"Kendine iyi bak, bizi düşünme." 🍂☃️🌤 🖐🏻 Selam arkadaşlar yine ben ve ne yazık ki yine uzunca bir gönderi. Diyeceğim o ki... Kolay gelsin :) EVET kaçışınız yok, bu inceleme ile karşılaştıysanız beğenip geçin diye değil, okuyun diye yazdığımdandır. ✨️Bir…devamı"Kendine iyi bak, bizi düşünme." 🍂☃️🌤
🖐🏻 Selam arkadaşlar yine ben ve ne yazık ki yine uzunca bir gönderi. Diyeceğim o ki... Kolay gelsin :) EVET kaçışınız yok, bu inceleme ile karşılaştıysanız beğenip geçin diye değil, okuyun diye yazdığımdandır.
✨️Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine almıştım bu kitabı. Ilk okuduğum da yarım bıraktım. Sonra bir gün kitaplığıma göz gezdiriken beni çağırdı âdeta.
Cidden, bazen bazı kitaplar sanki gerçekten çağırıyorlar gibi hissediyorum.
Beni oku derler gibi bakıyorlar.
İçime doğuyor adeta. Ve davet üzere okumaya başladığım vakit, bir kitabi, çok daha ayrı oluyor.
Çok daha güzel geliyor.
Hasılı kelam, okuyalı beğeneli biraz olmuştu.
Sevmiştim Salih'i.
Sonra... Nedense özledim. Neden özledim ki diye düşündüğüm için, tekrar okumaya karar verdim :')
Sevdiğim şey şuydu ki, hatırlamakta olduğum, -Salih'in rûh hâlinden etkilenmiş olmam-
Salih öyle bir tutturuyor ki gideceğim diye. Nereye gideceksin Salih diyesi geliyor insanın.
"Bu zehirlenmiş topraklardan"
ayrılacakmış Salih. Ben bile ikna oluyorum zehirlendiğine. Bu toprakların.
Eskiden böyle değildik diyenlere kulak kabartıyorum.
Her bi zamanın güzelliği, her bir vaktin çekilmezliği vardır neticede. Gelişiyoruz belki, dünya da teknoloji ile. Fakat bireysel olarak bunun geçerli olduğunu düşünmeyen tek ben değilimdir herhalde. Zaten elimizin altında Google var, elimizin altında telefon var. O var bu var. Hiç bir şey bilinç altimiz da, beynimiz de içimiz de değil de her şey elimizin altında gibi işte.
"Önce niyetler zehirlendi. Sonra sözler ve eylemler zehirlendi." S. 10
"İşte bundan gideceğim ben. Buradan. Bu zehirlenmiş topraktan."
🎭 Kendi içindeki sorunlar bakışa yansır. Ne hissedersen, neyi görmek istersen onu görürsün. Polyanna'nın yaşadığı yer de Dünyaydı. Yine de gülümsemeyi bildi Polyanna. (Kendisini çok severim)
"Bardağa dolu tarafından bak"
Her zaman olanı görmez insan, olandan anladığını, çıkardığını, görebildiğini görür.
Hani Stefan Zweig'in "ben söylediklerimden sorumluyum, anladıklarınızdan değil." Demesi gibi. Yahut Mevlana Hz.'nin "Sen ne söylersen söyle, söylediğin, karşındakinin anladığı kadardır."
Demesi gibi. İnsandan insana sekil alır, dünya, yaşamlar, olaylar.
Bunu anlatmaya çalışıyor Kitap. Bunu fısıldıyor Salih. Öyle fısıldıyor ki sende inanıyorsun zehirlendiğine. Salih yurdunu terk ediyor. Belki kendi içinde terk edemediği şeyler yüzünden. Kaçıyor. Zehirlenen topraklar olduğunu düşündüğü bu yerlerden. Aslında fark etmeden Kendisinden.
İkinciye Okuyunca daha iyi anlıyorum. Kitaplarımı ikinciye okumayı seviyorum.
