Kayıp Balık Nemo...Şahsen çocukluğumu güzelleştiren şeylerden biri. Bu animasyonu izlerken aldığım zevki hiçbir filmden ya da diziden almamıştım. Birçok nesildaşımın favori balığını palyaço balığı yapmıştır zannımca. Yanlış olmasın saçma şakalarından değil, kahramanlığından. Ufacık bir balıkcağızın kahramanlığı ne kadar olabilir ki?…devamıKayıp Balık Nemo...Şahsen çocukluğumu güzelleştiren şeylerden biri. Bu animasyonu izlerken aldığım zevki hiçbir filmden ya da diziden almamıştım. Birçok nesildaşımın favori balığını palyaço balığı yapmıştır zannımca. Yanlış olmasın saçma şakalarından değil, kahramanlığından. Ufacık bir balıkcağızın kahramanlığı ne kadar olabilir ki? Öyle değil işte. Biz balığı küçük görüyoruz ama biz dağın yanında küçüğüz dağ da gezegenin yanında... Küçük görmek için fazla küçüğüz vesselam.Bu noktayı belirttikten sonra ufak ama koca yürekli balık kahramanımızı yorumlayalım bakalım.
Filmin ismindeki Nemo bir yüzgeci diğerinden küçük olarak doğmuş veled palyaço balığımızın adı. Buna karşın filmin üstünde durduğu tek ana karakterimiz bu ufaklık değil.Asıl macera Nemo'nun babası Marlin ve babasının sonradan tanıştığı unutkan Dori'nin(İkinci filmi olan Kayıp Balık Dori 'deki Dori-Müthüş aydınlatıcı bir bilgi) başından geçiyor.
Animasyon filmlerde genellikle hüzün dolu kayıplar görmeyiz. En azından benim denk geldiklerimde. Ancak film ufak bir trajediyle başlıyor. Bir dakika ya ufak dedim ama Marlin'in adını unuttuğum sevecen eşi ve yüzlerce çocuğu telef oldu.Baya baya katliam olmuş şimdi düşününce. Neyse kısacası biraz hüzünlü başlıyoruz. Marlin'in karamsar ve aşırı korumacı (Malum tek bir tane çocuğu kaldı) bir modda olduğunu tahmin edebiliyoruz. Yüzlerce çocuğunuz bir barracuda tarafından yeniyor ve sadece iki kişi sağlam kalıyorsunuz. Haklı yani.
Marlin aşırı korumacı ve olumsuz olduğundan doğal olarak Nemo sürekli bir baskı altında büyüyor. Peki bir şeyi uzun süre ve baskı miktarını arttırarak baskı altında tutarsanız ne olur? Gücünüz tutmaya yetmediğinde korkunç bir şekilde patlar. Her ne kadar kendinize göre (hatta herkese göre bile) haklı bile olsanız baskı çözüm olmuyor. Çözümü bırakın belki de daha kötü yapıyor problemi.
Yalnııız, hiç karışmamak da çözüm değil. Her şey kararında olmalı. Baskı mı gerekiyor bastıracaksın.Kimse sevdiğinin göz göre göre (kendileri görmüyor olsa dahi) uçurumdan atlamasını hoş karşılamaz.Lakin gidip en ufak şeylerine sürekli karışırsanız bu sefer de büyük ve karışılması gereken meselelerde karıştırtmıyorlar. "Sürekli ne karışıyorsun annem misin hayırdır defol git başımdan."a dönmesini istemiyorsak ki istemiyoruz inanın bana, bazı şeylere göz yumacağız. İnsanlar gördüklerinden veya duyduklarındansa yaşadıklarını hatırlıyor. Eğer kalıcı bir hasar ya da sıkıntı oluşturan bir durum değilse bırakalım yanlışları ısırsın bir taraflarını.
Filme dönersek...Aslında dönmüyoruz ya. Bence filmle alakalıydı bu konu. Hayır efendim kabul etmiyorum filmle gayet alakalıydı hatta. Filme devam edersek...İşte bu daha iyi.
