Zack Snyder 'ın adını son birkaç popüler filmde duydum.Justice League filminin revize edilmiş hali ve Army of the Dead. İki filmi de izledim ve hayran kaldım diyemesem de oldukça beğendim. Bu filmi de onun ismi dolayısıyla izlemedim lakin yine beğenmiş…devamıZack Snyder 'ın adını son birkaç popüler filmde duydum.Justice League filminin revize edilmiş hali ve Army of the Dead. İki filmi de izledim ve hayran kaldım diyemesem de oldukça beğendim. Bu filmi de onun ismi dolayısıyla izlemedim lakin yine beğenmiş olmam bu üç filmin başarılarının ortak kümesine Zack Snyder'ı almama sebep oldu.
Bir yönetmen ne yapar sorusunun basit cevabı "Senaryoyu gerçeğe uyarlar" olacaktır. Yani filmin konusu överken senaryoyu yani senaristi överiz;rolleri oynayanların hareket ve tarzlarını yansıtma başarılarını överken oyuncuların kişisel başarılarını överiz;peki ya yönetmen hangi konularda övülür? Filme girmeden önce ufak bir paragrafla açıklayayım.
Yönetmen senaryoda belirtilmiş her hareketi , konuşmayı , duruşu..; senaryoda belirtilmeyen mekan dekorunu ve seçimlerini , oyuncuların davranışlarının ayrıntılarını ve daha bilmediğim birçok detayı "yönetir". Yani filmlerde övgü ve yerginin büyük bir payı da onlara ait demek istiyorum.
Gel gelelim bu filme. SuckerPunch. Sanırım kelimenin Türkçe'de birebir tercümesi yok ama açıklarsak "ani,nereden geldiği belli olmayan yumruk" diyebiliriz. İsmi ve afişindeki tatlış minnoş ablamız kafamızda ufaktan birşeyler oluşturuyor sanki. Nereden buldum da izledim, Youtube'da belki bilen vardır arkasına müzik eklenen video , oyun veya film klipleri olur. Bu filme ait bir sahneye (Samuray Sahnesi) ait klip izledim ve filmi merak ettim.En sonunda geçen gün izleme fırsatım oldu lakin beklentimi karşılamadı.
Beklentimi karşılamadı...Filmin kötü olduğu anlamı gelebilir aklınıza...Hayır efendim. Film oldukça iyiydi. Beklentimi konusu bakımından karşılamadı. Ben uçan kaçan dolu konusundan ziyade efekt ve aksiyon sahnelerin ön plana çıktığı bir yapım bekledim ve orada çuvalladım. Efektler ve sahneler on numaraydı o noktada sorun yok. Sorun şu; konu gölgede kalmadı, gölgede bıraktı. Hala konudan dolayı şokta olduğumu düşünüyorum. İlginçti , bazı ufak yerler hariç akıcıydı ve gerilim doluydu. Bu kadar merak cezbettikten sonra girelim ayrıntı dünyasına :)
Bu noktadan itibaren filmi anlatacağım dolayısıyla "S P O I L E R" var bu noktadan sonra. Spoiler atlayıp yorum kısmına geçmek isteyenleri son paragrafa buyur edeyim.
Film üzücü ve karamsar olarak betimleyebileceğim bir girişle başladı. Yalan yok başlarda hiç hoş değildi. İzlemeyi bırakmamak, kendimi "bu kısım eninde sonunda bitecek dayan" diyerek kandırmak bir hayli yorucuydu (Allah belasını versin böyle üvey ya da öz babaların). Film ilerledikçe sular durulacağına bulanmaya devam etti. Ta ki Babydoll (Emily Browning) 'un ilk dans sahnesine yani planının oluşmaya başlaması ve kaçma umudunun yeşermesine kadar. Bu noktada ufaktan bir "ohh" çekiyor insan.
Girişten dansa kadar olan kısma dair çok şey atladım oraya ait bir iki şeyden daha bahsedeyim. Akıl hastanesine girdikten sonra girişteki gözlemleri ve bazı nesneleri (Harita , çakmak , bıçak , anahtar) özellikle vurgulamaları ufaktan kaçma planına dair fikirler verdi bizlere. Yine de buradan tümüyle doğru çıkarım yapmak Sherlock olmak gerektirir ki ben kaba hatları dışında olamadım. Bir de ameliyat masasında çekici neredeyse vurma anındaki sahne değişimi oldukça ilginçti. İyi anlamda mı kötü anlamda mı sonlara doğru değineceğim.
İlk dans sırasında hayale dalması beni benden aldı. Zaten önceden izlediğim klipten dolayı ilk hayal tanıdık geldi. Yine de oldukça başarılı ve ağır çekim dolu bir aksiyon sahnesiydi. İlk hayalden sonra Babydoll yeni arkadaşlarını da ikna edip planı hayata geçirme aşamasına geldi.
İlk dansını provada yapan ve herkesi hipnotize eden ve sonrasında arkadaşlarını ikna etmeyi başaran Babydoll planı yürürlüğe koyar vakit kaybetmeden.Vakti oldukça değerli çünkü birkaç gün içinde High Roller denilen bir adama peşkeş çekilecektir. Planın ilk aşaması haritadır ve bu harita Blue (Oscar Isaac) 'nun yani müdürün odasındadır. Bu görevi SweetPea (Abbie Cornish) üstlenir ve başarır. Lakin Blue oldukça dikkatlidir ve haritanın kurcalandığını fark eder. Ancak harekete geçmez.
