefesini aldıktan sonra başını koltuğa yaslayıp düşündü.
Oğuz Atay'ı anlayamamış, ancak daha da ileriye gidip hissetmişti.
Bir adam geliyordu gözlerinin önüne. Yalnız bir adam.
Romandaki bütün adlar tek bir adama aitmiş gibi geliyordu.
Turgut'lar, Selim'ler, herkes tek bir adammış gibi. Cam kırıklarından inşa edilmiş bir adam.
Belki de havadan. Sonra karanlık bir taşla çarpışıyordu. Binbir parçaya bölünüyordu adam. Her ne yaşadıysa, karanlık bir taş olmuş ve adamı kum gibi ezmişti.
Ve şunu da eklemişti Oğuz Atay; Ben de büyük meseleler yüzünden harcamış olmak isterdim hayatimi.
Küçük dertler yüzünden yıpranıp gitmek istemezdim.
Spoiler içeriyor
Kaçıncı izleyişim bilmiyorum. Bu diziye her başladığımda hayatım resetleniyor ama her defasında daha çabuk içine sıçıyorum hayatımın :) bu defa 3. Sezondan başlayayım dedim ( büyük hata ettim, ölümle diziye mi başlanır ) yarım saatte düştü yaş, kendi rekorumu egale…devamıKaçıncı izleyişim bilmiyorum. Bu diziye her başladığımda hayatım resetleniyor ama her defasında daha çabuk içine sıçıyorum hayatımın :) bu defa 3. Sezondan başlayayım dedim ( büyük hata ettim, ölümle diziye mi başlanır ) yarım saatte düştü yaş, kendi rekorumu egale ettim yine. Dizi hakkında anlatılacak çok şey var da, yorgunum işte, anlayın...
Diziye izlemeyen hiçbir şey kaybetmez ama izlerseniz aklınızı kaybedebilirsiniz :)
Hepsi Manyak Bunların!