Filmdeki sessizlik anlarının olduğu sahnelere "Sen Ne Diyon?" YouTube serisinin "Kayyumlar" müziğini ekledik ve eğlencemizi 2× yaptık.:) Tavsiye edilir.✍︎
Yaz ayını öğrenci evinde sakin sakin geçirmeyi planlıyordum ama memlekete gitmemi gerektiren bir sebep 'selamün aleyküm' dedi. Neyse selamını almadım kusura bakmasın, hemen bilet aldım falan. (Fiyatlara nazar değer umarım, maşallah demicem.) Sonra bu filmin ismi kulağıma çalındı. (Gündemden güncelden…devamıYaz ayını öğrenci evinde sakin sakin geçirmeyi planlıyordum ama memlekete gitmemi gerektiren bir sebep 'selamün aleyküm' dedi. Neyse selamını almadım kusura bakmasın, hemen bilet aldım falan. (Fiyatlara nazar değer umarım, maşallah demicem.) Sonra bu filmin ismi kulağıma çalındı. (Gündemden güncelden kopuk yaşıyorum, az anlayış.) Baya sağda solda sık sık duyunca dedim gideyim izleyeyim bari, ama üşengeçliğim de selam veriyor nah gidersin diye. Bu arada konu monu yok, sadece ismini duymuşluğum vardı. Opınhaymır da opınhaymır. Sonra Nolan'ın yönetmen olduğunu duydum ve üşengeçliğime bir darbe oldu bu bilgi. Ama en son filmin konusunu öğrendim ve ben selam çaktım üşengeçliğime. (Sonra boğazını kestim falan.) Neyse dedim gidecem öyle ya da böyle. Memlekete dönüşe iki üç gün vardı daha ve ordaki sinema salonları pardon salonu level 1. Ha orda izlemişim ha bilgisayardan fark etmiyor. Dedim gitmeden burda izlemem gerek ama zaman dar. Arkadaşımla gitmek iyi olurdu ama zamanı yoktu, biletini ertele cuma gidelim dedi beraber. Öyle bi lüksüm yoktu ama. Neyse ilk gün yalan oldu. İkinci gün de arkadaşımın arkadaşları için sütlaç yaptım, akşam da ona gittim vermeye. (On numara yaptım bence.) O gün de yalan oldu gidemedim. Ve ertesi sabah bu diyarı terk edeceğim akşamın sabahına uyanacaktım. Ne valiz hazır ne bişey. (Valiz işte sadece, ama ne.. ne.. bağlacını kullanasım geldi, bazen abartmak için yaparız böyle şeyler. Bahanemiz bir tanedir ama cümleye sanki on madde okuyacakmışız gibi gireriz, kağıt dolu görünsün diye aynı şeyleri farklı şekilde ifade ederiz, yani kısaca: olur öyle.) Dedim nolcaksa olsun bunu sinemada izlicem, ertesi sabah için ilk seansa bilet aldım ve öyle uyudum. Sonra şu IMAX muhabbetini duydum, canım sıkıldı ona. (Aslında öncesinde duymuştum ama yazıyı yazarken şimdi aklıma geldi, yazıyı düzenlemeye üşendim. Kronolojik anlatma şeysi olsun diye bu aşamada aklıma geldi diyorum, çaktırmayın.) Tüm dünyada sayılı salon varmış filmi olduğu gibi beyaz perdeye aktarabilen, Türkiye'de yok. Ama 2D izlemektense Türkiye'deki IMAX salonlardan birinde izlemek yine hiç yoktan iyidir herhalde ne bileyim. Ve maalesef burda yokmuş IMAX falan. Neyse aman. Sabah gittim izledim. Sonra hemen eve döndüm valiz falan. Yetiştim velhasıl. Film de güzeldi işte fizik mizik. Derinlemesine incelemem burada son buluyor, iyi günler ya da geceler. (Ne zaman okuyosanız ona göre modifiye edin bu iyi dileğimi.)
