20. Bölüm: Ya Herkes Böyle Yapsaydı? IMMANUEL KANT [2] 08.12.2022 (Bu ne diyenler profilimdeki sabitlenmiş gönderiye bakabilir)
suphe-Yalan konusundaki metafor, aklıma bir şey getirmişti ama kişileri 3 gündür arayıp bulamadım sinirliyim o yüzdeeeen ana fikri söyleyeceğim. Kant'ın…devamı-Yalan konusundaki metafor, aklıma bir şey getirmişti ama kişileri 3 gündür arayıp bulamadım sinirliyim o yüzdeeeen ana fikri söyleyeceğim. Kant'ın verdiği örnek üzerinden gidersem elinde bıçakla geldi adam kapıya ve dedi ki "O burada mı?" Biz de dedik ki "Burada değil." Ama biz "burada" derken odayı, o ise evi kastediyordu. Bu durumla ilgili bir yorumu var mı Kant'ın acaba merak ettim.
-Aristo'nun duyguları kontrol etme konusundaki fikirlerinde zaten duyguların kısmen kontrol edilebilir, hareketlerin ise tamamen kontrol edilebilir şeyler olduklarını düşündüğümü söylemiştim. Kant'ınki direkt olarak duyguyu es geçip fiiliyata odaklanmak gibi. Ama Aristo'nunkini tamamen desteklemediğim gibi Kant'ınkini de tamamen desteklemiyorum. Çünkü bir şeyleri yapabilme motivasyonunu duyguların sağladığını düşünüyorum. Yani "ödev"in gerekliliğinin yeterince farkında olsak da bunu aksiyona dökebilmemiz yine duyguya bağlı bence.
-"Ya herkes böyle yapsaydı?" diye düşünüp davranışlarımızı ona göre şekillendirmek en basit haliyle doğruyu yapmaya götüren şey gibi gerçekten. Bu kadar kısa ve öz olması hoşuma gitti.
-Ahlak felsefesinde en çok benimseyeceğim görüş Kant'ınki zannediyorum.
2y
2 beğeni
Yanıtla
_hafsa_Kant'ın yaşadığı döneme bakarak bu çıkarımda bulunması yanlış değil yani kendisi o dönem için hümanizm görüşünü savunan bir hümanistti ve…devamıKant'ın yaşadığı döneme bakarak bu çıkarımda bulunması yanlış değil yani kendisi o dönem için hümanizm görüşünü savunan bir hümanistti ve haliyle geliştirdiği düşünce sistemleri de hem inancı ile hem de hümanist karakteriyle aynı doğrultudaydı..
Açıkçası kendi içinde düşününce oldukça tutarlı, rasyonel bir teori olmakla beraber, pratikte tatbiki pekte mümkün görülmeyen bir ahlak öğretisidir ve pratik açıdan imkansız olmasının sebebiyse, doğa yasasına ve buna bağlı olarak insan doğasına aykırı biçimde tasarlanmış olması..ödev ahlakı, ancak steril, hiçbir ahlaksızlığın bulunmadığı bir ortam için mümkün bir öğretidir ve bu ortamın oluşturmak için ne yol ne de bir yol gösterici olduğuhu söyliyemem.Herhangi bir ahlaksızlık durumu herhangi bir yerinden bu ortama dahil olduğunda teorisi allak-bullak olur. hiçbir ahlaksızlığın bulunmadığı, steril bir ortam için bir ahlak öğretisinin ne derece gerekli olduğuda açıkçası paradoksun son noktasıdır.Bu kadar ince ve detaylı düşündürdüğü için ne desem bilemedim
2y
3 beğeni
Yanıtla
karvinDün bölümü okumdan önce Kant’ın kendisini bozacağını hissetmiştim zaten. Kendisine göre bir çok insan iyi niyetli ama ahlaksız. Yine aşırıya…devamıDün bölümü okumdan önce Kant’ın kendisini bozacağını hissetmiştim zaten. Kendisine göre bir çok insan iyi niyetli ama ahlaksız. Yine aşırıya kaçmış bir filozof. Kendisi de hayati önem taşıyan bir durumla karşılaşsa, yapacağı hareket ahlaka uygun mudur diye düşünmüyordur bence. Bu yüzden Aristo’nun felsefesi daha kararında. Zaten herkesin dürüst olduğu, çıkar gözetmediği bir dünya fazla ütopik. Sanırım bölümleri akşamdan okusam daha iyi olacak…
2y
4 beğeni
Yanıtla
moriartywjÖdev anlayışı ile ilgili görüşü bir miktar kabul edilebilir olsa da, aşırı kuralcı geldi bana. Ahlâk yasaları üzerinde bile ortak…devamıÖdev anlayışı ile ilgili görüşü bir miktar kabul edilebilir olsa da, aşırı kuralcı geldi bana. Ahlâk yasaları üzerinde bile ortak bir karar veremiyorken, bu yasaların ne olursa olsun uygulanmak zorunda olması bence saçma. Kaldı ki sürekli ahlâklı olmak zorunda değiliz. Başka önceliklerimiz(en yakın arkadaşımızın hayatı gibi) için ahlâklı davranışları kısa süreliğine de olsa bir kenara itebiliriz.
Ödev konusunda da bir miktar hatalı. İnsanlar hem duygularından hem de öyle yapılması gerektiğinden dolayı yardım edebilir. Bunun ayrımını yapmak pek mümkün değil. Fakat duyguların herkeste aynı düzeyde olmaması hakkında doğru bir tespitte bulunmuş. Bir önceki bölümdeki filtreleme fikri ile bu birleştirilebilir bence. Dünyayı algıladığımız filtre üzerinde kontrolümüz olmadığından Aristo'nun idealize ettiği kadar duygularımızı değiştiremeyiz. Aristo out.