Yine depresyondayım. Evvesi gece çıkmak için çok önemli bir düşünce seline girmiştim. Yakın arkadaşımla girdiğim bir tartışma sonrasında düşünüp dururken insanlara değer vermediğimi hissettim. Ailem dahil çevremde beni seven, bana değer veren kişi sayısı 10'u geçmiyor. Arkadaşım bana bunun benimle…devamıYine depresyondayım. Evvesi gece çıkmak için çok önemli bir düşünce seline girmiştim. Yakın arkadaşımla girdiğim bir tartışma sonrasında düşünüp dururken insanlara değer vermediğimi hissettim. Ailem dahil çevremde beni seven, bana değer veren kişi sayısı 10'u geçmiyor. Arkadaşım bana bunun benimle ilgili bir sorun olduğunu söyledi. Ben şimdi kibarca ifade ettim ama o çok daha kaba bir şekilde dile getirdi bu sorunu. Kalbim kırılmıştı.
Ama haklıydı da. Sevdiğim insanlara değer gösteremiyordum. Anlıyorlar sanıyordum. Sevdiğimi biliyorlar sanıyordum. Bir de 5 yıldır depresyondayım. Birazcık karşılıksız sevgiye, değere ihtiyacım olduğunu düşünüyordum. Şu depresyondan bir çıkabilsem hepsine sevgimi somut bir şekilde hissettirebilecektim ama bir yandan da depresyonda olmamın sebebinin de kimseye göstermediğim değerden ötürü yalnızlaşmam olduğunu düşünmeye başladım.
Aslında öyle büyük bir şey de yok bence. Mevzu şu, insanlardan bir şey istemek aradaki bağı kuvvetlendiriyor. Mesela sevdiğin insandan ufak da olsa bir yardım isterseniz o kişi bunu size yapar ve aranızda bir bağ oluşur. Bir gün gelir o da sizden bir şey ister ve siz de seve seve yaparsınız. Belki borçlu hissettiğinizden belki de gerçekten istediğiniz için yaparsınız bunu. Çünkü insanlara yardım etmek, ihtiyaçlarını karşılamak iki tarafı da mutlu eden bir şey. Belki yardım alan bunun yanında biraz mahcubiyet ve borçluluk hisseder ama mutlu olur çünkü yardım istemiş ve karşılığını almış. Karşısındaki kişinin ona değer verdiğini hissetmiş.
Ben bazı toksik arkadaşlık ilişkilerinden çıktım. Öyle bir toksiklik ki bir anda o güne kadar tüm buluşmaları, tüm yardım çağrılarını, tüm aktivite planlarını ben yapmışım. Onları bir şeyler yapmaya davet eden hep benmişim. Bunun farkına vardığınız anda ister istemez kendinizce bir test yaparsınız, acaba ben bir şey istemesem, planlamasam, onlar benden bir şey ister mi, beni planlarına dahil ederler mi? Bu testi yaptım. 1 yıldır o arkadaşlarımdan haber almıyorum. Bir kere bile bir etkinliğe davet edilmedim, bir derdini benimle paylaşmadılar, benden yardım istemediler.
İnsanlara daha az değer verme kararını almak için tabii ki 1 yıl beklemedim. 1 ay sonunda anladım bana değer vermediklerini. O 1 aydan sonra insanların verdiğim değeri hak etmediğini düşündüm. Bendeki hata şu oldu: 2 kişinin yaptığı hatayı tüm insanlığa mal ettim. O gğnden sonra kimseye değer vermedim. Halbuki o 2 kişiyi hayatımdan çıkarsam ve yerlerine değerimi hak eden insanları koysam böyle olmayacaktı.
Değer dedik, buraya nereden geldik? Yakın arkadaşım telefon yoluyla benden ufak bir şey istedi. Ben ilk etapta yapmak istemedim. 20 saniyede kapattı telefonu. Halbuki biraz daha konuşsak yapacaktım ben. Neyse işte "sen benim isteklerimi yerine getirmiyorsun" üzerinden uzun uzun tartıştık. Bolca hakaret aldım ama bu başka bir yazının konusu. Aslında yine bilinç akışı yapıyorum. Şu an anlatsam da çok sırıtmaz ama anlatmayayım, dağılmayalım. Bu tartışmalar sonucunda ne kadar kalbim kırılmış olsa da tartışmanın özünü aldım. Ben insanlara değer vermiyorum. Bunun farkına yeni vardım.
Mesela annem benim dünyadaki en sevdiğim insan olabilir. Muhtemelen hala hayatta olmamın en büyük sebebidir. Ama bir gün olsun hal hatır sormak için aramadım annemi. Abim de aynı şekilde. 6 ay askerlik yaptı, geldi. Bir kere bile aramadım askerdeyken napıyorsun diye. Ablam var. Kafa yapısı olarak çok benzeriz. En son ne zaman aradığımı hatırlamıyorum yine. Ben kimseyi aramıyorum telefonla. Bunu eskiden "ben böyleyim, kimseyi aramam telefonla" diye basitleştirirken aslında gösteremediğim değerden ötürü böyle olduğunu anladım.
Şimdi konuyu bakın nereye getiriyorum. Ben kimseye değer göstermediğimden ötürü gördüğüm en ufak değeri, inceliği farklı yorumluyorum. Yakın arkadaşlarıma aşık olmam, bana değer veren insanlara gereğinden fazla bağlanıp onlara gösteremediğim değerden ötürü beni terk ettiklerinde çok üzülüyorum. Halbuki iyi bir insan olduğumu düşünüyordum. Beni niye terk edersiniz ki? Etrafınızda benim gibi insanların olması güzel bir şeydi. Ben etrafımda benim gibi insanların olmasını isterim.
Ama şöyle bir tezatlık da var. Madem etrafımda benim gibi insanların olmasını istiyorum ne diye etrafımdaki insanlara değer vermiyorum ki? Böyle olursam tabii ki bana kimse değer göstermez. Tabii ki yalnızlaşırım. Tabii ki depresyona girerim. Tabii ki mutsuz olurum. Bu yüzden çevremdeki insanlara, sevdiğim insanlara daha fazla değer gmstermeye başlayacağım. Onlar da bana göstersin diye değil, istediğim için yapacağım bunu.
Mesela ben kimseyi bir yere davet edemiyorum. Sinemaya kendim giderim, yemeğimi yalnız yerim, favor kahve mekanımda filtre kahvemi kendim içerim... Çünkü birini davet edersem sanki onun zamanını çalıyormuş gibi hissederim. Ama öyle değil. Biri beni sinemaya davet etse, yemeğe davet etse, kahveye çağırsa falan mutlu oluyorum. Madem ben çevremdeki insanların nasıl olmasını istiyorsam kendim de öyle olacağım, ne diye insanları bir yerlere davet etmiyorum? Ne diye insanlardan yardım istemiyorum?
Buradaki tezatlığı çözdüğümü sandım evvelsi gece, ama çözememişim sanırım. Çünkü biraz önce tek başıma derse geldim, tek başıma kahvaltı yaptım ve şu an da favori kahve mekanımda tek başıma kahvemi içiyorum. Buradan çıkınca da sinemaya gitmeyi planlamıştım, yine tek başıma. Bu yüzden arkadaşlarımdan birini ayarlayıp bugün sinemaya tek başıma gitmemem lazım. Yalnızlaşmamam için, mutlu olmam için, arkadaşlık ilişkilerimin güçlenmesi için bunu yapmam lazım.