꧁Merhabalar꧂
Önceki alışverişlerimden biriktirdiğim puanlarla aldım bu kitabı. Araştırma fırsatım da olmadı açıkçası. O yüzden kendime aldığım bir hediye olarak düşünüyorum.
Arada kendimizi bu şekilde şımartmalıyız😁
Öncelikle kitap çok kısa ve okuması garip. Çünkü şizofren olan bir bireyin gözünden bakıyoruz…devamı꧁Merhabalar꧂
Önceki alışverişlerimden biriktirdiğim puanlarla aldım bu kitabı. Araştırma fırsatım da olmadı açıkçası. O yüzden kendime aldığım bir hediye olarak düşünüyorum.
Arada kendimizi bu şekilde şımartmalıyız😁
Öncelikle kitap çok kısa ve okuması garip. Çünkü şizofren olan bir bireyin gözünden bakıyoruz dünyaya.
Konu bütünlüğünden bahsetmek şöyle dursun, bazen neyden bahsedildiğini bile anlamadığım oldu.
Deneme yazısı okur gibi okudum. Yer yer altını çizdiğim cümlelerle beraber olayı idrak edemeden devam ediyordum ki bir bölüm baştan sona mahvetti beni..
"Gözlerim, Meydandaki saat, Jeton.." isimli bölümden bahsediyorum.
Bir adam var, yerde yatıp çığlıklar atan kendisine dışarıdan bir gözle bakıyor. Depersonalizasyon'la karşılaşıyoruz ve ben bunun idrakiyle kendime geldim.
❝(Depersonalizasyon bozukluğunda kişi kendine yabancılaşarak bedenine uzaktan bakıyormuş hissine kapılır ve gerçeklik duygusunu yitirir.)❞
Lunaparkta böyle bir adam gördüğümü hayal ettim. Ben de oradayım, ne yapardım?
Nasıl görürdüm dünyayı?
Nasıl görürdüm bu adamı?
Lunaparkta başıboş dolaşan bir adam görseydim mesela. Jetonsuz oyuncaklara bindiği için gişe görevlisini çıldırtan bir adam, herkes onun fotoğrafını çekiyor. Ne düşündüğünü merak ederdim. İşte bu kitap bu hizmeti sunduğunu iddia ediyor.
Yerlerde jeton aradığı için herkes onu serseri sanıyor. (En azından bu adam böyle söylüyor kitapta.) Zaten en sonunda gözyaşları içinde ağlıyor, jeton da kaybolmuş..
Anlamlandıramadığım bir hüzün kaldı kalbimde. Bu şekilde devam ettim kitaba. Öylesine bir deneme yazısı okur gibi değil, anlaşılmak isteyen bir bireyin günlüğünü okur gibi devam ettim. (Umarım izni vardır.)
Yer yer altını çizdiğim satırlar olmaya devam etti. Bazen okurken kıkırdadım. Bazen de anlamadığım yerler oldu gene. Ama bir şekilde bitti bu kitap. Ardından garip hisler bıraktı bende.
Sevdim ama ben.
Neden mi sevdim? Çünkü farklı sorularla olayları sorgulaması güzeldi. Bende gaza geldim, soruların üzerinde durup düşündüm. Bir sonuca varamadım belki ama olsun.
O hâlde izninizle size de soruyorum birkaç soru:
❝Elinden kimse tutmasa kaç sene yürüyebilirsin?❞
❝Hiç ölmesen kaç sene dayanabilirsin?❞