Bazen bizi düzeltecek şeyin bir insan olmasını umarız çünkü kendimizi değiştirecek cesarete sahip değilizdir.
Bazen bize en çok zarar veren kişi en çok ihtiyacımız olan kişidir, olmasa daha iyi olur diye düşünürüz, ama hayatımızdan o kişiyi ve yaptıklarını çıkartınca bir…devamıBazen bizi düzeltecek şeyin bir insan olmasını umarız çünkü kendimizi değiştirecek cesarete sahip değilizdir.
Bazen bize en çok zarar veren kişi en çok ihtiyacımız olan kişidir, olmasa daha iyi olur diye düşünürüz, ama hayatımızdan o kişiyi ve yaptıklarını çıkartınca bir hiç olacağımızı biliriz içten içe.
Hayat bizi nereye sürüklerse sürüklesin, değişmediğimiz sürece her şeyi kendimiz gibi bok etmenin bir yolunu buluruz. Suç tamamen bizde olsa bile, ona buna suç atmaya bayılırız, kolay olan budur.
Her insan gibi bencilizdir, her şeyden önce kendimizi düşünürüz. Önemli olan bundan sonra yaptıklarımızdır.
Ölüm her andadır; en mutlu anımızda, 40'lı yıllarımızda, eşimizle son kavgamızda, işimizin ortasında, en sevdiğimiz yemeği yerken, bunu sürekli yoksayarak yaşarız.
Farkettiğimizdeyse önümüze iki yol çıkar. Ya hayatımızla ne yapacağımızı bilmeden bekleriz, eline bozuk bir oyuncak verilmiş bir çocuk hayal kırıklığıyla, ya da yaşarız, dibine kadar.
Ama bazen tahmin ettiğimiz şeyler olmayabilir, yaşamaya karar verip, yaşayacak fırsat bulamayabiliriz.
Üzülür, umutsuzluğa düşer, korkar ve işin en kötüsü asla bunlardan kurtulacak güce sahip olmadığımızı düşünürüz. Mutlu ve iyi taklidi yaparak kendimizi kandırırız, bu sefer bastırdığımız duygular daha bir güçlü çıkar karşımıza. Savaşmaktan ve yüzleşmekten başka bir seçeneğimiz kalmadığında şekillenir kişiliğimiz.
Kırarız, üzeriz, zarar veririz; kırılırız, üzülürüz, zarar görürüz. Yaşam, ölüm olduğu için vardır. İnsan ise bunca bencilliğine ve egosuna rağmen bir hiçten farksızdır, bunu kabullenmek zordur. Kaybettiklerimizi düşünerek, kazanacaklarımızı kaybederiz.
Bunca şeye rağmen, umut vardır. Sevip, seviliriz. Bizi ne olursak olalım kabullenenler vardır ve kendini kabullenemeyenleri hayata bağlayan şey bu olur bazen. Bağ kurduklarımız anlamlı kılar anlarımızı, anlarımız anlamlı kılar hayatımızı. Her şey zıddıyla vardır, dünya karmaşıktır ve insan bu karmaşıklığa şahit bırakılmıştır. Ya dayanamaz ölür, ya da dayanır gibi yaparken ölürüz.
Hayat biraz böyle, yazdıklarım ise six feet under'ın ekrana yansıttıkları, keyifli seyirler.