Merhabalar, ghibli yapımların da olduğu gibi huzur dolu bir animeydi, etkisi cidden çok güzeldi ve kesinlikle çocuklara özgü saf bir mutluluktu hissettiğim, doğrusu bu kadar sade olupta insana bu kadar huzur verebilen şey azdır. Geç izlediğim için pişmanlık duymadığım bir…devamıMerhabalar, ghibli yapımların da olduğu gibi huzur dolu bir animeydi, etkisi cidden çok güzeldi ve kesinlikle çocuklara özgü saf bir mutluluktu hissettiğim, doğrusu bu kadar sade olupta insana bu kadar huzur verebilen şey azdır.
Geç izlediğim için pişmanlık duymadığım bir yapımdı aksine bitirdikten sonra ne erken ne de geç tam zamanın da izlemişim hissini verdi.
Kalitesindeki sadelik, rengarenk çizimleri ve manzara konseptleri ile cidden seyir zevki sunduğunu söylemeliyim.
Çizginin ötesinde, daha çok ruha ve duygulara hitap ededen bir yapımdı. Çocukluğunun sonları, ergenliğinin başlarındaki shizuku’nun kendini aramaya başlama süreci; duyguları, kaygıları o kadar gerçek ve içten ki beğenmemek pekte mümkün değil.Düşler de yaşayan kitapkurdu genç shizuku ve kemancı çocuk seiji amasawa tanıdığım en nazik ve sağlıklı ıntj karakteri olabilir ikili arasında ki diyaloglar ve ilişki, günümüzün basitleşmiş aşk kavramından da o kadar soyut ki, aşkın üç harfe ve iki bedene sığmadığını çok iyi bir şekilde aktarıyor.
Eski zaman animeler de göremeyeceğimiz teknoloji günlük yaşama girmiş ve
alışılan Ghibli yapımların aksine fantastik öğelerse bu animede yoktu, özellikle çok hayattan ve günlük yaşama dokunan hikayesi dolayı daha fazla sevdim ancak hikayenin ilerleyiş şekli oldukça durağandı bunu da belirtmeliyim. Ayrıca film kitap okumak, kendini keşfetmek, kendine ve çevrendeki insanlara karşı dürüst olmak, değerli aile ilişkileri ve toplumun çoğunluğuna göre yaşamak yerine kendi yolumuzu çizmek üzerine oldukça önemli mesajlar veriyor.Kütüphane, kediler, antikacı ve keman üzerinden bu mesajı almakta benim için animeyi ayrıca etkili kıldı.
Ayrıca da yolda gördüğü kedicik (tabii moon’u ayrıca çok sevdim) peşine düşüp yeni tesadüflerle dolu yerler, hayatlar keşfetmekte bana pek yabancı gelmedi.
Bir çok detayı için yeniden izlenebilir kılıyor kendisini benim için, animedeki güzel detaylardan biri de; saf bir çocuğun hareketleriyle bir eserin ortaya çıkış sürecinde sanatçıda oluşan kaygıyı ve başarıyı betimlemesidir, shizuku bir kitap yazma işine girişir, bunun için günlerce doğru düzgün uyumaz.
Ne derslerine odaklanabilir, ne de kendini başka bir işe verebilir tek istediği ise bir an önce amacına ulaşıp öyküsünü bitirmektir.
Günlerce uyumamış bir şekilde eseri tamamlanınca artık kendini tam olarak uykuya teslim eder.Tüm bunlardan sonra iş eserini beğeniye ve eleştiriye sunma kısmına gelir kıza gelen rahatlığın yerini endişe alır, çünkü eserinin eksik yanlarının olmasından, beğenilmemesinden endişeleniyordur.
Öyküsünü verirken "ya olmadıysa? Başaramadıysam, ya beğenmezse?" diye endişeye kapılır bunun sonundaysa, yüzünde bir eseri tamamlayabilmenin huzuru, başarısı ve mutluluğu var olur.
Şarkıların hepsi çok mükemmeldi, country road ile filme başlamak ayrıca harikaydı.
Seiji, dedesi ve arkadaşları ile çalıp shizuku'nun söylediği sahneye öyle yakışan bir şarkı olmuş ki, cidden ne desem az kalır.
Hüznüme, mutluluğuma ve filme en ziyade dokunan şey bu şarkıydı.
Hayao miyazaki ve yoshifumi kondô filmidir, benim de pek bilgim yok bu konular da bildiğim kadarıyla miyazaki senaryosunu yazmıştır ama o da miyazaki'nin orijinal öyküsü değil bir çizgi romandan uyarlamadır.Miyazaki'nin hem senaryo yazarı, hem ilk storyboardların çizeri, hem de yapımcı olarak filmde çok önemli katkılarda bulunmuştur, yönetmen koltuğun da ise yoshifumi kôndo bulunmaktadır.
Filmde en sevdiğim karekter bizi bir hayal dünyasında başka bir hayal dünyasıyla karşılayan Baron’du, bundan sonra 2002 yapımı “Neko no ongaeshi (The Cat Returns)”nin ana karakterini canlandırıyor, doğrusu bu yapımı oldukça çocuksu bulduğumu söylemeliyim ancak çizimleri ve baron için izlenmeye değerdi.
İzleyeceklere şimdiden keyifli seyirler dilerim.
Tekrardan değerli önerin için teşekkür ederim @lelouch0.