Spoiler içeriyor
Filmin ismi Hayat ve afişinde astronot kıyafeti var.Sanırım az çok anlatıyor derdini. Sonsuz olmasa dahi aklımızın alamayacağı boyutlarda olan ayrıca buna rağmen sürekli genişleyen ve bizim önemsiz sayılabilecek boyutta dahili olduğumuz lakin yine de kendimizi merkezi sandığımız evrenimizde bizden başka…devamıFilmin ismi Hayat ve afişinde astronot kıyafeti var.Sanırım az çok anlatıyor derdini. Sonsuz olmasa dahi aklımızın alamayacağı boyutlarda olan ayrıca buna rağmen sürekli genişleyen ve bizim önemsiz sayılabilecek boyutta dahili olduğumuz lakin yine de kendimizi merkezi sandığımız evrenimizde bizden başka yaşam taşıyan bir ortam var mı? Var olması her ne kadar evrenin büyüklüğüne bakıldığında olası dursa da karşılaşma olasılığımız yine evrenin büyüklüğü göz önüne alındığında pek de mümkün görünmüyor.
Filmlerde bazen fazla gözümüze batsa da bu "tesadüflere" katlanmamızın ve bazen keyif almamızın sebebi "Acaba bir şeyler olsa da bu tesadüf gerçekleşse ne olur?" düşüncesinin ürünü olduğu merakımızın genelde mantığımıza üstün gelmesi oluyor. Şikayetçi miyim , bu filmde hayır. Bu filmdeki tesadüf veya can sıkıcı noktalar neler mi? Hemen açıklayayım.
Giriş yapmadan önce tipik , klasik , sıradan , her zamanki gibi bir "İLERİDE SPOILER VAR AYOL" uyarısında bulunayım.Atlamak isteyenleri son iki paragraftaki puan ve yorum kısımlarına buyur edeyim.
Filmimiz birçok filmde olduğu gibi yavaş ve bir bakıma sıkıcı olan bir girişe sahip. Türü gerilim ve korku içerdiğinden beklerken buram buram geriliyoruz... Demiyorum çünkü diğer korku filmlerinin aksine bu filmde çoğu noktada gayet eğlenceli , umutlu (sanki keşfi biz yapmışız gibi) bir ruh haline giriyoruz. Gerilmeyi sevmem. O yüzden bu noktada düşüncem , adamsınız :)
Peki gerilim ve korkunun başladığı malum noktada ve o noktadan itibaren neler oluyor. Spoiler uyarımı yaptım o yüzden rahatça yardırayım.Rory(Ryan Reynolds) çok tatlısın ama bir o kadar da gerizekalısın.Hugh (Ariyon Bakare-İsmi bir Türk tarafından trollenmiş gibi) o odaya tüm tehlikeleri göze alarak girdi ve o el kemikleri sahnesini hak etmiş olmasa dahi oldukça kaşındı. La olum azcık biraz korku iyidir. Kaşıntın ne. Neyse galiba fazla kaptırdım.Birazcık fazla.Çok değil.
Uzaylının yani Calvin'in (onun da ismi var o da canlı muhabbeti hiç mi hiç istemiyorum) ilk saldırgan hareketi sonrasında korku kendini gösteriyor dedik.Bizim için ve tabi karakterler için. Rory'nin anlamsız fedakârlığı sonrasında olaylar daha hareketli ve gerilimli olmaya başlıyor. Film buradan itibaren başlıyor da desek sanırım hata yapmış olmayız.
Bu film konusu basit sayılabilecek bilim kurgu filmlerinden.Dolayısıyla filmin konusu ile ilgili yorumlarım bu kadar.Gelelim önce konu,atmosfer oyuncu üçlüsüne ayrıca artılara , eksilere ve son olarak takıldığım bazı yerlere.
Ekip şahane, atmosfer şahane, konu da iyi denebilir lakin bazı klişelerden kaçamamış. Sonuna bayıldım. Her ne kadar aklıma "Ya şu roketler karışsa ne kadar komik olur" diye gelse de gerçekleştiğinde "Noluyo lan" moduna girmem kısa sürmedi.Film bittiğinde sanırım bir on dakika civarı ekrana bakmaya devam ettim. Bence oradan bir film daha patlatabilirler.
