Yıkık Kentlerden Babamın Ülkesine Gözlerimi kapattığımda anımsadığım bir şehir var Işıkları göz bebeklerimde atan bir kent var Sokaklarından geçtiğim evlerin çektiği ahlar var üstümde Ilık bir rüzgarın iniltisiyle her şey başlıyor Yavaş yavaş ruhumun derinliklerine akan bir sevgiyle uyanıyorum Sabah…devamıYıkık Kentlerden Babamın Ülkesine
Gözlerimi kapattığımda anımsadığım bir şehir var
Işıkları göz bebeklerimde atan bir kent var
Sokaklarından geçtiğim evlerin çektiği ahlar var üstümde
Ilık bir rüzgarın iniltisiyle her şey başlıyor
Yavaş yavaş ruhumun derinliklerine akan bir sevgiyle uyanıyorum
Sabah vakitleri daha sokaklar bomboş
İşe gitmek için evinden çıkan birkaç kişiyle beraber yürüyoruz sevgi durağına doğru
İlk gelen otobüs nefret oluyor, birkaç kişi hışımla otobüse biniyor
Az sonra geçen otobüs yalnızlık oluyor
Yüreğime geç kaldığımı bilsem de yanlış otobüslere binmiyorum
Ellerim ve yanaklarımdan buz gibi sen akarken baba
Bana verdiğin soğukluğu ellerimi cebime koyarak ısıtmak istemiyorum
Canımı acıtsan da umutla beni sana getirecek otobüsümü bekliyorum
Zaman geçiyor, yaralarım kabuk tutuyor
Kaç otobüs geçiyor da sevgiler kentine hiçbirinin yolu düşmüyor
Sonunda ışıklarıyla bütün yolu aydınlatan, biraz eski bir otobüs geliyor
İçinde çok kişi yok
Usulca biniyorum
Şikayet edip bağırmıyorum neden geç kaldınız bu kadar diye
Sadece otobüsün sıcaklığı için de küçük bir uykuya dalıyorum
Uyandığımda çoktan gelmiş oluyoruz
Koskocaman "Sevgi " yazısını gördüğümde gülümsüyorum
Ama indiğim yerde gözlerimle seni arasam da bulamıyorum
Belki birazdan gelirsin diye yine gülümsüyorum baba
Belki acil bir işin çıkmıştır diye yine umut bağlıyorum
İnsanlar tek tek birbirlerine kavuşup, buradan ayrılırken koskoca ülkede yalnız kaldığımı yeni yeni fark ediyorum
Gelmeyecektin baba sen
Kabullenmem zaman alsa da gelmeyeceğini anlamak kurşun gibi beynime saplanıyor.
Herkesin içime baka baka yaşadığı mutluluk yalnızlığımda depremler yaratıyor
Soğuk vuran ellerimi yavaşça cebime koyuyorum
Isıtıyorum ellerimi senden bana kalan soğukluk ölsün diye
Pişmanlık koynumda gezinirken nefret otobüsüne binmediğim için üzülüyorum
Ya da yalnızlık ve hüzün koltuklarına...
Çünkü bu ülke bana sadece acı veriyor
Sensiz bir sevgi kalbimi kırıyor baba
Her babasıyla el ele geçen çocuğu gördüğümde soğukluğunu öldürdüğüm ellerim titriyor
O an da ben katil oluyorum baba
Seni içimde diri diri gömdüğüm gün katil oluyorum
Bak şimdi etrafına
Şimdi kim senin için sabahlara kadar bekleyecek?
Kim seni dünyanın tek kahramıymış gibi görecek?
Hangi insan senden başka herkesin çok güçsüz olduğunu söyleyecek?
Söyle baba, kimin düşlerini bu kadar süsleyeceksin?
Ama bak, bize
Nasıl ölüyoruz beni bırakıp umursamadığın her anda
Bak göğe, nasıl bitmişiz biz bu ülkede
İçimden her mısrası sen kokan şiirler akarken
Bir anda hepsi koca koca travmalar oluyor
Bu ülke bana yaramıyor baba
Sen yoksun ya, hani gelmedin ya sen
Bana buradaki hiç kimse yaramıyor
Ellerim cebimde öfkeyle dönüyorum evime
Hangi arabaya binmişim, hangi durak da durmuşum kafam bilmiyor
Şimdi bir çeşit söylenti uydurmuşlar
Serseriymişim ben
Kötü biriymişim ben baba
Oysa bilmiyorlar sevgiler kentine senin gelmediğin gün küstüğümü
Bilmiyorlar içimdeki her iyiliğin ve güzelin katilinin sen olduğunu
Konuşuyorlar, konuşuyorlar, susmuyorlar
Şimdilerde hüzünlü bir yıkık kentler ülkesiyim baba
Sana gelen bütün otobüslerim arızalı
Senin ülkene gelen bütün yollar kapalı
Bir ben kalmışım bu yıkık kentin sokaklarında
Ama salonun ışığı hep açık
Olur ya, belki bir gün gelirsin baba
Belki bir gün yollar tekrar açılır
Hani belki bir gün tekrar eskisi gibi oluruz baba
Sen kahramanım olursun bende senin yine o küçük kızın olurum.
Çünkü tek başına büyümek çok zor.
Büyüdüğünü zannederken her gün tekrar tekrar ölmek çok zor.
Işıklar açık,
Kalbim bak hep burada.
...
Yazar : Mrs. Marulzellll
Not : bu şiir, 8 yaşındayken babasının bir gece de onu bırakıp gittiği ve bir daha hiç gelmediği, biricik arkadaşım M.A ya itahafen yazılmıştır.
Dipnot 2 : gerçekten bu sondu. Şimdi rafı güzelce silip, derslerimin başına dönüyorum.