Raf Yorumu: Nhlyrtsvn (@nhlyrtsvn)

27 yaşında, yaptığı düello sonucu hayatını kaybeden ve Puşkin'in ardılı olarak nitelendirilen Lermontov'un olgunluk dönemi eseri olan romanının, Rus edebiyatının düzyazı türünün gelişmesinde ne kadar önemli bir rol oynadığını Gogol'ün de dediği gibi "Rusya'da hiç bu kadar kusursuz, bu kadar…devamı27 yaşında, yaptığı düello sonucu hayatını kaybeden ve Puşkin'in ardılı olarak nitelendirilen Lermontov'un olgunluk dönemi eseri olan romanının, Rus edebiyatının düzyazı türünün gelişmesinde ne kadar önemli bir rol oynadığını Gogol'ün de dediği gibi "Rusya'da hiç bu kadar kusursuz, bu kadar güzel, bu kadar incelikli düzyazı yazılmadı." sözünden de anlayabiliriz. Lermontov’un tek romanı olan Zamanımızın Bir Kahramanı unutulmaz Peçorin karakteriyle, bugün dünya edebiyatının başyapıtları arasında sayılıyor. Psikolojik çözümlemeleriyle 19. yüzyıl Rus romancılarına ilham veren roman, iyilikle kötülüğün, masumiyetle kirlenmişliğin çatışmasını derinlemesine bir şekilde ele alıyor. Romanda, genç ve yakışıklı subay Grigoriy Aleksandroviç Peçorin’in hikâyesi anlatılıyor. Serveti ve kibiriyle kalp kırmaktan çekinmeyen, insanların kusurlarını öne çıkaran, sözünü sakınmayan, hayata alaycı bir vurdumduymazlıkla yaklaşan, vefasız, samimiyetten uzak ve biraz da ukala olan kahramanımız, kötücül duygularının farkında olsa da, herhangi bir rahatsızlık veya vicdan azabı duymuyor, adeta zevk için kötülük ediyor ve başkalarının mutsuzluğu için çabalıyor. Romanlarda bahsi geçen pek çok kötü karakterden genelde hoşlanılmaz ve romanlardaki diğer karakterler ya da okuyucu tarafından pek sevilmezler ancak bu romanda Peçorin gibi vurdumduymaz bir adama, herkes bir parça hayranlık duymaktadır. Kibir ve ukalalık herkes tarafından pek sevilmeyen vasıflar olsa da Peçorin'e oldukça yakıştığını söyleyebilirim. Yaptığı davranış, söylediği söz ne kadar kötü ya da kırıcı olsa da Peçorin'e asla kızamıyorsunuz. Sanırım Lermontov'un hünerini de bu noktada daha iyi anlıyorsunuz. İnsana, kadına, hayata bakışın olabildiğince sert ve net bir şekilde anlatıldığı romanda; nihilizm ve varoluşçuluk gibi olgularla iyi, kötü ve adalet gibi kavramları da sorguluyorsunuz okurken. Can Yayınları'ndan Ülkü Tamer'in muhteşem çevirisiyle bir solukta okuduğum bu başyapıtı kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. Notum: 9/10