Ev arkadaşım çalışıyor ve sadece mesai saatlerinde halledebileceği bi işi vardı ve benden yapmamı rica etti. (Her şeyin başladığı o an.) Evde ayrıca diğer ev arkadaşımın arkadaşı vardı ve kendisiyle iletişim kurmak çok zor, ya aslında çok samimi olmadığım biri…devamıEv arkadaşım çalışıyor ve sadece mesai saatlerinde halledebileceği bi işi vardı ve benden yapmamı rica etti. (Her şeyin başladığı o an.) Evde ayrıca diğer ev arkadaşımın arkadaşı vardı ve kendisiyle iletişim kurmak çok zor, ya aslında çok samimi olmadığım biri evde oldu mu ben rahat edemiyorum fazla. Neyse bu elemanla kahvaltıyı hallettik bi şekilde ve sonra martı diye garip bi tip var, onunla çizgi film izledik beraber. Bitince de hazırlandım çıktım evden. Dışarda arkadaşımın işini hallettikten sonra eve gidesim yoktu, evdeki elemandan ötürü. Vakit geçireyim dedim biraz daha. Avm'de dolandım, alışveriş falan yaptım. (Anamın gözleri yaşlı.) Sonra dedim bi bakayım film falan yok mu izleyecek. Baktım örümcek adam çizgi filmi varmış. İyi dedim vakit geçer. (Yalan bu arada, ilk filmi de sinemada izlemiştim, bunun da vizyonda olduğundan haberim vardı. Hazır çıkmışken bi seansı tutturayım da izleyeyim diyordum. Gerçi saati de tutturamadım, altyazılı seansı da. Neyse animasyon zaten dublaj da yenir. Ama dil esprileri vardı bak o kısımlarda ah ulan dedim orijinal halini izleyeydim keşke. Ya bi de dublajlı seansta velet saldırısı ihtimali daha yüksek oluyomuş, onu fark ettim. Film keyfini baltalayan sesler çıkarıp durdular.) Filmden önce bişeyler yedim. Hava çok sıcaktı bu arada. Neyse filmi izledim. Çıkarken içecek bişey de aldım kendime ve eve dönüş. Geldiğimde o eleman gitmişti, gece başka biri geldi anasını. O da bu sabah gitti gerçi, neyse.
(İkidir film yorumlama ayağına günümü anlatıyorum, çaktırmayın.)
Her şey arkadaşımın beni yemeğe davet etmesiyle başladı. (Aslında bir yıl falan önce izleyeceğim diye eklemişim bunu, izledim diye işaretlerken fark ettim.) Kendisi tokmuş, sadece bana yemek yapmış. Ben yedim, o izledi beni falan. Biraz geç gittim, soğutmuşum yemeği ama…devamıHer şey arkadaşımın beni yemeğe davet etmesiyle başladı. (Aslında bir yıl falan önce izleyeceğim diye eklemişim bunu, izledim diye işaretlerken fark ettim.) Kendisi tokmuş, sadece bana yemek yapmış. Ben yedim, o izledi beni falan. Biraz geç gittim, soğutmuşum yemeği ama güzeldi neyse. Sonra sohbet muhabbet goygoy derken saat ilerledi. Bi ara internetten ingilizce dersi varmış ona girdi, şakır şakır konuştu maşallah. Ben o ara biraz uyuya kalmış olabilirim, tam güneş batmaya yakın harika bi zamanlamada uykuya yenik düştüm. (İkindi uykusu kadar güzel bir şey var mı bu dünyada?) Kalktım kendime geldim, ayrı ayrı telefonlarda takıldık bi süre. Sonra bir şeyler izleyelim dedi arkadaşım. Açtı bilgisayarını. (Yakın zamanda almıştı, onunla beraberdim aldığında.) Game of Thrones izleme girişiminde bulunduk, ben dur dedim yapma yanarız. Sonra başaramadık zaten. Bulamadık yani herhangi bi sitede. (Çok da aramadık gerçi, aradık mı yoksa? Bilmiyorum neyse.) Sonra bana "Sen niye 'The Big Bang Theory' izlemiyorsun?" dedi. Bu dizinin spin-off dizisi de varmış, ya da onu izle dedi. Sonra onlardan birini açma girişiminde bulundu. Dedim dur yapma. Bir şeye başlarsam yarım bırakamam, beni uzun bir yola