Düşünme fırsatı veriyor, bildiğimi daha duyduklarımı düşünerek okuyabiliyorum. Salih'i tanıyorum. Çünkü ikinci buluşmamız bu sayede daha iyi anlıyorum. Ve bu duruma bayılıyorum.
💖 "Birbirlerini seven her insanın etrafında toplandığı her masa bir gençlik masasıdır. Yaşlarımız ne olursa olsun, ruh yaşlanmaz. Seven ruh asla yaşlanmaz"
Ruh da yaşlanır. Hatta bazen yaşımızdan büyük hissederiz rûhumuzu. Yaşadıklarımız en çok onu etkilemez mi kalbimizle beraber. Uyuyunca bile geçmeyen yorgunluklar hissederiz. Bedensel değildir o yorgunluklar. Öyle olsa uzandığımız da son bulurdu bazı ağrılarımız bir çok yorgunluklarımız.
Seven ruh yaşlanmaz.. Buna katılırım, Seven ruh gençleşir. Belki Aşkın sâyesinde yeniden doğdum, bu demektir. Ruhumuzun canlanmasıdır. Gençleşmesidir. Geçici dirilmeler.
Gerçek dirilişi, huzuru ben inancımda bulduğum için ayrıca eklemek isterim..
اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَتَطْمَئِنُّ قُلُوبُهُمْ بِذِكْرِ اللّٰهِۜ اَلَا بِذِكْرِ اللّٰهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُۜ
"Bunlar, iman edenler ve gönülleri Allah'ın zikriyle sükûnete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur."
|Râd süresi 28. Ayeti kerime|
Kalbin tatmin olması Benim için Rûhu da tatmin ediyor.
Ruh; “Can. Canlılık. Nefes."
Ruh benim şuan çok hoşuma gitti. Şu tasvir üzerine. Kitaptan ve konudan uzaklaşıyorum affınıza sığınarak bunu da yazacağım..
🌱 Ruh, sahip olduğu maddi ve manevi cihazlarıyla işler yapar. Şuuruyla fark eder, aklıyla anlar, vicdanıyla tartar, karar verir, hayaliyle planlar yapar, hafızasıyla bilgi depolar, kalbiyle sever. Onun sayılamayacak kadar çok kabiliyeti vardır. (Yiaa) Bunların bir kısmı da maddi uzuvlarla ortaya çıkar. Ruh, eliyle tutar, gözüyle görür, kulağıyla işitir, ayağıyla yürür... Bedende bulunduğu sürece bedene muhtaçtır. Faaliyetleri bedenle sınırlıdır. Beden ile ruh, ampul ile elektrik gibidir. Ampul kırılınca elektrik yok olmuyor ve var olmaya devam ediyor. Biz onu görmesek de inanıyoruz ki, elektrik hâlâ mevcuttur. Aynen bunun gibi, insan ölmekle ruh vücuttan çıkıyor. Fakat var olmaya devam ediyor.
Salih abimizin Rûh hâli kendisini sürgünlere sürüyor kısaca. (Uzunsal kısaca..)
Neden rûh konusuna girdim derinden, çünkü etkiledi beni Salih içten, gizliden gizliden.
Rûh halinden kolay etkilenen bir insan olarak, bu kitapta bir rûh hissettim. Belki zamanımızın çoğu gencinin rûh hâli buymuş gibi geldiğinden. Salih'i okuyorum, abime bakıyorum. Aynı şeyi istiyorlar. Gitmeyi.
Farklı ama biraz da aynı sebeplerden.
Bazen maneviyattan çoğu zaman maddiyattan :"
Aslında kendi içlerinde halledemedikleri sorunlardan belki de. Yine de konuşmalarına kulak verince hak veriyor insan.
💬"Gitmek istiyorsun çünkü memleketi kendine layık bulamıyorsun. Beğenmiyorsun.
Beğenmediğin kendin olmayasın?"
