Şuana kadar bir çok Cumhuriyet bayramı kutladım. Hepsinde çok mutluydum, tek bir tanesi hariç. Bu bayram. En mutlu olunması gereken bayramda, ilk yüzyılında mutsuzluk, Garip bir tezat. Neden böyle oldu? (Mutlu olmaya devam edenler ve mutsuz olmak istemeyenler okumasın lütfen.…devamıŞuana kadar bir çok Cumhuriyet bayramı kutladım. Hepsinde çok mutluydum, tek bir tanesi hariç. Bu bayram. En mutlu olunması gereken bayramda, ilk yüzyılında mutsuzluk, Garip bir tezat. Neden böyle oldu? (Mutlu olmaya devam edenler ve mutsuz olmak istemeyenler okumasın lütfen. Kimsenin keyfini kaçırmayalım.)
Bundan 90 sene önce Cumhuriyetin gördüğü en büyük başkan Ankarada TBMM'nin önünde hakkın içine çıkıp bir konuşma yaptı. Bu adam konuşmasının hemen başında yaptıklarımızı kafi görmeyiz diyerek başladı. Büütün bir halka hürriyeti vermiş adam söylüyor bunu. Yapılabilecek en şerefli işi yapan kişi daha çok ve büyük işler yapmak mecburiyetindeyiz diye devam ediyor sözlerine. Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız. demişti bu konuşmadan 5 sene sonra vefat eden bu şerefli insan. Beni üzen şey o öldüğünde beraberinde düşüncelerini de Anıtkabire gömmemiz oluyor. Milletimizi en geniş refah vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. diye devam etti Ulu Önder yakında vefat edeceğini ve arkasından gelenlerin yapacağı hainlikleri bilemeden. Bunda da, muvaffak (başarılı) olacağımıza şüphem yoktur. diyerek devam etti sözlerine. Kendisinden sonra gelen kişinin karneyle ekmek dağıtacağını bilemeden. Ve çünkü Türk milletinin yürümekte olduğu terakki (yükseliş) ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir (temel bilimler) diyerekte devam etmişti, öldükten 6 sene sonra tarihçilerin, milliyetçilerin Irkçılık-Turancılık Davası'nda yargılanacağını, 147'likler, Sağcılar-Solcular gibi olayların olacağını bilmeden. En şeytanisi de, Balyoz ve Ergenekon olaylarıyla KAHRAMAN TÜRK ASKERİ'nin birtakım Amerikan köpeği vatan haini orospu cocukları yüzünden bütün bir ordunun, dünyanın en eski ordusunun parçalanacağını bilmeden.
"Ebediyete akıp giden her 10 senede, bu büyük millet bayramını
daha büyük şereflerle, saadetlerle, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim." diye bitirdi büyük Atatürk bu sözlerini. Fakat bazılarının çeşitli olayları bahane ederek bu bayramı kutlamaktan, dile getirmekten bile aciz olacağını bilmeden. Ulu Önder'in söylediği sözü biraz daha değiştirmek daha uygun olacaktır: Ebediyete akıp giden her 100 senede, bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, saadetlerle, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim. Güzel Türk halkı. Umarım İstikbalde dahi bizi bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahları yok etme gücünü bulabilir Türk insanı. Umarım İyiyi ve kötüyü Ulu Önderin dediği gibi müspet ilimle ayırma şerefine erişebilir bu halk.