FİLME DEVAM EDERSEK.Nemo'nun uzun süren baskı dolayısıyla patlamasının sonucunda bir halt yemesinin ve hiç ama hiç olmaması gereken bir duruma düşmesi olayların şeklini değiştiriyor. Film Marlin'in Nemo'nun izini sürmesini ve koca okyanusu geçmesini hatta okyanusun yetmemesinin yanında bir de dişçi muayenehanesine kadar takip etmesini konu alıyor.Bunlar sanırım spoiler sayılıyor. Uyarı koymayı unutmam inşallah.
Maceramız başladıktan sonra Merlin de Nemo da ayrı ayrı karakter gelişimlerine uğruyor. Nemo'nun ergenliğini ,Marlin'in baskıcı ve aşırı korumacı baba modelinin yavaşça değiştiğini gözlemliyoruz. Fazla göze batar şekilde de değil hani. Belki aklınıza bazı çocuk filmlerinde gözümüze sokulan aşırı bayat ve belli dersler gelir. Alakası yok. Gayet güzel ve başarılı şekilde karakter gelişimleri gösteriliyor.
Filmdeki macera kısımlarını anlatmayacağım. Ancak yine de birkaç noktaya değineyim diyorum.Filmimiz nihayetinde animasyon ve aile filmi.Yani malum aralığın ilgisini çekmiyor. Yine de izleyen kitlenin pişman olmayacağını söyleyebilirim. "E madem her kitleye hitap ediyor neden izlemiyor o kitle diyosun?" sorusu burada gayet mantıklı olacaktır. Açıklayalım madem.
Ön yargı kardeşim ön yargı. Bazen işimize yarayan ama bir o kadar sefer de bizi yerin dibine sokan ön yargı.İşe yarıyor ya da yaramıyor diyemiyorum. Resmen dengede. Raftayız madem ilişkili bir örnek veriyim.Film seçerken benim bazı kriterlerim vardır. Herkesin vardır az buçuk. Kimisi IMDB'ye takıktır belli bir puan aşağısını izleyemez. Başkası kategoriye takmıştır "Beni kesseniz romantizm izlemem". Ve ciddidir ha adama zorla izlet işkence et sevdiğini söyletemezsin. Gurur meselesi yapmıştır.Aa güzelmiş diyemez. İlginç yaratıklarız vesselam.
Bense bir filmi seçerken bir sürü "ve / veya kriteri" kullanırım. Havada kaldı ifade açalım anlaşılır olalım. Seçtiğim filmde oyunculuğunu sevdiğim bir oyuncu olmalı ; "ve" sevdiğim tür olmalı ; "veya" konusunu çok beğendiğim bir film olmalı ... Daha bir sürü şuan aklıma gelmeyen kriterim de var ama uzatmak istemiyorum. "Çok kriterim var diyorsun 700 tane film izlemişsin oha" derseniz bişey diyemiycem ben de bilmiyorum neden öyle oldu :D
Şimdi elimizde ne var bi özet geçelim. Karamsar baba inatçı ergen, aşılamazmış gibi gözüken bir engel ve bu engele balıklama atlayan bir karakter (lütfen taşlamayın), bol kahkaha bol düşündürme booool eğlence, geniş bir kitleye hitap, karakter gelişimi (ama baya baya gelişim yani) . . . Güzel film vesselam.
Gel gelelim birkaç eksi puana.İyice düşünmem gerekiyor hmm.hmm.hmmmmm.
Çekim senesi göz önüne alındığında herhangi bir eksi bulup söylemek açıkçası nankörlük. Ama hadi genele bakalım. Çünkü klasikler dediğimiz efsaneleşmiş eserler kendi zamanlarıyla kıyaslanmaz , evrenseldirler. Zamandan muaftırlar. Bence Kayıp Balık Nemo da animasyon türünün klasiği olmaya çok güçlü bir aday.
İzleyeli uzun bir zaman olduğu için grafiksel detaylara giremeyeceğim çünkü pek hatırlamıyorum izlerken fark etmişsem bile. Mantık hatası olarak da elle tutulur ve canımızı sıkan bir detay yok diyebilirim. Dolayısıyla kusursuz bir film dersem bence yanılmam. Haa bir kusuru oldu... Devam filmi çekildi. Kayıp Balık Dori de güzeldi yalan yok. Ama bu efsanenin devamı olmak için sönük kaldı. Yazık ettiler ama tam beceremediler çok şükür.
Çocukluğumuzu güzelleştiren kusursuz filme kusursuz puanlama ... 10/10