Aylar süren bir mücadele sonucu Oblomovluğumu bir miktar yendim de, Ştolts'un "ya şimdi, ya hiçbir zaman" öğüdüne uyup kitabı bitirdim.
Gonçarov, kitaba Oblomovculuğu öyle bir işlemiş ki, her şeyin yavaşlığı, yaprakların sallanışı, saatin ilerleyişi, yalnız boşça oturulan vakitler duyulabilen kuş…devamıAylar süren bir mücadele sonucu Oblomovluğumu bir miktar yendim de, Ştolts'un "ya şimdi, ya hiçbir zaman" öğüdüne uyup kitabı bitirdim.
Gonçarov, kitaba Oblomovculuğu öyle bir işlemiş ki, her şeyin yavaşlığı, yaprakların sallanışı, saatin ilerleyişi, yalnız boşça oturulan vakitler duyulabilen kuş sesleri; bu esnada hayatın bizi beklemeyişi, acımasızca akıp da gidişi, avucumuzda bir dolu keşkeler bırakışı, kesemizdeki pek kıymetli mutlu anların zamanla tükenip soluşu ve de o çok geç kalmışlık hissi... Bu insanların öyküsünü dinlerken bir yerlerde işe karışıp müdahale etme isteğine karşı koymak çok zor oldu. Ah yapmayın, etmeyin, kendinize yazık edeceksiniz, durun! Eh, haykırışlarımız boşa. Elden gelen o ki, biz tembelleşen ruhumuzu vakit geç olmadan diriltir, ona bir amaç verir ve yeni bir güne uyanırız. Gözümüzde Oblomov'un silüeti, onun anısıyla buruk bir gülümseme sarar yüzümüzü. Yaşanmadan deneyimlenen bir hayat için minnetle dolarız.
Ara sıra okuyup Oblomov'u anmak için birkaç alıntı:
🔸"Düşünmek için kalpsiz olmak gerekir, sanıyorsunuz. Hayır, düşünceyi besleyen sevgidir."
🔸Tarih ona yalnızca insanlığın ne kadar zavallı olduğunu öğretmişti.
🔸"Her duydukları şey üzerinde inceden inceye fikir yürütürler, ama aslında hiçbir şeyle de candan ilgilendikleri yoktur. Ha böyle gürültü patırtı etmişler, ha uyumuşlar, hepsi bir. Konuştukları şeyler kiralanmış elbiseler gibi, kendi malları değildir. Yapacak işleri olmadığı için güçlerini öteye beriye harcarlar. Her şeye sarılan ilgileri, ruhlarının boşluğunu ve sevgi yoksulluklarını kapsayan bir örtüdür. Ama orta halli bir yol seçmek ve ortada derin bir iz bırakarak yürümek işlerine gelmez; çünkü böylesi can sıkar, göze çarpmaz; çok şey bilmek o zaman işe yaramaz, gösterişe yer kalmaz."
🔸"İçinizdeki güç canlandığı zaman, çevrenizdeki hayat da yeni bir anlam kazanacak, şimdi görmediğiniz şeyleri görecek, işitmediğiniz şeyleri işiteceksiniz: Sinirleriniz birer tel gibi ses verecek, dünyaların müziğini duyacaksınız, otların büyüdüğünü işiteceksiniz. Bekleyin, acele etmeyin, bir gün kendiliğinden olacak bu."
🔸Acaba kalbinin fısıltısını bir duyan var mı diye telaşla etrafına bakınırdı. Gözleri göğe, denize, ormana bir şeyler sorar, karşılık alamazdı. Önünde derin ve karanlık boşluklar serili dururdu.
🔸"Bu yalnız senin derdin değil ki, bütün insanlığın derdi. Bir damlası sana sıçramış. İnsanın hayatla bağı, tutunacak bir dalı olmadı mı bu dert korkunçtur."