🐘Bu kitapta Zeynep Selvili Çarmıklı , “ Bilinçli Farkındalık” ve “Öz-Şefkat” kavramlarıyla birlikte panik bozukluğa sahip birisi olarak yaşadığı deneyimleri aktarıyor . Kitap aslında gayet akıcı , öğretici ve ilham verici olması yanı sıra oldukça düşündürücüydü .
Şimdi öncelikle panik…devamı🐘Bu kitapta Zeynep Selvili Çarmıklı , “ Bilinçli Farkındalık” ve “Öz-Şefkat” kavramlarıyla birlikte panik bozukluğa sahip birisi olarak yaşadığı deneyimleri aktarıyor . Kitap aslında gayet akıcı , öğretici ve ilham verici olması yanı sıra oldukça düşündürücüydü .
Şimdi öncelikle panik atak kısmından bahsetmek istiyorum . Kendi deneyimlerini dürüst ve cesur bir şekilde yazmış olması gerçekten takdir edilesi . Açıkçası panik atağı olanlar veya olmayanlar hiç fark etmez , kitabı okurlarken empati duygusunu hissedebilmişlerdir diye düşünüyorum. Bu hayatta en zor şeylerden biri de , insanın ben acı çekiyorum diyebilmesi bence . Bunu paylaşabilmesi , insanlara zayıf noktalarını güvenerek söyleyebilmesi . O yüzden ben , kendiyle barışık ve kafasında bir şeyleri halledebilmiş insanların , deneyimlerini dürüstçe aktarabiliyor olmalarına karşın büyük saygı duyuyorum . Aynı zamanda panik atağı olan ya da kafasının içindeki o acımasız eleştirmen sesini bir türlü bastıramayan insanlar için de ilham niteliğinde bir kitap olduğunu düşünüyorum . Bazı noktalar da , aslında hayatın içinde hep baktığım fakat bir türlü görmek istemediğim şeyleri gösterdi bana . Zaten kitap okurken hep böyle olur . Bazen sadece bir cümle içerisinde insan kendisini bulur . En azından benim için hep böyle oldu diyebilirim .
🌷Kitapta altı çizilen bir konu olan “Öz-Şefkat” konusu için bir şeyler söylemek istiyorum . Temelde , kendimiz dışında herkese karşı şefkatli davranabilen bizlerin , kendimize karşı nasıl şefkatli olabileceğimize dair bir konu diye özetleyebilirim sanırım. Herkes için böyle mi bilmiyorum fakat , birçok insan için durumun böyle olduğuna eminim. Yazarın kendisinin de sahip olduğu ve “Başdenetmen” olarak adlandırdığı bu acımasız eleştirmen , çoğumuzun hatta bence zaman zaman hepimizin içinde bulunuyor . Ama bazılarımızda biraz daha fazla işte . Bu “Başdenetmen” öyle çok konuşuyor ki , bazen kim olduğumuzu özümüzü unutuyoruz . Yeteri kadar başarılı olamamak, yeteri kadar iyi olamamak hatta bence yeteri kadar var olamamak gibi saçma bir silsilenin içine atıyor bizi bu eleştirmen ses . Ve bizler , üzülmüş herhangi bir insan için bile şefkat duygumuzu sanki kan gibi oluk oluk akıtırken , konu kendimiz olunca bu eleştirmen sesin altında eziliyor ve acı çeken ruhumuza hiç merhamet etmiyoruz . Kitapta bunu daha detaylı ve anlamlı bir şekilde okuyacağınıza dair emin olabilirsiniz .
🐘Ve bu konu dışında da özellikle ilgimi çeken diğer bir konu , “Direnç ve Kabul ” konusu oldu. Çünkü gerçekten , olumsuz duygularımıza ya da eksikliklerimize karşı düşman kesiliyor ve vücudumuzdan kesip atmak istiyoruz . İlk başta bu istediğimiz normal görünebilir . Sonuçta kim ister mutsuz , kötü veya eksik hissetmeyi . Yazarın da söylediği gibi , küçüklükten beri bize öğretilmiş şeyler doğrultusunda olumsuz duygularımızın var olduklarını kabul etmek yerine onlardan bir şekilde arınmak ya da arınamazsak son sürat kaçmak dışında seçenek bilmiyoruz aslında . Örneğin korku hissediyorsak , o içimizde yaşayan duyguyu yok edebilmek kafamızı başka yerlere vererek görmezden gelmek ya da kaçabilmek nasıl mümkün olabilir ki.
Bu kabul meselesi , pes etmek ve boyun eğmek gibi kavramlarla da karıştırılabiliyor . Ama kitapta , bunun böyle olmadığı gayet güzel açıklanmış . Kendimize karşı içimizde yer açmadığımız şefkat ve anlayışla birlikte , hissetiğimiz olumsuz duygularla savaşmak yerine , görmezden gelmeye çalıştığımız acıyan tarafımıza sarılmayı ve hepsi geçecek demeyi öğreniyoruz . Velhasılıkelam , okurken kendime kulak vermeyi ögrendim . Farkındalıklar ve ilham verici yanlarıyla birlikte hiç sıkıcı bir kitap değildi , gayet akıcıydı . Okumanızı tavsiye ederim .
🍬🍬🍬🍬🍬🍬🍬🍬🍬🍬🍬🍬🍬🍬🍬🍬
Kitapta geçen bir alıntı:
“Eğer izin verirseniz insanlar da bir gün batımı kadar harika olabilir. Ben güneşin batışını izlerken kendi kendime 'Şu sağ köşedeki turunculuğu azaltalım' demiyorum. Gözlerimin önüne serilişini hayranlıkla izlemekle yetiniyorum.”
Carl Rogers - Kişi Olmaya Dair ✍️