İkinci dansın etkisiyle harita görevini başaran ekipte umut yeşerir ve sıra ikinci aşama olan çakmaktadır. Bu arada Blue Babydoll 'un Belediye başkanına özel dans sergilemesi teklifinde bulunur. Bu acil gösteri Dr Vera (Carla Gugino)'nın hoşuna gitmez lakin Blue ona sert bir şekilde konumunu hatırlatır ve sonuç olarak dans olacaktır. Bunun iyi tarafı başkanın puro tutkunu olduğunu bilen (dolayısıyla çakmağı var) ekip ikinci malzemeyi tedarik etme yolunu bulmuştur. Bu görev de Amber(Jamie Chung)'a düşer ve o da başarır. Lakin başkanın sonradan çakmağın olduğu cebinde aranması Blue 'nun dikkatinden kaçmaz ve bu sefer kızlara göz dağı verir.
Blue 'nun gözdağından oldukça korkan ekip SweetPea 'nin ayrılığıyla sarsılır lakin vazgeçmek gibi bir seçenekleri yoktur. Üçüncü aşama olan bıçak şefte vardır. Babydoll dansıyla onu oyalarken o sırada kardeşi Rocket (Jena Malone)'i yalnız bırakamayan SweetPea de geri döner ve tam bıçağı ele geçirecekleri sırada radyo bozulur , dans kesilir ve şef uyanır. Boğuşma sırasında Rocket ölür ; Blondie (Vanessa Hudgens) , Amber ve tabiki SweetPea neredeyse kırılma noktasına gelirler.
Kargaşa ve Blue 'nun gelmesine karşın Amber bıçağı almayı başarmıştır yani sıra son malzeme olan anahtara gelir. Bu sırada Blue SweetPea'yi tek kişilik hücreye atmıştır. Vakitleri kalmadığından son danslarına hazırlanırlarken Blue uyarılarını dinlememiş ekibi öldürmeye karar verir. Amber ve Blondie'yi öldürür lakin Babydoll bıçağı sakladığı yerden alır ve Blue'yu yaralar. Anahtarı boynundan alır ve SweetPea'yi kurtarır.
Haritayı kullanarak çıkış yolu ararlar. Çakmak kullanarak dikkat dağıtırlar. Bıçak kendilerini korumaları içindir ve Blue üzerinde işe yaramıştır. Son olarak anahtarla tek tek kapıları açıp avluya çıkarlar. Orada bekleyenler olması ve aynı zamanda önemli bir eksiğin farkına varması Babydoll'un SweetPea'yi yolculayıp geride kalmasına sebep olur.
Geride kalmasının üç amacı vardır. Birincisi avludaki korumaların dikkatini dağıtmak. İkincisi hafızasını kaybetmek istemek. Üçüncü ve belki en önemlisi de Blue ve üvey babası olacak aşağılığın foyalarını ortaya çıkartıp gün yüzü göstermemek. Hafıza kaybından bahsetmediğimi fark ettim burada değineyim. Üvey babası Babydoll'u teslim ederken müdüre rüşvet verir ve onun hafıza kaybı ameliyatına girmesinden emin olmak ister. Sonuçta akıl hastanesine yatırılsa da hala tanıktır ve üvey babaya tehdittir. Ancak Babydoll suçluluk duygusu ve üzüntüden kurtulmak için bunu kaçış yolu olarak seçer ve isteğiyle hafızasını kaybeder.
Ameliyatı yapan doktor buna şaşırır ve Dr Vega'ya bu hastanın istekli olmasını sorar ve olayları öğrenir. Bu konuşma sırasında müdürün foyası ortaya çıkar ve Babydoll'a işkence etmek üzereyken polis tarafından yakalanır. Babydoll istediklerini elde etmiştir ve mutlu son denilebilir.
Puanlamamdan ve bitirişten önce kendimce filmi yorumlamak ve birkaç mantığıma uymayan noktaya değinmek istiyorum. Filmi basit hapishaneden kaçış klişelerinden kurtarmak için bu şekilde hayal dünyası oluşturmaları harika bir kurguydu. Lakin hayalleri gerçeğe uyarlarken zorluk yaşadım. Blue'yu çok afedersiniz kadın pazarlayıcısı olarak görmesi bir miktar anlaşılabilir. Psikologlarının dans ve koreografi eğitmeni olması da aynı şekilde. Müşterilerin tımarhane çalışanları olması da tamam. Lakin hayalde Dr Vega ve Blue ortaklardı. Ya Vega'nın açıkça Blue 'nun haltlarından haberi vardı ve gönülsüzce de olsa uyuyordu. Lakin en sonda imzasının taklit edilmesi olayında hiçbirşeyden haberi yok izlenimi verdi bana. Bu noktada ya ben yanlış okudum izlenimi ya da ufak da olsa bir hata olmuş. Sorun yok affedilir. Ancak anlamadığım bir başka nokta da Babydoll'un dansı. O kendini savaşırken gördüğü sırada erkekleri hipnoz edecek figürler mi sergiliyor tam çözemedim. Dikkat dağıtma tamam da biraz abartı olmuş sanki.
Puanlamaya geldik. Puanım 10 üzerinden 10. Mükemmel demiş gibi olsam da bazı noktalar can sıkıcıydı. Yine de puan kırmak istemedim oldukça başarılı bir film. Efektleri , aksiyon sahneleri , konusu , dekoru , oyuncuları , çekimi , atmosferi kısaca her şeyi on numara beş yıldız.Bunun üstüne diyecek pek fazla bir şey yok. İzleyecek olanlara iyi seyirler dilerim. Ha unutmadan eğer fazla üzüntü veya bazı taciz gibi iğrençliklere katlanamıyorsanız sanırım izlememeniz daha doğru olur. Benden uyarması.
Tekrardan bayramımız mübarek olsun. Allah kurbanlarımızı kabul etsin.