Şuana kadar ki en merak ettiğim diziyi bugün bitirdim. Bu merakımın oluşmasındaki en büyük etken dizinin aldığı çok yüksek puanlardı. Aldığı ödüllerin fazlalığı ve İngiltere merkezli internet yayın kuruluşu Lad Bible'de 2020 yılında yapılan oylama ile 21.yüzyılın en güzel dizisi…devamıŞuana kadar ki en merak ettiğim diziyi bugün bitirdim. Bu merakımın oluşmasındaki en büyük etken dizinin aldığı çok yüksek puanlardı. Aldığı ödüllerin fazlalığı ve İngiltere merkezli internet yayın kuruluşu Lad Bible'de 2020 yılında yapılan oylama ile 21.yüzyılın en güzel dizisi seçilmesi de vakit kaybetmeden izlememi sağladı.
Oyunculuklar, senaryo, kurgu ve daha birçok unsur gayet başarılıydı. Dizinin en büyük artısının çok az saçma sahne barındırması olduğunu düşünüyorum. Uçuk kaçık sahnelerden uzak, gerçekçi bir diziydi.
Sezonlara göre değerlendirme yapacak olursam dizinin benden geçerli not alan sadece iki sezonu vardı. Onlarda 4 ve özellikle 5.sezonlardı. 1,2 ve 3.sezonlar ağır ilerledi. Bazı yerleri sıktı. İzleyenlerin çoğunun da dediği gibi diziyi bırakmayıp son sezonlara gelenlerin sabırlarının karşılığını çok güzel iki sezonla alacaklarını söylemem gerek. Sezonların güzellik sıralamasını şu şekilde yaparım: 5>4>2>3>1
Açıkça söylemek gerekirse bu puanları hak edecek bir dizi olmadığını düşünüyorum. Bu sevmediğim anlamına gelmiyor kesinlikle ancak bana bu dizi biraz abartılmış geldi.
En sevdiğim karakter tabii ki Walter'dı. En sinir olduğum ise Jesse'ydi. Dizinin çoğu yerinde Jesse'nin yaptığı hataları gördükçe sinir oldum. Tam şimdi kurtuldular, amaçlarına ulaştılar dediysem de yine bi sıkıntı çıktı. İzlerken onlarla birlikte heyecanlandım, üzüldüm, sevindim. Aralarındaki uyum güzeldi. Hank ve Saul'ün bel altı esprileri çok komikti. Bu tarz hazırcevap insanlar beni çok güldürüyor. Tuco karakteri ise çok başarılıydı. Ekranda o varken hep gerildim. Ne yapacağı hiç belli olmayan, psikopat bir kötü karakterdi. Gail çok masum, bi o kadar da çalışkan biriydi. Mark ise her eve lazım, elinden her iş gelen kaliteli bi karakterdi.
Dizinin birkaç yeri hem beni tatmin etmedi hem de sinir etti. Bu yerleri aşağıda spoiler uyarısıyla yazacağım.
Yavaş başladı, yavaş ilerledi, gittikçe açıldı, yükseldi ve mükemmel bir sonla da bitti. Hem dizinin başrol oyuncusu hem de dizinin yapımcısı olan Bryan Cranston bu diziyle, 4 kez 'En İyi Aktör' kategorisinde Emmy Ödülü'nü kazanmıştır. Dizi 2013 yılında tüm zamanların en yüksek reytingine ulaşarak Guinness Rekorlar Kitabı'na girmiştir.
PUANIM: 8.4/10 ☢️
SPOİLER ❗❗❗
Trenden metilamini çaldıktan sonra bu metilamini satıp Walter'ın ailesine bırakmak istediği paranın çok daha fazlasına sahip olma fırsatına rağmen yinede bu işi bırakmayıp yakalanana kadar şansını zorlaması sinir etti. Bu durumun sebebi olarak birkaç şey belirtilse de bu durum beni tatmin etmedi.
Hank'in, Walter'ın evinde Gail'e ait olan kitabı klozetin üstünde bulmasını saçma buldum. Walter kadar zeki bir insanın bu kitabı saklamayıp böyle basit bir hata yapması hiç mantıklı değildi.
Son bölümde Walter'ın, Jesse'yi öldürmesini istemiştim. Jesse'nin düşünmeden Walter'ı dinlemeden Hank'e her şeyi anlatması ve bunun yüzünden gelişen olaylar neticesinde Hank'in ölmesinin sorumlusu Jesse'ydi. Bence Walter tarafından öldürülmeyi hak etmişti, kaçıp kurtulmayı değil. Yine Walter onu kurtarmış oldu ve yine nankörlük etmiş olan hayatta kalıp emeği say say bitmeyecek olan ölmüş oldu😔.
Son sahnede de Walter'ın hayatının en son metamfetaminini yapıp tadına bakmasını bekledim. Sonuçta her aşçı kendi yaptığı şeyin tadına bakar öyle değil mi🙂?