Kalp kırmak kabeyi yıkmaktan daha kötüdür derler. Neden bilir misiniz? Kabe Azeroğlu Halil İbrahim’in yaptığı bir bina. Kalp ise yüce Allah’ın nazargahı-ı dır… Farkında değilsiniz ama çok kırıyorsunuz. Bazen bir sözle, bazende onlarca söz ile… Gelelim konuya…Okul bize sadece bir…devamıKalp kırmak kabeyi yıkmaktan daha kötüdür derler. Neden bilir misiniz? Kabe Azeroğlu Halil İbrahim’in yaptığı bir bina. Kalp ise yüce Allah’ın nazargahı-ı dır… Farkında değilsiniz ama çok kırıyorsunuz. Bazen bir sözle, bazende onlarca söz ile…
Gelelim konuya…Okul bize sadece bir ders vermez. Aynı anda onlarca dersi görürürüz. Bir çok şeyi aynı anda yapmayı öğreniriz. Hayat gibi…. Çok ders var diye dersin birisinden kaçabilir miyiz ki?
Sevgide böyle bir şeydir. Ailenizi ayrı, arkadaşlarınızı ayrı ne bileyim sokakta ki kediyi bile ayrı severiz hatta bazen duvarda duran bir kelebeği bile.. Ama herkesin yeri ayrı değil midir? Ağaç gibi dallanmak varken neden sadece dal olalım ki? Bir anne 5 çocuğun birinden vazgeçer mi? Bir hoca 30 öğrenciden birisinden vazgeçer mi? Tanrı kullarından sadece birisinden vazgeçer mi? Her engebesini ve tümseğini bildiğimiz bir yolda gitmek varken, yerini bile bilmediği bir patikaya girer mi hiç insan?
Islanırım diye toprak yağmurdan kaçar mı hiç? Belki ıslanırsınız ama bilmez misiniz ki o yağmur, gönül bahçelerimizde ne çok ağacı yeşertir. Bazı insanlar o kadar iyidir ki Allah onları erken yaşta yeşertir. İnsan sevince sevilince güzelleşir vazgeçince değil…Korkmayın hiçbir şeyden...Çünkü korku sizin o kocaman dünyanızı küçük bir çöle çevirir. Yıllar geçmiş olur ve bütün yeşilliğinizi kaybedersiniz. Sevgi kavanozda ki kökü olmayan çiçeği bile yeşertebiliyorken insana neler yapmaz ama neler nelerrr.. Zaten bu hayatta her şeyi insanlar için yapmıyormuyuz? Çevremizi güzelleştirmek için çabalamıyor muyuz? Ailemiz, arkadaşlarımız, kendimiz için değil mi? Onlarca insana yeterken bir insana sıra geldiği zaman neden bencil oluyoruz? Yuva bir kapı, dört duvardan ibaretmidir? Bazen her şeyinizi anlattığınız birisi de yuvanız olmaz mı? Kimse sizi dinlemiyorken sizdeki güzellikleri göremiyorken, size yaklaşmaya cesaret bile edemiyorken, sizi bütün benliğiyle dinleyen o kişi ve sizi hep güzel gören o merhamet yumağı da yuva olmaz mı ki? Her zorlukta yanınızda olan birisi, sıradan birisi olmayı hak etmiş midir?Onada bir tutam sevgi yok mudur?
Bizler madem geleceği bu kadar iyi görebilen birer kahindik neden yemeğin bozulacağını bile bile dolaba koyup muhafaza etmiyoruz ki? Muhafaza edip korumaz mı insan? Peki tazeyken büyük bir iştahla yiyip karnınızı doyurduğunuz o yemek bozulunca mı KÖTÜ oluyor? İnsan sofrasına göre yemek yapmaz mı? Yemeğin bozukluğunu insanlara anlatıp iç çekiyorsunuz da, neden tazeyken verdiği mutluluğu anlatmıyorsun? İyilik varken neden kötülüğe odaklanıyoruz?
Bu günü yarına bırakmayın. Düşünceleriniz bazen sizi ele geçirebilir buna izin vermeyin. Düşünsenize bir tane yaşam hakkınız var ve gönlünüzün istediğini yapamıyorsunuz. Çok acı değil mi? İyiyini iyisini ararken bazen en kötüsüne denk gelirsiniz de o engebeli yolları geri bulamazsınız. O yüzden bir sn sonrasının bile garantisi yok ken bu kadar yaşam sevdalısı olup insanların kalbini kırmayın, unutmayın ki sizin de kalbiniz çok kırıldı. Başka yerden kırılan kalbinizin acısını size bağ, bahçe olan insanlardan değil sizi her seferinde üzen insanlardan çıkarın çıkarın ki değerinizi bilsinler. Biz zaten biliyoruz. Beki o zaman kimin doğru kimin yanlış olduğunu anlarsınız. İşte gıcık olmak birazda amaç. Ne kadar gıcık olsanızda sizi çok seviyorum ve iyi ki varsınız. Dualarım da yaşıyorsunuz. Ayağınıza taş değmesin. Gıcık olmak başka çok gıcık olmak bambaşka bir şey… Deli oldum sessizce gene…. Herkese günayydınnlar diliyorum…🕊😉😉😉