atıp kaçma. Sonra bi siteye girdi ve Game of Thrones, The Big Bang Theory ve bu diğer spin-off dizisinin isimlerini yazdı ve kura çekti, daha doğrusu sen tıkla dedi, Game of Thrones çıksın diye dua edip tıkladım. Ve istediğim oldu. Ama diziye kaçak yollardan ulaşamadık. BluTv'deymiş. Sonra dedi bi film ismi söyle. Düşünme fırsatı vermeden arama çubuğuna Soul yazdı. Bi yerden tanıdık geliyordu bu isim ama o an sorgulamam gereken başka bir şey yaptı arkadaşım. Bu animasyon Disney+'ta mevcut ve kendisinin de hesabı var. Ama sayfayı aşağı kaydırıp filmlerin olduğu cehenneme indirdi bizi :D? Dedim napiyon olm, dedi sen kaçak seviyorsun diye buradan izleyecez. Ve hakkaten ordan izledik haahahahah. Sipariş vermiş mısır içecek vs. Filmin başında kapı çaldı onları aldı. Sonra bana mısır patlat dedi, dedim hayatımda ilk kez mısır patlatcam hadi bakalım. Sonra elimden aldı kendi patlattı. Birkaç şeyi karıştırıp garip bi içecek hazırladı bana. Tadı asitli soğuk nane limona benziyordu. Bitiremedim, bardak çok büyüktü. Neyse film bitti. Saat on buçuk falandı. Yarın beşte uyanması gerek diye hemen müsaade istedim tüydüm. Uyusun gariban, çok yoruluyor. Yolda rafa ekledim izledim diye. Ha animasyon mu, güzeldi ya. Vakit geçti öyle. Zaten filmler diziler falan niye var ki?
"Din benim umurumda falan değil. Din maskesi altında, her mezhepten fanatiğin yaptığı çılgınlıkları ve sonra da bunu Tanrı isteği olarak adlandırdıklarını gördüm. Birçok katilin gözlerinde, birçok dini gördüm. Kutsallık, yapılan doğru işlerde ve kendini savunamayanları korumak için gösterilen mertliktedir." "Tanrı…devamı"Din benim umurumda falan değil. Din maskesi altında, her mezhepten fanatiğin yaptığı çılgınlıkları ve sonra da bunu Tanrı isteği olarak adlandırdıklarını gördüm. Birçok katilin gözlerinde, birçok dini gördüm. Kutsallık, yapılan doğru işlerde ve kendini savunamayanları korumak için gösterilen mertliktedir."
"Tanrı huzuruna çıktığında diyemezsin ki 'ama bana öyle emretmişlerdi' ya da 'ama şartlar o dönemde müsait değildi.' Bu yeterli olmaz. Bunu unutma!"
"Onları alay etmek için getirmedim buraya. Uyumluluğun önemini örneklemek için getirdim. İnançlarınızı, başkalarının karşısında muhafaza etmenin zorluğunu göstermek için. Gözleriniz 'ben olsam farklı yürürdüm' der gibi bakıyor. O halde, neden alkışladığınızı sorun kendinize. Hepimizin onay görmeye çok ihtiyacı var. Ama…devamı"Onları alay etmek için getirmedim buraya. Uyumluluğun önemini örneklemek için getirdim. İnançlarınızı, başkalarının karşısında muhafaza etmenin zorluğunu göstermek için. Gözleriniz 'ben olsam farklı yürürdüm' der gibi bakıyor. O halde, neden alkışladığınızı sorun kendinize. Hepimizin onay görmeye çok ihtiyacı var. Ama inanın ki, sizin inancınız eşsizdir, size özgüdür. Başkaları, tuhaf olduklarını veya benimsenmediklerini düşünse bile. Sürüdekiler 'berbat' dese bile."
"-Benzerliğin tehlikelerini kanıtlamak için yaptığımız bir alıştırmaydı o.
-Okulumuzdaki müfredat değişmez. Kanıtlanmıştır. Yürümektedir. Sen bunu sorgularsan, aynı şeyi onların da yapmayacağı ne malum?
-Eğitim fikrinin, hep kendin için düşünmeyi öğrenmek olduğunu sanıyordum.
-Bu yaştaki çocuklar mı yapacak onu? Hayatta olmaz! Gelenek, John. Disiplin. Sen onları üniversiteye hazırla, gerisi kendi kendine hallolur."