Oyuncu takımından fazla bahsetmeye gerek yok ama yine de değineyim.David Jordan karakterine Jack Gyllenhaal ve Miranda North rolüne Rebecca Ferguson hayat vererek başrolü paylaşıyorlar.Oyunculukları ikisinin de oldukça iyi detaylandırmak gereksiz.Diğer filmlerini izlemiş olanlar zaten bilir. Rory ve Sho (Ryan Reynolds ve Hiroyuki Sanada) da birbirinden iyi ve tanınmış iki aktör tarafından oynanmakta.Hugh ve Ekaterina karakterlerini daha önce görmemiştim ancak onlar da hakkını verdi rollerinin.
Filmin geçtiği mekan uzay istasyonu dolayısıyla pek fazla mekan değişikliği yapılmıyor. Lakin bu korku filmlerinde daha da korkutuculuk sağlayan bir faktör.Kapana kısılmak ürkütür beni daima. Bir noktada basite kaçmışlar gibi düşünülse de oldukça başarılı bir şekilde ortamı oluşturmuşlar.
Artılar ve eksiler...Film dediğim gibi fazla komplike ve düşündürücü bir konuya sahip değil.Ancak baştan da amacının bu olmadığını düşündüğümden eksi olarak değerlendirmede kararsız kaldım. Yine de biraz daha basitten uzak bir konu kullanabilirlerdi. Bunun dışında Hugh karakterinin bazı davranışları aşırı anlamsız ve aptalca.Buna rağmen filmin tamamının bu aptallıklara bağlı olması da canımı sıktı açıkçası.
Bu eksilere karşın ekibin mantıklılarının sona bırakılmasının ve duygusallarının erken ölmesi bir bakıma önceki hareketleri kurtarmış lakin tamamen değil. Bir de tabi Dünya'dakilerin "Madem siz kurtulamıyorsunuz biz sizden kurtuluruz" kafası da komiğime gitmedi değil(Bi dakika ya bu korku filmiydi dimi?). Senaryo ilerleyişindeki birkaç can sıkıcı detayı (önceden bahsettiklerim) atlarsak bence güzel gitti. Mekan değişimi olmasa da sıkmadı heyecanı kesmedi. Bu da kocamaaan bir artı eder.
Filmin artılarının eksilerine ağır bastığını söyleyebilirim rahatlıkla.Puanım 10 üzerinden 7. Kırdığım üç puan tahmin edeceğiniz üzere yukarıda bahsettiğim bazı saçma seçimler ve hareketlerin filmin bel kemiğini oluşturması. Onlar haricinde beğendim ve tavsiye ederim. İzleyecek olanlara iyi seyirler ve eğlenceler...
Bu arada şundan şikayet etmezsem içimde kalacak.Malum kurum uzayda yaşam aradı aradı aradı. Bu filmde demek istenilen ki benim de çok hoşuma giden "Buldunuz tebrikler,yaşasın.Peki ya dost değillerse?" temasını ele alalım. Gerçekten ya diyelim buldular yaşam, neden dost olsun ki? Eğer bize bir miktar bile benziyorlarsa yaradılışları gereği ayvayı çok temiz yeriz. Kaşınmayın yahu kendi gezegeninize odaklanın. Su kıtlığından bahsediliyor git nasıl Dünya'mıza temiz su toplarız de.Bilmem ne elementi bulursun ve dersin ki böyle böyle işlere yarar. Git o cevheri Dünya'ya getirmeye çalış. Hadi Dünya'ya da değil kendi ülkene olsun. Faydacı olun abi salak gibi yaşam arama ve benzeri gereksiz işlere koşturmayın insanları da oyalamayın. Yok ufo ymuş yok uzaylılar gerçekmiş. Palavracılar sizi.
Huh rahatladım :)
Unutmadan Hayırlı Bayramlar...