Raf Yorumu: Nhlyrtsvn (@nhlyrtsvn)

20. yüzyılın en popüler Alman fantastik çocuk kitapları yazarlarından biri olan Michael Ende'nin Momo adlı kitabı ilk kez 1973 yılında yayımlanmış, yaklaşık otuz dile çevrilmiş ve 1974 yılında Alman Gençlik Edebiyatı Ödülü'nü almıştır. Ende her ne kadar "Hikayelerimi içimdeki çocuk…devamı20. yüzyılın en popüler Alman fantastik çocuk kitapları yazarlarından biri olan Michael Ende'nin Momo adlı kitabı ilk kez 1973 yılında yayımlanmış, yaklaşık otuz dile çevrilmiş ve 1974 yılında Alman Gençlik Edebiyatı Ödülü'nü almıştır. Ende her ne kadar "Hikayelerimi içimdeki çocuk ve hepimiz için anlatıyorum" ve "benim kitaplarım 8 ve 80 yaş arasındaki tüm çocuklar içindir" dese de bence çocuklardan önce özellikle tüm ebeveynlerin ve eğitimcilerin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Yazar eseri, kitabın başında, "Momo ya da zaman hırsızlarının ve çalınmış zamanı insanlara geri getiren çocuğun tuhaf öyküsü" diye nitelemiş ancak bana göre çok daha fazlası. Çünkü1973 yılında yayımlanan ve belki o zaman sadece fantastik bir hikaye olarak ele alınan bu kitabı günümüzde okuyanların, içinde 2000'li yıllarda yaşanan en büyük sorunla karşılaşmaları şüphesiz ki oldukça şaşırtıcı olacaktır. Kitapta, Momo adındaki küçük bir kız çocuğunun zaman hırsızlarına karşı olan savaşını ve mücadelesini okuyoruz. Kitap oldukça basit bir dille yazılmış olmasına rağmen (özellikle yetişkinler için çok çok basit) konusu oldukça başarılı bir şekilde işlenmişti. Okurken 80'li yıllardaki çocukluğuma gittim açıkçası. Oyuncakların olmadığı, alabileceğimiz en pahalı oyuncağın sadece plastik bir bebek ya da plastik bir top olduğu, sokak aralarında oynadığımız, komşuluğun muazzam olduğu, herkesin birbirine yardıma koştuğu, sevip saydığı, karşılıksız iyiliklerin yapıldığı, gelenek ve göreneklerin daha ciddiye alındığı dönemlerden 2000'li yıllara geldiğimizde herkesin bir keşmekeş içerisine girdiği, makineleşmeyle birlikte çalışma hayatının arttığı, betonarmeleşmeyle birlikte komşulukların azaldığı, teknolojiyle birlikte her şeyin satın alınabildiği, insanların artık hiç bir şeye zamanının kalmadığı, sosyalliğin bittiği günlerin fantastik bir hikayede karşıma çıkması benim için oldukça sarsıcı oldu diyebilirim. Aslında şu hayat gailesinin içinde bence unuttuğumuz en önemli şey zaman ve biz farkına varmadan her an geçip gidiyor. Şu an yaşadığımız şey, her ne olursa iyi ya da kötü bir dakika sonra anı olarak geçmiş oluyor. O yüzden zamanımızın önemini unutmayalım ve geçmişe faydalı anılar gönderelim. Kitapla kalın... Notum : 8/10