"Herkes bırakıp giderse, ortalık tarumar olmaz mı?"
🗯Salih bunlara cevap olarak;
"Bütün faturanın düşünene kesilmesinden bıktım. Bu toprak, okuyanını, düşünenini, münevverini, aydınını, entelektüelini, entelini hiçbir zaman sahiplenmedi. Onu hep küçümsedi. Onu asla ciddiye almadı, onunla daima dalga geçti.."
(Küçümsemek, dalga geçmek, yargılamak milletimizin içinde cok var sahiden. Gençlerimiz mizahla büyüklerimiz lafla bir şekilde ama hep)
"Dünyayı anlamaya ilk heves ettiğinde, çok okuma çok düşünme kafayı üşütürsün dediler. Direnip devam ettiyse ergenliğinde şuna bak, çıktığı kabuğu beğenmiyor dediler.
Devam edip yetişkin oldugunda ne oldu hani, o kadar kitap okudun bir baltaya sap olabildin mi, bak şimdi tutunamayanları oynuyorsun dediler."
Yani hep, "dediler" derler kardeşim, derler de dedikleri kendilerinde kalsın dursun, dolansın, varsın yankı yapsın sana dönsün yine de duyma, inadına duyma. Oku bee, sana Yaratıcın emrediyor, "Oku" Diye, yarattıklarının dediklerine takılıp bunalıma girme Be Salih.
Ama Salih inatçı...
"Buradaki insanları anladım ben. Anlayacağımı anladım. Başka insanların arasında yalnız kalayım biraz."
Cümleler hep tanıdık geliyor bana :)
İnsanların arasında yalnız kalmak, anlayacağını anlamak falan. Hepimiz aynı döngünün içinde kıvranan tırtıl 🐛 gibiyiz. Bir gün kozamızdan 🦋 fırlayacağız ama o zaman da dünya için bu kadar dertlenmenin bir anlamı olmadığını fark edeceğiz.
🦋 Kelebeğin ömrü azdır. Tırtıl olmanın da tadını çıkar, kozanın içinde tıkılıp kalmanında. Yoksa hayat çekilmez, çekilmiyor. Dünün derdi, bugünün derdi, yarının kaygısı.
🕸Geçmişin kavgası, olanların, olacakların, olacağı şüpheli olan şeylerin bile kaygısı ile yaşıyor insan.
Sonra da "ben gitmek istiyorum." 🥱
🌍 Burası dünya da, gideceği yer cennet sanki. Sen kendini düzeltmedikçe gelebilir sana her yer cehennem.
"Hayaller hüsran, hayatlar berbat oldu."
Bugün de bu cümleye yakıyoruz 😮💨
"Galiba fazla duygusalım ben, çabuk etkileniyorum."
Salih, bakıyorum da kendini çözüyorsun dostum. Belki gitmekten vazgeçersin ha?
💵 "Zevki olup parası olmamaktan daha acı bir şey varsa o da, parası olup Zevki olmamaktır."
Metin haklı.
Salih gidiyor mu? Kalıyor mu? Dertlerine çözüm buluyor mu? Sorunu anlıyor mu? Toprağı ile barışıyor mu? Salih de gülümsemeye başlıyor mu? Hayat mı ona, o mu hayata gülümsüyor?
Kitabi okuyoruz, sorulara cevap bulabili-...
🌎 "Dünya kiralık bir yerdir. Herkes bir şekilde ödeyecek."
Bazı insanlar hiç değişmiyor. Fark etse bile, fark ettiği yerde kalıyor. Dönüyor dolaşıyor, başladığı noktaya geliyor, filan. Melankolik bir kitap diyebilirim bu kitap için. Hele Salih, senden adam olmaz dostum. Hemen alınma, sonra gitmekten bahsediyorsun. Azıcık nedenini düşünsen sanki. Neyse boşver gidiyorsan git Allah ALLAH.
Not; Bu kadar uzun olsun istememiştim. Çok gereksiz uzadı, üzgünüm :"